SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’T-TEFSİR

<< 1679 >>

BAKARA SURESİ

باب: {قولوا آمنا بالله وما أنزل إلينا} /136/.

11. "ALLAH'A VE BİZE İNDİRİLENE İMAN ETTİK" DEYiN [Bakara 136] AYETİNiN TEFSiRİ

 

حدثنا محمد بن بشار: حدثنا عثمان بن عمر: أخبرنا علي بن المبارك، عن يحيى بن أبي كثير، عن أبي سلمة، عن أبي هريرة رضي الله عنه قال:

 كان أهل الكتاب يقرؤون التوراة بالعبرانية، ويفسرونها بالعربية لأهل الإسلام، فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (لا تصدقوا أهل الكتاب ولا تكذبوهم، وقولوا: {آمنا بالله وما أنزل إلينا} الآية).

 

[-4485-] Ebu Hureyre'den şöyle dediği nakledilmiştir:

 

"Ehl-i Kitab Tevrat'ı İbranice okuyup, Müslümanlara Arpça olarak açıklıyorlardı. Bu durum karşısında Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

 

Ehl-i Kitablı ne tasdik edin, ne de yalanlayın! Ancak 'Biz Allaha ve bize indirilene ... '299 iman ettik deyin!"

 

Bu Hadisin geçtiği diğer yerler: 7262, 7542.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması: :

 

"Ehl-i Kitab" Bu hadiste ehl-i kitap ile yahudiler kastedilmiştir.

 

"Ehl-i Kitablı ne tasdik edin, ne de yalanlayın!" Çünkü Ehl-i Kitab'ın Müslümanlara bildirdiği konular doğru da olabilir, yalan da. Eğer doğru ise, Müslümanlar yalanladıkları takdirde hakkı yalanlamış olurlar. Eğer yalan ise, tasdik ettikleri takdirde yalanı doğrulamış olurlar. Her iki durumda da sıkıntıya düşerler.

 

Ehl-i Kitablın bizim dinimiz tarafından tam tersinin kabul edildiği bir takım hususlarını yalanlamak bu yasağın kapsamına girmez. Aynı şekilde bizim dinimiz tarafından onaylanan bir takım meselelerini doğrulamak da bu yasağın kapsa' mına girmez. İmam Şafil bu konuya dikkat çekmiştir.

 

Bu hadisten problemli konulara dalmaktan çekinmek, bu hususlarda zan ile kesin karara varmaktan kaçınmak sonucu çıkar. Bu yüzden selef-i salihl'nden nakledilen bu tür haberler bu şekilde değerlendirilir.

 

 

باب: {سيقول السفهاء من الناس ما ولاهم عن قبلتهم التي كانوا عليها قل لله المشرق والمغرب يهدي من يشاء إلى صراط مستقيم} /142/.

12. "İNSANLARDAN BİR KISIM KIT AKıLLıLAR: YÖNELMEKTE OLDUKLARI KIBLELERİNDEN ONLARI ÇEVİREN NEDİR? DİYECEKLER. DE Kİ: DOĞU DA, BATI DA ALLAH'INDIR. O DİLEDİĞİNİ DOĞRU VOLA İLETİR," [Bakara 142] AYETİNİN TEFSİRİ

 

حدثنا أبو نعيم: سمع زهيرا، عن أبي إسحاق، عن البراء رضي الله عنه: أن رسول الله صلى الله عليه وسلم صلى إلى بيت المقدس ستة عشر شهرا، أو سبعة عشر شهرا، وكان يعجبه أن تكون قبلته قبل البيت، وأنه صلى، أو صلاها، صلاة العصر وصلى معه قوم، فخرج رجل ممن كان صلى معه فمر على أهل المسجد وهم راكعون، قال: أشهد بالله، لقد صليت مع النبي صلى الله عليه وسلم قبل مكة، فداروا كما هم قبل البيت، وكان الذي مات على القبلة قبل أن تحول قبل البيت رجال قتلوا، لم ندر ما نقول فيهم، فأنزل الله: {وما كان الله ليضيع إيمانكم إن الله بالناس لرؤوف رحيم}.

 

[-4486-] Bera İbn Azib'den şöyle dediği nakledilmiştir:

 

" Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Beyt-i Makdis'e (Kudüs'e) doğru on altı ya da on yedi ay namaz kıldı. Ancak kıblesinin Ka'be olması onun hoşuna giderdi. Bir defasında ikindi namazını kıldı. Onunla birlikte bir cemaat de namaz kıldı. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'le namaz kılan insanlardan biri Mescid-i Nebevı'den dışarı çıkıp başka bir mescide gitti. O esnada mesciddeki cemaat rüko. halinde idi. Onlara 'Allah'a yemin ederim ki Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte Mekke'ye doğru namaz kıldım,' dedi. Bunun üzerine cemaat Ka'be'ye doğru döndü.

 

Kıblenin Ka'be'ye çevrilmesinden önce eski kıble üzerine ibadet ederken vefat eden ve (Allah yolunda) öldürülen kimseler hakkında ne diyeceğimizi bilemiyorduk. Bunun üzerine Allah Teala, 'Allah sİzİn imanınız! asla zayi edecek değildir. Zira O, insanlara karşı şefkatli ve merhametlidir, '[Bakara, 143] ayetini indirdi."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması: 

 

"İnsanlardan Bİr Kısım Kıt Akıllılar: Yönelmekte Oldukları Kıblelerinden Onları Çeviren Nedir? Diyecekler ......es-Süfehaü kelimesi, kıt akıllı anlamına gelen ... kelimesinin çoğuludur. Bu ayette "kıt akıllılar" ifadesiyle kimlerin kastedildiği konusunda ihtilaf edilmiştir. Bu konuda nakledilen hadisin ravisi Bera ile İbn Abbas ve Mücahid'e göre bu ifadeyle Yahudiler kastedilmiştir. Taberı sahih senetlerle bu görüşü onlardan nakletmiştir. Bu ifade ile kafirler [Mekke müşrikleri], münafıklar ve Yahudiler kastedilmiştir. Şöyle ki; kıble değiştirilince kafirler"Muhammed, kıblemize döndü. Dinimize de dönecektir. Zira o, bizim hak üzere olduğumuzu anladı," dediler. Münafıklar ise, "Eğer Muhammed daha önce hak üzere ise, şu an yöneldiği kıble batıldır. Yok eğer şimdi hak üzere ise, daha önce yöneldiği kıble batıldı," dediler. Yahudiler de, "Muhammed, Nebilerin kıblesine muhalefet etti. Eğer gerçekten Nebi olsaydı, onlara muhalefet etmezdi," dediler. Bu şekilde kıt akıllıların iftiraları çoğalınca aralarında bu ayetin de bulunduğu "Biz, bir ayetin hükmünü yürürlükten kaldırır, ya da onu unutturursak - ertelersek ... "[Bakara 106] ayetinden "Sakın onlardan korkmayın! Yalnız Ben'den korkun!"[Bakara 150] ayetine kadarki Kur'an ayetleri nazil oldu.

 

"Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Beyt-i Makdis'e (Kudüs'e) doğru on altı ya da on yedi ay kadar namaz kıldı." Hadisin bu kısmının aıklaması daha önce "Kitabu'l-ıman" bölümünde geçmişti.