MUMTEHİNE SURESİ
باب: {إذا
جاءك
المؤمنات
يبايعنك} /12/.
3. "EY NEBİ! İNANMIŞ KADINLAR SANA BİAT ETMEYE GELDİKLERİ
ZAMAN"(Mümtehine 12) AYETİNİN TEFSİRİ
حدثنا أبو
معمر: حدثنا
عبد الوارث:
حدثنا أيوب،
عن حفصة بنت
سيرين، عن أم
عطية رضي الله
عنها قالت: بايعنا
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم، فقرأ علينا:
{أن لا يشركن
بالله شيئا}.
ونهانا عن
النياحة،
فقبضت امرأة
يدها، فقالت:
أسعدتني فلانة،
أريد أن
أجزيها، فما
قال لها النبي
صلى الله عليه
وسلم شيئا،
فانطلقت
ورجعت،
فبايعها.
[-4892-] Ümmü Atiyye radiyallahu anha'dan rivayet
edildiğine göre, o şöyle demiştir: Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e
biat ettik, o da bize "Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamak ... "
ayetini okudu ve ölü üzerine ağıt yakmamızı yasakladı. Bu sırada bir kadın hemen
elini çekti ve şöyle dedi: - Falanca kadın ağıt yakmada bana yardım etmişti.
Onun bu iyiliğine karşılık vermek istiyorum.
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona hiçbir şey söylemedi. Kadın
gitti, sonra döndü ve biat etti.
حدثنا عبد
الله بن محمد:
حدثنا وهب بن
جرير قال:
حدثنا أبي
قال: سمعت الزبير،
عن عكرمة، عن
ابن عباس في
قوله تعالى:
{ولا يعصينك
في معروف}. قال: إنما
هو شرط شرطه
الله للنساء.
[-4893-] İbn Abbas "İyi işi işlemekte sana karşı
gelmemek" ayeti hakkında şöyle demiştir: Bu, Allah'ın kadınlara getirdiği
bir şarttır.
حدثنا علي بن
عبد الله:
حدثنا سفيان:
قال الزهري:
حدثناه، قال:
حدثني أبو
إدريس: سمع
عبادة بن
الصامت رضي
الله عنه قال: كنا
عند النبي صلى
الله عليه
وسلم فقال:
(أتبايعونني
على أن لا
تشركوا بالله
شيئا، ولا تزنوا،
ولا تسرقوا -
وقرأ آية
النساء،
وأكثر لفظ
سليمان: قرأ
الآية - فمن
وفى منكم
فأجره على
الله، ومن
أصاب من ذلك شيئا
فعوقب فهو
كفارة له، ومن
أصاب منها
شيئا من ذلك
فستره الله
فهو إلى الله،
إن شاء عذبه وإن
شاء غفر له).
تابعه عبد
الرزاق عن
معمر في الآية.
[-4894-] Ubade İbn Samit'in şöyle söylediği rivayet
edilmiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanındaydık, bize "Allah'a
hiçbir şeyi ortak koşmamak, zina ve hırsızlık etmemek üzere bana biat eder
misiniz?" diye sordu ve kadınlar hakkında inen ayeti okudu. -Süfyan'dan
gelen rivayetlerin çoğunda "kadınlar hakkında inen ayeti okudu"
ifadesi yerine "ayeti okudu" ifadesi yer almaktadır.- Sonra Allah
Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: İçinizden kim ahdini yerine
getirirse, onu mükafatlandırmak Allah'a aittir. Kim bu suçlardan birini işler
ve cezalandınlırsa, bu cezası onun için keffaret olur. Kim de bunlardan birini
işler ve Allah tarafından suçu örtülürse, durumu Allah'a kalmıştır. O, dilerse
cezalandınr, dilerse bağışlar.
حدثنا محمد
بن عبد
الرحيم: حدثنا
هارون بن
معروف: حدثنا
عبد الله بن
وهب قال:
وأخبرني ابن
جريج: أن
الحسن بن مسلم
أخبره، عن
طاوس، عن ابن
عباس رضي الله
عنهما قال:
شهدت
الصلاة يوم
الفطر مع رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
وأبي بكر وعمر
وعثمان،
فكلهم يصليها
قبل الخطبة،
ثم يخطب بعد،
فنزل نبي الله
صلى الله عليه
وسلم، فكأني
أنظر إليه حين
يجلس الرجال
بيده، ثم أقبل
يشقهم حتى أتى
النساء مع
بلال، فقال:
{يا أيها
النبي إذا
جاءك
المؤمنات
على أن لا
يشركن بالله
شيئا ولا
يسرقن ولا يزنين
ولا يقتلن
أولادهن ولا
يأتين ببهتان
يفترينه بين
أيديهن
وأرجلهن}. حتى
فرغ من الآية كلها،
ثم قال حين
فرغ: (أنتن على
ذلك). وقالت
امرأة واحدة،
لم يجبه
غيرها: نعم يا
رسول الله. لا يدري
الحسن من هي.
قال: (فتصدقن).
وبسط بلال
ثوبه، فجعلن
يلقين الفتخ
والخواتيم في
ثوب بلال.
[-4895-] İbn Abbas r.a.'ın şöyle söylediği rivayet
edilmiştir: Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer ve
Hz. Osman ile birlikte Ramazan Bayramı namazını kıldım. Onların her biri
hutbeden önce namaz kılıp daha sonra hutbe okuyordu. Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'in eliyle işaret edip erkekleri oturttuğu, sonra onların arasından
geçerek Bilal ile birlikte kadınların tarafına geldiği ve şu ayeti okuduğu hala
gözlerimin önünde:
"Ey Nebi! İnanmış kadınlar, Allah'a hiçbir şeyi ortak
koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleriyle
ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemek, iyi işi işlemekte sana karşı
gelmemek hususunda sana biat etmeye geldikleri zaman, onların biatlarını kabul
et ve onlar için Allah'tan mağfiret dile. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır,
çok esirgeyendir. "(Mümtehıne 12)
Nebi s.a.v. ayeti okumayı bitirdikten sonra kadınlara; "Siz,
bu şartları kabul ediyor musunuz?" diye sordu. İçlerinden bir kadın
"Evet, Ey Allah'ın elçisi!" dedi. Onun dışındakiler
cevap vermediler. -Ravi Hasan, Hz. Nebi'e "evet" cevabını veren
kadının kim olduğunu bilmiyordu.- Bunun üzerine Hz. Nebi onlara "Sadaka
verin!" dedi. Silal elbisesini yayoı, onlar da büyük ve küçük yüzüklerini
onun elbisesine atmaya başladılar.
Fethu'l-Bari Açıklaması:
Nesaı'nin Eyyub'dan aktardığı riv:'lyete göre, "Falanca
kadın ağıt yakmada bana yardım etmişti. Onun bu iyiliğine karşılık vermek
istiyorum," ifadesi "Gidip ağıt yakmada ona yardım edeceğim, sonra da
gelip sana biat edeceğim," şeklinde nakledilmiştir .
.......İsad ölüye ağıt yakmak için kadınların birlikte feryad-ı
figan etmeleri anlamına gelir. Bu kelime sadece bu manaya özelolup ancak ağıt
yakmak ve ağıtta yardımlaşmak için kullanılır.
"Kadın gitti, sonra döndü ve biat etti," ifadesi
Nesaıinin rivayetinde şu şekilde geçmektedir: "Hz. Nebi kadına 'git, ağıt
yakmada ona yardım et!' dedi. Sonra kadın gitti, ağıt yakmada ona yardım etti,
sonra döndü ve biat etti."
İmam Nevevı şöyle demiştir: "Kadı Iyaz ve daha başkaları bu
hadisi problemli görüp bu rivayet hakkında tuhaf şeyler söylemişlerdir. Benim
gayem, bu tür sözlere aldanmaktan sakındırmaktır. Malikı alimleri bu hadise
dayanarak şöyle söylemişlerdir: Ölünün arkasından ağıt yakmak haram değildir.
Haram olan ağıt, elbise parçalamak, yanakları tırmalamak vs. Cahiliye
adetlerinden biri ile birlikte yakılan ağıttır. Doğrusu, daha önce ifade
ettiğimiz gibi her halükarda ağıt yakmanın haram olmasıdır. Bütün alimlerin
görüşü böyledir."
Cenazeler bahsinde bu Malikı alimin dışında daha başka alimlerin
de ölüye ağıt yakmanın haram olmadığına ilişkin görüşlerine temas edilmişti.
Ancak bu görüş reddedilen şaz bir görüştür. Kurtubı bunu bir ihtimalolarak
saymış, ancak ağıt yakma konusunda tehdit içeren hadisleri e bunu reddetmiştir.
Hakkında tehdit içeren hadislerin olması ağıt yakmanın haram oluşunun
kesinliğini gösterir. Ancak bu konudaki ilk yasağın tenzıhen mekruh için olması
ihtimali vardır. Kadınların Hz. Nebi'e biatı tamamlanınca ağıt yakma haram
olmuştur. Dolayısıyla ağıt yakmak için kadına izin verilmesi olayı, bunun caiz
olduğunu ifade etmek için ilk durumda (tenzihen mekruh olduğu durumda)
gerçekleşmiştir. Daha sonra ise ağıt yakma haram kılınmıştır, bunun üzerine
şiddetli tehdit içeren hadisler varid olmuştur.
İbn Abbas "İyi işi işlemekte sana karşı gelmemek"
ayeti. hakkında "Bu, Allah'ın kadınlara getirdiği bir şarttır,"
demiştir. Ne zaman kikadınlar bunukendilerine şart koşmuşlardır, o zaman Hz.
Nebi onların biatını almıştır.
Bu şart konusunda alimler farklı görüşler ileri sürmüŞ1er:cIır
Çoğunluğa göre, daha önede ifade edildiğLgibi, buradaki şarttan maksat, ağıt
yakma yasağıdır. Nitekim Imam Müslim'in "Sahıh"inde buna delalet eden
bir.r• ayetin bulunduğu daha önce ifade edilmişti. Taberı de Züheyr İbn
Muhammed'in ''........'' ifadesini, "birbiri ile evlenebilecek konumda
olan erkek v kadının baş başa kalmaması" şeklinde izah ettiğini
nakletmiştir. Katade ise bu iki yorumu ayetin tefsiri olarak birleştirmiştir.