SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-MERDE

<< 1911 >>

DEVAM: 2. HASTALIĞIN ŞİDDETİ

 

حدثنا محمد بن يوسف: حدثنا سفيان، عن الأعمش، عن إبراهيم التيمي، عن الحارث بن سويد، عن عبد الله رضي الله عنه:

 أتيت النبي صلى الله عليه وسلم في مرضه، وهو يوعك وعكاً شديداً، وقلت: إنك لتوعك وعكاً شديداً، قلت: إن ذاك بأن لك أجرين؟ قال: (أجل، ما من مسلم يصيبه أذى إلا حاتَّ الله عنه خطاياه، كما تحاتُّ ورق الشجر).

 

[-5647-] Abdullah r.a.'dan, dedi ki: "Hastalığı esnasında Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına gitmiştim. O sırada ateşi yükselmiş, şiddetli bir şekilde hummaya tutulmuştu. Sen çok şiddetli bir şekilde hummaya tutulmuş, sarsılıyorsun. Bunun sebebi sana iki kat ecir verilmesi midir, dedim.

 

O: Evet, bir müslümana isabet eden herbir eziyet karşılığında mutlaka Allah o kimsenin günahlarını, ağacın yapraklarının döküldüğü gibi döker, buyurdu. "

 

Bu Hadis 5648, 5660, 5661 ve 5667 numara ilede geçiyor.

 

 

AÇIKLAMA:

 

"Hastalığın şiddeti" ve bunun faziletinin açıklanması demektir .

 

باب: أشد الناس بلاء الأنبياء، ثم الأول فالأول.

3. İNSANLAR ARASINDA BELASI EN ŞİDDETLİ OLANLAR NEBİLERDİR, SONRA SıRASIYLA DAHA FAZİLETLİ OLANLAR, SONRA FAZİLETÇE ONLARDAN SONRA GELENLERDİR

 

حدثنا عبدان، عن أبي حمزة، عن الأعمش، عن إبراهيم التيمي، عن الحارث بن سويد، عن عبد الله قال:

 دخلت على رسول الله صلى الله عليه وسلم وهو يوعك، فقلت: يا رسول الله، إنك لتوعك وعكاً شديداً؟ قال: (أجل، إني أوعك كما يوعك رجلان منكم). قلت: ذلك بأن لك أجرين؟ قال: (أجل، ذلك كذلك، ما من مسلم يصيبه أذى، شوكة فما فوقها، إلا كفَّر الله بها سيآته، كما تحطُّ الشجرة ورقها).

 

[-5648-] Abdullah'tan, dedi ki: "Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in huzuruna girdim. O sırada hummadan sarsılıyordu. Ey Allah'ın Rasulü, Sen hummadan dolayı çok şiddetli bir şekilde sarsılıyorsun, dedim.

 

O: Evet, ben sizden iki kişinin hummadan çektiği kadarını çekiyorum, diye buyurdu.

 

Ben: Bunun sebebi sana iki kat ecir verilmesi midir, diye sordum. O, evet bu böyledir. Batan bir diken ve daha yukarısı olsun, Müslümana isabet eden herbir eziyet karşılığında mutlaka Allah da onun günahlarını affeder. Tıpkı ağacın yapraklarını döktüğü gibi, diye cevap verdi."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"İnsanlar arasında belası en ağır olanlar, nebilerdir. Sonra faziletçe onlardan sonra gelenler, !onra onlardan sonra gelenler." Bu başlığın birinci kısmı Darimı ve Nesai'nin es-.Sünenull-Kubra'da, İbn Macelnin, sahih olduğunu belirterek TirmiziInin, ıbn Hibban'ın ve Hakim'in rivayet ettikleri hadisin bir bölümündedir. Hepsi de bu hadisi Asım b. Behdele yoluyla Mus'ab b. SaId b. Ebi Vakkas'dan, o babasından diye rivayet etmişlerdir: "Sa'd b. Ebi Vakkas dedi ki: Ey Allah'ın Resulü, insanlar arasında belası en ağır olanlar kimlerdir, diye sordum. O: Nebilel'dir, sonra sırasıyla onlardan sonra gelenler, sonra sırasıyla onlardan sonra gelenlerdir. Kişi dinine göre belayamaruz kalır, diye buyurdu."

 

Hadiste şu ifadeler de yer almaktadır: "Ve (mu'min) nihayet yeryüzünde üzerinde hiçbir günah bulunmadığı halde yürüyecek seviyeye gelir." Bu hadisi Hakim rivayet etmiştir.

 

''Yaprakların döküldüğü gibi." Yaprakların etrafa dağınık bir şekilde dökülmesi gibi.

Kısacası hadis, hastalığın ağırlaşması halinde ecrin de kat kat artmasına sebep teşkil ettiğini tespit etmektedir. Bundan sonra da şunu eklemektedir: Ecrin kat kat verilmesi, sonunda günahların tamamının dökülmesine sebep olur.

 

Ya da anlam şu şekildedir: Evet, hastalığın şiddetli olması dereceleri yükseltir, aynı şekilde hiçbir günah kalmayıncaya kadar da günahların dökülmesine sebep olur.