باب:
السَّعوط.
9. SA'UT (BURUN İLACI)
حدثنا
معلَّى بن
أسد: حدثنا
وُهَيب، عن
ابن طاوُس، عن
أبيه، عن ابن
عباس رضي الله
عنهما،
عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم: احتجم
وأعطى الحجَّام
أجره،
واسْتَعَطَ.
[-5691-] İbn Abbas r.a.'dan rivayete göre "Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem hacamat yaptıl'dı, hacamat yapana ücretini verdi ve
burnuna da ilaç koydu."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Sa'lit", kendisi ile tedavi yapılan ve burna konulan
bir ilaçtır.
"Burnuna ilaç koydu" yani sa'lit denilen burun ilacını
kullandı. Bu da sırt üzere yatıp, başının yan yatmasını sağlamak üzere
omuzlarının arka tarafını yükseltecek (yastık gibi) bir şey koyması ve burnuna
su ya da içinde tek başına yahut karıştırılmış ilacın bulunduğu birtür yağ
damlatması ve böylelikle bu yağın hapşırmak suretiyle dimağdaki rahatsızlığı
çıkartması amacı ile dimağına varmasını sağlamasıdır.
باب:
السَّعوط
بالقسط
الهندي
والبحري.
10. HİNDi VE BAHRi KUST İLACINI BURUNA DAMLATMAK
وهو
الكُسْتُ،
مثل الكافور
والقافور،
مثل
(كُشِطَتْ)
/التكوير: 11/ وقُشِطَتْ:
نُزِعَتْ،
وقرأ عبد
الله: قُشِطَتْ.
قسط Kust, كُسْتُ kust ile aynı şeydir. Nitekim ُُُكُ (kef) harfi ile kafur ile ق (kaf) ile kaafur demek de böyledir. Yine (kef harfi ile):
"kuşitat"(Tekvir, 11) ile (kaf harfi ile) "kuşitat" de
bunun gibidir, Bu da nez' edildi (söküldü) demektir. Abdullah b. Mesud da bu
lafzı (kd haıfi ile değil de, kaf harfi ile) kuşitat diye okumuştur.
حدثنا صدقة
بن الفضل:
أخبرنا ابن
عيينة قال: سمعت
الزُهري، عن
عبيد الله، عن
أم قيس بنت
مِحْصَن قالت:
سمعت
النبي صلى
الله عليه
وسلم يقول:
(عليكم بهذا
العود
الهندي، فإن
فيه سبعة
أشفية: يُسْتَعَطُ
به من
العُذْرة،
ويُلَدُّ به
من ذات الجنب).
ودخلت على
النبي صلى
الله عليه
وسلم بابن لي
لم يأكل
الطعام، فبال
عليه، فدعا
بماء فَرَشَّ
عليه.
[-5692-] Mihsan kızı Ümmü Kays'tan, dedi ki: "Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i şöyle buyururken dinledim:
Ben size bu Ud-i hindi'yi tavsiye ederim. Çünkü onda yedi türlü
şifa vardır: Uzre (denilen boğaz) hastalığı için o buruna ilaç olarak çekilir
ve zatu'l-cenb hastalığından ötürü de (su ile) hastaya içirilir."
Bu Hadis 5713.5715 ve 5718 numara ile de geçiyor
[-5693-] (Yine Ümmü Kays'tan, dedi ki): "Henüz yemek yemeğe başlamamış
bir oğlum ile Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in huzuruna girdim. Onun üzerine
küçük abdestini bozunca bir su getirilmesini istedi ve değdiği yere
serpti."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Hindi ve bahri kust ilacını buruna damlatmak." Ebu
Bekir b. el-Arabı dedi ki: Kust, siyah renkli hindi ve beyaz renkli bahrı olmak
üzere iki türlüdür. Hindı türünün harareti daha çoktur.
"(Kef harfi ile) kuşitat ile (kaf harfi ile) kuşitat gibi.
Abdullah (b. Mesud) da (kaf harfi ile) kuşitat diye okumuştur." Nesefi ayrıca
"yani nuziat: söküldü, çekip alındı demektir" fazlalığını eklemiştir.
"Çünkü onda yedi türlü şifa vardır. Boğaz hastalığından
ötürü o buruna damlatılır ve zatu'l-cenb dolayısı ile de o hastaya
içirilir." Hadiste bu şekilde yedisinden sadece ikisi zikredilmiş
bulunmaktadır. Ya yedisini de hadiste zikretmiş; ama ravi hadisi ihtisar etmiş
yahut o sırada diğer beşi bulunmayıp sadece bu ikisinin varlığı söz konusu
olduğundan ikisini zikretmiş olabilir. İleride, bu ikinci ihtimali güçlendiren
ifadeler gelecektir. Doktorlar, kustun faydaları arasında şunları da
zikretmektedir: Kust, ay hali kanını ve idrarı söktürür. Bağırsak kurtlarını
öldürür. Zehire karşı panzehir özelliği vardır. Hummayı giderir, mideyi ısıtır,
cima' arzusunu harekete geçirir, yüzde hamilelik ve benzeri sebeplerle oluşan
benekleri gidererek parlaklık verir. Doktorlar bu açıklamalarıyla yedi
hastalıktan fazlasını zikretmişlerdir. Bazı şarihler de şöyle cevap verirler:
Yedi tanesi vahiy ile bilinmiştir. Bundan fazla olanları ise deney ile
bilinmektedir. O bakımdan Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem kesinliği
dolayısıyla vahiy ile bildirilenleri söz konusu etmekle yetinmiştir.
el-Uzra denilen boğaz ağrısı, çoğunlukla küçük çocuklarda
görülen bir boğaz ağrısı türüdür. Kulak ile boğaz arasındaki ya da burun ile
boğaz arasındaki boşlukta meydana gelen bir iltihap olduğu da söylenmiştir.
Denildiğine göre ona bu adın veriliş sebebi, çoğunlukla el-uzra denilen yıldız
grubunun doğuşu esnasında ortaya çıkmasıdır. Bunlar ise eş-şi'ra el-abCır denilen
yıldızın altında çıkan beş tane yıldızdır. Bunlara aynı zamanda el-azara adı da
verilir. Bunların doğuşu, sıcağın ortalarına rastlar.