SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’T-TEFSİR

<< 1744 >>

EK SAYFA – 1744-2

VAKIA SURESİ

وقال مجاهد: {رجت} /4/: زلزلت. {بست} /5/: فتت ولتت كما يلت السويق. المخضود: الموقر حملا، ويقال أيضا: لا شوك له. {منضود} /29/: الموز. والعرب: المحببات إلى أزواجهن. {ثلة} /12، 39، 40/: أمة. {يحموم} /43/: دخان أسود. {يصرون} /46/: يديمون. {الهيم} /55/: الإبل الظماء. {لمغرمون} /66/: لملزمون. {فروح} /89/: جنة ورخاء. {وريحان} /89/: الرزق. {وننشئكم فيما لا تعلمون} /61/: في أي خلق نشاء.

Mücahid şöyle demiştir: رجت Ruccet (Vakıa 4) "sallandı" demektir. بست Busset (Vakıa 5) "ufalanıp sevıkin karıştırıldığı gibi birbirine girmeyi" ifade eder. مخضود Mahdud "meyvelerin ağırlığından dalları eğilmiş" anlamına gelir. Bu kelimenin "dikeni olmayan bitki" olduğu da söylenmiştir. منضود Mendud "muz," عرب urub "kocalarına sevimli gelen eşler, ثلة sülletun "ümmet," يحموم yahmum "siyah duman," يصرون yusirrune "sürdürüyorlar, هيم him "susuz deve," لمغرمون lemuğramun (Vakıa 66) "borçlananlar," ........medinin "hesaba çekilenler," روح ravh "Cennet ve genişlik" ريحان reyhan "rızık" demektir. وننشئكم فيما لا تعلمون ve nunşiekum fi ma la ta'lemun ifadesi (Vakıa 61) ise "Sizi dilediğimiz yaratılışta var ederiz," anlamına gelir.

 

وقال غيره: {تفكهون} /65/: تعجبون. {عربا} /37/: مثقلة، واحدها عروب، مثل صبور وصبر، يسميها أهل مكة العربة، وأهل المدينة الغنجة، وأهل العراق الشكلة.

Diğer bir müfessir ise şöyle demiştir: تفكهون tefekkehun (Vakıa 65) "şaşırırsınız" demektir. عربا Urub "cilveli kadın" anlamına gelir. Tekili ise عروب arub'dur. Tekillik ve çoğulluk bakımından صبور وصبر sabur ve subur kelimelerine benzer. Mekkeliler bu kelimenin ifade ettiği anlam için عربة aribe, Medineliler غنجة ğanice ve Iraklılar شكلة şekile kelimelerini kullanırlar. Yine aynı müfessir şöyle demiştir:

 

وقال في: {خافضة} /3/: لقوم إلى النار. {رافعة} /3/: إلى الجنة. {موضونة} /15/: منسوجة، ومنه: وضين الناقة. والكوب: لا آذان له ولا عروة. والأباريق: ذوات الآذان والعرى. {مسكوب} /31/: جار. {وفرش مرفوعة} /34/: بعضها فوق بعض. {مترفين} /45/: متنعمين.

خافضة Hafida ifadesi Cehenneme gidecek kimseler için; رافعة rafia ifadesi ise Cennete gidecek kimseler için kullanılmıştır.(Vakıa 3) موضونة Mevdune "dokunmuş" anlamına gelir. وضين الناقة vadinu'n-naka (devenin kolanı) tabiri de bu kökten gelir. كوب Kub "emziği ve kulpu olmayan kap,"  أباريق ebarik ise "emziği ve kulpu olan testi" anlamına gelir. مسكوب Meskub "akan" demektir. فرش مرفوعة Furuş merfua "döşeklerin üst üste konmasını" ifade eder. مترفين Mutrafin "nimet verilmiş kimseler" anlamına gelir.

 

{ما تمنون} /58/: هي النطفة في أرحام النساء. {للمقوين} /73/: للمسافرين، والقي القفز. {بمواقع النجوم} /75/: بمحكم القرآن، ويقال: بمسقط النجوم إذا سقطن، ومواقع وموقع واحد. {مدهنون} /81/: مكذبون، مثل: {لو تدهن فيدهنون} /القلم: 9/. {فسلام لك} /91/: أي مسلم لك: إنك من أصحاب اليمين، وألغيت إن وهو معناها، كما تقول: أنت مصدق، مسافر عن قليل، إذا كان قد قال: إني مسافر عن قليل، وقد يكون كالدعاء له، كقولك: فسقيا من الرجال، إن رفعت السلام، فهو من الدعاء.{تورون} /71/: تستخرجون، أوريت: أوقدت. {لغوا} /25/: باطلا. {تأثيما} /25/: كذبا.

{ما تمنون Ma tumnun ise "akıtılan nutfeleri" ifade eder. Bir başka ifade ile "kadınların rahmindeki nutfeler" anlamına gelir. للمقوين Li'l-mukvin "yolcular için" demektir. Zaten قي kiyy "çöl" anlamına gelir. بمواقع النجوم Bimevakii'n-nucum ile "Kur'an'ın muhkem ayetleri" kastedilmiştir. Bununla yıldızların b attığı yerin kastedildiği de söylenmiştir. مواقع وموقع Mevaki' ile mevki' kıraatı aynı manayı ifade eder. مدهنون Mudhinun ifadesi لو تدهن فيدهنون lev tudhinu feyudhinun ayetinde olduğu gibi "yalanlayanlar" anlamına gelir. فسلام لك Feselamun leke ifadesi "ashab-ı yeminden olduğun müsellemdir" anlamına gelir. Burada .......inne ilğa edilmiştir, ancak manası burada bulunmaktadır. Bu durum .......Birazdan yolcuyum diyen birine ..........senin birazdan yola çıkacağın tasdik edilir, demeye benzer. Buradaki فسلام لك feselamun leke ifadesinin, mümin kişi için yapılmış• dua cümlesi olması ihtimali de vardır. Nitekim bu bakımdan bu ayet, فسقيا من الرجال fesekyan minelr-rical dendiği zaman "adamlar sana su versin" ifadesine benzemektedir. Ancak سلام selam lafzı mertu' olursa, bu durumda dua cümlesi olur. تورون turun "çıkarırsın" demektir أوريت Evraytu ise "tutuşturdum" anlamına gelir. لغوا Lağv "batıı," تأثيما te'sim "gu"nah" demektir.

 

AÇIKLAMA : Vakıa'dan maksat kıyamettir.  Firyabi'nin rivayet ettiğine göre, Mücahid,.......lemuğramun ifadesini "şerre atılanlar" şeklinde açıklamıştır.  Muhammed İbn Ka'bIdan şöyle dediği nakledilmiştir: "Kıyamet, dünyada üstte olanları alçaltır, altta olanları da yüceltir."

 

باب: قوله: {وظل ممدود} /30/.

1. "UZAMIŞ GÖLGELER"(Vakıa' 30) AYETİNİN TEFSİRİ

 

حدثنا علي بن عبد الله: حدثنا سفيان، عن أبي الزناد، عن الأعرج، عن أبي هريرة رضي الله عنه، يبلغ به النبي صلى الله عليه وسلم قال:

 (إن في الجنة شجرة، يسير الراكب في ظلها مائة عام، لا يقطعها، واقرؤا إن شئتم: {وظل ممدود}).

 

[-4881-] Ebu Hureyre r.a.'den Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:

 

Cennet'te öyle bir ağaç var ki, binitli biri onun gölgesinde yüz yıl ilerler, yine de onun gölgesinin dışma çıkamaz. Dilerseniz "Uzamış gölgeler" ayetini okuyun.

 

 

 

Bu hadisin açıklaması Bedu'l-halk bölümünde Sıfatu'l-cenne bahsinde geçmişti.(Hadis no: 3252)