SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’T-TEFSİR

<< 1732 >>

ZÜMER SURESİ

باب: {ونفخ في الصور فصعق من في السماوات ومن في الأرض إلا من شاء الله ثم نفخ فيه أخرى فإذا هم قيام ينظرون} /68/.

4. "SUR'A ÜFLENİNCE, ALLAH'IN DİLEDİKLERİ MÜSTESNA OLMAK ÜZERE, GÖKLERDE VE YERDE NE VARSA HEPSİ ÖLECEKTİR. SONRA ONA BİR DAHA ÜFLENİNCE, BİR DE NE GÖRESİN, ONLAR AYAĞA KALKMIŞ BAKIYORLAR!" (Zumer 68) AYETİNİN TEFSİRİ

 

حدثني الحسن: حدثنا إسماعيل بن خليل: أخبرنا عبد الرحيم، عن زكرياء ابن أبي زائدة، عن عامر، عن أبي هريرة رضي الله عنه، عن النبي صلى الله عليه وسلم قال:

 (إني أول من يرفع رأسه بعد النفخة الآخرة، فإذا أنا بموسى متعلق بالعرش، فلا أدري أكذلك كان، أم بعد النفخة).

 

[-4813-] Ebu Hureyre r.a.'den rivayet edildiğine göre, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

 

Sur'a son üflemeden sonra başını ilk kaldıran ben olacağım. Bir bakacağım ki Musa Arş'a yapışmış bir halde. Bilemiyorum o hep böyle miydi, yoksa son üflemeden sonra mı böyle oldu.

 

 

حدثنا عمر بن حفص: حدثنا أبي قال: حدثنا الأعمش قال: سمعت أبا صالح قال: سمعت أبا هريرة، عن النبي صلى الله عليه وسلم قال:

 (بين النفختين أربعون). قالوا: يا أبا هريرة، أربعون يوما؟ قال: أبيت، قال: أربعون سنة؟ قال: أبيت، قال: أربعون شهرا؟ قال: أبيت. (ويبلى كل شيء من الإنسان إلا عجب ذنبه، فيه يركب الخلق).

 

[-4814-] Ebu Hureyre'den Hz. Nebi'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Sur'a iki üfleme arasında kırk vardır."

 

Ebu Hureyre'nin yanında bulunanlar "kırk gün mü?" diye ona sormuşlar. [Olayın bundan sonraki kısmını Ebu Hureyre şöyle anlatıyor:] Ben hiç cevap vermedim. Bu defa "Kırk sene mi?" diye sordular. Ben yine hiç cevap vermedim. Bu kez "Kırk ay mı?" diye sordular. Ben yine hiç cevap vermedirrı.•

 

[Ebu Hureyre Hz. Nebi'in sözünü şu şekilde tamamladı:] İnsanoğlunun kuyruk sokumundaki bir parçası hariç her şeyi çürür. İşte insanlar bu parçadan yeniden terkip edilir.

 

Diğer tahric edenler: Müslim, fiten; Ebu Davud, sunne; Nesâi, cenâiz; İbn Mâce, zühd; Muvatta, cenâiz; Ahmed b. Hanbel’in Müsnedi, II, 322, 428, 499;III, 28.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

İlk hadisin açıklaması Ehadisu'l-Enbiya bölümünde ayrıntılı olarak geçmişti.(3414.hadis)

İkinci hadiste Ebu Hureyre'n'in kırk lafzına açıklık getirmekten sakınması, bu konuda bir bilgisinin olmadığından kaynaklanır.

 

İmam Müslim'in rivayetine göre, ikinci hadisin sonundaki mesele hakkında Hz. Nebi şöyle buyurmuştur: "İnsanoğlunun, bir kemiği hariç, her tarafı çürür. O kemik, belin alt tarafında bulunan ince bir kemiktir. Kuyruğun başlangıcıdır. Dört ayaklı varlıklarda kuyruğun başladığı yerdir."

 

İbnu'l-Cevzi, İbnu Akil'in şöyle söylediğini aktarmıştır: "Bu konuda, Allah'tan başka hiç kimsenin bilmediği bir sır vardır. Çünkü varlıkları yokluktan var eden bir gücün, yeniden yaratmak için esas alacağı bir şeye ihtiyacı olamaz. Belki de bu kemik, melekler için yeniden diriltmeyi gösteren bir alamettir. Her insan cevheri ile beraberdir. Ancak melekler bunu bilemez. Onlar sadece her şahsın kemiğinin kalması ile bunu bilebilirler. Bu sayede ruhların bu kemiğin de bir parçası olduğunu ve eski bedenlerine iade edileceğini anlarlar. Şayet insanın hiçbir parçası kalmasaydı, melekler ruhları bizzat bedenlerine değil de, o bedenlerin benzerlerine döndürmeyi caiz görürlerdi.

 

Alimler şöyle demiştir: "Bu hadis, genel bir bilgi içermektedir. Nebiler ise buna tabi değildir. Çünkü toprak onların bedenlerini çürütmez." İbn Abdilberr şehitleri, Kurtubı de müezzin ve hisbe teşkilatında çalışanları onlar gibi değerlendirmiştir. Kadı Iyaz bu rivayeti şu şekilde te'vıi etmiştir: "Her ne kadar Nebiler gibi, bazı insanların cesedini toprak çürütmese de, bütün insanlar toprağın çürütlüğü bir türe mensuptur."