SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-LİBAS

<< 1955 >>

EK SAYFA – 1955-4

باب: ما يذكر في الشيب.

66. SAÇ AĞARMASI HAKKINDA ZİKROLUNAN RİVAYETLER

 

حدثنا معلى بن أسد: حدثنا وهيب، عن أيوب، عن محمد بن سيرين قال:

 سألت أنسا: أخضب النبي صلى الله عليه وسلم؟ قال: لم يبلغ الشيب إلا قليلاً.

 

[-5894-] Muhammed b. Sirin'den, dedi ki: "Ben Enes'e: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem saçlarını kınaladımı, diye sordum. o: Çok az bir şey dışında onun saçı sakalı ağarmamıştı ki, dedi."

 

 

حدثنا سليمان بن حرب: حدثنا حمَّاد بن زيد، عن ثابت قال:

 سئل أنس عن خضاب النبي صلى الله عليه وسلم فقال: إنه لم يبلغ ما يخضب، لو شئت أن أعد شمطاته في لحيته.

 

[-5895-] Sabit'ten, dedi ki: "Enes'e Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in saçını, sakalını kına (ve benzeri şeyler ile) boyamasına dair soru soruldu da, o:

 

Saçlarını kına (ve benzeri şeylerle) boyayacak kadar saçları ağarmamıştı. Sakalında ağaran saç tanelerini saymak isteseydim (sayabilirdim)" dedi.

 

 

حدثنا مالك بن إسماعيل: حدثنا إسرائيل، عن عثمان بن عبد الله بن موهب قال:

 أرسلني أهلي إلى أم سلمة بقدح من ماء - وقبض إسرائيل ثلاث أصابع - من فضة، فيه شعر من شعر النبي صلى الله عليه وسلم، وكان إذا أصاب الإنسان عين أو شيء بعث إليها مخضبه، فاطلعت في الجلجل، فرأيت شعرات حمراً.

 

[-5896-] İsrail'den, o Osman b. Abdullah b. Mevheb'den, dedi ki: "Ailem beni Ümmü Seleme'ye içinde su bulunan büyükçe bir kase ile. gönderdi. -Bu arada İsrail üç parmağını yumdu.- O kasenin içinde Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in saçlarından birkaç saç teli vardı. Bir kimseye bir nazar ya da herhaı.:ıgi bir şey değdiği takdirde Ümmü Seleme'ye kendi kabını gönderirdi. İşte ailem beni gönderdiğinde ben (Ümmü Selemelnin yanında) o küçük kabı gördüm, içinde birtakım kırmızı saçlar olduğunu da gördüm."

 

Bu Hadis 5897 ve 5898 numara ile de var.

 

 

حدثنا موسى بن إسماعيل: حدثنا سلام، عن عثمان بن عبد الله بن موهب قال:

 دخلت على أم سلمة، فأخرجت إلينا شعرا من شعر النبي صلى الله عليه وسلم مخضوباً.

 

[-5897-] Osman b. Abdullah b. Mevheb'den, dedi ki: "Ümmü Selemelninyanına girdim, o da bize Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in saçından kına (ve benzeri şeylerle) boyanmış birkaç saç telini çıkarıp gösterdL"

 

 

وقال لنا أبو نعيم: حدثنا نصير بن أبي الأشعث، عن ابن موهب: أن أم سلمة أرته شعر النبي صلى الله عليه وسلم أحمر.

 

[-5898-] ibn Mevheb'den rivayete göre "Ümmü Seleme kendisine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kırmızı renkte saçını göstermiştir."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Ağaran saç hakkında", kına yakılır mı, yakılmaz mı hususunda "zikrolunanlar."

 

"Ben Enes'e: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem kına (ve bu gibi şeyler ile) saçlarını boyadı mı diye sordum." Aynı şekilde bu rivayette "onun saçı ancak çok az ağarmıştı" ibaresini ikinci rivayette yer alan "saçlarını kına (ve benzeri şeylerle) boyayacak kadar ağarmamıştı" sözü açıklamaktadır. Şöyle ki, adeten az miktardaki beyaz saçlar sakaldan görünecek olursa çoğalmadıkça hemen onları kına (ve benzeri şeylerle) boyama cihetine gidilmez. Bu hususta azlık ve çokluk örfe göre değişir.

 

Başlıktaki ikinci rivayette yer alan "sakalındaki ağarmış telleri saymak isteseydim." Fadeleri, ağarmış saçlar (anlamındaki şemtat) aklığın görüldüğü saçlar demektir. Sanki beyaz bir saç yakınındaki siyah saç teli. ile çizgili bir elbiseyi andım gibi olur. "el-Eşmat" tabiri ise siyah ve beyaz karışımı olana denilir.

 

"isteseydim" sözünde yer alan (şart edatı olan) "lev"in cevabı hazfedilmiştir.

 

Onları sayabilirdim, takdirindedir. işte bu ifade, ağarmış saç tellerinin azlığını anlatmak için kullanılmıştır.

 

"Ona kabını (leğen vesairesini) gönderirdi." Buradaki kap (mihdab) kaplardan bir kaptır. Buna dair açıklama daha önce Taharet bölümünde geçmiş bulunmaktadır. Maksat şudur: Hastalanan herhangi bir kimse Ümmü Seleme'ye bir kap gönderirdi. O da yanında bulunan o saç tellerini o kaba koyar, telleri o kapta yıkar, kabı sahiplerine geri gönderirdi. Kabın sahibi de bununla şifa bulmak ümidiyle o suyu içer ya da onunla yıkanır, o saç tellerinin bereketinden yararlanırdı.

 

"Kına (ve benzeri şeylerle) boyanmış." el-İsmail1 der ki: Bu hadiste kına yakanın Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kendisi olduğu açıklanmış değildir. Aksine ona sarı rengin de karışmış olduğu hoş kokunun karışması neticesi Nebiden sonra kırmızılaşmış ve böylelikle bu sarı rengin onda daha belirgin bir hal almış olma ihtimali vardır. el-İsmail1 dedi ki: Eğer böyleyse mesele yok, aksi takdirde Enes'in rivayet ettiği:

 

"Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem kına ile boyamadı" hadisi daha sahihtir. Evet el-İsmail1 böyle demiştir. Onun bir ihtimalolarak kabul ettiği açıklamanın anlamı Enes'e kadar mevsul bir rivayet olarak "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in nitelikleri" başlığında daha önceden geçmiş bulunmaktadır. Orada ise Nebi o saç tellerinin hoş kokulardan kırmızıya çalan bir renk aldığını açıkça ifade etmiş bulunmaktadır.

 

Derim ki: Bedenden ayrılan saçların siyah rengi, aradan uzun bir zaman geçtiği takdirde çoğunlukla kırmızıya dönüşür. Meyledip tercihe değer kabul ettiği görüş ise, Taberi'nin bu hususta topladıklarına muhaliftir. Kısacası Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in -Ümmü Seleme'nin hadisinin zahiri ile az önce geçmiş bulunan İbn Ömer'in hadisinde belirtildiği üzere- saçlarını kına ve bu gibi şeylerle boyadığını söyleyenler ,-ki bu rivayetler sarıya boyadığını belirtmektedirler- kendilerinin müşahede ettikleri hali nakletmiş bulunmaktadır. Bazı zamanlarda da o böyle idi. Enes gibi böyle bir şeyin olmadığını söyleyenlerin sözleri de Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in çoğunlukla ve daha çok görülen hali hakkında yorumlanır.

 

Müslim, Ahmed, Tirmizi ve Nesai, Cabir b. Semura'dan şöyle dediğini rivayet etmektedirler: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in başında ve sakalında ancak ağarmış birkaç tane saç vardı. Saçlarını yağladığı takdirde o yağ onları gizlerdi." O halde onun saçlarını boyadığını kabul edenler, önce saçlarıarasındaki beyaz kılları görmüşler, sonra süründüğü yağ o beyaz kılları gizleyince, saçlarını boyadığını zannetmişlerdir. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.