SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’T-TALAK

<< 1834 >>

EK SAYFA – 1834-3

باب: إذا قال: فارقتك، أو سرحتك، أو الخلية، أو البرية، أو ما عني به الطلاق، فهو على نيته.

6. KOCANıN KARISINA SÖYLEDİĞİ "SENDEN AYRıLDIM YAHUT SENİ SALIVERDİM YAHUT SENİ KENDİ BAŞINA BıRAKIYORUM YAHUT SEN UZAKLAŞTIRILDIN" YA DA KENDİSİ İLE TALAKIN KASTEDİLDİĞİ SÖZLERİN KOCANIN NİYETİNE GÖRE YORUMLANACAĞI

 

 وقول الله عز وجل: {وسرحوهن سراحا جميلا} /الأحزاب: 49/. وقال: {وأسرحكن سراحا جميلا} /الأحزاب: 28/.

وقال {فإمساك بمعروف أو تسريح بإحسان} /البقرة: 229/. وقال {أو فارقوهن بمعروف} /الطلاق: 2/.

وقالت عائشة: قد علم النبي صلى الله عليه وسلم أن أبوي لم يكونا يأمراني بفراقه.

 

Ve yüce Allah'ın: "Ve onları güzel bir şekilde salıverin. "(Ahzab, 49) "Ve sizi güzellikle salıvereyim. "(Ahzab, 28) "Ya iyilikle tutmalıdır veya güzellikle salmalıdır. "(Bakara, 229) "Yah ut maruf ile anİardan ayrılın. "(Talak, 2) buyrukları ile Aişe radıyalhl.hu anha'nın: "Nebi sallallahu aleyhi ve selle m benim anne ve babamın bana kendisinden ayrılmamı emretmeyeceklerini biliyordu" sözü

 

 

AÇIKLAMA:

 

"Koca karısına senden ayrıldım, seni salıverdim, sen bir başınasın yahut sen uzaklaştırıldın ya da kendisi ile talakın kastedildiği bir sözü kuUanması halinde niyetine göre yorumlanır." Musannıf (Buhari) bu meselede hükmü bu şekilde kesin olarak belirtmiş bulunmaktadır. Buna göre o talak ya da bu kökten türeyen lafızlar dışında kalan sözleri, talak hakkındakullanılan sarih sözlerden kabul etmemesi gerekir. Bu, Şafii'nin kadim görüşüdür. Cedid görüşünde ise talak, firak (ayrılık), serah (salıvermek) lafızlarının da boşama için kullanılan sarih laflZlardan olduğunu açıkça ifade etmiştir. Çünkü bu lafızlar Kur'an-ı Kerim'de talak anlamında kullanılmıştır.

 

Kadim görüşün delili şudur: Kur'an-ı Kerim'de firak (ayrılık) ve serah (salıvermek) lafızları talak lafzından farklı olarak başka hususları kastetmek için kullanılmıştır; ama talak lafzı ancak boşamak hakkında kullanılmıştır.

 

Taberi'nin el-Udde adlı eserinde olduğu gibi el-Mehamili ve başkaları gibi bir topluluk, Şafii'nin kadim görüşünü tercih etmiştir. Hanefilerin görüşü de budur. Malikilerden Kadı Abdulvehhab da bunu tercih etmiştir. Darimi, İbn Hayr'dan talaktan başka bir lafzı bilmeyen bir kimse hakkında sadece bu lafız sarihtir, dediğini nakletmiş bulunmaktadır ki, bu da (delil bakımından) güçlü bir ayrıntıdır.