SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’T-TIB

<< 1925 >>

باب: أيَّ ساعة يحتجم  واحتجم أبو موسى ليلاً.

11. HANGİ SAATTE HACAMAT YAPTIRILIR? EBU MUSA GECELEYİN HACAMAT YAPTIRMıŞTIR

 

حدثنا أبو معمر: حدثنا عبد الوارث: حدثنا أيوب، عن عكرمة، عن ابن عباس قال:

 احتجم النبي صلى الله عليه وسلم وهو صائم.

 

[-5694-] İbn Abbas'tan: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem oruçlu olduğu halde hacamat yaptırmıştır" dediği rivayet edilmiştir.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Ebu Musa geceleyin hacamat yaptırmıştır." Hadisten anlaşıldığına göre onun geceleyin hacamat yaptırması, oruçlu olduğundan dolayı orucuna herhangi bir hale! gelmemesi için idi. Malik de bu görüşü benimsemiş, bundan dolayı orucu konusunda tereddüde c!üşmemesi için oruçlunun hacamat yaptırmasını mekruh görmüştür. Yoksa bu kanaati, hacamatın orucu bozduğunu kabul ettiği nden dolayı değildir.

 

Doktorlara göre en faydalı hacamat, ikinci ya da üçüncü saatte yaptırılandır.

 

Ayrıca hacamatın cimadan, hamamdan çıktıktan sonra ya da buna benzer işleri bitirdikten sonra yapılmaması, tokken ve açken de yapılmaması kanaatindedirler.

 

Hanbel b. İshak der ki: Ahmed, kanının coştuğu her vakit hacamat yaptırır, onun günün hangi saatine rastladığına bakmazdı. Doktorların ittifakına göre de hacamat, ayın ikinci yarısında, sonra dört haftadan üçüncüsünde yaptırılan hacamat, başında ve sonundaki hacamattan daha faydalıdır.

 

el-Muvaffak el-Bağdadı dedi ki: Bunun sebebi de şudur: Ayın ilk dörtte birindeki ahiM (denilen vücut kanşımian) galeyana gelir, sonunda ise sakinleşir. O halde en uygunu, bunların bu ikisi arasındaki zamanda boşaltılması(hacamat yoluyla dışarıya çıkartılması)dır.

 

Doğrusunu en iyi bilen Allah 'tır.

 

باب: الحجم في السفر والإحرام.

12. YOLCULUKTA VE İHRAML) İKEN HACAMAT

 

 قاله ابن بُحَينة، عن النبي صلى الله عليه وسلم.

-Bunu İbn Buhayne Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den diye rivayet etmiştir-

 

حدثنا مسدَّد: حدثنا سفيان، عن عمرو، عن طاوُس، وعطاء، عن ابن عباس قال:

 احتجم النبي صلى الله عليه وسلم وهو مُحْرِمٌ.

 

[-5695-] İbn Abbas'tan: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ihramlı olduğu halde hacamat yaptırmıştır" dediği rivayet edilmiştir.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

İhramlı bir kimsenin hacamat yaptırması ile ilgili açıklamalar daha önceden(1835.hadiste) Hac bölümünde geçmiş bulunmaktadır. Yolcunun hacamat yaptırmasına gelince, az önce geçen açıklamalara göre bu kanın galeyanı ve benzer sebepler dolayısıyla ihtiyaç duyulması halinde yapılabilir. Dolayısıyla bunun, bazı haller dışarıda tutularak, bazı haller hakkındaözelliğinin varlığı söz konusu olamaz.

 

Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.

 

باب: الحجامة من الداء.

13. HASTALIKTAN DOLAYI HACAMAT

 

حدثنا محمد بن مقاتل: أخبرنا عبد الله: أخبرنا حُمَيد الطويل، عن أنس رضي الله عنه:

 أنه سئل عن أجر الحجَّام، فقال: احتجم رسول الله صلى الله عليه وسلم، حجمه أبو طيبة، وأعطاه صاعين من طعام، وكلَّم مواليه فخففوا عنه، وقال: (إن أمثل ما تداويتم به الحجامة، والقسط البحري). وقال: (لا تعذِّبوا صبيانكم بالغَمْزِ من العُذْرَةِ، وعليكم بالقُسْطِ).

 

[-5696-] Enes r.a.'dan rivayete göre; "Ona, hacamat yapan kimsenin ücreti hakkında soru sorulunca şu cevabı vermiştir: Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem hacamat yaptırdı. Bu hacamatı ona Ebu Taybe yaptı. Allah Rasulü de ona iki sa' ölçek buğday verdi ve onun efendileri ile konuştu. Onlar da onun yükünü hafiflettiler.

 

Allah Rasulü ayrıca şöyle buyurdu: Kendisi ile tedavi olduğunuz en iyi şey, hacamat ile el-kust el-bahri'dir.

 

Yine Allah Rasulü şöyle buyurmuştur: Çocuklarınızı bademcik ağrısından dolayı bademciklerini sıkmak suretiyle azaplandırmayınız. Siz kust ile tedavi etmeye bakınız."

 

 

حدثنا سعيد بن تليد قال: حدثني ابن وهب قال: أخبرني عمرو وغيره: أن بُكَيراً حدثه: أن عاصم بن عمر بن قتادة حدثه:

 أن جابر بن عبد الله رضي الله عنهما: دعا المقنَّع ثم قال: لا أبرح حتى تحتجم، فإني سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول: (إن فيه شفاء).

 

[-5697-] Asım b. Ömer b. Katade'den rivayete göre, "Cabir b. Abdullah r.a., hastalığı dolayısıyla el-Mukanna'ı ziyaret etti, sonra da:

 

Sen hacamat yaptırıncaya kadar buradan gitmem. Çünkü Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i: Muhakkak onda bir şifa vardır derken dinledim, dedi."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Hastalıktan dolayı hacamat", yani hastalık sebebiyle hacamat yaptırmak. el-Muvaffak el-Bağdadı dedi ki: Hacamat, bedenin sathını, derinden kan aldırmaktan daha çok temizler. Hacamat, çocuklar için ve sıcak şehirlerde derinden kan aldırmaktan daha iyidir ve daha tehlikesizdir. Bazen birçok ilaca da ihtiyaç bırakmaz. Bundan dolayı hadislerde derinden kan aldırmak değil de hacamat söz konusu edilmiştir. Diğer taraftan Araplar da ancak hacamatı biliyorlardı.

 

"el-Hüda" adlı eserin müeııifi de şunları söylemektedir: Fasd (denilen derinden kan aldırmak) ile hacamat arasında -tahkike göre- farklılık vardır. Bu da zaman, yer ve mizaca göre farklılık arzeder.

 

Hacamat, sıcak zamanlarda, sıcak yerlerde ve kanları oldukça sıcak kimseler için daha faydalıdır. Derinden kan aldırmak (el-fasd) ise bunun aksidir. Bundan dolayı hacamat çocuklar için ve fasda güç yetiremeyenler için daha faydalıdır.

 

"Ve: Kendisi ile tedavi olduğunuz en mükemmel şey, hacamattır, diye buyurdu." Bu alanda bilgi sahibi olanlar şöyle demişlerdir: Burada hitap Hicazlılar ile onlar gibi sıcak bölgelerde yaşayan kimseleredir. Çünkü bunların kanları ince olup vücudun üst taraflarına, görünen kısımlarına doğru bedenin yüzeyindeki harareti kendisine doğru çekmek için yönelir. Buradan anlaşıldığına göre yine hitap yaşlı olmayanlaradır. Çünkü onların bedenlerindeki hararet düşüktür. Taberı sahih bir sened ile İbn Sırın'den şöyle dediğini rivayet etmektedir: Adam kırk yaşına ulaştı mı hacamat yaptırmasın.

 

Taberi dedi ki: Çünkü bu yaştan itibaren kişinin ömrü eksilmeye başlar, bedenindeki güçler zayıflar. O halde kanı (hacamat ile) çıkartmak suretiyle bedeninin gücünü daha da azaltmamalıdır.

 

Onun bu sözleri muayyen olarak hacamata ihtiyaç duymayan ile hacamat yaptırmaya alışmamış kimseler hakkında yorumlanır.

 

Bu hadis, hacamatın meşruiyetini ve özellikle ona gerek duyan kimseler için " de hacamat yoluyla tedaviye teşvik etmeyi, hacamat yapan kimsenin kazancının hükmünü kapsamaktadır. Buna dair açıklamalar da İcare bölümünde(2281.hadiste) geçmiş bulunmaktadır. Ayrıca hadis kust ile tedaviyi de ihtiva etmektedir ki, bu da az önce(5692.hadiste) geçmiş bulunmaktadır.

 

باب: الحجامة على الرأس.

14. BAŞ'TA HACAMAT

 

حدثنا إسماعيل قال: حدثني سليمان، عن علقمة: أنه سمع عبد الرحمن الأعرج: أنه سمع عبد الله بن بُحَينة يحدث:

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم احتجم بِلَحْيِ جمل من طريق مكة، وهو محرم، في وسط رأسه.

 

[-5698-] Abdullah b. Buhayne'den rivayete göre "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem,Mekke yolunda Lahyu Cemel denilen yerde, ihramlı iken, başının ortasına hacamat yaptırdı."

 

 

وقال الأنصاري: أخبرنا هشام بن حسان: حدثنا عكرمة، عن ابن عباس رضي الله عنهما: أن رسول الله صلى الله عليه وسلم احتجم في رأسه.

 

[-5699-] İbn Abbas r.a.'tan rivayete göre "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem başından hacamat yaptırdı."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Başta hacamat." Tıp bilginleri şöyle demiştir: Basellk denilen pazudaki kalın damardan kan aldırmak, karaciğerin, dalağın ve akciğerin hararetine karşı faydalı olduğu gibi, damarlardaki yorgunluklara, zatu'l-cenb'e ve diz kapağından ayak bileğine kadar görülen diğer kan hastalıklarına da faydalıdır. Omuzdaki damardan kan aldırmak, vücudun her tarafında arızı olarak görülen şişkinliklere karşı faydalıdır. Bu şişkinlikler, eğer kandan -özellikle de bozuk kandan- dolayı ise kan aldırmak faydalı olur. Pazunun yan tarafından kan aldırmak, eğer kan çoğalıp bozulursa, baş ve boyun hastalıklarına faydalı olur. İki şah damarından kan aldırmanın dal ak rahatsızlıklarına, nefes darlıklarına ve cenin dolayısıyla oluşan ağrılara faydası vardır. Omuzdaki damarda hacamat, omuz ve boğaz ağı'ılarına faydalı olur ve basellk denilen pazudaki damardan kan aldırmanın yerine geçer. Boynun iç tarafındaki damarlarda hacamatın ise kulak, göz, diş, burun, boğaz benzeri baş ve yüz bölgesindeki hastalıklara faydalı olduğu gibi, pazunun yan tarafındaki damardan kan aldırmanın yerini de tutar. Çene altında hacamat diş, yüz ve boğaz ağrılarına faydalı olduğu gibi, başı da temizler. Ayağın üst tarafında hacamat, topuğa yakın damardan kan aldırmanın yerini tutar, baldırlardaki ve uyluklardaki yaralara, ay hali kanının kesilmesine, erkeklerin hayalarında görülen kaşıntılara faydalı olur. Göğsün alt tarafında hacamat, uylukta meydana gelen çıbanlar, göğüste oluşacak uyuz, uyuzun sebep olduğu sivilceler, nikriz (gut), basur, fil hastalığı ve sırt kaşıntısına faydalı olur. Ama bütün bu faydaların sağlanabilmesi, galeyana gelen bir kanın bulunması ve ona ihtiyaç duyulacak zamanda yapılması halinde mümkün olur. Kötürüm kimselere yapılan hacamatın bağırsaklara ve bozulan ay haline de faydası vardır.

 

"Lahyu Cemel'de hacamat yaptırdı." İbn Vaddah dedi ki: Burası, bilinen bir bölge olup, es-Sukya'dan yedi mil uzaklıktaki el-Cuhfe Akabesidir.

 

باب: الحجم من الشقيقة والصداع.

15. YARIM BAŞ VE TAM BAŞ AĞRISINDAN DOLAYI HACAMAT

 

حدثني محمد بن بشار: حدثنا ابن أبي عدي، عن هشام، عن عكرمة، عن ابن عباس:

 احتجم النبي صلى الله عليه وسلم في رأسه وهو محرم، من وجع كان به، بماء يقال له لحْيُ جَمَلٍ.

 

[-5700-] İbn Abbas'tan, dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Lahyu Cemel denilen bir su yakınında ihramlı olduğu halde, kendisinde bulunan bir baş ağrısı dolayısı ile hacamat yaptırdı."

 

 

وقال محمد بن سواء: أخبرنا هشام، عن عكرمة، عن ابن عباس: أن رسول الله صلى الله عليه وسلم احتجم وهو محرم في رأسه، من شقيقة كانت به.

 

[-5701-] İbn Abbas'tan rivayete göre "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, ihramlı olduğu halde kendisinde bulunan bir başağrısı dolayısı ile hacamat yaptırdı."

 

 

حدثنا إسماعيل بن أبان: حدثنا ابن الغسيل قال: حدثني عاصم بن عمر، عن جابر بن عبد الله قال:

 سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقول: (إن كان في شيء من أدويتكم خير، ففي شربة عسل، أو شرطة محجم، أو لذعة من نار، وما أحب أن أكتوي).

 

[-5702-] Cabir b. Abdullah'tan, dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i şöyle buyururken dinledim:

 

Eğer sizin tedavi için kullandığınız ilaçlarınızda hayır namına bir şey varsa, bu ya bir içim balda yahut bir hacamat neşteri darbesinde ya da bir ateş dağlamasındadır. Bununla birlikte ben dağlanmayı sevmiyorum."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Yarım baş ve tam baş ağrısından dolayı hacamaİ." Bu, iki hastalık sebebiyle hacamat yaptırmak anlamındadır. Yarım baş ağrısı (şaklka) başın iki tarafından birisinde ya da ön tarafında görülen bir ağrıdır. Tıp bilginlerinin naklettiklerine göre bu, müzmin hastalıklardan birisidir. Sebebi ise dimağa yükselen sıcak buharlar yahut sıcak ya da soğuk ihtilMlardır. Eğer bunlar dışarı çıkacak bir yer bulamazlarsa baş ağrısı meydana gelir. Eğer bu baş ağrısı, başın iki tarafından birisine meyledecek olursa, yarım baş ağrısı (şakika/migren) ortaya çıkar. Eğer başın tepe kısmına yerleşirse kafatası hastalığı (veremi) ortaya çıkar.

 

Yarım baş ağrısından sonra tam baş ağrısının söz konusu edilmesi, özelden sonra genelin zikredilmesi kabilindendir. Baş ağrısının sebepleri gerçekten çoktur. Bunların bir kısmı az önce yazıldı. Diğer bazıları da şunlardır: Midedeki ya da mide sinirlerindeki şişkinlikten; midedeki katı denecek kadar ağır gazdan, midenin fazla dolmasından, dma, kusmak, istifra, uykusuzluk yahut çokça konuşmak gibi zor hareketlerden dolayı meydana gelen baş ağrıları; üzüntü, keder, sıkıntı, açlık, sıtma gibi psikolojik arazlardan dolayı meydana gelen baş ağrıları; başa isabet eden bir darbe, beyin zaı'ının iç tarafındaki şişkinlik, başa baskı yapacak türden ağır bir şeyi taşımak, normalin dışında oldukça hararet veren bir şey giyinmek yahut rüzgara karşı durmak gibi başı üşüten ya da soğuk zamanlarda su içmek gibi başa etki eden sebepler dolayısıyla meydana gelen ağı"ılar. ..

 

Özelolarak, şakika denilen yarım baş ağı"ısı (migren) ise o genelde sadece başın damarlarında görülür ve özellikle başın en zayif yerinde ortaya çıkar. Bunun tedavisi de başı sıkıp bağlamaktır.

 

Ahmed, Bureyde yoluyla gelen şu hadisi zikretmektedir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'İ bazen bir yarım baş ağrısı alırdı ve bu yarım baş ağrısı, bir iki gün kalır ve gitmezdi."

 

 

Hadisten Çıkan Sonuçlar

 

Hadisten, ihramlı bir kimsenin hacamat yaptırmasının caiz olduğu ve vücudundan kan çıkartmasının ihramını bozmadığı anlaşılmaktadır.

 

Buna dair açıklamalar daha önce Hac bahsinde (1836.hadiste) geçmiş bulunmaktadır.

 

Bundan anlaşıldığına göre; ihramlı bir kimse bir mazereti sebebiyle başının ortasında hacamat yaptıracak olursa, mutlak olarak caizdir. Eğer saçlarını keserse fidye vermesi gerekir. Şayet mazereti olmadığı halde hacamat yaptırıp saçlarını da keserse haramdır.

 

Doğrusunu en iyi bilen Allah/tır.

 

باب: الحلق من الأذى.

16. HASTALIKTAN DOLAYI SAÇLARI TıRAŞ ETMEK

 

حدثنا مسدَّد: حدثنا حمَّاد، عن أيوب قال: سمعت مجاهداً، عن ابن أبي ليلى، عن كعب، هو ابن عجرة، قال:

 أتى عليَّ النبي صلى الله عليه وسلم زمن الحديبية، وأنا أوقد تحت برمة، والقمل يتناثر عن رأسي، فقال: (أيؤذيك هوامُّك). قلت: نعم، قال: (فاحلق، وصم ثلاثة أيام، أو أطعم ستة، أو انسك نسيكة). قال أيوب: لا أدري بأيتهنَّ بدأ.

 

[-5703-] Eyyub'dan, dedi ki: Ben Mücahid'i, İbn Ebi Leyla'dan, o da Ka'b b. Ucre'den şöyle dediğini naklederken dinledim:

 

"Hudeybiye sırasında ben bir tencerenin altını yakarken, bitler de başımın üzerinden aşağıya doğru dökülürken Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem yanıma geldi ve: Sendeki bu haşereler seni rahatsız ediyor mu, diye sordu. Ben: Evet, dedim. O: Saçlarını tıraş et ve üç gün oruç tut yahut altı yoksula yemek yedir ya da bir kurban kes, buyurdu."

 

Eyyub dedi ki: (Mücahid) bunlardan hangisini önce söyleyerek söze başladığını bilmiyorum.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Rahatsızlıktan dolayı saçları kesmek", yani başın veya başka yerin saçlarını kesmek demektir. Bu başlık altında Ka/b b. Ucre/nin, biilerin çokluğu sebebiyle ihramlı iken başını tıraş etmesine dair hadisi zikretmektedir. Hac bölümünde bu hadisin yeteri kadar açıklaması geçmiş bulunmaktadır.(1814.hadis)

 

Buhari bu hadisi, başın ortasında hacamat yaptırmaya dair hadisinakabin" de zikretmiş olmakla şuna işaret etmek istemiş gibidir: İhtiyaç duyulması halinde ihramlı bir kimsenin hacamat yaptırmak için saçlarını tıraş etmesinin caiz oluşu, ihramlı bir kimsenin ihtiyaç halinde başının saçlarınıntamamını tıraş etmesinin caiz oluşundan istinbat edilmektedir.