SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’N-NİKAH

<< 1790 >>

EK SAYFA – 1790-3

باب: اتخاذ السراري، ومن أعتق جاريته ثم تزوجها.

13.CARİYE EDİNMEK VE BİR CARİYEYİ AZAD ETTİKTEN SONRA ONUNLA EVLENMEK

 

حدثنا موسى بن إسماعيل: حدثنا عبد الواحد: حدثنا صالح بن صالح الهمذاني: حدثنا الشعبي قال: حدثني أبو بردة، عن أبيه قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (أيما رجل كانت عنده وليدة، فعلمها فأحسن تعليمها، وأدبها فأحسن تأديبها، ثم أعتقها وتزوجها فله أجران. وأيما رجل من أهل الكتاب، آمن بنبيه وآمن بي فله أجران. وأيما مملوك أدى حق مواليه وحق ربه فله أجران).

قال الشعبي: خذها بغير شيء قد كان الرجل يرحل فيما دونها إلى المدينة.

وقال أبو بكر، عن ابن حصين، عن أبي بردة، عن النبي صلى الله عليه وسلم: (أعتقها ثم أصدقها).

 

[-5083-] Bürde'den, O babasından şöyle dediğini rivayet etmektedir: "RasuluIlah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

 

Herhangi bir adamın yanında bir küçük cariye bulunur da ona öğretir ve öğrenimini güzel yaparsa, onu te'dib eder, güzel bir şekilde edeplendirirse, sonra onu azad edip onunla evlenecek olursa, onun için iki ecir vardır.

 

Kitap ehlinden herhangi bir adam hem kendi Nebiine iman eder, hem de bana iman ederse, onun için de iki ecir vardır.

 

Herhangi bir köle, efendilerinin hakkını ve Rabbimin de hakkını eksiksiz yerine getirirse onun için iki ecir vardır. "564

 

**************

Burada hadisin devamında Buharilnin zikrettiği, fakat ihtisar edenin almadığı hadis rivi'ıyeti bakımından bir anekdotu önemli gördüğümüz için tercüme etmekte fayda mülahaza ettik:

**************

 

 

حدثنا سعيد بن تليد قال: أخبرني ابن وهب قال: أخبرني جرير ابن حازم، عن أيوب، عن محمد عن أبي هريرة قال: قال النبي صلى الله عليه وسلم.

حدثنا سليمان، عن حماد بن يزيد، عن أيوب، عن محمد، عن أبي هريرة:

 لم يكذب أبراهيم إلا ثلاث كذبات: بينما أبراهيم مر بجبار ومعه سارة - فذكر الحديث - فاعطاها هاجر، قالت كف الله يد الكافر وأخدمني آجر. قال أبو هريرة فتلك أمكم يا بني ماء السماء.

 

[-5084-] Eyyub'dan, o Ebu Hureyre r.a.'den, dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: ... "

 

Muhammed'den, o Ebu Hureyre'den:

 

"İbrahim ancak üç yalan söylemiştir. İbrahim beraberinde Sare bulunduğu halde zorba birisinin ülkesinden geçti. .. diye hadisin geri kalan bölümünü zikretti. .. derken (o zalim hükümdar) ona Hacer'i verdi. (Sare) dedi ki:

 

Allah katirin elini benden uzak tuttu ve ayrıca bana Hacer'i de hizmetçi olarak verdi. .. Ebu Hureyre dedi ki: Ey semanın suyunun oğulları! İşte anneniz budur."

 

(Hadisi Ebu Burde'den rivayet eden) eş-Şa'bı hadisi kendisinden naklettiği Salih b. Salih'e dedi ki:

 

"Sen bunu herhangi bir bedel ödemeksizin al, ama önceleri adam bundan daha basit bir mesele için dahi Medine'ye gider, yolculuk yapardı."

 

Ebu Bekr, Ebu Husayn'dan naklen, o Ebu Burde'den, onun da babasından rivayete göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "O cariyeyi azad ettikten sonra onun mehrini verirse ... " diye rivayet etmiştir. (Çeviren)

 

 

حدثنا قتيبة: حدثنا إسماعيل بن جعفر، عن حميد، عن أنس رضي الله عنه قال:

 أقام النبي صلى الله عليه وسلم بين خيبر والمدينة ثلاثل يبنى عليه بصفية بنت حيي، فدعوت المسلمين إلى وليمته، فما كان فيها من خبز ولا لحم، أمر بالأنطاع، فألقي فيها من التمر والأقط والسمن، فكانت وليمته، فقال المسلمون: إحدى أمهات المؤمنين، أومما ملكت يمينه، فقالوا أن حجبها فهي من أمهات المؤمنين، وأن لم يحجبها فهي مما ملكت يمينه فلما ارتحل وطى لعا خلفه، ومد الحجاب بينها وبين الناس.

 

[-5085-] Enes r.a.'dan, dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hayber ile Medine arasında üç gün ikamet etti ve Huyey kızı Safiye ile evlendi. Ben Müslümanları onun düğün ziyafetine davet ettim. O ziyafette ne ekmek, ne de et vardı. Tabaklanmış derilerden yapılmış sofraların yayılmasını emretti. Oraya bir miktar hurma, keş ve yağ konuldu. İşte onun düğün yemeği bunlar oldu.

 

Müslümanlar: Acaba bu mu'minlerin annelerinden birisi mi olacak, yoksa sağ elinin malik olduklarından mı, diye sordular. Sonra şöyle dediler: Eğer onu örterse (hicablandırırsa) mu'minlerin annelerinden birisi olacaktır. Eğer örtmezse bu sağ elinin sahip olduklarından (cariyesi) olacaktır. Yola koyulunca (bineğin üzerinde) arkasında Safiye için bir yer hazırladı ve Safiye ile diğer insanlar arasında da hicabı (örtüyü) uzattı."

 

 

AÇiKLAMA :

 

"Cariyeler (es-serari) edinmek." Bu kelime sürriyye (bir diğer okuyuşa göre sirriyye )nin çoğuludur.

 

باب: من جعل عتق الأمة صداقها.

13.  CARİYEYİ HÜRRİYETİNE KAVUŞTURMAYI ONUN MEHRİ YAPAN KİMSE

(no mükerrerdir)

 

حدثنا قتيبة بن سعيد: حدثنا حماد، عن ثابت وشعيب بن الحبحاب، عن أنس بن مالك :

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم أعتق صفية، وجعل عتقها صداقها.

 

[-5086-] Enes İbn Malik'ten rivayete göre, "Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Safiye'ye hürriyetini verdi ve onu hürriyetine kavuşturmayı (azad etmeyi) mehri yaptı."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Cariyeyi hürriyetine kavuşturmayı onun mehri yapan kimse." Buhari bu babı bu şekilde hükmünün ne olduğunu belirtmeden zikretmiştir. Bundan zahiren anlaşılan hükmü, eski fukahadan Said İbn el-Müseyyeb, İbrahim, TavUs ve ez-Zühr!, İslam dünyasındaki çeşitli fukahadan es-Sevr!, Ebu Yusuf, Ahmed ve İshak da bu görüşü benimsemiş ve şöyle demişlerdir: Bir kimse cariyesine onu aza d etmeyi mehri yapmak üzere hürriyetini verecek olursa akit de, azad etmek de, mehir de -hadisin zahirinden anlaşıldığı üzere- sahihtirler.

 

İbnu's-Salah der ki: Hürriyeti vermek mehir olmasa dahi mehrin yerini tutar.

Ayrıca şunları da eklemektedir: Bu açıklama şekli, en sahih ve hadisin lafzma en yakm olan açıklamadır.

 

Nevevi de "er-Ravda" adlı eserinde onun izinden gitmiştir. Ancak garip hususlardan birisi de Tirmizi'nin bu hadisi zikrettikten sonra söylediği şu sözlerdir: Bu aynı zamanda Şafii'nin, Ahmed'in ve İshak'ın da görüşüdür. (Nevevi) der ki: Ama bazı ilim adamları onu azad etmenin dışında ona ayrıca bir mehir tespit etmeksizin hürriyetini vermeyi, mehri olarak kabul etmeyi mekruh görmüşlerdir. Bununla birlikte birinci görüş daha sahihtir. İbn Hazm da Şafii'den böyle nakilde bulunmuştur. Ancak Şafiiler nezdinde bilinen, bunun sahih olmayacağıdır; ama ondan bu görüşü nakledenlerin kastı, muhtemelen birinci ihtimalde öngörülen şekildir. Çünkü özellikle Şafii açıkça şunu ifade etmiştir: Bir kimse cariyesini onunla evlenmek üzere azad etse, cariyesi de bunu kabul etse hürriyetine kavuşur; ama onunla evlenmek zorunluluğu yoktur. Yalnız bu durumda değerini, kendisini azad eden eski efendisine ödemesi gerekir. Çünkü efendisi onu bedelsiz olarak azad etmeyi kabul etmemiştir. Dolayısıyla bu, diğer fasid şartlar gibi olur. Eğer onunla evlenmeye razı olup, üzerinde ittifak edecekleri bir mehir şartı ile onunla evlenirse, tespit edilen mehir onun olur. Bununla birlikte kendi değerini eski efendisine ödemesi gerekir.