EK SAYFA – 1826-1
باب: ما ينهى
من دخول
المتشبهين
بالنساء على المرأة.
113. KENDİLERİNİ KADıNLARA BENZETEN ERKEKLERİN KADINLARIN YANINA
GİRMELERİNİN NEHYEDİLMESİ
حدثنا عثمان
بن أبي شيبة:
حدثنا عبدة،
عن هشام بن
عروة، عن
أبيه، عن زينب
بنت أم سلمة،
عن أم سلمة:
أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم كان
عندها وقي البيت
مخنث، فقال
المخنث لأخي
أم سلمة عبد
الله بن أبي
أمية: أن فتح
الله لكم
الطائف غدا،
أدلك على ابنة
غيلان، فإنها
تقبل بأربع
وتدبر بثمان،
فقال النبي
صلى الله عليه
وسلم: (لا يدخلن
هذا عليكن)
[-5235-] Ümmü Seleme'den rivayete göre, "Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem yanında bulunuyordu. Evde de muhannes (davranışlarıyla kendisini
kadınlara benzeten) birisi vardı. O muhannes kişi Ümmü Seleme'nin kardeşi
Abdullah İbn Ebi Umeyye'ye şöyle dedi:
Allah yarın size Taif'i fethetmeyi nasip ederse sana Gaylan'ın
kızını tavsiye ederim. Çünkü o (kiloları fazla olduğundan) dört büklüm ile
gelir, sekiz büklüm ile geri gider.
Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: Bu, kesinlikle sizin
huzurunuza girmesin, diye buyurdu."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Kadınlara benzemeye çalışan erkeklerin kadınların yanına
girmesinin nehyedilmesi." Kocasının izni olmaksızın ve -mesela- kadının
yolcu olması gibi hallerde, demektir.
"Muhannes"
Taif gazvesinde adının Hit olduğu geçmiş bulunmaktadır.
Muhannes; ahlakını hareketleri, konuşmaları ve daha başka hususlar itibariyle
kadınlara benzeten kimse demektir. Eğer bu yaratılışından gelen bir şey ise
bundan dolayı kınanması söz konusu değildir, ama bunu izale etmeye de çalışması
gerekir. Eğer bu benzeyişte kendisinin kastı ve gayreti söz konusu ise, işte
yerilen hal budur.
Fuhşiyatı ister işlemiş olsun, ister işlememiş olsun, onun
hakkında da muhannes adı kullanılır.
"Tavsiye ederim", yani onu ele geçirmeye bak ve onun
peşine takıl. "Gaylan"
İbn İshak'ın naklettiğine göre Hakım kızı Havle, Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'e şöyle demişti: Allah sana Taif'i fethetmeyi nasip ederse, bana
Gayleın'ın kızı Badiye'nin zınet eşyalarını ver. Badiye, Sakif kadınları
arasında zınet eşyası en çok olan birisi idi. Gaylan ise Seleme'nin oğlu olup,
o Muattib'in, o Malik esSakafı'nin oğludur. Nikahı altında on tane kadın
bulunduğu halde İslam'a giren kişi odur. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem
kendisine sadece dört tanesini seçmesini emir buyurmuştur. Gaylan, Sakiflilerin
reisierinden olup, Ömer R.A.'ın halifeliğinin son dönemlerine kadar yaşamıştır.
Hattabi dedi ki: Bu sözleriyle kadının karnı tarafında dört
boğumun ya da büklümün bulunduğunu, karşıdan geldiği vakit bu boğumların biri
diğeri üstüne sarkmış şekilde açıkça yerlerinin görüldüğünü, geri dönüp
gittiğinde ise bu dört büklümün kenarlarının yan taraflarında (dörderden) sekiz
olarak göründüğünü anlatmak istemiştir. Hulasa o, bu Gaylan'ın kızının bedenen
kilolu olduğunu ve karnında bundan dolayı boğumların oluşmuş olduğunu
anlatmaktadır. Bu da ancak kilolu kadınlarda görülen bir haldir. Çoğunlukla
erkeklerin de bu tür kadınlara daha çok istekli oldukları görülegelmiştir.
el-Mühelleb dedi ki: Nebiin bu muhannesi kadınların yanına
girmekten alıkoyması, erkeklerin kalbierini heyecanlandıran böyle bir şekilde
kadını nitelendirmeye koyulduğunu işitmiş olmasıdır. Onun kadınların huzuruna
girmesini engelleyerek, (başkalarının) zevceleri(ni) başkalarına
nitelendirmesini ve böylelikle hicabın anlamının ortadan kalkmasını önlemek
istemiştir.
Hadisten Çıkarılan Sonuçlar
1- Kadınlar, kadınların güzelliklerini fark edebilen
yabancılardan hicab arkasına çekilmelidirier.
2- Herhangi bir hususta kendisinden şüpheye düşülen kimsenin
uzaklaştırılmasında bu hadis asıl bir dayanaktır.
3- Kadınlara benzemeye çalışan bir kimsenin, kadınların
bulunduğu evIerden dışarıya çıkartılarak -ve bu işten vazgeçmesi için başka yol
kalmadığı ortaya çıktığı takdirde sürgüne gönderilerek- tazir edilmesi söz
konusudur.
4- Kadınların erkeklere, erkeklerin kadınlara isteyerek ve
kasten benzemeye çalışmaları ittifakla haramdır. İleride bu şekilde davranan
kimseye lanet olunduğuna dair hadis Libas (giyim) bölümünde
gelecektir.(5885.hadiste)
باب: نظر
المرأة إلى
الحبش ونحوهم
من غير ريبة.
114. KADININ, KÖTÜ BİR DÜŞÜNCEYE KAPILMAKSIZIN HABEŞLERE VE
BAŞKALARINA BAKMASI
حدثنا إسحاق
بن إبراهيم
الحنظلي: عن
عيسى، عن الأوزعي،
عن الزهري، عن
عروة، عن عاشة
رضي الله عنه
قالت:
رأيت
النبي صلى
الله عليه
وسلم يسترني
بردائه، وأنا
أنظر إلى
الحبشة
يلعبون في
المسجد، حتى
أكون أنا الذي
أسام،
فاقدروا قدر
الجارية الحديثة
السن،
الحريصة على
اللهو.
[-5236-] Aişe r.anha'dan dedi ki: "Ben mescidde oynayan Habeşlilere
bakar iken Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in de beni ridası ile örtüp
sakladığını ve nihayet ben bundan usanıncaya kadar bunu sürdürdüğünü
görmüşümdür. Artık yaşı küçük, oyuna, eğlenceye düşkün bir kızın bu durumda ne
yapabileceğini siz hesap edin."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Kadının, kötü bir düşünceye kapılmaksızın Habeşlere ve
başkalarına bakmas!." Başlığın zahirinden anlaşıldığına göre musannıf, kadının
yabancı bir erkeğe bakmasının caiz olduğu ama aksinin böyle olmadığı görüşünde
idi. Bu meşhur bir mesele olup, Şafil mezhebinde bu hususta hangisinin tercih
edileceği ile ilgili olarak ihtilaf edilmiştir. Ancak bu başlıktaki hadis,
bunun caiz olduğunu kabul edenleri desteklemektedir. Daha önce Bayram
bahislerinde Nevevıinin buna dair şu cevabı verdiği geçmiş bulunmaktadır: Aişe
büluğa ermemiş küçük yaşta idi. Yahut bu hicab emrinden önce idi. O bu görüşünü
bu rivayette geçen:
"Yaşı küçk kızın durumunu siz ölçüp biçiniz" ifadeleri
ile pekiştirmektedir. Fakat onun bu delillendirmesinin pek yerinde olmadığını
ortaya koyan açıklamalar daha önceden geçtiği gibi, bunun rivayet yollarından
birisinden de bu hadisenin Habeşlilerin heyetinin gelişinden sonra olduğu,
gelişlerinin de hicretin yedinci yılına rastladığı da ifade edilmektedir. O
sırada da Aişe on altı yaşında idi ve büluğa ermiş bulunuyordu. Ayrıca bu,
hicab emrinden sonra olmuştu.
Bunu kabul etmeyenlerin delili ise Ümmü Seleme yoluyla gelen ve:
"Peki ya siz kör müsünüz?" ifadelerinin yer aldığı meşhur hadistir.
Bu hadisi Sünen sahipleri ez-Zührı'nin Ümmü Seleme'nin mevlası olan Nebhan'dan,
Nebhan'ın da Ümmü Seleme'den diye rivayeti ile gelmiştir ki, senedi kavidir.
Her iki hadis bir arada şöylece açıklanabilir: Bu olayın daha önce meydana
gelmiş olma ihtimali vardır; yahut Nebhan'ın sözünü ettiği hadiste anlatılan
olayda kadınları erkeği görmekten men eden bir husus bulunabilir. Çünkü İbn Üm
mü Mektum ama birisi idi. Muhtemelen o, kadınların örtünmesi gereken yerlerini
belki fark edebiliyor ve karşıdaki bunu hissetmeyebiliyordu. Bunun (kadınların
erkeklere bakmasının) caiz oluşunu güçlendiren delillerden birisi de kadınların
mescidlere, pazarlara ve yolculuklara erkeklerin kendilerini görmemesi için
nikablı (peçeli) olarak çıkmalarının caiz oluşuna dair uygulamanın devam
etmesidir. Ayrıca erkeklere, kadınlar kendilerini görmesin diye yüzlerini
örtmesi emri kesinlikle verilmemiştir. İşte bu, her iki kesim arasında hükmü n
farklı olduğunun delilidir.
Gazzal1 de cevaza bunu delil göstererek şunları söylemiştir:
Bizler kadının erkeğin yüzüne bakmasının, erkeğin kadının yüzüne bakması gibi
aYret olduğunu söylemiyoruz. Aksine erkeğin yüzüne bakmak, erkeğin tüysüzün
yüzüne bakması gibidir, diyoruz. Sadece fitneden korkulması halinde ona bakmak
haram olur. Eğer fitne yoksa haram değildir. Çünkü çağlar boyunca erkekler hep
yüzleri açık dışarı çıkmışlardır, kadınlar da nikablı olarak dışarı
çıkmışlardır. Eğer durumları eşit olsaydı, erkeklere de nikab kullanmaları
emredilir, yahut kadınlara dışarı çıkmaları yasaklanırdl. (Gazali'den ikitibas (alıntı) burada bitti)
Hadis ile ilgili açıklanması gereken diğer hususlar daha önce
"İki Bayram" ile ilgili başlıklarda geçmiş bulunmaktadır.
(988.hadiste)