ZÜMER SURESİ
باب: {ونفخ في
الصور فصعق من
في السماوات
ومن في الأرض
إلا من شاء
الله ثم نفخ
فيه أخرى فإذا
هم قيام
ينظرون} /68/.
4. "SUR'A ÜFLENİNCE, ALLAH'IN DİLEDİKLERİ MÜSTESNA OLMAK
ÜZERE, GÖKLERDE VE YERDE NE VARSA HEPSİ ÖLECEKTİR. SONRA ONA BİR DAHA
ÜFLENİNCE, BİR DE NE GÖRESİN, ONLAR AYAĞA KALKMIŞ BAKIYORLAR!" (Zumer 68)
AYETİNİN TEFSİRİ
حدثني الحسن:
حدثنا
إسماعيل بن
خليل: أخبرنا
عبد الرحيم،
عن زكرياء ابن
أبي زائدة، عن
عامر، عن أبي
هريرة رضي
الله عنه، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال:
(إني
أول من يرفع
رأسه بعد
النفخة
الآخرة، فإذا
أنا بموسى
متعلق
بالعرش، فلا
أدري أكذلك كان،
أم بعد النفخة).
[-4813-] Ebu Hureyre r.a.'den rivayet edildiğine göre, Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
Sur'a son üflemeden sonra başını ilk kaldıran ben olacağım. Bir
bakacağım ki Musa Arş'a yapışmış bir halde. Bilemiyorum o hep böyle miydi,
yoksa son üflemeden sonra mı böyle oldu.
حدثنا عمر بن
حفص: حدثنا
أبي قال:
حدثنا الأعمش
قال: سمعت أبا
صالح قال:
سمعت أبا
هريرة، عن النبي
صلى الله عليه
وسلم قال:
(بين
النفختين
أربعون).
قالوا: يا أبا
هريرة، أربعون
يوما؟ قال:
أبيت، قال:
أربعون سنة؟
قال: أبيت،
قال: أربعون
شهرا؟ قال:
أبيت. (ويبلى
كل شيء من
الإنسان إلا
عجب ذنبه، فيه
يركب الخلق).
[-4814-] Ebu Hureyre'den Hz. Nebi'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Sur'a iki üfleme arasında kırk vardır."
Ebu Hureyre'nin yanında bulunanlar "kırk gün mü?" diye
ona sormuşlar. [Olayın bundan sonraki kısmını Ebu Hureyre şöyle anlatıyor:] Ben
hiç cevap vermedim. Bu defa "Kırk sene mi?" diye sordular. Ben yine
hiç cevap vermedim. Bu kez "Kırk ay mı?" diye sordular. Ben yine hiç
cevap vermedirrı.•
[Ebu Hureyre Hz. Nebi'in sözünü şu şekilde tamamladı:]
İnsanoğlunun kuyruk sokumundaki bir parçası hariç her şeyi çürür. İşte insanlar
bu parçadan yeniden terkip edilir.
Diğer tahric edenler:
Müslim, fiten; Ebu Davud, sunne; Nesâi, cenâiz; İbn Mâce, zühd; Muvatta,
cenâiz; Ahmed b. Hanbel’in Müsnedi, II, 322, 428, 499;III, 28.
Fethu'l-Bari Açıklaması:
İlk hadisin açıklaması Ehadisu'l-Enbiya bölümünde ayrıntılı
olarak geçmişti.(3414.hadis)
İkinci hadiste Ebu Hureyre'n'in kırk lafzına açıklık getirmekten
sakınması, bu konuda bir bilgisinin olmadığından kaynaklanır.
İmam Müslim'in rivayetine göre, ikinci hadisin sonundaki mesele
hakkında Hz. Nebi şöyle buyurmuştur: "İnsanoğlunun, bir kemiği hariç, her
tarafı çürür. O kemik, belin alt tarafında bulunan ince bir kemiktir. Kuyruğun
başlangıcıdır. Dört ayaklı varlıklarda kuyruğun başladığı yerdir."
İbnu'l-Cevzi, İbnu Akil'in şöyle söylediğini aktarmıştır:
"Bu konuda, Allah'tan başka hiç kimsenin bilmediği bir sır vardır. Çünkü
varlıkları yokluktan var eden bir gücün, yeniden yaratmak için esas alacağı bir
şeye ihtiyacı olamaz. Belki de bu kemik, melekler için yeniden diriltmeyi
gösteren bir alamettir. Her insan cevheri ile beraberdir. Ancak melekler bunu
bilemez. Onlar sadece her şahsın kemiğinin kalması ile bunu bilebilirler. Bu
sayede ruhların bu kemiğin de bir parçası olduğunu ve eski bedenlerine iade edileceğini
anlarlar. Şayet insanın hiçbir parçası kalmasaydı, melekler ruhları bizzat
bedenlerine değil de, o bedenlerin benzerlerine döndürmeyi caiz görürlerdi.
Alimler şöyle demiştir: "Bu hadis, genel bir bilgi
içermektedir. Nebiler ise buna tabi değildir. Çünkü toprak onların bedenlerini
çürütmez." İbn Abdilberr şehitleri, Kurtubı de müezzin ve hisbe
teşkilatında çalışanları onlar gibi değerlendirmiştir. Kadı Iyaz bu rivayeti şu
şekilde te'vıi etmiştir: "Her ne kadar Nebiler gibi, bazı insanların
cesedini toprak çürütmese de, bütün insanlar toprağın çürütlüğü bir türe
mensuptur."