باب: أيَّ
ساعة يحتجم واحتجم
أبو موسى
ليلاً.
11. HANGİ SAATTE HACAMAT YAPTIRILIR? EBU MUSA GECELEYİN HACAMAT
YAPTIRMıŞTIR
حدثنا أبو
معمر: حدثنا
عبد الوارث:
حدثنا أيوب،
عن عكرمة، عن
ابن عباس قال:
احتجم
النبي صلى
الله عليه
وسلم وهو صائم.
[-5694-] İbn Abbas'tan: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem oruçlu olduğu halde hacamat yaptırmıştır" dediği rivayet
edilmiştir.
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Ebu Musa geceleyin hacamat yaptırmıştır." Hadisten
anlaşıldığına göre onun geceleyin hacamat yaptırması, oruçlu olduğundan dolayı
orucuna herhangi bir hale! gelmemesi için idi. Malik de bu görüşü benimsemiş,
bundan dolayı orucu konusunda tereddüde c!üşmemesi için oruçlunun hacamat
yaptırmasını mekruh görmüştür. Yoksa bu kanaati, hacamatın orucu bozduğunu
kabul ettiği nden dolayı değildir.
Doktorlara göre en faydalı hacamat, ikinci ya da üçüncü saatte
yaptırılandır.
Ayrıca hacamatın cimadan, hamamdan çıktıktan sonra ya da buna
benzer işleri bitirdikten sonra yapılmaması, tokken ve açken de yapılmaması
kanaatindedirler.
Hanbel b. İshak der ki: Ahmed, kanının coştuğu her vakit hacamat
yaptırır, onun günün hangi saatine rastladığına bakmazdı. Doktorların
ittifakına göre de hacamat, ayın ikinci yarısında, sonra dört haftadan
üçüncüsünde yaptırılan hacamat, başında ve sonundaki hacamattan daha
faydalıdır.
el-Muvaffak el-Bağdadı dedi ki: Bunun sebebi de şudur: Ayın ilk
dörtte birindeki ahiM (denilen vücut kanşımian) galeyana gelir, sonunda ise
sakinleşir. O halde en uygunu, bunların bu ikisi arasındaki zamanda
boşaltılması(hacamat yoluyla dışarıya çıkartılması)dır.
Doğrusunu en iyi bilen Allah 'tır.
باب: الحجم في
السفر
والإحرام.
12. YOLCULUKTA VE İHRAML) İKEN HACAMAT
قاله
ابن بُحَينة،
عن النبي صلى
الله عليه وسلم.
-Bunu İbn Buhayne Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den diye
rivayet etmiştir-
حدثنا
مسدَّد: حدثنا
سفيان، عن
عمرو، عن طاوُس،
وعطاء، عن ابن
عباس قال:
احتجم
النبي صلى
الله عليه
وسلم وهو
مُحْرِمٌ.
[-5695-] İbn Abbas'tan: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem ihramlı olduğu halde hacamat yaptırmıştır" dediği rivayet
edilmiştir.
Fethu'l-Bari Açıklaması:
İhramlı bir kimsenin hacamat yaptırması ile ilgili açıklamalar
daha önceden(1835.hadiste) Hac bölümünde geçmiş bulunmaktadır. Yolcunun hacamat
yaptırmasına gelince, az önce geçen açıklamalara göre bu kanın galeyanı ve
benzer sebepler dolayısıyla ihtiyaç duyulması halinde yapılabilir. Dolayısıyla
bunun, bazı haller dışarıda tutularak, bazı haller hakkındaözelliğinin varlığı
söz konusu olamaz.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
باب: الحجامة
من الداء.
13. HASTALIKTAN DOLAYI HACAMAT
حدثنا محمد
بن مقاتل:
أخبرنا عبد
الله: أخبرنا
حُمَيد
الطويل، عن
أنس رضي الله
عنه:
أنه
سئل عن أجر
الحجَّام،
فقال: احتجم
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم، حجمه
أبو طيبة،
وأعطاه صاعين
من طعام،
وكلَّم
مواليه
فخففوا عنه،
وقال: (إن أمثل ما
تداويتم به
الحجامة،
والقسط
البحري). وقال:
(لا تعذِّبوا
صبيانكم
بالغَمْزِ من
العُذْرَةِ،
وعليكم
بالقُسْطِ).
[-5696-] Enes r.a.'dan rivayete göre; "Ona, hacamat
yapan kimsenin ücreti hakkında soru sorulunca şu cevabı vermiştir: Rasulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem hacamat yaptırdı. Bu hacamatı ona Ebu Taybe yaptı.
Allah Rasulü de ona iki sa' ölçek buğday verdi ve onun efendileri ile konuştu.
Onlar da onun yükünü hafiflettiler.
Allah Rasulü ayrıca şöyle buyurdu: Kendisi ile tedavi olduğunuz en
iyi şey, hacamat ile el-kust el-bahri'dir.
Yine Allah Rasulü şöyle buyurmuştur: Çocuklarınızı bademcik
ağrısından dolayı bademciklerini sıkmak suretiyle azaplandırmayınız. Siz kust
ile tedavi etmeye bakınız."
حدثنا سعيد
بن تليد قال:
حدثني ابن وهب
قال: أخبرني
عمرو وغيره:
أن بُكَيراً
حدثه: أن عاصم
بن عمر بن قتادة
حدثه:
أن
جابر بن عبد
الله رضي الله
عنهما: دعا
المقنَّع ثم
قال: لا أبرح
حتى تحتجم،
فإني سمعت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
يقول: (إن فيه
شفاء).
[-5697-] Asım b. Ömer b. Katade'den rivayete göre,
"Cabir b. Abdullah r.a., hastalığı dolayısıyla el-Mukanna'ı ziyaret etti,
sonra da:
Sen hacamat yaptırıncaya kadar buradan gitmem. Çünkü Rasulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i: Muhakkak onda bir şifa vardır derken dinledim,
dedi."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Hastalıktan dolayı hacamat", yani hastalık sebebiyle
hacamat yaptırmak. el-Muvaffak el-Bağdadı dedi ki: Hacamat, bedenin sathını,
derinden kan aldırmaktan daha çok temizler. Hacamat, çocuklar için ve sıcak
şehirlerde derinden kan aldırmaktan daha iyidir ve daha tehlikesizdir. Bazen
birçok ilaca da ihtiyaç bırakmaz. Bundan dolayı hadislerde derinden kan
aldırmak değil de hacamat söz konusu edilmiştir. Diğer taraftan Araplar da
ancak hacamatı biliyorlardı.
"el-Hüda" adlı eserin müeııifi de şunları
söylemektedir: Fasd (denilen derinden kan aldırmak) ile hacamat arasında
-tahkike göre- farklılık vardır. Bu da zaman, yer ve mizaca göre farklılık
arzeder.
Hacamat, sıcak zamanlarda, sıcak yerlerde ve kanları oldukça sıcak
kimseler için daha faydalıdır. Derinden kan aldırmak (el-fasd) ise bunun
aksidir. Bundan dolayı hacamat çocuklar için ve fasda güç yetiremeyenler için
daha faydalıdır.
"Ve: Kendisi ile tedavi olduğunuz en mükemmel şey,
hacamattır, diye buyurdu." Bu alanda bilgi sahibi olanlar şöyle
demişlerdir: Burada hitap Hicazlılar ile onlar gibi sıcak bölgelerde yaşayan
kimseleredir. Çünkü bunların kanları ince olup vücudun üst taraflarına, görünen
kısımlarına doğru bedenin yüzeyindeki harareti kendisine doğru çekmek için
yönelir. Buradan anlaşıldığına göre yine hitap yaşlı olmayanlaradır. Çünkü
onların bedenlerindeki hararet düşüktür. Taberı sahih bir sened ile İbn
Sırın'den şöyle dediğini rivayet etmektedir: Adam kırk yaşına ulaştı mı hacamat
yaptırmasın.
Taberi dedi ki: Çünkü bu yaştan itibaren kişinin ömrü eksilmeye
başlar, bedenindeki güçler zayıflar. O halde kanı (hacamat ile) çıkartmak
suretiyle bedeninin gücünü daha da azaltmamalıdır.
Onun bu sözleri muayyen olarak hacamata ihtiyaç duymayan ile
hacamat yaptırmaya alışmamış kimseler hakkında yorumlanır.
Bu hadis, hacamatın meşruiyetini ve özellikle ona gerek duyan
kimseler için " de hacamat yoluyla tedaviye teşvik etmeyi, hacamat yapan
kimsenin kazancının hükmünü kapsamaktadır. Buna dair açıklamalar da İcare
bölümünde(2281.hadiste) geçmiş bulunmaktadır. Ayrıca hadis kust ile tedaviyi de
ihtiva etmektedir ki, bu da az önce(5692.hadiste) geçmiş bulunmaktadır.
باب: الحجامة
على الرأس.
14. BAŞ'TA HACAMAT
حدثنا
إسماعيل قال:
حدثني
سليمان، عن
علقمة: أنه
سمع عبد
الرحمن
الأعرج: أنه
سمع عبد الله
بن بُحَينة
يحدث:
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم احتجم
بِلَحْيِ جمل
من طريق مكة،
وهو محرم، في
وسط رأسه.
[-5698-] Abdullah b. Buhayne'den rivayete göre
"Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem,Mekke yolunda Lahyu Cemel denilen
yerde, ihramlı iken, başının ortasına hacamat yaptırdı."
وقال
الأنصاري:
أخبرنا هشام
بن حسان:
حدثنا عكرمة،
عن ابن عباس
رضي الله
عنهما: أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم احتجم في
رأسه.
[-5699-] İbn Abbas r.a.'tan rivayete göre
"Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem başından hacamat yaptırdı."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Başta hacamat." Tıp bilginleri şöyle demiştir:
Basellk denilen pazudaki kalın damardan kan aldırmak, karaciğerin, dalağın ve
akciğerin hararetine karşı faydalı olduğu gibi, damarlardaki yorgunluklara,
zatu'l-cenb'e ve diz kapağından ayak bileğine kadar görülen diğer kan
hastalıklarına da faydalıdır. Omuzdaki damardan kan aldırmak, vücudun her
tarafında arızı olarak görülen şişkinliklere karşı faydalıdır. Bu şişkinlikler,
eğer kandan -özellikle de bozuk kandan- dolayı ise kan aldırmak faydalı olur.
Pazunun yan tarafından kan aldırmak, eğer kan çoğalıp bozulursa, baş ve boyun
hastalıklarına faydalı olur. İki şah damarından kan aldırmanın dal ak
rahatsızlıklarına, nefes darlıklarına ve cenin dolayısıyla oluşan ağrılara
faydası vardır. Omuzdaki damarda hacamat, omuz ve boğaz ağı'ılarına faydalı
olur ve basellk denilen pazudaki damardan kan aldırmanın yerine geçer. Boynun
iç tarafındaki damarlarda hacamatın ise kulak, göz, diş, burun, boğaz benzeri
baş ve yüz bölgesindeki hastalıklara faydalı olduğu gibi, pazunun yan
tarafındaki damardan kan aldırmanın yerini de tutar. Çene altında hacamat diş,
yüz ve boğaz ağrılarına faydalı olduğu gibi, başı da temizler. Ayağın üst
tarafında hacamat, topuğa yakın damardan kan aldırmanın yerini tutar,
baldırlardaki ve uyluklardaki yaralara, ay hali kanının kesilmesine, erkeklerin
hayalarında görülen kaşıntılara faydalı olur. Göğsün alt tarafında hacamat,
uylukta meydana gelen çıbanlar, göğüste oluşacak uyuz, uyuzun sebep olduğu
sivilceler, nikriz (gut), basur, fil hastalığı ve sırt kaşıntısına faydalı
olur. Ama bütün bu faydaların sağlanabilmesi, galeyana gelen bir kanın
bulunması ve ona ihtiyaç duyulacak zamanda yapılması halinde mümkün olur.
Kötürüm kimselere yapılan hacamatın bağırsaklara ve bozulan ay haline de
faydası vardır.
"Lahyu Cemel'de hacamat yaptırdı." İbn Vaddah dedi ki:
Burası, bilinen bir bölge olup, es-Sukya'dan yedi mil uzaklıktaki el-Cuhfe
Akabesidir.
باب: الحجم من
الشقيقة
والصداع.
15. YARIM BAŞ VE TAM BAŞ AĞRISINDAN DOLAYI HACAMAT
حدثني محمد
بن بشار:
حدثنا ابن أبي
عدي، عن هشام،
عن عكرمة، عن
ابن عباس:
احتجم
النبي صلى
الله عليه
وسلم في رأسه
وهو محرم، من
وجع كان به،
بماء يقال له
لحْيُ جَمَلٍ.
[-5700-] İbn Abbas'tan, dedi ki: "Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem Lahyu Cemel denilen bir su yakınında ihramlı olduğu halde,
kendisinde bulunan bir baş ağrısı dolayısı ile hacamat yaptırdı."
وقال محمد بن
سواء: أخبرنا
هشام، عن
عكرمة، عن ابن
عباس: أن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم احتجم
وهو محرم في
رأسه، من
شقيقة كانت به.
[-5701-] İbn Abbas'tan rivayete göre "Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem, ihramlı olduğu halde kendisinde bulunan bir
başağrısı dolayısı ile hacamat yaptırdı."
حدثنا
إسماعيل بن
أبان: حدثنا
ابن الغسيل
قال: حدثني
عاصم بن عمر،
عن جابر بن
عبد الله قال:
سمعت
النبي صلى
الله عليه
وسلم يقول: (إن
كان في شيء من
أدويتكم خير،
ففي شربة عسل،
أو شرطة محجم،
أو لذعة من
نار، وما أحب
أن أكتوي).
[-5702-] Cabir b. Abdullah'tan, dedi ki: "Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i şöyle buyururken dinledim:
Eğer sizin tedavi için kullandığınız ilaçlarınızda hayır namına
bir şey varsa, bu ya bir içim balda yahut bir hacamat neşteri darbesinde ya da
bir ateş dağlamasındadır. Bununla birlikte ben dağlanmayı sevmiyorum."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Yarım baş ve tam baş ağrısından dolayı hacamaİ." Bu,
iki hastalık sebebiyle hacamat yaptırmak anlamındadır. Yarım baş ağrısı
(şaklka) başın iki tarafından birisinde ya da ön tarafında görülen bir ağrıdır.
Tıp bilginlerinin naklettiklerine göre bu, müzmin hastalıklardan birisidir.
Sebebi ise dimağa yükselen sıcak buharlar yahut sıcak ya da soğuk ihtilMlardır.
Eğer bunlar dışarı çıkacak bir yer bulamazlarsa baş ağrısı meydana gelir. Eğer
bu baş ağrısı, başın iki tarafından birisine meyledecek olursa, yarım baş
ağrısı (şakika/migren) ortaya çıkar. Eğer başın tepe kısmına yerleşirse
kafatası hastalığı (veremi) ortaya çıkar.
Yarım baş ağrısından sonra tam baş ağrısının söz konusu
edilmesi, özelden sonra genelin zikredilmesi kabilindendir. Baş ağrısının
sebepleri gerçekten çoktur. Bunların bir kısmı az önce yazıldı. Diğer bazıları
da şunlardır: Midedeki ya da mide sinirlerindeki şişkinlikten; midedeki katı
denecek kadar ağır gazdan, midenin fazla dolmasından, dma, kusmak, istifra,
uykusuzluk yahut çokça konuşmak gibi zor hareketlerden dolayı meydana gelen baş
ağrıları; üzüntü, keder, sıkıntı, açlık, sıtma gibi psikolojik arazlardan
dolayı meydana gelen baş ağrıları; başa isabet eden bir darbe, beyin zaı'ının
iç tarafındaki şişkinlik, başa baskı yapacak türden ağır bir şeyi taşımak,
normalin dışında oldukça hararet veren bir şey giyinmek yahut rüzgara karşı
durmak gibi başı üşüten ya da soğuk zamanlarda su içmek gibi başa etki eden
sebepler dolayısıyla meydana gelen ağı"ılar. ..
Özelolarak, şakika denilen yarım baş ağı"ısı (migren) ise o
genelde sadece başın damarlarında görülür ve özellikle başın en zayif yerinde
ortaya çıkar. Bunun tedavisi de başı sıkıp bağlamaktır.
Ahmed, Bureyde yoluyla gelen şu hadisi zikretmektedir:
"Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'İ bazen bir yarım baş ağrısı alırdı ve
bu yarım baş ağrısı, bir iki gün kalır ve gitmezdi."
Hadisten Çıkan Sonuçlar
Hadisten, ihramlı bir kimsenin hacamat yaptırmasının caiz olduğu
ve vücudundan kan çıkartmasının ihramını bozmadığı anlaşılmaktadır.
Buna dair açıklamalar daha önce Hac bahsinde (1836.hadiste)
geçmiş bulunmaktadır.
Bundan anlaşıldığına göre; ihramlı bir kimse bir mazereti
sebebiyle başının ortasında hacamat yaptıracak olursa, mutlak olarak caizdir.
Eğer saçlarını keserse fidye vermesi gerekir. Şayet mazereti olmadığı halde
hacamat yaptırıp saçlarını da keserse haramdır.
Doğrusunu en iyi bilen Allah/tır.
باب: الحلق من
الأذى.
16. HASTALIKTAN DOLAYI SAÇLARI TıRAŞ ETMEK
حدثنا
مسدَّد: حدثنا
حمَّاد، عن
أيوب قال: سمعت
مجاهداً، عن
ابن أبي ليلى،
عن كعب، هو
ابن عجرة، قال:
أتى
عليَّ النبي
صلى الله عليه
وسلم زمن الحديبية،
وأنا أوقد تحت
برمة، والقمل
يتناثر عن رأسي،
فقال: (أيؤذيك
هوامُّك). قلت:
نعم، قال: (فاحلق،
وصم ثلاثة
أيام، أو أطعم
ستة، أو انسك
نسيكة). قال
أيوب: لا أدري
بأيتهنَّ بدأ.
[-5703-] Eyyub'dan, dedi ki: Ben Mücahid'i, İbn Ebi
Leyla'dan, o da Ka'b b. Ucre'den şöyle dediğini naklederken dinledim:
"Hudeybiye sırasında ben bir tencerenin altını yakarken,
bitler de başımın üzerinden aşağıya doğru dökülürken Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem yanıma geldi ve: Sendeki bu haşereler seni rahatsız ediyor mu, diye
sordu. Ben: Evet, dedim. O: Saçlarını tıraş et ve üç gün oruç tut yahut altı
yoksula yemek yedir ya da bir kurban kes, buyurdu."
Eyyub dedi ki: (Mücahid) bunlardan hangisini önce söyleyerek söze
başladığını bilmiyorum.
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Rahatsızlıktan dolayı saçları kesmek", yani başın
veya başka yerin saçlarını kesmek demektir. Bu başlık altında Ka/b b. Ucre/nin,
biilerin çokluğu sebebiyle ihramlı iken başını tıraş etmesine dair hadisi
zikretmektedir. Hac bölümünde bu hadisin yeteri kadar açıklaması geçmiş
bulunmaktadır.(1814.hadis)
Buhari bu hadisi, başın ortasında hacamat yaptırmaya dair
hadisinakabin" de zikretmiş olmakla şuna işaret etmek istemiş gibidir:
İhtiyaç duyulması halinde ihramlı bir kimsenin hacamat yaptırmak için saçlarını
tıraş etmesinin caiz oluşu, ihramlı bir kimsenin ihtiyaç halinde başının
saçlarınıntamamını tıraş etmesinin caiz oluşundan istinbat edilmektedir.