SECDE SURESİ
وقال مجاهد:
{مهين} /8/: ضعيف:
نطفة الرجل.
{ضللنا} /10/ هلكنا.
Mücahid şöyle demiştir: مهين Mehin, (Secde 8)
"zayıf" anlamına gelir ve erkeğin nutfesi için kullanılmıştır. ضللنا
Dalelna (Secde 10) kelimesi ise "yok olduk" anlamına gelir.
وقال ابن
عباس: {الجرز} /27/:
التي لا تمطر
إلا مطرا لا
يغني عنها
شيئا. {يهد} /26/:
يبين.
İbn Abbas ise şu kelimeleri şöyle tefsır etmiştir: جرز Curuz,(Secde 27)
"aldığı yağışlar hiç işe yaramayan toprak," يهد yehdi (Secde 26)
kelimesi ise "açıklar" anlamına gelir.
AÇiKLAMA : Yukarıdaki rivayet İbn Ebi Nedh ve ismi belirtilmemiş
bir ravi kanalıyla İbn Abbas'tan nakledilmiştir. Bu ziyade• İbrahim tarafından
yapılmıştır. Mücahid ......Curuz kelimesi ile Ebyen topraklarının
kastedildiğini söylemiştir. Harbi onun bu görüşüne itiraz ederek şöyle
demiştir: "Ebyen, Yemen'de meşhur bir şehrin adıdır. Muhtemelen Mücahid bu
sözüyle, Ebyen'de herhangi bir bitkinin bitmediği bir dönemi
kastetmiştir."
Ebu Ubeyde de bu kelimeyi şöyle izah etmiştir: ........Quruz,
hiç yağmur almayan sert toprağa denir."
باب: قوله:
{فلا تعلم نفس
ما أخفي لهم
من قرة أعين} /17/.
1. "YAPTIKLARINA KARŞILIK OLARAK, ONLAR iÇiN NE MUTLULUKLAR
SAKLANDIĞINI HiÇ KİMSE BİLEMEZ," (Secde 17) AYETİNİN TEFSİRİ
حدثنا علي بن
عبد الله:
حدثنا سفيان،
عن أبي الزناد،
عن الأعرج، عن
أبي هريرة رضي
الله عنه، عن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال:
(قال
الله تبارك
وتعالى: أعددت
لعبادي
الصالحين: ما
لا عين رأت،
ولا أذن سمعت،
ولا خطر على قلب
بشر). قال أبو
هريرة: اقرؤوا
إن شئتم: {فلا
تعلم نفس ما
أخفي لهم من
قرة أعين}. وحدثنا
سفيان: حدثنا
أبو الزناد،
عن الأعرج، عن
أبي هريرة
قال: قال
الله، مثله،
قيل لسفيان: رواية؟
قال: فأي شيء.
قال أبو
معاوية، عن
الأعمش، عن
أبي صالح: قرأ
أبو هريرة:
قرات أعين.
[-4779-] Ebu Hureyre Hz. Nebi'in şöyle buyurduğunu
rivayet etmiştir:
"Allah TeaIa şöyle buyurdu:
Salih kullarım için hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın
işitmediği ve herhangi bir insanın aklına gelmeyen mükafatlar hazırladım."
Ebu Hureyre (bu hadisi naklettikten sonra) "Dileyenler 'onlar
için ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez, '(Secde 17) ayetini okusun,
demiştir."
Diğer tahric edenler: Tirmizî, Tefsir-ül Kur’ân; Müslim, Cennet
حدثني إسحاق
بن نصر: حدثنا
أبو أسامة، عن
الأعمش: حدثنا
أبو صالح، عن
أبي هريرة رضي
الله عنه، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم:
(يقول
الله تعالى:
أعددت لعبادي
الصالحين: ما
لا عين رأت،
ولا أذن سمعت،
ولا خطر على
قلب بشر،
ذخرا، بله ما
أطلعتم عليه).
ثم قرأ: {فلا
تعلم نفس ما
أخفي لهم من
قرة أعين جزاء
بما كانوا يعملون}.
[-4780-] Ebu Hureyre'den Hz. Nebi'in şöyle buyurduğu
rivayet edilmiştir: "Allah Teala şöyle buyurdu:
Salih kullarım için size haber verilenlerin dışında hiçbir gözün
görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve herhangi bir insanın aklına gelmeyen
nice mükafatlar hazırladım."
Sonra Ebu Hureyre, 'Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için ne
mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez," (Secde 17)ayetini okudu.
Fethu'l-Bari Açıklaması:
Allah Teala'nın neden "Salih kullarım için size haber
verilenlerin dışında. hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve
herhangi bir insanın aklına gelmeyen nice mükafatlar hazırladım,"
buyurduğu başka bir hadiste şu şekilde izah edilmiştir: "Hz. Musa, Rabbine
cennet ehlinden kimin derecesinin daha yüksek olduğunu sormuş. Allah Teala da
şöyle cevap vermiş: Onlara yapılacak iyilikleri bizzat kendi elimle hazırladım
ve üzerini mühürledim. Hiçbir göz onları görmemiştir, hiçbir kulak onları
işitmemiştir, herhangi bir kimsenin de bunlar aklına gelmemiştir." Bu
hadisi İmam Müslim rivayet etmiştir. Tirmizı de, Şa'bı kanalıyla şu rivayeti
nakletmiştir: "Mugıre İbn Şu'be minberde iken merru' olarak şu hadisi
zikretti: Hz. Musa Rabbine sordu ... " Tirmizı yukarıdaki hadisi bu
şekilde aynen vermiştir. Onun zikrettiği hadisin sonunda şöyle bir ilave de
mevcuttur:
"Bu hadisi şu ayeti kerime doğrular: 'Yaptıklarına karşılık
olarak, onlar için ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez."(Secde
17)
Hadisin herhangi bir insanın aklına gelmeyen ifadesi, İbn
Mes'Od'un naklettiği hadiste şu ziyade ile yer almıştır: "O mükafatları,
ne yakın bir melek, ne de bir Nebi bilebilir." Bu hadisi İbn Ebı Hatim
nakIetmiştir. Bu hadis, "Burada herhangi bir insanın akIına geImeyen,
denmiştir. Çünkü bu mükafatIar meIekIerin aklına gelir," şeklinde ileri sürüIen
görüşü çürütür. En güzeli, bu ayetteki nefyi umumu üzere bırakmaktır. Bu
şekilde oIması, hadisi nefisIer üzerinde daha etkili kıIar.
Hattabi şöyIe demiştir: "Sanki burada şöyIe denmek
istenmiştir: Size haber verilenIeri boş verin! Zira onIar, sizin için
biriktirdikIerimin yanında önemsiz kalır." Bu yorum, hadiste geçen
......beIh kelimesinin .......min harfi cerri olmadan yapıIan açıkIamasına
uygundur. Eğer kendisinden önce ........min gelirse, bir görüşe göre
"NasıI ........ diğer görüşe göre ise "Evet ........anIamına gelir.
"Dışında" anIamına geIen .......ğayr ve .......siva ile aynı manaya
geIdiği de söyIenmiştir. "ŞöyIe dursun" manasına geIen .......fadI
kelimesi yerine kullanıIdığı da ileri sürüImüştür. Kanaatime göre, bu konuda
zikredilen hadisin akışına bakınca, bu yorumIar içinde en isabetlisi, dışında
anIamına geIen ......ğayr ve .......siva ile ......beIh kelimesini
açıkIamaktır. Düşünen insanIar için bu yorumun isabetli oIduğu gayet açıktır.
Doğrusunu en iyi Allah bilir.