DEVAM: 77. VEDA HACCI
حدثني محمد
بن المثنى:
حدثنا عبد
الوهاب: حدثنا
أيوب، عن
محمد، عن ابن
أبي بكرة، عن
أبي بكرة،
عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال:
(الزمان قد استدار
كهيئته يوم
خلق الله
السماوات
والأرض،
السنة اثنا
عشر شهرا منها
أربعة حرم:
ثلاثة
متواليات: ذو
القعدة وذو
الحجة
والمحرم،
ورجب مضر،
الذي بين جمادى
وشعبان. أي
شهر هذا). قلنا:
الله ورسوله
أعلم، فسكت
حتى ظننا أنه
سيسميه بغير
اسمه، قال:
(أليس ذا
الحجة). قلنا:
بلى، قال: (فأي
بلد هذا). قلنا:
الله ورسوله
أعلم، فسكت حتى
ظننا أنه
سيسميه بغير
اسمه، قال:
(أليس البلدة).
قلنا: بلى،
قال: (فبأي يوم
هذا). قلنا
الله ورسوله
أعلم، فسكت
حتى ظننا أنه
سيسميه بغير
اسمه، قال:
(أليس يوم
النحر) قلنا:
بلى، قال: (فإن
دماءكم
وأموالكم -
قال محمد:
وأحسبه قال -
وأعراضكم
عليكم حرام،
كحرمة يومكم
هذا، في بلدكم
هذا، في شهركم
هذا، وستلقون
ربكم،
فسيسألكم عن
أعمالكم، ألا
فلا ترجعوا بعدي
ضلالا، يضرب
بعضكم رقاب
بعض، ألا
ليبلغ الشاهد
الغائب، فلعل
بعض من يبلغه
أن يكون أوعى
له من بعض من
سمعه). فكان
محمد إذا ذكره
يقول: صدق
محمد صلى الله
عليه وسلم، ثم
قال: (ألا هل
بلغت). مرتين.
[-4406-] Ebu Bekre'den rivayete göre Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
"Zaman Allah'ın gökleri ue yeri yarattığı günkü haline dönmüş
bulunuyor. Yıl on iki aydır. Bunların dördü haram aylardır. Üçü ardı arkasına
gelen Zulkade, Zulhicce ue Muharrem aylarıdır. Dördüncüleri ise Cumada ile
Şaban arasındaki Mudarlıların Receb ayıdır. Bu ay hangi aydır? (diye sordu)
Biz: Allah ve ResLılü daha iyi bilir dedik. O kadar sustu ki bu
aya isminden başka bir isim vereceğini zannettik. Bu ay zulhicce ayı değil
midir diye sordu. Biz:
Evet zulhicce ayıdır, dedik. Peki, bu hangi beldedir diye sordu.
Biz Allah ve Resulü daha iyi bilir dedik. O sustu, öyle ki ona
isminden başka bir isim vereceğini zannettik. Bu bilinen adı ile o belde değil
midir, diye sordu, biz öyledir dedik. Peki, bugün hangi gündür diye sordu.
Biz: Allah ve Resulü daha iyi bilir dedik. Allah Resulü sustu,
öyle ki ona isminden başka bir isim verecek diye zannettik. Bugün Nahr günü
değil midir diye sordu. Biz, evet dedik. Şöyle buyurdu: Şüphesiz kanlarınız ve
mallarınız ravilerden Muhammed: zannederim ve namuslarınız da dedi- size bu
şehrinizde, bu ayınızda, bu gününüzün haram olduğu gibi haramdır. Yakında
Rabbinizin huzuruna çıkacaksınız. Size amellerinizi soracak. Dikkat edin,
benden sonra biriniz diğerinin boynunu vuran, dalalet ehli olarak gerisin geri
dönmeyiniz. Dikkat edin, hazır bulunan burada bulunmayana tebliğ etsin. Olur ki
tebliğ ettiği bazı kimseler bu sözlerimi işiten bazı kimselerden daha iyi
belleyebilir.
-(Ravilerden) Muhammed bunu zikrettiği vakit şöyle derdi: Muhammed
sal• lallahu aleyhi ve sellem doğru söylemiştir.- Daha sonra: -iki defa- Tebliğ
ettim mi diye buyurdu."
حدثنا محمد
بن يوسف:
حدثنا سفيان
الثوري، عن قيس
بن مسلم، عن
طارق بن شهاب:
أن أناسا من
اليهود قالوا:
لو نزلت هذه
الآية فينا لاتخذنا
ذلك اليوم
عيدا، فقال
عمر: أية آية؟
فقالوا:
{اليوم أكملت
لكم دينكم
وأتممت عليكم
نعمتي ورضيت
لكم الإسلام
دينا}. فقال
عمر: إني
لأعلم أي مكان
أنزلت، أنزلت
ورسول الله صلى
الله عليه
وسلم واقف
بعرفة.
[-4407-] Tarık b. Şihab'dan rivayete göre
"Yahudilerden bir takım kimseler şöyle dedi:
Eğer bu ayet bize inmiş olsaydı, şüphesiz o günü bayram edinirdik.
Bunun üzerine Ömer: Hangi ayeti kastediyorsunuz, diye sordu. Onlar:
"Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Üzerinizdeki
nimetimi tamamladım ve size din olarak İsıamı beğenip seçtim."[MSide, 3]
ayetidir dediler. Ömer: Ben bu ayetin nerede indiğini çok iyi biliyorum.
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Arafat'ta vakfede iken nazil
olmuştur."
حدثنا عبد
الله بن
مسلمة، عن
مالك، عن أبي
الأسود محمد
بن عبد الرحمن
بن نوفل، عن
عروة، عن عائشة
رضي الله عنها
قالت:
خرجنا
مع رسول الله
صلى الله عليه
وسلم، فمنا من
أهل بعمرة
ومنا من أهل
بحجة، ومنا من
أهل بحج
وعمرة، وأهل
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم بالحج،
فأما من أهل
بالحج، أو جمع
الحج
والعمرة، فلم
يحلوا حتى يوم
النحر.
حدثنا عبد
الله بن يوسف:
أخبرنا مالك،
وقال: مع رسول
الله صلى الله
عليه وسلم في
حجة الوداع.
حدثنا
إسماعيل:
حدثنا مالك:
مثله.
[-4408-] Aişe r.anha dedi ki: "Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem ile birlikte çıktık. Bizden kimimiz umre niyetiyle ihrama
girmiş, kimimiz hac niyetiyle ihrama girmişti. Kimimiz de hem umre, hem de hac
yapmak üzere ihrama girmişti.
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ise hac niyetiyle ihrama
girmişti. Hac niyetiyle . yahut da haccı ve umreyi birlikte eda etmek niyetiyle
ihrama girenler Nahr günü (kurban bayramının birinci günü)ne kadar ihramdan
çıkmadılar."
حدثنا أحمد
بن يونس:
حدثنا
إبراهيم، هو
ابن سعد:
حدثنا ابن
شهاب، عن عامر
بن سعد، عن
أبيه قال:
عادني
النبي صلى
الله عليه
وسلم في حجة
الوداع، من
وجع أشفيت منه
على الموت،
فقلت: يا رسول الله،
بلغ بي من
الوجع ما ترى،
وأنا ذو مال،
ولا يرثني إلا
ابنة لي
واحدة،
أفأتصدق
بثلثي مالي؟
قال: (لا). قلت:
أفأتصدق
بشطره؟ قال:
(لا). قلت: فالثلث؟
قال: (والثلث
كثير، إنك أن
تذر ورثتك
أغنياء خير من
أن تذرهم عالة
يتكففون
الناس، ولست
تنفق نفقة تبتغي
بها وجه الله
إلا أجرت بها،
حتى اللقمة تجعلها
في في امرأتك).
قلت: يا رسول
الله، أأخلف
بعد أصحابي؟
قال: (إنك لن
تخلف، فتعمل
عملا تبتغي به
وجه الله، إلا
ازددت به درجة
ورفعة، ولعلك
تخلف حتى
ينتفع بك
أقوام ويضر بك
آخرون، اللهم
أمض لأصحابي
هجرتهم، ولا
تردهم على
أعقابهم، لكن
البائس سعد بن
خولة). رثى له
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم أن توفي
بمكة.
[-4409-] Amir b. Sa'd, babasından (Sa'd b. Ebi
Vakkas'tan) rivayetle dedi ki:
"Veda haccında Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem beni adeta
ölümün kıyısına kadar geldiğim bir rahatsızlığım dolayısıyla ziyaret etti. Ey
Allah'ın Resulü dedim. Benim rahatsızlığı m gördüğün şu dereceye kadar ulaşmış
bulunuyor ve ben malı çok birisiyim. Bir tek kızımdan başka da mirasçım yoktur.
Malımın üçte ikisini tasadduk edeyim mi?
Allah Resulü: Hayır dedi. Peki onun yarısını sadaka olarak
dağıtayım mı diye sordum. O, hayır diye buyurdu. Ya üçte birini diye sordum. O,
üçte birdir çoktur ya diye buyurdu (ve şöyle devam etti): Çünkü senin
mirasçılarını zengin olarak bırakman onları insanlara avuç açacak şekilde
yoksul bırakmandan daha hayırlıdır. Allah'ın rızasını arayarak herhangi bir
nafaka harcayacak olursan mutlaka onun karşılığında sana ecir verilir. Hatta
hanımının ağzına koyduğun lokma bile.
Ben: Ey Allah'ın Resulü ben (burada) arkadaşlarımdan geride mi
bırakılacağım, dedim. O şöyle buyurdu: Hayır, sen asla geri bırakılmayacaksın.
Eğer (geri kalır da) Allah'ın rızasını arayarak herhangi bir amelde bulunacak
olursan mutlaka o amel sebebiyle derecen artar ve daha da yükselirsin. Ümit
ederim ki sen hayatta kalaeaksın. Öyle ki bir takım kimseler senden
yararlanacak, başkaları da senin vasıtanla zarar göreceklerdir. Allah'ım, sen
ashabımın hicretlerini tamamına erdir, onları ökçeleri üzerinde gerisin geri
döndürme. Fakat zavallı Sa'd b. Havle! Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem
bu sözleriyle Mekke'de vefat etti diye onun için üzüntü ve kederini dile
getirmiş oluyordu."