SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-EŞRİBE

<< 1891 >>

باب: الخمر من العسل، وهو البِتْعُ.

4. EL-BİT' DENİLEN BAL'DAN HAMR (İÇKİ)

 

وقال معن: سألت مالك بن أنس عن الفُقَّاع، فقال: إذا لم يسكر فلا بأس. وقال ابن الدراوردي: سألنا عنه فقالوا: لا يسكر، لا بأس به.

Ma'n dedi ki: Ben Enes b. Maıik'e el-Fukkaa (kuru üzüm şırası) hakkında soru sordum. O: Eğer sarhoşluk vermiyorsa onda bir sakınca yoktur, dedi. İbnu'd-Deraverdı de dedi ki: Biz onun (el-fukkaa'nın) hakkında soru sorduk da bize: O sarhoşluk vermiyorsa bunda bir beis yoktur, dediler.

 

حدثنا عبد الله بن يوسف: أخبرنا مالك، عن ابن شهاب، عن أبي سلمة بن عبد الرحمن: أن عائشة قالت:

 سئل رسول الله صلى الله عليه وسلم عن البِتْع، فقال: (كل شراب أسكر فهو حرام).

 

[-5585-] Aişe r.anha'den şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e bit'e dair soru soruldu, o da:

 

Sarhoşluk veren her bir içki haramdır, diye buyurdu."

 

 

حدثنا أبو اليمان: أخبرنا شعيب، عن الزُهري قال: أخبرني أبو سلمة بن عبد الرحمن: أن عائشة رضي الله عنها قالت:

 سئل رسول الله صلى الله عليه وسلم عن البِتْع، وهو نبيذ العسل، وكان أهل اليمن يشربونه، فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (كل شراب أسكر فهو حرام).

 

[-5586-] Aişe r.anha'dan şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem 'e bal nebızi olup -Yemen ahalisinin içtikleri bir içki olan- el-bit' hakkında soru soruldu da Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

 

Sekir (Sarhoşluk) veren her bir içecek haramdır, buyurdu."

 

 

وعن الزُهري قال: حدثني أنس بن مالك:

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: (لا تنتبذوا في الدُّبَّاء، ولا في المُزَفَّتِ). وكان أبو هريرة يلحق معها: الحَنْتَمْ والنَّقير.

 

[-5587-] Enes b. Malik r.a.'den rivayete göre Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

 

"ed-Dubba' denilen (Kabak) ile, zift ile sıvanmış kaplarda nebız (şıra) yapmayınız diye buyurdu. Ebu Hureyre de el-Hantem (denilen testiyi) ve en-Nakır (denilen hurma kütüğü oyularak yapılan) kapları da bunlara katıyordu."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Ona el-bit'e dair soru soruldu." Bu hadisi Müslim, Ebu Musa'dan diye rivayetetmiştir. Buna göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem kendisini Yemen'e göndermiş, o da ona Yemen'de yapılan bazı içeceklere dair soru sormuştu. Allah Rasulü:

 

"Bunlar nelerdir diye sorunca, Ebu Musa: Bunlar el-bit' ve el-mezar denilen içeceklerdir, dedi. Bu sefer Allah Rasulü:

 

Sarhoşluk veren her şey haramdır, buyurdu. Ben Ebu Burde'ye: el-Bit' nedir diye sordum. O: Bal nebızi (şırası)dır dedi."

 

Hadisten anlaşıldığına göre ister üzüm suyundan, ister başkasından yapılmış olsun, sarhoşluk veren her şey haramdır. el-Mazerı dedi ki: Şiddetlenmeden önce üzüm suyunun helalolduğu üzerinde icma' ettikleri gibi, şiddetlenip kaynayıp köpük attığı takdirde de azının da, çoğunun da haram olduğu üzerinde fukaha icma' etmişlerdir. Bundan sonra eğer kendiliğinden sirkeye dönüşürse yine icma' ile helalolur. O halde nazar-ı itibara alınan bu hükümlerin, edinilen bu içeceklerin değişmesi halinde değişeceğidir. Bu durum ise bunların birbirleriyle oldukça irtibatlı olduklarını göstermekte ve haram kılınış illetinin sarhoşluk veridiik olduğuna delilolmaktadır. O halde bu da şunu gerektirir: Sarhoşluk verme özelliğini taşıyan her bir içkinin azını da, çoğunu da kullanmak haram olur.  --- Mazeri'nin açıklamalarıburada sona ermektedir.  ---

 

el-Mazeri'nin bir istinbat olarak sözünü ettiği hükmün, haberin bazı rivayet yollarında açıkça ifade edildiği de sabit olmuştur. Ebu Davud ve Nesai sahih olduğunu belirterek İbn Hibban'ın, Cabir'den şöyle dediğini rivayet etmişlerdir:

 

"Rasulullah s;,ılallahu a1eyhi ve sellem şöyle buyurdu: çoğu sarhoşluk veren şeyin azı da haramdır."

 

"Ebu Hureyre bunlara el-hantem ve en-nakir denilen kapları da katıyordu. Müslim, Zazan yoluyla şöyle dediğini rivayet etmektedir: "Ben İbn Ömer'e kaplara dair soru sordum ve: Bize bu haber sizin şivenizle ulaştı, sen de bize bunu bizim şivemizle açıkla. O da şöyle dedi: Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem testi demek olan el-Hantemeyi, kabak demek olan ed-dubba'yı, hurma kütüğünün oyularak kap haline getirilmesi demek olan en-nakiri ve zift ile sıvanan kap olan el-mukayyar'ı yasaklad!."

 

 

باب: ما جاء في أن الخمر ما خامر العقل من الشراب.

5. HAMR'IN AKLI ÖRTÜP PERDELEYEN İÇKİ OLDUĞUNA DAİR GELEN BUYRUKLAR

 

حدثنا أحمد بن أبي رجاء: حدثنا يحيى، عن أبي حيَّان التيمي، عن الشَّعبي، عن ابن عمر رضي الله عنهما قال:

 خطب عمر على منبر رسول الله صلى الله عليه وسلم فقال: إنه قد نزل تحريم الخمر وهي من خمسة أشياء: العنب والتمر والحنطة والشعير والعسل، والخمر ما خامر العقل. وثلاث، وددت أن رسول الله صلى الله عليه وسلم لم يفارقنا حتى يعهد إلينا عهداً: الجد، والكلالة، وأبواب من أبواب الربا.

قال: قلت: يا أبا عمرو، فشيء يُصنع بالسِّنْدِ من الرُّزِّ؟ قال: ذاك لم يكن على عهد النبي صلى الله عليه وسلم، أو قال: على عهد عمر.

وقال حجَّاج، عن حمَّاد، عن أبي حيَّان: مكان العنب الزبيب.

 

[-5588-] İbn Ömer r.a.'dan, dedi ki: "Ömer, Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in minberi üzerinde bir hutbe vererek şunları söyledi:

 

Hamrın (içkinin) haram edilmesi ile ilgili buyruk nazil olduğunda içki beş şeyden yapılıyordu: Üzüm, hurma, buğday, arpa ve bal.

 

Hamr ise aklı örtüp perdeleyen şeydir. Üç husus vardır ki Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in onlara dair açıklayıcı hükmünü bize açıklamadan bizden ayrılmamasIni çok arzu ederdim. Bunlar dede ile kelale(nin mirası) ve ribaya (faize) dair bazı hususlardır."

 

(Ebu Hayyan et-Teyml) dedi ki: Ben (Amir eş-Şa'bi'ye): Ey Ebu Amr, Sind denilen ülkede pirinçten yapılan bir şey (içki) var. (Onun hükmü nedir?) diye sordum. O: O dediğin Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem döneminde yoktu -yahut da: Ömer döneminde yoktu- diye cevap verdi.

 

Haccac da, Hammad'dan, o Ebu Hayyan'dan rivayetinde "üzüm" yerine "kuru üzüm" lafzInI kullanmıştır.

 

 

حدثنا حفص بن عمر: حدثنا شُعبة، عن عبد الله بن أبي السفر، عن الشَّعبي، عن ابن عمر، عن عمر قال:

 الخمر يصنع من خمسة: من الزبيب والتمر والحنطة والشعير والعسل.

 

[-5589-] İbn Ömer'den rivayete göre "Ömer r.a. dedi ki:

 

Hamr (içki) beş şeyden yapılır: Kuru üzümden, kuru olgun hurmadan, buğdaydan, arpadan ve baldan."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

Ömer'in bu dedikleri Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den açık ifadeler halinde rivayet edilmiş bulunmaktadıı:. Dört Sünen sahibi tarafından rivayet edilip İbn Hibban'ın da sahih olduğunu belirttiği eş-Şa'bi'den iki yolla nakledilmiş olan rivayete göre "en-Numan b. Beşir dedi ki: Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i şöyle buyururken dinledim: Hamr (içki) sıkılmış meyve suyundan, kuru üzümden, hurmadan, buğdaydan, arpadan ve darıdan yapılır ve ben size sarhoşluk verici her şeyi yasaklıyorum." Lafız EbQ Davud'a ait.

 

"Hamr (içki) aklı örtüp perdeleyen her şeydir." (Hamr kökünden gelen ve örtüp perdeleyen anlamı verilen: Hamera lafzı) örten, onunla iç içe olup karışarak onu kendi hali üzere bırakmayan demektir.

 

"Arzu ederdim", temenni ederdim. Böyle bir temennide bulunmasının sebebi açıklamanın yapılmış olması halinde ictihadın ihtiva ettiği sakıncalardan uzak kalınmasıdır. Bu sakınca ise düşülmesi ihtimali bulunan hatadır. Her ne kadar idihad dolayısıyla ecir alınsa bile hata yapılması halinde ikinci ecri elde edemez; ama nassın gereğince amel etmek katıksız bir isabettir.

 

"Bize açıklamayapmadan bizden ayrılmamasını arzu ederdim." Müslim'deki rivayette: "Nihai olarak kendisine başvurulacak bir açıklama" şeklindedir. Bu ifadeler onun bu konuda Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den gelen bir nass! bilme diğini göstermekte ve diğertaraftan içkiye dair haber verdiği husus dolayısı ile daha başka bir şeye ihtiyaç duymayacak şekilde Nebiden kendisine ulaşmış bir bilgiye sahip olduğu izlenimini vermektedir ki, bu hususta hutbesinde kesin bir kanaatini de belirtmiş oldu.

 

"Dede ile kelale(nin mirası) ve faize dair bazı bahisler." Dededen maksat, mirastan hak ettiği miktarın ne olduğudur. Çünkü ashab-ı kiram bu hususta çok büyük ihtilafa düşmüşlerdir. İleride Feraiz (miras bahisleri) bölümünde(6738.hadiste) Ömer'den bu hususta farklı hükümler verdiğine dair açıklamalar gelecektir. Kelale'ye dair açıklamalar da aynı şekilde Feraiz bölümünde gelecektir. Faiz ile ilgili çeşitli konulara gelince, muhtemelen bu sözüyle riba'l-fadl (denilen fazlalık faizin)e işaret etmektedir. Çünkü nesıe ribası (vade faizi) üzerinde ashab-ı kiram arasında ittifak vardır.