SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-EDEB

<< 2012 >>

EK SAYFA – 2012-4

باب: رفع البصر إلى السماء.

118. SEMAYA (GÖĞE) DOĞRU BAKMAK

 

وقوله تعالى: {أفلا ينظرون إلى الإبل كيف خلقت، وإلى السماء كيف رفعت} /الغاشية: 17، 18/.

Ve Allah Teala'nın: "Artık onlar bakmaz mı deve'nin nasıl yaratıldığına?"(Ğaşiye, 17) buyruğu.

 

وقال أيوب: عن ابن أبي مليكة، عن عائشة: رفع النبي صلى الله عليه وسلم رأسه إلى السماء.

Eyyub, İbn Ebi Muleyke'den, o Aişe'den, dedi ki: "Nebi s.a.v. başını semaya doğru kaldırdı."

 

 

حدثنا ابن بكير: حدثنا الليث، عن عُقَيل، عن ابن شهاب قال: سمعت أبا سلمة بن عبد الرحمن يقول: أخبرني جابر بن عبد الله:

 أنه سمع رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول: (ثم فتر عني الوحي، فبينا أنا أمشي، سمعت صوتاً من السماء، فرفعت بصري إلى السماء، فإذا الملك الذي جاءني بحراء، قاعد على كرسي بين السماء والأرض).

 

[-6214-] Cabir İbn Abdullah'tan rivayete göre; "O Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i şöyle buyururken dinlemiştir:

 

Daha sonra bana bir süre vahiy gelmedi. Bir gün yürürken semadan bir ses işittim. Gözümü semaya doğru kaldırdım. Bir de ne göreyim! Hira'da bana gelen melek, gök ile yerarasında bir kürsi üzerinde oturuyor."

 

 

حدثنا ابن أبي مريم: حدثنا محمد بن جعفر قال: أخبرني شريك، عن كريب، عن ابن عباس رضي الله عنهما قال:

 بت في بيت ميمونة، والنبي صلى الله عليه وسلم عندها، فلما كان ثلث الليل الآخر، أو بعضه، قعد فنظر إلى السماء، فقرأ: {إن في خلق السماوات والأرض واختلاف الليل والنهار لآيات لأولي الألباب}.

 

[-6215-] İbn Abbas r.a.'dan, dedi ki: "Bir gece (teyzem) Meymune'nin evinde kaldım. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de onun yanında idi. Gecenin son üçte biri girince -ya da bir kısmında- oturup semaya bakmaya koyuldu ve:

 

"Muhakkak göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün değişip durmasında elbette akıl sahipleri için deliller vardır."(Al-i İmran, 190) buyruğunu okudu."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Semaya bakmak ve yüce Allah'ın: "Artık onlar bakmazlar mı devenin nasıl yaratıldığına?"(Ğaşiye, 17) buyruğu." Ebu Zerr rivayetinde böyle der: el-Asili ve başkaları ayrıca: "Ve semanın nasıl yükseltildiğine?"(Ğaşiye, 18) buyruğunu da eklemişlerdir. İşte başlıkta kastedilen, bu kısımdır. Musannıf (Buhari) bununla bu işin nehyedildiğine dair gelmiş buyruklara işaret etmek istemiş gibidir.

 

İbnu't-Tin der ki: Buhari'nin maksadı, gözünü semaya kaldırıp bakmayı mekruh gören kimselerin kanaatlerini reddetmektir. Nitekim Taberi, İbrahim etTeymi ile Ata es-Sülemi'den huşu kabul ederek kırk yıl süre ile semaya bakmamış olduğunu rivayet etmektedir. Evet, daha önce Namaz bölümünde geçtiği üzere namaz esnasında gözü kaldırıp semaya bakmanın nehyedildiği sahih olarak sabittir. Nitekim orada Enes'ten şu merfu hadis de zikredilmişti: "Bazı kimselere ne oluyor ki namazıarında iken gözlerini yukarı kaldırıp semaya bakıyorlar?" Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bu hususta söyledikleri o kadar ağır ve şiddetli bir hal aldı ki sonunda: "Ya bu işi yapmaktan vazgeçerler yahut onların gözleri alınacak, buyurdu."

 

Müslim de Cabir İbn Semura'dan buna yakın bir rivayet zikretmiş bulunmaktadır.

 

"Eyyub" es-Sahtiyani "İbn Ebi Muleyke'den, o Aişe'den, dedi ki: Nebi s.a.v. başını semaya kaldırdı." Daha önce musannıf, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in vefatı başlığında Hammad İbn Zeyd yoluyla Eyyub'dan diye gelmiş olan bu hadisi bütünü ile kaydetmiş idi. Ama orada: "Başını semaya kaldırdı" ifadesi de geçmektedir. Bu hadisin yeteri kadar şerhi orada geçmiş bulunmaktadır.

 

Buhari daha sonra bu başlıkta Cabir radıyalhıhu anh'ın vahyin kesilme dönemi (fetretu'l-vahiy) ile ilgili hadisini zikretmektedir. Bu hadisin zikredilmesinden maksat da hadiste geçen: "Gözümü kaldırıp semaya baktım." sözüdür. Buna dair açıklamalar da kitabın baş tarafında geçmiş bulunmaktadır.

 

باب: من نكت العود في الماء والطين.

119. DEĞNEGİ SUYA VE ÇAMURA VURAN KİMSE

 

حدثنا مسدَّد: حدثنا يحيى، عن عثمان بن غياث: حدثنا أبو عثمان، عن أبي موسى:

 أنه كان مع النبي صلى الله عليه وسلم في حائط من حيطان المدينة، وفي يد النبي صلى الله عليه وسلم عود يضرب به بين الماء والطين، فجاء رجل يستفتح، فقال النبي صلى الله عليه وسلم: (افتح له وبشره بالجنة). فذهبت فإذا أبو بكر، ففتحت له وبشرته بالجنة، ثم استفتح رجل آخر فقال: (اقتح له وبشره بالجنة). فإذا عمر، ففتحت له وبشرته بالجنة، ثم استفتح رجل آخر، وكان متكأ فجلس، فقال: (افتح له وبشره بالجنة، على بلوى تصيبه، أو تكون). فذهبت فإذا عثمان، ففتحت له وبشرته بالجنة، فأخبرته بالذي قال: قال: الله المستعان.

 

[-6216-] Ebu Musa'dan rivayete göre: "O, Medine bahçelerinden bir bahçede Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte idi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in elinde de bir sopa vardı. Onunla su ile çamur arasını vuruyordu. Bir adam gelerek kapının açılmasını istedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

 

Ona kapıyı aç ve onu cennet ile müjdele, dedi. Ben de gittim. Meğer gelen Ebu Bekir imiş. Ona kapıyı açtım ve onu cennet ile müjdeledim.

 

Sonra bir başka adam gelip kapının açılmasını istedi. Allah Rasulü: Ona kapıyı aç ve onu cennet ile müjdele, buyurdu. Gelen Ömer imiş. Ona kapıyı açıp onu cennetle müjdeledim.

Sonra bir başka adam gelip kapının açılmasını istedi. -Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem yaslanmış iken oturdu-: Kapıyı aç ve ona isabet edecek -yahut olacak- bir belaya karşılık onu cennetle müjdele; buyurdu. Gidip baktım. Gelen Osman imiş. Ona da kapıyı açtım, onu cennet ile müjdeledim. Ona Nebiin söylediğini bildirince: Kendisinden yardımcı olmasını istediğiniz, Allah'tır, dedi."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Sopayı suya ve çamura vurmak." Başlıktaki "en-nekt: etkileyici vurmak" demektir. İbn Battal dedi ki: Burada sopa ya da değnekten maksat, Nebi s.a.v.'in kendisine dayandığı baston olmalıdır. Hadiste bu, açıkça ifade edilmemiştir.

 

Derim ki: Başlıktaki inceliğe gelince, böyle bir iş yapmak yerilen, boş işlerden sayılmaz. Çünkü böyle bir iş, akıllı bir kimsenin bir şey hakkında düşünüp de sonra da etkisi ile zarar verecek şeylerde kullanmayan kimsenin yaptığı bir iştir.

 

باب: الرجل ينكت الشيء بيده في الأرض.

120. ELİNDEKİ BİR ŞEYLE YERE VURAN KİMSE

 

حدثنا محمد بن بشار: حدثنا ابن أبي عدي، عن شُعبة، عن سليمان ومنصور، عن سعد بن عبيدة، عن أبي عبد الرحمن السلمي، عن علي رضي الله عنه قال:

 كنا مع النبي صلى الله عليه وسلم في جنازة، فجعل ينكت الأرض بعود، فقال: (ليس منكم من أحد إلا وقد فرغ من مقعده من الجنة والنار). فقالوا: أفلا نتكل؟ قال: (اعملوا فكل ميسر، {فأما من أعطى واتقى}). الآية.

 

[-6217-] Ali r.a.'dan, dedi ki: "Bir cenazede Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte idik. Bir sopa ile yere vurmaya koyuldu. Sonra: Aranızdan cennet ve cehennemde oturacak yeri tespit edilip de bitirilmemiş hiçbir kimse yoktur, buyurdu.

 

Buna karşılık ashab: O halde (ameli bırakıp) tevekkül etmeyelim mi, dediler.

 

Allah Rasulü: Amel ediniz. Çünkü herkese (ne için yaratılmışsa o doğrultuda amel etmek) kolaylaştırılmıştır. "Artık kim verir, takvalı olursa ... "(Leyl, 5) buyruğunu okudu."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Elinde bulunan bir şey ile yere vuran kimse." Buhari bu başlık altında Ali İbn Ebi Talib r.a.'ın rivayet ettiği: "Amel ediniz. Çünkü herkes ne için yaratılmışsa o, ona kolaylaştırılmıştır." hadisini zikretmektedir. İleride buna dair açıklamalar Kader bölümünde (6605 nolu hadiste) gelecektir.