BAKARA SURESİ
باب:
قوله:
{واتخذوا من
مقام إبراهيم
مصلى} /125/.
9. "MAKAM-I İBRAHİM'DEN BİR NAMAZ YERİ EDİNİN"[Bakara
125] AYETİNİN TEFSİRİ
{مثابة} /125/:
يثوبون
يرجعون.
يثوبون yesubune kelimesi
"dönüyorlar" anlamına gelir. مثابة mesabeten kelimesi ile
aynı kökten türetilmiştir.
حدثنا مسدد،
عن يحيى بن
سعيد، عن
حميد، عن أنس
قال: قال عمر:
وافقت
الله في ثلاث،
أو وافقني ربي
في ثلاث، قلت:
يا رسول الله،
لو اتخذت من
مقام إبراهيم
مصلى، وقلت:
يا رسول الله،
يدخل عليك
البر
والفاجر، فلو
أمرت أمهات
المؤمنين بالحجاب،
فأنزل الله
آية الحجاب،
قال: وبلغني معاتبة
النبي صلى
الله عليه
وسلم بعض
نسائه، فدخلت
عليهن، قلت:
إن انتهيتن أو
ليبدلن الله رسوله
صلى الله عليه
وسلم خيرا
منكن، حتى
أتيت إحدى
نسائه، قالت:
يا عمر، أما
في رسول الله
صلى الله عليه
وسلم ما يعظ
نساءه، حتى
تعظهن أنت؟
فأنزل الله:
{عسى ربه إن
طلقكن أن
يبدله أزواجا
خيرا منكن
مسلمات}.
الآية.
وقال ابن أبي
مريم: أخبرنا
يحيى بن أيوب:
حدثني حميد:
سمعت أنسا، عن
عمر.
[-4483-] Enes İbn Malik,
Ömer'in şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Şu üç hususta Rabbime muvafakat ettim (veya şu üç hususta
Rabbim bana muvafakat etti): Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e;
'Ey Allah'ın Elçisi! Keşke Makam-ı İbrahim'de bir namaz yeri
edinsen!' dedim. Yine 'Ey Allah'ın Elçisi! Senin yanına iyi kimse de geliyor,
kötü kimse de. mu'minlerin annelerine örtünmelerini emretsen de örtünseler!'
dedim. Bunun üzerine hicab (örtü) ayeti294 nazil oldu. Bir defasında Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hanımlarından bazılarına darıldığını duydum.
Onların yanına gidip, 'Ya bu yaptığınıza son verirsiniz veya elbette Allah
Teala, sizin yerinize Nebiine sizden daha hayırlı eşler verir,' dedim.
Sonra Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'in hanımlarından birinin yanına gittim. Bana 'Ey Ömer! Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem eşlerine
öğüt vermekten aciz mi ki, sen kalkmış onlara öğüt veriyorsun!' diyerek
çıkıştı. Bunun üzerine Allah Teala şu ayeti indirdi:
"Eğer o sizi boşarsa Rabbi ona, sizden daha iyi, kendini
Allah'a veren, [inanan, sebatla itaat eden, tevbe eden, ibadet eden, oruç
tutan, dul ve bakire] eşler verebilir"[Tahrim 5]
Fethu'l-Bari Açıklaması:
Makam-ı lbrahim'de bir namaz yeri edinin!" ayetini çoğunluk
........ve't-tehizu fiilini.hı (d harfinin kesresiyle okumuştur. Buna göre bu
kelime emir fiildir. Nafi' ve ıbn Amir ise bu fiili hı (tl harfinin fethası ile
okumuştur. Buna göre bu kelime haber kipinde olup geçmiş zaman anlamı ifade
eder ve İbrahim'e uyan insanların bir
durumunu yansıtır. Bu durumda ......ve't-tehizu fiili, ayetteki .......cealna
fiiline atfedilmiştir. Buna göre ayetin tamamı bir cümleden ibarettir.
Çoğunluğun kıraatine göre ise bu fiil, .....mesabe kelimesinin
zımnında bulunan subu (dönünüz!)" manasına atfedilmiştir. Ya da mahzOf bir
fiilin ma'mOıüdür. Bu durumda takdir şu şekilde olur: ......ve Kulne't -tehızu
(" ... edinin" dedik.). Bir de vav harfi, istinaflbaşlangıç vavı
olabilir.
.......Mesabe kelimesi hakkında Ebu Ubeyde şöyle demiştir:
4.......Mesabe kelimesi, dönmek manasına gelen .....sabe fiilinin mastarı olup
insanların kendisine döndükleri mekan anlamına gelir.
Ferra da şöyle demiştir: .......mesabeten ve .....mesabe
kelimeleri, .......mukam ve .....mukame örneğinde olduğu gibi bir manaya gelir.
Makam-ı İbrahim'de namaz kılma konusu,
"Kitabu's-salat'ın" başlarında geçmişti. Hicab meselesi ise, Ahzab
suresinin tefsirinde işlenecektir. Nebi s.a.v.'in eşlerinin boşanma ve güzel
bir biçimde evliliği sürdürmek arasında serbest bırakılmaları da, Tahrım
suresinin tefsirinde ele alınacaktır. Hadisin "Sonra Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in
hanımlarından birinin yanına gittim ... " bölümü ise
"Kitabu'n-nikah" bÖlümünde "Kadınların Kıskançlığı" başlığı
altında açıklanacaktır.
ÖNEMLİ AÇIKLAMA
İbnu'l-Cevzı şöyle demiştir: "Tevrat'a müracaat etmenin
yasaklanmasına rağmen, Ömer İbrahim
Nebie uymak istemiştir. Çünkü o, Allah Teala'nın onun hakkında "Kuşkusuz
ben, seni insanlara önder yapacağım,"[Bakara 124] ayeti ile "Doğru
yola yönelerek İbrahim'in dinine uy!" ayetinden haberdar olmuştu. Bu
vesileyle, İbrahim Nebie uymanın
Muhammed'in tebliğ ettiği dinin de bir parçası olduğunu anlamıştı.
Ayrıca Ka'be ona nispet edilmişti. Onun ayak izleri, Makam-ı İbrahim'de
mevcuttu. Bu izler, ölümünden sonra yad edilsin diye, binalara asılan ve onları
kimin yaptığını gösteren tabelalara benzer. Bu yüzden Ömer, makam-ı İbrahim'de namaz kılmayı,
beytullahı tavaf edenlerin burayı inşa edenin ismini okuması olarak
düşündü." Bu yorum, Makam-ı İbrahim'de namaz kılmayı gayet güzel bir
şekilde izah etmiştir. İbnu'l-Cevzı sözlerine şöyle devam etmiştir: "
İbrahim'in ayak izleri hala Makam-ı İbrahim denilen yerde mevcuttur. Mekke
halkı bunu bilir. Nitekim Ebu Talib meşhur kasidesinde şöyle demiştir:
Durur İbrahim'in ayak izleri capcanlı Bellidir ayakkabısız,
yalın ayakların izL"
Beyhaki Aişe'den sağlam
bir senet ile onun şu sözünü rivayet etmiştir:
"Makam-t İbrahim Ebu
Bekir zamanında Ka'be'ye bitişiktL Daha sonra
Ömer tarafından geriye alındı."
باب: قوله
تعالى: {وإذ
يرفع إبراهيم
القواعد من
البيت
وإسماعيل
ربنا تقبل منا
إنك أنت سميع
العليم} /127/.
10. "BİR ZAMANLAR İBRAHİM İSMAİL İLE BERABER BEYTULLAH'IN
TEMELLERiNi VÜKSELTiYOR (şöyle diyorlardı:) EY RABBİMiZ! BiZDEN BUNU KABUL
BUYUR. ŞÜPHESiZ SEN iŞiTENSiN, BiLENSİN,"[Bakara 127] AYETiNiN TEFSiRi
القواعد:
أساسه،
واحدتها
قاعدة.
{والقواعد من النساء}
/النور:60/:
واحدها قاعد.
القواعد el-kavaid kelimesi "temeller" manasına gelir. Bu
kelimenin tekili, قاعدة el-kaidetü şeklindedir القواعد el-kavaid kelimesi
kadınlar hakkında kullanılınca tekili قاعد el-kaidu şeklinde gelir.
حدثنا
إسماعيل قال:
حدثني مالك،
عن ابن شهاب، عن
سالم بن عبد
الله: أن عبد
الله بن محمد
بن أبي بكر:
أخبر عبد الله
بن عمر، عن
عائشة رضي الله
عنها، زوج
النبي صلى
الله عليه
وسلم:
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال: (ألم
تري أن قومك
بنوا الكعبة
واقتصروا عن
قواعد
إبراهيم). فقلت:
يا رسول الله،
ألا تردها على
قواعد إبراهيم؟
قال: (لولا
حدثان قومك
بالكفر).
فقال عبد
الله بن عمر:
لئن كانت
عائشة سمعت هذا
من رسول الله
صلى الله عليه
وسلم، ما أرى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم ترك
استلام
الركنين
اللذين يليان
الحجر إلا أن
البيت لم يتمم
على قواعد
إبراهيم.
[-4484-] Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in eşi Aişe'den şöyle dediği nakledilmiştir:
Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana 'Biliyorsun herhalde!
Kavmin Ka'be'yi yeniden yapınca, İbrahim Nebiin koyduğu temelleri daralttı,'
dedi. Ben de, 'Ey Allah'ın Elçisi! Onu eski haline çevirmez misin?' diye
sordum. O da şöyle buyurdu: Eğer kavmin yeni Müslüman olmuş olmasaydı, elbette
bunu yapardım.
Abdullah İbn Ömer şöyle demiştir: Elbette Aişe bu sözü
Nebiiden işitmiştir. Kanaatimce
Nebi'in Ka'be'nin Hicr-Hatim bölgesine bitişik iki köşesini
selamlamaması olsa olsa Beytullah'ın
İbrahim'in attığı temellerin üzerine inşa edilmemesinden kaynaklanır.
Fethu'l-Bari Açıklaması:
Taberi şöyle demiştir:
İbrahim ile İsmail'in yükselttikleri temellerden maksadın ne olduğu
konusunda ihtilaf edilmiştir. Bu temelleri ilk defa onlar mı atmıştır, yoksa
daha önceden mevcut muydu işte bu husus tartışmalıdır. Bu konuda sahih bir
senetle İbn Abbas'tan şöyle bir rivayet nakledilmiştir: "Beytullah'ın
temelleri İbrahimiden önce
atılmıştı." Ata kanalıyla onun şöyle dediği rivayet edilmiştir: "
Adem 'Ya Rabbi! Meleklerin sesini duyamıyorum.' dedi. Allah Teala da, 'Benim
için bir ev inşa et! Sonra meleklerin semadaki benim evimi tavaf ettiklerini
gördüğün gibi sen de onu tavaf et!' buyurdu.
İnsanlar Adem'in Ka'be'yi
beş dağdan getirdiği malzemelerle inşa ettiğini iddia etmişlerdir. Daha sonra
Ka'be İbrahim tarafından yeniden
yapılmıştır. Bu konu ayrıntılı biçimde Nebilerden bahsedilirken " İbrahim
Kıssası"nda anlatıldı.