SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-LİBAS

<< 1955 >>

EK SAYFA – 1955-2

باب: تقليم الأظفار.

64. TIRNAKLARI KESMEK

 

حدثنا أحمد بن أبي رجاء: حدثنا إسحق بن سليمان قال: سمعت حنظلة، عن نافع، عن ابن عمر رضي الله عنهما:

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: (من الفطرة: حلق العانة، وتقليم الأظفار، وقص الشارب).

 

[-5890-] İbn Ömer r.a.'dan rivayete göre Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

 

"Etek traşı yapmak, tırnakları kesmek ve bıyığı kesmek fıtrattandır" buyurmuştur.

 

 

حدثنا أحمد بن يونس: حدثنا إبراهيم بن سعد: حدثنا ابن شهاب، عن سعيد بن المسيَّب، عن أبي هريرة رضي الله عنه:

 سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقول: (الفطرة خمس: الختان، والاستحداد، وقص الشارب، وتقليم الأظفار، ونتف الآباط).

 

[-5891-] Ebu Hureyre'den rivayete göre o şöyle demiştir: "Ben Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i şöyle buyururken dinledim:

 

Fıtrat beştir: Sünnet olmak, etek traşı yapmak, bıyığı kesmek, tırnakları kesmek ve koltuk altlarını yolmak."

 

 

حدثنا محمد بن منهال: حدثنا يزيد بن زريع: حدثنا عمر بن محمد بن زيد، عن نافع، عن ابن عمر،

 عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (خالفوا المشركين: وفروا اللحى، وأحفوا الشوارب). وكان ابن عمر: إذا حج أو اعتمر قبض على لحيته، فما فضل أخذه.

 

[-5892-] İbn Ömer'den rivayete göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

 

"Müşriklere muhalefet ediniz. Sakalları uzatınız, bıyıkları kesiniz."

 

İbn Ömer hac ya da umre yaptığı takdirde sakalını avucunun içerisine alır, artanı keserdi, 

 

Bu Hadis 5893 numara ile de var.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Sakalları bırakınız (ibaresindeki: "Bırakınız" anlamı verilen: VeffirO)" lafzı "tevflr" kökünden gelmektedir. Bu da, bırakmak demektir ki, onları gür ve bol olarak bırakınız anlamına gelir.

 

"İbn Ömer hac ya da umre yaptığı vakit sakalını avucunun içerisine alır ve artanı keserdi."

 

Taberi dedi ki: Bazıları hadisin zahirini benimseyerek sakalın eninden ve boyundan bir şeyler almayı mekruh görmüşlerdir. Bazıları da avuç ile yakalandıktan sonra arta kalan kısım kesilir, demiştir. Daha sonra kendisenediyle İbn Ömer'in bunu yaptığını belirten rivayeti kaydetmekte, arkasından et-Taberi sakaldan kesilen miktarın bir sınırının olup olmadığı hususundaki görüş ayrılıklarını nakletmektedir. Bir topluluktan senedini kaydederek sadece avuçtan arta kalanın kesileceğini nakletmiştir. el-Hasen el-Basri'den de aşırı gitmeyecek şekilde boyundan ve eninden kısalttığını, Ata'dan da buna yakın bir uygulamayı rivayet etmektedir. Taberi bu hususta der ki: Bunlar buradaki yasağı Arap olmayanların yaptıkları sakalı kesip oldukça inceitmenin yasak oluşuna yorumlamışlardır. Devamla der ki: Başkaları ise hac ya da umre dışında sakala ilişmeyi mekruh görmüşlerdir. Bunu bir topluluktan senedi ile birlikte de kaydetmektedir. Kendisi Ata'nın görüşünü seçmiş ve Amr b. Şuayb'in babasından, onun dedesinden diye rivayet ettiği hadisi buna delil göstermiştir. Buna göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Sakalını eninden ve boyundan kısaltırd!." Bunu aynı zamanda Tirmizi de rivayet etmiş, Buhari'den de Ömer b. Harun'un naklettiği rivayet hakkında: Ben onun bundan başka münker bir hadisini bilmiyorum, demiştir.

 

Ömer b. Harun'un, mutlak olarak zayıf olduğunu bir grup ilim adamı söylemiştir.

 

Iyad da şöyle demektedir: Sakalı traş etmek, kesmek ve onu (sağdan soldan) kırpmak mekruhtur. Büyümesi halinde boyundan, eninden kısaltmak ise güzeldir. Hatta sakalı dikkat çekecek şekilde kısaltmak mekruh olduğu gibi, dikkat çekecek kadar büyütmek de mekruhtur. Kadı böyle demiştir. Ancak Nevevi, bunun sakalın koyverilmesini emreden haberin zahirinin hilafına olduğunu belirterek itiraz etmiş ve şöyle demiştir: Uygun görülen görüş, sakalı kendi haline bırakmak ve onu kısaltmak ya da başka bir yolla ilişmemektir.