SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-EŞRİBE

<< 1898 >>

EK SAYFA – 1898-2

باب: شراب الحلوى والعسل.

15. TATLı ŞERBETİ VE BAL (ŞERBETİ)

 

وقال الزُهري: لا يحل شرب بول الناس لشدة تنزل، لأنه رجس، قال الله تعالى: {أحلَّ لكم الطيبات} /المائدة:5/.

وقال ابن مسعود في السَّكَرِ: إن الله لم يجعل شفاءكم فيما حرم عليكم.

ez-Zühri dedi ki: İnen bir şiddet (zorluk ve sıkıntı) dolayısıyla insanların sidiğini içmek helal değildir. Çünkü o bir pisliktir. Yüce Allah da: "Size hoş ve temiz şeyler helal kılındı."(Maide, 5) diye buyurmaktadır.

 

İbn Mes'ud da sarhoşluk verici içki (ile tedavi) hususunda: Şüphesiz yüce Allah şifanızı size haram kıldığı şeylerde kılmamıştır, dedi.

 

حدثنا علي بن عبد الله: حدثنا أبو أسامة قال: أخبرني هشام، عن أبيه، عن عائشة رضي الله عنها قالت:

 كان النبي صلى الله عليه وسلم يعجبه الحلواء والعسل.

 

[-5614-] Aişe r.anha'dan, dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem tatlıyı ve balı severdi."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"ez-Zühri dedi ki: İnsanl~rın karşı karşıyakaldıkları bir zorluk ve sıkıntı dolayısıyla sidiklerini içmek helal değildir. Çünkü o bir pisliktir. Yüce Allah: "Size hoş ve temiz şeyler helal kılındı."(Maide, 5) diye buyurmuştur."

 

İbnu't-TIn bunu şöyle açıklamıştır: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem sidiğe ricz (pislik, necaset) adını vermiş, Cenab-ı Allah da:

 

"O Nebi onlara pis ve murdar şeyleri haram kılar. "(A'raf, 157) diye buyurmaktadır.

 

Ricz ise pis ve murdar şeyler arasındadır. Zühri'nin böyle bir istidlaline karşı zorluk ve sıkıntı halinde yine bir ricz (pis) olan meyte (leş) yemenin caiz oluşu gösterilebilir.

 

Bundan dolayı İbn Battal şöyle demiştir: Fukaha Zühri'nin bu sözleriyle dile getirdiği kanaate muhalif kanaattedir. Sidik hakkında söz konusu olacak en ağır durum, necaset arasında ve haram kılınması bakımından meyte, kan ve domuz eti gibi olmasıdır: Zaruret halinde bunların kullanılmasının caiz oluşu hususunda da fukaha arasında görüş ayrı lı ğı yoktur.

 

"İbn Mesud da sarhoşluk verici şeyler (ile tedavi) hakkında: Allah sizin şifanızı size haram ettiği şeylerde kılmadı demiştir." İbnu't-TIn dedi ki: "Seker: Sarhoşluk verici şey" hakkında görüş ayrılığı vardır. Bunun şarap olduğu söylendiği gibi, sertleşmeden önce ıslatılmış hurma ve sirke gibi içilmesi caiz şeyler olduğu da söylenmiştir. Sertleşmesi halinde hurma şırası olduğu da söylenmiştir.

 

Derim ki: Nahl suresinin tefsirinde ilim ehlinin çoğunluğundan yapılan nakle göre yüce Allah'ın: "Ağaçlarının meyvelerinden de içki çikarırsınız ve onlardan güzel bir rızık edinirsiniz."(Nahl, 67) buyruğundaki seker (içki) lafzının haram kılınan içki anlamına geldiği de geçmiş b~lunmaktadır. Güzel rızık ise A1lah'ınhelal kıldığı şeydir. Tedavi ve susuzluk gidermek amacıyla içki içmenin caiz oluşu hususunda da görüş ayrılığı vardır. Maıik Bu maksatla içki içemez. Çünkü o ancak susuzluğunu artırır, demiştir. Şafillerce daha sahih olan görüş de budur, ama gösterilen bu gerekçenin yasağın sadece üzüm ve kuru üzüm gibi yapısı itibariyle sıcak olan şeylerden yapılmış içeceklere münhasır olmasını gerektirmektedir. Arpa gibi yapısı serin olan şeylerden edinilen içecekler ise böyle olmamalıdır. Tedaviye gelince, bazıları da şöyle demiştir: Şarap haram kılınmadan önce şaraptaki faydalı hususlar daha önce zikrediJen hadisin de deıa.leti ile haram kılındıktan sonra kaldırılmıştır, Aynı şekilde içkinin haramlığı kat'idir, ama onun bir ilaç olacağı şüpheli bir ihtimaldir. Hatta hadisin mutlak ifadesi dolayısıyla tedavi edici bir ilaç değildir.

 

Diğer taraftan görüş ayrılığı, bu içkilerin sarhoşluk vermeyenleri ile ilgilidir.

 

Bunların sarhoşluk verenlerine gelince, tedavi esnasında kullanılmaları ancak bir durumda caiz, olabilir. O da kangren gibi -ki bundan Allah'a sığınırız-bir sebep dolayısıylabir organ ın kesilmesi için aklının izale edilmesine (uyuşturulmaya) mecbur kalan kimsenin halidir. er-Ram tedavi hususundaki görüş ayrılıklarına binaen yaptığı tahricini mutlak olarak zikretmiş, Nevevı ise burada cevazın söz konusu olmasının sahih olacağını belirtmiştir. Bununla birlikte eğer belirtilen husus, diğer organların sağlıklı kalmaları için izlenecek tek yol ise ve başka bir uyuşturucu bulunamayacak ise, hükmün böyle olması gerekir. Onunla tedavi olmayı caiz kabul edenler ikinci hususu açıkça ifade etmişlerdir.

 

Hanefiler de bunu kayıtsız ve şartsız olarak caiz kabul ederler. Çünkü zaruret meyteyi bile mubah kılar. Kullanılması helalolacak bir hale dönüşmesine imkan yoktur ama sirkeye dönüşebilme ihtimali olan şarabınböyle bir durumda helal olması evveliyetle söz konusudur. Bazı Maliki alimlerine göre zannı galip gereği içmesi halinde hastalıktan kurtulacağıkanaati hakimse (zaruret icabı) kullanması caizdir. Nitekim lokması ağzında tıkanan kimsenin durumu da böyledir. Şafiilere göre ise ağzında lokması tıkanan kimse hakkında daha sahih olan görüş, onu içmesinin caiz olacağıdır. Bu ise sırf teqavi yönünden değildir.

 

İleride Tıb bölümünün sonlarında içki ile tedavi yasağına delil teşkil edecek hususlar gelecektir ki, bu da bu husustaki sahih olan gi)rüşü desteklemektedir.