DEVAM: 14. BENU'N-NADİR HADİSESİ
حدثنا آدم:
حدثنا الليث،
عن نافع، عن
ابن عمر رضي
الله عنهما
قال:
حرق
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم نخل بني
النضير وقطع،
وهي البويرة،
فنزلت: {ما
قطعتم من لينة
أو تركتموها
قائمة على
أصولها فبإذن
الله}.
[-4031-] İbn Ömer r.a. dedi ki: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem el-Buveyre diye bilinen Nadir oğullarının hurmalıklarını (bir kısmını)
yaktı ve (bir kısmını) kesti. Bunun üzerine: "Herhangi bir hurma ağacı
kesmeniz yahut onu kökleri üzere dikili bırakmanız hep Allah'ın izni ile
olmuştur." (Haşr, 5) ayeti nazil oldu.
حدثني سحق:
أخبرنا حبان:
أخبرنا
جويرية بن أسماء،
عن نافع، عن
ابن عمر رضي
الله عنهما:
أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم حرق نخل
بن النضير،
قال: ولها
يقول حسان بن
ثابت:
وهان على
سراة بني لؤي -
حريق
بالبويرة
مستطير قال:
فأجابه أبو
سفيان بن
الحارث:
أدام الله
ذلك من صنيع -
وحرق في
نواحيها السعير ستعلم
أينا منها
بنزة - وتعلم
أي أرضينا
تضير
[-4032-] İbn Ömer r.a.'dan rivayete göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem
Nadir oğullarının hurma ağaçlarını yaktı.
(İbn Ömer) dedi ki: Bunun için de Hassan b.
Sabit şöyle demiştir: "Luey oğullarının efendilerine önemsiz geldi
el-Buveyre'de hızlıca yayılan yangın."
Ebu Süfyan b. Haris de ona şöylece cevap verdi: "Allah böyle bir
işi devamlı kılsın Ve onun her tarafını alevli ateş sarsın. Pek yakında
bileceksin hangimizin ondan uzak durduğunu Ve her ikimizin topraklarından
hangisinin zarar göreceğini."
AÇIKLAMA: "Nadir
oğulları hadisesi" Nadir oğulları Yahudilerden büyük bir kabiledir.
Hicret ile ilgili hadislere dair açıklamaların girişinde
(3941.hadis) onlar ile ilgili tanıtıcı bilgilere işaret edilmiş bulunmaktadır.
Hicretten sonra kafirler Nebi (s.a.v.)'e karşı tutumları itibariyle üç kısma
ayrıldılar: Bir kısmı ile kendisine karşı savaşmamaları, düşmanına da ona karşı
yardımcı olmamaları şartı ile barış antlaşmaları yaptı. Bunlar Yahudilerin üç
kesimi olan Kurayza, Nadir ve Kaynuka oğullarıdır. Bir kısım ona karşı savaştı
ve açıkça düşmanlık yaptı. Kureyşliler gibi. Bir kısmı da ona karşı herhangi
bir tutum ortaya koymayarak sonunda durumunun nereye varacağını bekledi.
Araplardan bir takım kabilelerin yaptığı gibi. Bunlar arasında kimileri içten
içe üstün gelmesini arzu ediyordu. Huzaalılar gibi. Kimi de bunun aksini istiyordu.
Bekr oğulları gibi. Kimileri ise görünüşte onunla birlikte, gizli hallerinde
ise düşmanlarıyla birlikte idiler. Bunlar da münafıklar idi.
Yahudiler arasından antlaşmayı bozanların ilki Kaynuka oğulları
oldu. O da Bedir vakasından sonra Şevval ayında onlarla savaştı ve onun
vereceği hükmü kabul ederek savaşı bıraktılar. Allah Resulü onları öldürmek
istedi ise de Abdullah b. Ubey ondan onları kendisine bağışlamasını istedi.
Daha önce onunla antlaşmalı idiler. Nebi de onları ona bağışladı ve Medine'den
Ezrirat'a sürgüne gönderdi.
Daha sonra ileride geleceği gibi Nadir oğulları, antlaşmalarını
bozdu. Bunların başkanları da Huyey b. Ahtab idi. Arkasından ileride yüce
Allah'ın izniyle Hendek gazvesinden sonraSı durumları ile ilgili açıklamalarda
geleceği üzere Kurayza oğulları antlaşmalarını bozdu.
Zührİ, Urve b. Zübeyr'in: "Bedir vakasından altı ay sonra
ve Uhud vakasından önce olmuştu" dediğini nakletmektedir. Bunu Abdurrezzak
Musannefinde Ma'mer'den, o ez-Zühri'den diye mevsul bir senedle bundan daha
eksiksiz rivayet etmiş bulunmaktadır.
ez-Zühri'den gelen rivayet ile bu hadisin Urve'den diye
nakledilen lafzı şöyledir: "Daha sonra Bedir vakasından altı ay sonra
Nadir oğulları gazvesi oldu. Bunlar da Yahudilerden bir taifedir. Bunların
yerleştikleri yerler ve hurma bahçeleri Medine'nin bir tarafında idi.
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem onları muhasara etti ve nihayet
yerlerinden sürülmeleri, silah dışında develerinin taşıyabileceği eşya ve mal
yüklerini beraberlerinde götürmek üzere savaşı bıraktılar. Yüce Allah da onlar
hakkında: "Göklerde ve yerde olanlar Allah'ı tesbih eder ... Yerlerinden
Çlkarandır."[Haşr, 1-2] buyruklarını indirdi. Allah Resulü, sürgüne
gönderilmek şartını kabul edip, barış yapıncaya kadar onlarla savaştı. Daha
sonra onları Şam'a sürgüne gönderdi. Bunlar, daha önce sürgüne gönderilmemiş
bir İsrailOğulları kolundan geliyorlardı. Yüce Allah ise onların sürgüne
gönderilmelerini takdir etmişti. Eğer bu takdir olmasaydı, dünyada öldürülmek
ve esir alınmak suretiyle onları azaplandıracaktı. Yüce Allah'ın: "İlk
sürgünde" buyruğu şunu anlatmaktadır: Onların sürgün e gönderilmeleri ilk
haşr (toplanmaları)dır. Dünyada Şam'a doğru yapılan ilk haşr (toplanma)dır.
"Aziz ve celil olan Allah'ın: "O kitap ehlinden kafir
olanları ilk sürgünde yurtlarından, yerlerinden çıkarandır. Siz de onların
çıkacaklarını sanmamıştınız ... "[Haşr, 2] buyruğu." İbn İshak bu
ayetin tefsirini bu gazveyi sözkonusu ettikten sonra zikretmiştir. İlim ehli
ittifakla bu ayetlerin bu olay hakkında indiğini de kabul etmişlerdir. Bunu
es-Süheylı söylemiştir. O der ki: Nadir oğullarından alınan ganimet mallarının
özellikle Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e ait olduğu hususunda ilim adamları
ihtilaf etmemişlerdir. Müslümanlar onların üzerine gitmek için ne ata bindiler,
ne de develerini harekete geçirdiler. Her iki taraf arasında da asla bir savaş
olmadı. İbn İshak'ın Abdullah b. Ebi Bekr b. Hazm ve başka ilim adamlarından
naklettiğine göre Amir b. et-Tufayl, Bi'ri Maune'dekiler öldürüldükten sonra
annesi üzerindeki bir köle azat etme yükümlülüğünü yerine getirmek üzere Amr b.
Umeyye'yi azat etmişti. Amr çıkıp Medine'ye gidince, Amir oğullarından iki
adama rastladı. Bunların Resulullah s.a.v.'den aldıkları bir ahitleri vardı..
Fakat Amr bunu bilmiyordu. Onlara: Sizler kimlerdensiniz, diye sordu. Onlar,
Amir oğullarından olduklarını söylediler. O da onlara uyuyuncaya kadar
ilişmedi. Uyuduktan sonra Amr o ikisini de öldürdü. Böylece arkadaşlarının
intikamını kısmen almış olduğunu zannetti. Durumu Resulullah Sallallahu Aleyhi
ve Sellem'e bildirince Allah Resulü: "Andolsun sen iki kişiyi (haksız
yere) katletmiş oldun. Şüphesiz ben de onların diyetin i ödeyeceğim" dedi. (Süheyli'nin sözü burada bitti.)
Uhud gazvesinden sonra Bi'ri Maune gazvesi ile ilgili
açıklamalar ileride gelecektir. Orada Urve'den şu rivayet de yer almaktadır:
"Amr b. Umeyye ed-Damri Müslümanlar ile birlikte idi. Müşrikler onu esir
aldı." İbn İshak dedi ki: "-Yezid b. Ruman'ın bana anlattığına göre-
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, bu iki maktulün diyetini ödemek üzere
kendisine yardımcı olmalarını istemek için Nadir oğullarının yanına gitmişti.
Nadir oğulları ile Amir oğulları arasında da bir ahit ve bir antlaşma vardı.
Nadir oğullarına yardımcı olmaları isteğiyle gidince onlar, peki dediler. Daha
sonra kendi aralarında konuşarak: Siz asla onu bir daha bu halde bulamazsınız,
dediler. (Yezid b. Ruman) dedi ki: Onlara ait bir duvarın yanında oturuyordu.
Yahudiler kendi aralarında: Kim bu evin damına çıkar da şu kayayı üzerine
bırakır ve böylece onu öldürerek ondan da bizi kurtarır, rahatlatır, dediler.
Bu işi yapmak üzere Amr b. Cihaş b. Ka'b ileri atıldı. Allah Resulüne semadan
durumun haberi ulaştırıldı. Bir ihtiyacını görmek ister gibi bir izlenim
vererek kalktı ve ashabına: Siz de durmayın deyip, hızlıca Medine'ye döndü.
Ashabı onun geciktiğini gördüler. Onlara da Medine'ye doğru gittiği haberi
verilince onlar da ona yetiştiler. Nadir oğullarıyla savaşılmasını ve üzerlerine
yürünmesini emretti. Nadir oğulları kalelerine sığındılar. Allah Resulü de
hurma ağaçlarının kesilmesini ve yakılmasını emretti." İbn İshak'ın
naklettiğine göre onları altı gece muhasara etti. Münafıklardan bazıları
onlara, sebat ediniz ve kalelerinize sığınarak kendinizi koruyunuz, diye
haberler göndermişti.. Çünkü eğer sizinle savaşılacak olursa biz de sizinle
beraber savaşırız. Bunun için bekleyiniz, demişlerdi ama yüce Allah kalplerine
korkuyu saldığından onlara yardım edemediler. Bunun üzerine Nadir oğulları
develerinin taşıdıklarını beraberlerinde götürmek şartıyla yurtlarından sürgüne
gönderilmeyi istediler. Bu şartla onlarla barış yapıldı.
"Bunun üzerine 'linelerden her ne keserseniz' buyruğu nazil
oldu." LIne bir tür hurma ağacıdır.