باب: تعاون
المؤمنين
بعضهم بعضاً.
36. MU'MİNLERİN BİRBİRLERİ İLE YARDIMLAŞMALARI
حدثنا محمد
بن يوسف:
حدثنا سفيان،
عن أبي بردة
بريد بن أبي
بردة قال:
أخبرني جدي
أبو بردة، عن
أبيه أبي موسى،
عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال:
(المؤمن
للمؤمن
كالبنيان،
يشد بعضه
بعضاً). ثم شبك
بين أصابعه.
[-6026-] Ebu Musa'dan rivayete göre "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
Mu'min, mu'min için bir bina gibidir. Biri diğerinin gücünü
artırır, buyurduktan sonra parmaklarını birbirine geçirdi."
وكان النبي
صلى الله عليه
وسلم جالساً،
إذ جاء رجل
يسأل، أو طالب
حاجة، أقبل
علينا بوجهه فقال:
(اشفعوا
فلتأجروا،
وليقض الله
على لسان نبيه
ما شاء).
[-6027-] Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem oturmakta iken
bir adam gelip dilendi yahut bir ihtiyacının karşılanmasını istedi. Allah
Rasulü yüzünü bize doğru çevirerek:
"Şefaat (iltimas) edin, ecir alacaksınız. Allah da Nebiinin
dili ile dilediği hükmü verip yerine getirsin, buyurdu."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
İbn Battal dedi ki: Hayır işlerinde ve aynı şekilde dünyevi
mubah işlerde de yardımlaşmak, teşvik edilmiş (mendub) bir şeydir. Ebu
Hureyre'nin rivayet ile:
"Kul, kardeşine yardım etmeye devam ettiği sürece Allah da
kula yardım eder" hadisi sabittir.
"Size ecir verilecektir." et-Tibi der ki: Bu lafzin (Arapçasının)
başına gelmiş bulunan fe ile lam harfleri tekid için fazladan gelmiştir. Çünkü
eğer "işfe'u tu'ceru" denilmiş olsaydı, bu da doğru olurdu. Yani
ihtiyacı olan bir kimse, size bana ihtiyacının olduğunu arz ettiği takdirde,
onun lehine benim nezdimde şefaat ediniz (i1timasta bulununuz). Çünkü sizler
şefaatte bulunacak olursanız, sizin şefaatiniz (iltimasınız)ı ister kabul
edeyim ister etmeyeyim, siz ecir kazanırsınız. Allah da Nebiinin dili üzere
dilediği şeyi yani ihtiyacının karşılanmasını gerektiren ya da karşılanmamasına
sebep olan şeyleri uygulamaya koyar. Yani ben onun ihtiyacını ister göreyim,
ister görmeyeyim, o şüphesiz yüce Allah'ın kaza ve takdiri iledir.
Hadisten Çıkan Sonuçlar
1- Hadiste fiilen yahut her bir yolla sebep teşkil etmek
suretiyle hayır işlemeye teşvik vardır.
2- Zayıf birisinin sıkıntısının giderilmesi ya da yardımcı
olunması için büyük kimsenin nezdinde şefaat (iltimas) etmek teşvik
edilmektedir. Çünkü herkes baştakine ulaşamayabilir ve onun yanına gitme imkanı
olmayabilir yahut gerektiği gibi durumunu bilmesi için ona ne istediğini
açıklayamayabilir. Yoksa Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem kimseden ayrı ve uzak
durmazdı.
3- !yad dedi ki: Haklarında şefaatte bulunmanın müstehap olduğu
şeyler arasında -hadler dışında- müstesna hiçbir şey yoktur. Hadlerin dışında
olan şeyler için şefaat caizdir. Özellikle de bilmeyerek bir hata işleyen yahut
hali gizli ve iffet sahibi kimselerden ise bu böyledir.
4- !yad dedi ki: Fesadları üzere ısrar edip batılıarında meşhur
olan kimseler hakkında ise, -bu yaptıklarından vazgeçmeleri için- onlar
hakkında şefaatte bulunulmaz.