EK SAYFA – 1841-2
باب: مهر
البغي
والنكاح
الفاسد.
51. KENDİSİ İLE ZİNA KARŞILIĞINDA KADINA VERİLEN ÜCRET VE FASİD
NİKAH
وقال الحسن:
غذا تزوج
محرمة وهو لا
يشعر فرق بينهما
ولها ما أخذت،
وليس لها
غيره، ثم قال
بعد: لها صداقها.
el-Hasen dedi ki: Bir kimse kendisine nikahı haram olan bir
kadın ile farkında olmadan evlenecek olursa, birbirlerinden ayrılmaları
sağlanır. Aldığı da kadına ait olur. Kadının alacak başka bir hakkı da
yoktur. Daha sonra yine el-Hasen: O kadının
mehir hakkı vardır, demiştir.
حدثنا علي بن
عبد الله:
حدثنا سفيان،
عن الزهري، عن
أبي بكر بن
عبد الرحمن،
عن ابن مسعود
رضي الله عنه
قال:
نهى
النبي صلى
الله عليه
وسلم عن ثمن
الكلب، وحلوان
الكاهن، ومهر
البغي.
[-5346-] Ebu Mes'ud r.a.'dan, dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem köpeğin bedelini, kahinin kahinlik karşısında aldığı ücreti ve fahişeye
verilen ücreti yasaklamıştır."
حدثنا أدم:
حدثنا شعبة:
حدثنا عون بن
أبي جحيفة، عن
أبيه قال:
لعن
النبي صلى
الله عليه
وسلم الواشمة
والمستوشمة
وآكل الربا
وموكله، ونهى
عن ثمن الكلب،
وكسب البغي، ولعن
المصورين.
[-5347-] Avn İbn Ebi Cuhayfe'den, onun da babasından rivayete göre o: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, dövme yapana,
dövmeyi yaptırana, faiz yiyene, faiz yedirene lanet etmiş ve köpeğin bedelini,
fahişenin kazancını yasaklamış, suret yapanlara da lanet etmiştir"
demiştir.
حدثنا علي بن
الجعد: أخبرنا
شعبة، عن محمد
بن جحادة، عن أبي
حازم، عن أبي
هريرة:
نهى
النبي صلى
الله عليه
وسلم عن كسب
الإماء.
[-5348-] Ebu Hureyre r.a.'den rivayete göre "Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem cariyelerin (zina karşılığı) kazancını yasaklamıştır."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Fahişeye verilen ücret ve fasid nikah." Bağiyy
(fahişe) zina demek olan biğa'dan türetilmiştir.
"Farkında olmadan .. " Böylelikle kasten yapılan
dışarıda tutulmak istenmiştir.
Bu kayıt ve bunun mefhumundan anlaşılan, başlığa uygunluk arz
etmektedir. İbn Battal dedi ki: Bu hususta ilim adamlarının iki ayrı görüşü
vardır. Kimisi böyle bir kadına müsemma olan mehir ne ise o verilir, kimisi de:
Ona mehr-i misil verilir demiştir. Çoğunluk da bu görüştedir.
İbn Battal dedi ki: Cumhur şöyle demiştir: Bir kimse haram
olduğunu bile bile nikahı kendisine haram olan bir kadın ile nikahlanacak
olursa, böyle bir akdin haram olduğu icma' ile kabul edildiğinden ötürü ona had
uygulamak gerekir. Çünkü ortada haddin bertaraf edilmesini gerektirecek bir
şüphe bulunmamaktadır.
Ebu Hanife'den gelen rivayete göre ise akdin kendisi bir şüphe
teşkil eder.
Buna da mülkiyetinde ortak olduğu bir cari ye ile ilişki kurmayı
delil göstermiştir. Böyle bir cariye ile ilişki kurması ona ittifakla haram
olduğu halde, şüphe dolayısıyla onun için had söz konusu olmaz. Ancak ona şöyle
cevap verilmiştir: Onun mülkündeki payı, böyle bir şüphenin ortaya çıkmasını
gerektirmiştir. Oysa kendisine nikahı haram olan bir kadının durumu böyle
değildir. Böyle bir kadında asla mülkiyet söz konusu olamaz. Bu sebeple
aralarında fark vardır. Bundan dolayı da Maliki alimlerinden İbnu'l-Kasım şöyle
demiştir: (Böyle bir durumda) hür kadın ile ilişki kurmakta had gerekir,
mülkiyet altındaki kadın için gerekmez.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.