باب:
المِغْفَرِ.
17. MİĞFER
حدثنا أبو
الوليد: حدثنا
مالك، عن
الزُهري، عن
أنس رضي الله
عنه : أن النبي صلى
الله عليه
وسلم دخل عام
الفتح وعلى
رأسه
المِغْفَر.
[-5808-] Enes r.a.'dan rivayete göre, "Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem fetih yılı, başında miğfer bulunduğu halde Mekke'ye
girmiştir."
Buna dair açıklamalar ve başlıkta yer alan Enes'in hadisi ile
ilgili bilgiler yeteri kadarıyla Meğazi bölümünde (4286.hadiste) geçmiş
bulunmaktadır.
باب: البرود
والحِبَرة
والشَّملة.
18. BURDELER, HİBER VE ŞEMLE DENİLEN ELBİSELER
وقال خبَّاب:
شكونا إلى
النبي صلى
الله عليه وسلم،
وهو متوسد
بردته.
Habbab: "Nebi s.a.v. kendisine ait bir burdeye yaslanmış iken
ona (halimizi) şikayet ettik" dedi.
حدثنا
إسماعيل بن عبد
الله قال:
حدثني مالك،
عن إسحق بن
عبد الله بن
أبي طلحة، عن
أنس بن مالك
قال:
كنت
أمشي مع رسول
الله صلى الله
عليه وسلم وعليه
برد نجراني
غليظ
الحاشية،
فأدركه
أعرابي فجبذه
بردائه جبذة
شديدة، حتى
نظرت إلى صفحة
عاتق رسول
الله صلى الله
عليه وسلم قد
أثَّرت بها
حاشية البرد
من شدة جبذته،
ثم قال: يا
محمد مر لي من
مال الله الذي
عندك، فالتفت إليه
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم ثم ضحك،
ثم أمر له
بعطاء.
[-5809-] Enes b. Malik'ten, dedi ki: "Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte yürüyordum. Üzerinde kenarları kalın
ve saçaklı bir Necran burdu vardı. Bedevi bir Arap ona yetişerek ridasından
oldukça şiddetli bir şekilde çekiştirdi. Hatta ben Rasulullah Sallallahu Aleyhi
ve Sellem'in boynu ile omuzları arasına baktım da burdun kenarının boynunda iz
bıraktığın! gördüm.
Daha sonra bedevi: Ey Muhammed, yanında bulunan Allah'ın malından
bana bir şeyler verilmesi için emir ver, dedi. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem ona baktı, sonra güldü, sonra da ona bir bağışta bulunulmasını emir
buyurdu."
حدثنا قتيبة
بن سعيد:
حدثنا يعقوب
بن عبد
الرحمن، عن
أبي حازم، عن
سهل بن سعد
قال:
جاءت
امرأة ببردة،
قال: سهل هل
تدري ما
البردة؟ قال:
نعم، هي
الشَّملة
منسوج في
حاشيتها، قالت:
يا رسول الله،
إني نسجت هذه
بيدي
أكسوكها،
فأخذها رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
محتاجاً إليها،
فخرج إلينا
وإنها
لإزاره،
فجسَّها رجل
من القوم،
فقال: يا رسول
الله،
اكسنيها، قال:
(نعم). فجلس ما
شاء الله في
المجلس، ثم
رجع فطواها،
ثم أرسل بها
إليه، فقال له
القوم: ما
أحسنت، سألتها
إياه، وقد
عرفت أنه لا
يرد سائلاً،
فقال الرجل:
والله ما
سألتها إلا
لتكون كفني
يوم أموت. قال
سهل: فكانت
كفنه.
[-5810-] Sehl b. Sa'd'dan, dedi ki: "Bir kadın bir
burde getirip geldi. -Sehl dedi ki: Siz burdenin ne olduğunu biliyor musunuz?
(Hadisi Sehl'den rivayet eden kişi): Evet burde, kenarında dokuma bulunan
şemleye denilir, dedi.-
Kadın: Ey Allah'ın Rasulü, ben bunu kendi ellerimle dokudum. Onu
senin giymeni arzu ediyorum, dedi. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona
ihtiyacı olduğu için o burdeyi aldı, yanımıza çıktı, o burde onun izarı
olmuştu. Hazır bulunanlardan birisi eliyle onu yoklayarak: Ey Allah'ın Rasulü,
onu bana ver, giyineyim, dedi. Allah Rasulü:
Olur deyip, Allah'ın dilediği kadar bir süre mecliste kaldı. Sonra
dönüp onu katladı, sonra da o burdeyi isteyen adama gönderdi.
Orada bulunanlar adama: Hiç iyi bir şey yapmadın. Sen onun,
isteyeni asla boş çevirmediğini bildiğin halde o burdeyi ondan istedin,
dediler.
Adam: Allah'a yemin ederim, onu isteyişimin tek sebebi, öleceğim
gün kefenim olması içindir, dedi."
Sehl: "Sonra da o burde o adamın kefeni oldu, dedi."
حدثنا أبو
اليمان:
أخبرنا
شُعَيب، عن
الزُهري قال:
حدثني سعيد بن
المسيَّب: أن
أبا هريرة رضي
الله عنه قال:
سمعت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يقول:
(يدخل الجنة
من أمتي زمرة
هي سبعون
ألفاً، تضيء
وجوههم إضاءة
القمر). فقام
عُكَّاشة بن
مِحْصَن الأسدي،
يرفع نَمِرة
عليه، قال:
ادع الله لي
يا رسول الله
أن يجعلني
منهم، فقال:
(اللهم اجعله
منهم). ثم قام
رجل من
الأنصار فقال:
يا رسول الله،
ادع الله أن
يجعلني منهم،
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم:
(سبقك
عُكَّاشة).
[-5811-] Ebu. Hureyre r.a.'dan, dedi ki: "Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i şöyle buyururken dinledim:
Ümmetimden bir zümre -ki yetmişbin kişidir- cennete girecektir.
Yüzleri ayın ışık saçıp aydınlattığı gibi ışık saçacaktır.
Ukaşe b. Mihsan el-Esedı, üzerinde çizgili bir nemire olduğu halde
kalkarak:
Ey Allah'ın Rasulü! Allah'ın beni onlardan kılması için bana dua
et, dedi. Allah Rasu]ü: Allah'ım, onu onlardan kıl, diye dua etti .
Daha sonra ensardan bir adam ayağa kalkarak: Ey Allah'ın Rasulü, Allah'a
beni onlardan kılması için dua et deyince, Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem: Ukaşe senden önce davrandı, buyurdu.
Bu Hadis 6542 numara ile var.
حدثنا عمرو
بن عاصم:
حدثنا
همَّام، عن
قتادة، عن أنس
قال:
قلت
له: أي الثياب
كان أحب إلى
النبي صلى
الله عليه
وسلم أن
يلبسها؟ قال:
الحِبَرة.
[-5812-] Katade'den rivayete göre ben Enes'e: "Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in en çok sevdiği elbise (türü) hangisi idi, diye
sordum. O:
Hibera denilen elbise, dedi."
Bu Hadis 5813 numara ile de var.
حدثني عبد
الله بن أبي
الأسود: حدثنا
معاذ قال:
حدثني أبي، عن
قتادة، عن أنس
بن مالك رضي
الله عنه قال:
كان
أحب الثياب
إلى النبي صلى
الله عليه
وسلم أن
يلبسها
الحِبَرة.
[-5813-] Enes b. Malik r.a.'dan, dedi ki: "Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in giymeyi en çok sevdiği elbise hibera idi."
حدثنا أبو
اليمان:
أخبرنا
شُعَيب، عن
الزُهري قال:
أخبرني أبو
سلمة بن عبد
الرحمن بن
عوف: أن عائشة
رضي الله عنها
زوج النبي صلى
الله عليه
وسلم أخبرته:
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم حين توفي
سُجِّي ببرد
حبرة.
[-5814-] Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in zevcesi Aişe
r.anhiı'dan rivayete göre, "Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem vefat
ettiğinde üzeri hibera burdu ile örtülmüştü."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Burdeler." el-Cevheri dedi ki: Burde, bedevilerin giyindiği
ve üzerinde birtakım suret resimleri bulunan, dört kenarlı, siyah bir örtüdür.
"Hiberaler." Tekili hibera olan bu kelimenin çoğulu
hiber diye gelir. (Anlamı biraz sonra gelecektir.)
"Şem1e" ise kendisine bürünülen örtüye denilir.
el-Cevherı: Hibera bir Yemen burdesidir. el-Herevi, çizgilidir derken, İbn
Battal da şunları söylemektedir:
Bunlar pamuktan yapılan Yemen burdeleridir. Onlara göre en
değerli elbiseler idi. Kurtubi: Buna hibera deniliş sebebi, süslemek demek olan
tahbir kökünden geldiğinden dolayıdır.
باب: الأكسية
والخمائص.
19. KİSA VE HAMiSA DENİLEN ÖRTÜLER
حدثني يحيى
بن بُكَير:
حدثنا الليث،
عن عُقَيل، عن
ابن شهاب قال:
أخبرني عبيد
الله بن عبد الله
بن عتبة: أن
عائشة وعبد
الله بن عباس
رضي الله عنهم
قالا:
لما
نزل برسول
الله صلى الله
عليه وسلم،
طفق يطرح
خميصة له على
وجهه، فإذا
اغتم كشفها عن
وجهه، فقال
وهو كذلك:
(لعنة الله
على اليهود
والنصارى،
اتخذوا قبور
أنبيائهم
مساجد).
يُحَذِّر ما
صنعوا.
[-5815 - 5816-] Aişe ve Abdullah b. Abbas (r.anhuma)'dan,
dediler ki: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem (hastalığının
şiddetinden ötürü) ona ait olan bir hamisayı yüzüne örtüp bürüyordu. Sıkıldığı
zaman da onu yüzünün üzerinden açardı. O bu halde iken:
Allah'ın Ianeti Yahudiler ve Hristiyanıarın üzerine olsun. Çünkü
onlar Nebilerinin kabirlerini mescidler edindiler, buyurdu. Böylece (ümmetini)
onların yaptıklarını yapmaktan sakındırıyordu."
حدثنا موسى
بن إسماعيل:
حدثنا
إبراهيم بن
سعد: حدثنا
ابن شهاب، عن
عروة، عن
عائشة قالت:
صلى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم في خميصة
له لها أعلام،
فنظر إلى أعلامها
نظرة، فلما
سلم قال:
(اذهبوا
بخميصتي هذه
إلى أبي جهم،
فإنها ألهتني
آنفاً عن
صلاتي،
وائتوني
بأنبجانية
أبي جهم). بن
حذيفة بن غانم.
من بني عدي بن
كعب.
[-5817-] Aişe'den, dedi ki: "Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem üstünde birtakım alametler bulunan bir hamisayı giyinmiş
olduğu halde namaz kıldı. Üzerindeki bu alametlere bir defa baktı, namazı
bitirip selam verince: Benim bu hamisamı alıp Ebu Cehm'e götürünüz. Çünkü bu az
önce beni namazımdan başka şeyle oyalamış oldu. Bana Adiy b. Ka'b oğullarından Ebu
Cehm b. Huzeyfe b. Ganim'in elbicaniyesini getirin, buyurdu."
حدثنا
مسدَّد: حدثنا
إسماعيل:
حدثنا أيوب،
عن حُمَيد بن
هلال، عن أبي
بردة قال:
أخرجت
إلينا عائشة
كساء وإزاراً
غليظاً، فقالت:
قُبض روح
النبي صلى
الله عليه
وسلم في هذين.
[-5818-] Ebu Burde'den, dedi ki: "Aişe bize bir kisa
ile kalınca bir izar çıkardı ve: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bunları
giyinmiş olduğu halde ruhu kabzedildi, dedi."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Kisalar ve hamisalar." Hamisa, siyah yünden yahut
kalın ipekten yapılan dört kenarlı ve üzerinde alametler bulunan bir aba
çeşididir. Bu aba çeşidine (kisaya) hamisa adı ancak üzerinde birtakım
alametler (işaretler, çizgiler) bulunduğu vakit verilir. Namaz bahsinin baş
taraflarında buna dair yeterli açıklamalar geçmiş bulunmaktadır.