EK SAYFA – 1790-4
باب: تزويج
المعسر
لقوله تعالى
{أن يكونوا
فقراء يغنيهم
الله من فضله}
/النور: 32/.
14. YÜCE ALLAH'IN: "EĞER ONLAR FAKİR
İSELER ALLAH ONLARI LÜTFU İLE ZENGİN KILAR."(Nur, 32) BUYRUĞU DOLAYISIYLA
ELİ DAR OLANı EVLENDİRMEK
حدثنا قتيبة:
حدثنا عبد
العزيز بن أبي
حازم، عن سهل
بن سعد
الساعدي قال:
جاءت
امراة إلى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فقالت:
يا رسول الله
جئت أهب لك
نفسي، قال:
فنظر إليها
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فصعد النظر
فيها وصوبه،
ثم طأطأ رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
رأسه، فلما
رأت المرأة أنه
لم يقض فيها
شيئا جلست،
فقام رجل من
أصحابه فقال:
يا رسول الله،
أن لم يكن لك
بها حاجة فزوجنيها،
فقال: (وهل
عندك من شيء).
قال: لا والله
يا رسول الله،
فقال: (اذهب
إلى أهلك
فانظر هل تجد شيئا).
فذهب ثم رجع
فقال: لا والله
ما وجدت شيئا،
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم:
(انظر ولو
خاتم من حديد).
فذهب ثم رجع،
فقال: لا
والله يا رسول
الله، ولا
خاتم من حديد،
ولكن هذا
إزاري - قال
سهل: ما له
رداء - فلها نصفه،
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم:
(وما تصنع
بإزارك، إن
لبسته لم يكن
عليها منه
شيء، وإن
لبسته لم يكن
عليك شيء). فجلس
الرجل حتى أذا
طال مجلسه
قام، فرآه
رسول الله
صلى الله عليه
وسلم موليا،
فأمر به فدعي،
فلما جاء قال:
(ماذا معك من
القرآن). قال:
معي سورة كذا
وسورة كذا،
عددها، فقال:
(تقرؤهن عن ظهر
قلبك). قال:
نعم، قال
(اذهب قد
ملكتكها بما
معك من القرآن).
[-5087-] Sehl İbn Sa'd es-Saidl'den, dedi ki: "Bir
kadın Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e:
Ey Allah'ın Rasulü, kendimi sana hibe etmek amacı ile
geldim," dedi.
{SehI} dedi ki: Rasulullah ona baktı, onu baştan aşağıya süzdü.
Daha sonra başını önüne eğdi. Kadın onun kendisi hakkında bir hüküm vermediğini
görünce yerine oturdu.
Ashabından bir adam kalkıp dedi ki: Ey Allah'ın Rasulü! Eğer sen
onunla evlenmeyi düşünmüyorsan onu benimle evlendir.
Allah Rasulü: Peki yanında (mehir olarak verecek) bir şeyin var
mı, diye sordu. Adam: Allahla yemin ederim ki hayır, ey Allah'ın Rasulü, dedi.
Bunun üzerine şöyle buyurdu: Ailenin yanına git, bak, herhangi bir
şey bulabilir misin? Adam gitti, sonra geri döndü. Hayır, Allah'a yemin ederim
hiçbir şey bulamadım, dedi.
Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
Bir bak, hiç olmazsa demirden bir yüzük olsun. Adam gitti, sonra
geri dönüp şöyle dedi: Hayır, Allah'a yemin ederim ey Allah'ın Rasulü, demirden
bir yüzük dahi bulamadım. Fakat şu izarım (belden aşağısını örten peştamal)
var. Yarısı onun olsun.
-Sehl dedi ki: O sahabinin izarının üzerine giyineceği ridası
yoktu.- Rasulullah bunun üzerine şöyle buyurdu: Bu kadın senin izarını ne
yapsın? Sen onu giydiğin takdirde o izardan bu kadının üzerinde bir şeyolmaz.
Şayet o giyecek olursa, ondan senin giyineceğin bir payın kalmaz. Bunun üzerine
adam da oturdu. Oturuşu da uzayıp gitti, sonra kalktı. Rasulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem onun gittiğini görünce, çağırılmasını emir buyurdu, onu
çağırdılar.
Gelince, Allah Rasulü ona: Kur'an'dan neyi ezbere biliyorsun, diye
sordu.
Adam: Şu sureyi, şu sureyi ezbere biliyorum deyip, onları saydı.
Allah Rasulü:
Bunları ezberden okuyabiliyor musun, diye sordu. Adam: Evet
deyince, şöyle buyurdu: Git, ezbere bildiğin Kur'an sureleri dolayısıyla seni
bu kadına malik kıldım (onunla evlendirdim).