DEVAM: 38. HAYBER GAZVESİ
حدثنا موسى
بن إسماعيل:
حدثنا عبد
الواحد، عن عاصم،
عن أبي عثمان،
عن أبي موسى
الأشعري رضي الله
عنه قال:
لما
غزا رسول الله
صلى الله عليه
وسلم خيبر، أو
قال: لما توجه
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم، أشرف
الناس على
واد، فرفعوا
أصواتهم
بالتكبير:
الله أكبر
الله أكبر، لا
إله إلا الله،
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم:
(اربعوا على
أنفسكم، إنكم
لا تدعون أصم
ولا غائبا،
إنكم تدعون
سميعا قريبا،
وهو معكم).
وأنا خلف دابة
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم، فسمعني
وأنا أقول: لا
حول ولا قوة
إلا بالله،
فقال لي: (يا
عبد الله بن
قيس). قلت: لبيك
يا رسول الله،
قال: (ألا أدلك
على كلمة من
كنز من كنوز
الجنة). قلت: بلى
يا رسول الله،
فداك أبي
وأمي، قال: (لا
حول ولا قوة
إلا بالله).
[-4205-] Ebu Musa el-Eş'arı r.a. dedi ki: "Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hayber gazasına gidince -ya da: Resulullah Hayber'e
yönelince- askerler bir vadinin tepesine çıktıklarında yüksek sesle tekbir
getirerek: Allahuekber Allahuekber la ilahe illallcth demeye koyuldular.
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem da: Kendinize acıyınız,
sizler ne sağır birisine, ne da gaib olan birisine dua ediyorsunuz. Sizler her
şeyi çok iyi işiten, pek yakın olan ve sizinle beraber olan birisine dua
ediyorsunuz, diye buyurdu.
O sırada ben Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bineğinin
arkasında idim. Benim: La havle ve la kuwete illa billah dediğimi işitince,
bana:
Ey Abdullah b. Kays, dedi. Ben: Buyur ey Allah'ın Resulü dedim.
Şöyle buyurdu: Ben sana cennet hazinelerinden bir hazine olan bir sözü ağreteyim
mi? Ben: Buyur ey Allah'ın Resulü, babam anam sana feda olsun deyince, o:
La havle ve kuwete illa billah demektir, diye buyurdu."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"İnsanlar bir vadinin tepesine çıktı -diye hadisi Ebu
Musa'nın sözlerine kadar zikretti.- Benim: La havle ve la kuwete illa billah
dediğimi işitti." Hadisin bu anlatımı onların Hayber'e giderken bu olayın
meydana geldiği izlenimini vermektedir. Oysa durum böyle değildir. Aksine bu
onların Hayber'den dönüşleri sırasında olmuştur .. Çünkü bu başlıkta onun
nakledilecek hadisinden açıkça anlaşılacağı gibi o Hayber fethedildikten sonra
Cafer ile birlikte (Habeşistan'dan) geri gelmişti. Buna göre zikredilen bu
hadiste şu anlamda hazfedilmiş ifadeler bulunmaktadır: "Nebi s.a.v.
Hayber'in üzerine gidip, orayı muhasara edip fethettikten sonra fethi bitirip
geri döndüğünde askerler bir vadinin tepesine çıktılar ... İleride yüce
Allah'ın izniyle Deavat (dualar) bölümünde (6384. hadiste) hadis metninin
şerhine dair açıklamalar gelecektir.
حدثنا المكي
بن ابراهيم:
حدثنا يزيد بن
أبي عبيد قال:
رأيت أثر ضربة
في ساق سلمة،
فقلت: يا أبا
مسلم، ما هذه
الضربة؟ فقال:
هذه ضربة
أصابتني يوم
خيبر، فقال
الناس: أصيب
سلمة، فأتيت
النبي صلى
الله عليه
وسلم فنفث فيه
ثلاث نفثات،
فما اشتكيتها
حتى الساعة.
[-4206-] Yezid b. Ebi Ubeyd dedi ki: "Seleme'nin
baldırında bir darbe izi gördüm de: Ey Ebu Müslim dedim. Bu darbe neyin nesi?
O:
Bu Hayber günü baldırıma isabet eden bir darbe(nin) izidir.
Herkes: Seleme isabet aldı, dedi. Ben de Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına
gittim. Oraya üç defa üfledi. Şu ana kadar hiçbir rahatsızlığını duymadım,
dedi."