باب:
القَبَاء
وفَرُّوج
حرير
.وهو
القَبَاء،
ويقال: هو
الذي له شق من
خلفه.
12. KAFTAN VE KAFI'AN İLE AYNI ŞEY OLAN İPEK FERRUCE -Kİ
FERRUCENİN ARKADAN YIRTMACI OLAN KAFTAN OLDUĞU DA SÖYLENİR- GİVMEK
حدثنا قتيبة
بن سعيد:
حدثنا الليث،
عن ابن أبي
مُلَيكة، عن
المسور بن
مخرمة قال:
قسم
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم أقبية
ولم يعط مخرمة
شيئاً، فقال
مخرمة: يا بني
انطلق بنا إلى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم،
فانطلقت معه،
فقال: ادخل
فادعه لي،
قال: فدعوته
له، فخرج إليه
وعليه قباء منها،
فقال: (خبأت
هذا لك). قال:
فنظر إليه،
فقال: رضي
مخرمة.
[-5800-] Misver b. Mahreme'den şöyle dediği rivayet
edilmiştir: "Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem (ganimet olarak
gelmiş) bazı kaftanları paylaştırdı. (Babam) Mahreme'ye ise bir şey vermedi.
Bunun üzerine Mahreme: Oğlum, haydi seninle Rasulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'e gidelim, dedi. Onunla beraber gittim. Babam bana: İçeri gir
de onu yanıma çağır, dedi. Ben de içeri girip onu babamın yanına çağırdım.
Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem üzerinde bu kaftanlardan birisi olduğu
halde babamın yanına çıkıp geldi. Ona: Bunu senin için sakladım, buyurdu.
Mahreme'nin oğlu Misver dedi ki: Babam o kaftana baktı. Rasulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem: Mahreme razı oldu (mu), buyurdu."
حدثنا قتيبة
بن سعيد:
حدثنا الليث،
عن يزيد بن
أبي حبيب، عن
أبي الخير، عن
عقبة بن عامر
رضي الله عنه
أنه قال:
أهدي
لرسول الله
صلى الله عليه
وسلم فَرُّوجُ
حريرٍ فلبسه،
ثم صلى فيه،
ثم انصرف،
فنزعه نزعاً
شديداً،
كالكاره له،
ثم قال: (لا
ينبغي هذا
للمتقين).
تابعه عبد الله
بن يوسف، عن
الليث، وقال
غيره:
فَرُّوجٌ حريرٌ.
[-5801-] Ukbe b. Amir r.a.'dan, dedi ki: "Rasulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e ipek bir ferruc (kaftan) hediye edildi, o da onu
giyindi. Sonra onunla namaz kıldırdı. Daha sonra namazı bitirince -ondan hoşlanmamışçasına-
hızlı bir şekilde onu üzerinden çıkardı, sonra da:
Bu, takva sahiplerine yakışmaz, buyurdu."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Arkasından yırtmacı olana ferruce denildiği de
söylenmiştir." Yani ferruce özel bir kaftan çeşididiL
Kurtubi şöyle demektedir: Kaba ve ferruc denilen kaftanıarın her
ikisi de yenıeri dar ve arkadan orta tarafı yırtmaçlı bir elbise olup
yolculukta ve savaşta giyilir. Çünkü bu elbise ile hareket daha kolaydır.
"Üzerinde o kaftanlardan birisi bulunduğu halde babamın
yanına çıkıp geldi.1I Mahreme kaftanı tamamıyla görsün diye onu omuzları
üzerine koymuş olduğu halde geldi, anlamında söylenmiş olabilir.
Derim ki: Bunun omuzları üzerinde olması dışında başka bir
ihtimalinin söz konusu olmadığı söylenemez. Aksine elleri üzerinde açılmış
vaziyette olması da yeterlidir. Bu durumda onun bu ifadeleri kullanması,
bütünün bir hakkında kullanılması kabilinden olur. Hatim yoluyla gelen
rivayette: liBeraberinde bir kaftan bulunduğu halde ve onun güzelliklerini ona
göstererek çıktılı denilmektedir. Hammad da hadisin sonunda: II(Mahreme'nin)
huyunda bir parça sertlik vardı" fazlalığını eklemiş bulunmaktadır.
İbn Battal dedi ki: Hadisten şu sonuçlar çıkarılabilir: Dil
ehlinin (etkileyici söz söyleyenlerin) ve onların durumunda olantarın kalpleri
bağış ve güzel sözlerle kazanılır.
Hibenin gerçekleşmesi için onu kabzetmek yeterlidir.
Kurtubi, el-Mufhim adlı eserinde şunları söylemektedir: Takva
sahiplerinden maksat, mu'minlerdir. Çünkü yüce Allah'tan korkup imanları ile ve
O'na itaat ile O'ndan korkup mutlaki olanlar onlardır.
Başkaları ise şöyle demektedir: Muhtemelen bu ifade, bu emri
yerine getirmek için mükellefin teşvik edilmesi içindir. Çünkü bu işi yapan bir
kimsenin takva sahibi olmadığını işiten herhangi bir kimse, bundan bu işi ancak
Allah'ın emirlerini hafife alan kimsenin yapabildiği sonucunu çıkartır.
Böylelikle o takvalı olmamakla nitelendirilmemek için böyle bir işi yapmaktan
çekinir, uzak durur.
Hadis, aynı zamanda kadınlardan farklı olarak, erkeklere ipek
giymenin haram olduğuna da delil gösterilmiştir. Çünkü lafız, tercih edilen
görüşe göre kadınları kapsamamaktadır. Kadınların tağlib yoluyla hitabın
kapsamına girmeleri ise bir mecazdır. İpeğin onlara mubah olduğuna dair açık
delillerin varid olmuş olması, bu ifadelerde mecazınkastedilmiş olmasına imkan
bırakmamaktadır. İleride yaklaşık on başlık sonra bu husus, ayrı bir başlıkta
gelecektir, Ayrıca küçükçocuklara ipek giymenin haram olmadığına da delil
gösterilmiştir. Çünkü çocukların takvalı olmakla nitelendirilmeleri söz konusu
değildir. Cumhur, bay" ram gibi zamanlarda onlara ipekli elbise
giydirmenin caiz olduğunu söylemiştir. Diğer günlerde ise Şafillere göre daha
sahih kabul edilen görüşe göre hüküm yine böyledir. Hanbellierde ise hüküm aksidir.
Üçüncü bir görüşe göre de temyiz çağından sonra çocukların ipek giymeleri
yasaklanır.
Hadisten, bu tür elbiselere alışan ya da ihtiyaç duyan kimseler
için dar elbiseler ve yırtmaçlı elbiseler giymekte kerahet olmadığı da
anlaşılmaktadır.