SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

FEDAİLU’S-SAHABE

<< 1559 >>

EK SAYFA – 1559-3

50. NEBİ, SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM ASHABI ARASINDA NASIL KARDEŞLİK YAPTI ? 

 

وقال عبد الرحمن بن عوف: آخى النبي صلى الله عليه وسلم بيني وبين سعد بن الربيع لما قدمنا المدينة.

Abdurrahman b. Avf dedi ki: "Nebi s.a.v. biz Medine'ye geldikten sonra beni Sa'd b. er-Rabi' ile kardeş yaptı" demiştir.

 

وقال أبو جحيفة: آخى النبي صلى الله عليه وسلم بين سلمان وأبي الدرداء.

Ebu Cuhayfe de: "Nebi, s.a.v. Selman ile Ebu'd-Derda'yı kardeş yapmıştır" demiştir.

 

حدثنا محمد بن يوسف: حدثنا سفيان، عن حميد، عن أنس رضي الله عنه قال:

 قدم عبد الرحمن بن عوف المدينة، فآخى النبي صلى الله عليه وسلم بينه وبين سعد بن الربيع الأنصاري، فعرض عليه أن يناصفه أهله وماله، فقال عبد الرحمن: بارك الله لك في أهلك ومالك، دلني على السوق، فربح شيئا من أقط وسمن، فرآه النبي صلى الله عليه وسلم بعد أيام وعليه وضر من صفرة، فقال النبي صلى الله عليه وسلم: (مهيم يا عبد الرحمن). قال: يا رسول الله، تزوجت امرأة من الأنصار، قال: (فما سقت فيها). فقال: وزن نواة من ذهب، فقال النبي صلى الله عليه وسلم: (أولم ولو بشاة).

 

[-3937-] Enes r.a. dedi ki: "Abdurrahman b. Avf (Medine'ye) geldi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onunla Ensardan Sa'd b. er-Rabi'i kardeş yaptı.

 

Sa'd kendisine hanımlarından birisini ve malının yarısını ona vermeyi teklif etti. Abdurrahman, Allah hanımlarını da, malını da senin için mübarek kılsın. Sen bana pazarın yolımu göster, dedi.

 

Bir parça keş ve biraz da yağ kar etti. Günler sonra Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, onun üzerinde safran kokusu bulaşmış olarak gördü. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

 

Ne haber ey Abdurrahman, dedi. Abdurrahman: Ey Allah'ın Resulü, Ensardan bir kadın ile evlendim deyince, Allah Resulü: Sen ona (mehir olarak) ne verdin, diye sordu. O: Hurma çekirdeği ağırlığınca altın, dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: Bir koyun ile dahi olsa düğün ziyafeti ver, buyurdu."

 

 

AÇIKLAMA:     "Nebi s.a.v., ashabı arasında nasıl kardeşlik yaptı." İbn Abdilberr der ki: Ashab arasında kardeşlik kılma olayı iki defa olmuştur. Birisi özelolarak muhacirler arasında olmuştur, bu Mekke'de yapıldı. Birisi de muhacirlerle Ensar arasında yapılmıştır. Burada maksat da odur.

 

İbn Sa'd, Vakidi yoluyla gelen ve tabiinden bir grup kişiye ulaşan bir takım senedlerle şöyle dediklerini rivayet etmektedir: Nebi s.a.v. Medine'ye geldi ve muhacirler arasında kardeşlik yaptığı gibi muhacirlerle Ensar arasında da birbirlerini gözetlemek üzere kardeşlik yaptı.

 

Önceleri birbirlerine mirasçı dahi oluyorlardı. Bunlar doksan kişi idi. Bazıları muhacirden, bazıları Ensardan idiler. Yüz kişi oldukları da söylenmiştir. Yüce Allah'ın: "Akrabalar ... "[Enfal, 75] buyruğu nazil olunca bu kardeşlik sebebiyle aralarındaki mirasçılık da sona ermiş oldu.

 

Derim ki: İleride Feraiz (miras hukuku) bölümünde geleceği üzere İbn Abbas'tan şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Muhacirler Medine'ye geldiklerinde muhacir olan kimse akrabalık bağı olanlar bir tarafa Nebi s.a.v.'in aralarında yaptığı kardeşlik sebebiyle, kardeşlik vasfıyla Ensardan olana mirasçı oluyordu. Bunun üzerine bu ayet nazil oldu."

 

es-Süheyli der ki: Allah Resulünün ashabı arasında kardeşlik yapmasının sebebi, gurbeti n sebep olduğu yalnızlık duygularını gidermek ve ailelerinden, aşiretlerinden ayrılmanı yalnızlığını unutarak teselli bulmalarını sağlamak, birinin diğerine yardımcı olmasını temin etmektir. İslam güçlenip, herkes ailesiyle bir araya gelip, bu yalnızlığın etkileri de gidince kardeşlik dolayısıyla mirasçı olmayı kaldırdı ve mu'minlerin hepsini kardeş yaparak: "Müminler kardeştir" buyruğunu indirdi. Maksat da onların birbirlerine karşı sevgi ve daveti n kapsamlı oluşu açısından kardeş olduklarıdır.

 

Muhammed b. İshak da kardeş yapmayı sözkonusu ederek şunları söylemiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem hicret ettikten sonra ashabına, ikişer ikişer kardeş olunuz dedi. Kendisi Ali ile Hamza, Zeyd b. Harise ile Cafer b. Ebi Talib Muaz b. Cebel ile kardeş oldu."

 

Süneyd'in Tefsir'inde de şöyle denilmektedir: Muaz ile İbn Mes'ud, Ebu Bekir ile Harice b. Zeyd, Ömer ile İtban b. Malik kardeş oldular. Namaz girişinde taraflarında Ömer'in: "Ensardan bir kardeşim vardı" sözü de geçmiş bulunmaktadır. Bu kardeşinin kimliği İtban diye açıklanmıştır.

 

Ebu'd-Derda ve Selman'ın durumunda olduğu gibi, onunla kardeşliği uzun süre de devam etmiş olabilir. Mus'ab b. Umeyr ile Ebu Eyyub, Ebu Huzeyfe b. Utbe ile Abbad b. Bişr, Hatıb b. Ebi Beltaa ile Uveym b. Saide, Selman ile Ebu'dDerda da kardeş olmuşlardı. Kardeşlik ilk olarak Nebi efendimizin Medine'ye ilk gelişi sırasında başladı ve İslama girenlerin ya da Medine'ye gelenlerin çoğalmasına bağlı olarak bu kardeşliği tekrarlamaya devam etti.

 

Hakim ile İbn Abdilberr'in hasen bir senedle Ebu'ş-Şa'sa'dan, onun İbn Abbas'tan rivayetine göre "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ez-Zubeyr ile İbn Mes'ud'u kardeş yapmıştır." Her ikisi de muhacirdirler.

 

Derim ki: Ayrıca ed-Dıya bunu el-Muhtare adlı eserinde Taberani'nin el-Mu'cemu'I-Kebir adlı eserinden, diye rivayet etmiştir. İbn Teymiye'de açıkça el-Muhtare'deki hadislerin Müstedrek'teki hadislerden daha sahih ve kavi olduklarını belirtmiştir.

 

Kardeşlik ile alakalı birinci kıssayı Hakim Cumey' b. Umeyr yoluyla İbn Ömer'den diye şöylece rivayet etmiştir: "Resulullah s.a.v. Ebu Bekir ile Ömer, Talha ile ez-Zubeyr, Abdurrahman Avf ile Osman'ı kardeş yapmıştır. -Bir topluluğun da ismini zikrettikten sonra şunları söylemektedir:- Ali dedi ki: Ey Allah'ın Resulü sen ashabın arasında kardeşlik yaptın ya benim kardeşim kim? Allah Resulü: Senin kardeşin benim diye buyurdu."

 

Bu rivayet daha önce geçenlere katılacak olursa, bu yolla daha bir güçlenmiş olurlar.

 

 

51. BAB

 

حدثني حامد بن عمر، عن بشر بن المفضل:حدثنا حميد: حدثنا أنس:

 أن عبد الله بن سلام بلغه مقدم النبي صلى الله عليه وسلم المدينة، فأتاه يسأله عن أشياء، فقال: إني سائلك عن ثلاث لا يعلمهن إلا نبي: ما أول أشراط الساعة، وما أول طعام يأكله أهل الجنة، وما بال الولد ينزع إلى أبيه أو إلى أمه؟ قال: (أخبرني به جبريل آنفا). قال ابن سلام: ذاك عدو اليهود من الملائكة، قال: (أما أول أشراط الساعة فنار تحشرهم من المشرق إلى المغرب، وأما أول طعام يأكله أهل الجنة فزيادة كبد الحوت، وأما الولد: فإذا سبق ماء الرجل ماء المرأة نزع الولد، وإذا سبق ماء المرأة ماء الرجل نزعت الولد). قال: أشهد أن لا إله إلا الله وأنك رسول الله، قال: يا رسول الله، إن اليهود قوم بهت، فاسألهم عني قبل أن يعلموا بإسلامي، فجاءت اليهود، فقال النبي صلى الله عليه وسلم: (أي رجل عبد الله بن سلام فيكم). قالوا: خيرنا وابن خيرنا، وأفضلنا وابن أفضلنا. فقال النبي صلى الله عليه وسلم: (أرأيتم إن أسلم عبد الله بن سلام). قالوا: أعاذه الله من ذلك، فأعاد عليهم فقالوا مثل ذلك، فخرج إليهم عبد الله فقال: أشهد أن لا إله إلا الله وأن محمدا رسول الله، قالوا: شرنا وابن شرنا، وتنقصوه، قال: هذا كنت أخاف يا رسول الله.

 

[-3938-] Enes'den rivayete göre "Abdullah b. Selam'a Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Medine'ye ulaştığı haberi gelince, onun yanına bazı hususları sormak üzere gitti ve dedi ki: Ben sana bir nebiden başkasının bilmediği üç hususu soracağım: Kıyametin ilk alameti nedir? Cennetliklerin ilk yiyeceği yemek ne olacaktır? Evlat ne diye babasına ya da annesine çeker?

 

Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: Bunu az önce Cibril bana haber verdi. İbn Selam dedi ki: Bu Yahudilerin düşman kesildiği melektir.

 

Allah Resulü şöyle buyurdu: Kıyametin ilk alameti, insanları doğudan batıya doğru sürükleyip toplayan bir ateş olacaktır. Cennetliklerin yiyeceği ilk yemek, balığın kara ciğerinin ziyadesi olacaktır. çocuğa gelince erkeğin suyu kadının suyunu geçerse çocuk ona benzer. Eğer kadının suyu erkeğin suyunu geçerse çocuk ona benzer.

 

(Abdullah b. Selam) dedi ki: Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına ve senin Allah'ın Resulü olduğuna şehadetederim.

 

(Daha sonra) dedi ki: Ey Allah'ın Resulü! Yahudiler iftiracı bir kavimdir. Onlara benim Müslüman olduğumu bilmelerinden önce benim hakkımda soru sor.

 

Yahudiler gelince, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: Aranızda Abdullah b. Selam nasıl bir adamdır diye sordu. Onlar: Bizim de hayırlımızdır, en hayırlımlZın da oğludur. Bizim de en faziletlimizdir, en faziletlimizin de oğludur.

 

Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle sordu: Peki Abdullah b. Selam Müslüman olursa ne dersiniz? Onlar: Böyle bir şeyden Allah onu korusun, dediler. Aynı soruyu onlara tekrar sorunca onlar da az önceki gibi cevap verdiler.

 

Abdullah b. Selam yanlarına çıkarak: Allah'tan başka hiçbir ilahın olmadığına, Muhammed'in de Allah'ın Resulü olduğuna şahadet ederim, dedi. Bu sefer Yahudiler: Bizim kötümüz, aramızdaki en kötünün oğlu, diyerek onun değerini küçültücü sözler kullandılar.

 

(Abdullah b. Selam): İşte ben bundan korkuyordum ey Allah'ın Resulü, dedi.''

 

 

حدثنا علي بن عبد الله: حدثنا سفيان، عن عمرو: سمع أبا المنهال عبد الرحمن بن مطعم قال:

 باع شريك لي دراهم في السوق نسيئة، فقلت: سبحان الله، أيصلح هذا؟ فقال: سبحان الله، والله لقد بعتها في السوق، فما عابها علي أحد، فسألت البراء بن عازب فقال: قدم النبي صلى الله عليه وسلم المدينة ونحن نتبايع هذا البيع، فقال: (ما كان يد بيد فليس به بأس، وما كان نسيئة فلا يصلح). والق زيد بن أرقم فاسأله، فإنه كان أعظمنا تجارة، فسألت زيد بن أرقم فقال مثله.

وقال سفيان مرة: فقال: قدم علينا النبي صلى الله عليه وسلم المدينة ونحن نتبايع، وقال: نسيئة إلى الموسم، أو الحج.

 

[-3939 - 3940-] Abdurrahman b. Mut'im dedi ki: "Benim bir ortağım pazarda vadeli olarak birkaç dirhem sattı. Ben: Subhanallah, bu uygun mudur dedim. O da: Subhanallah, Allah'a yemin ederim ben bunu pazarda sattım fakat kimse beni ayıplamadı, dedi. Bunun üzerine ben de Bera b. A'zib'e sordum. Şöyle dedi:

 

Biz bu şekilde alışveriş yaptığımız halde iken Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem (Medine'ye) geldi ve şöyle buyurdu: Elden ele yapılan alışverişlerde bir beis yoktur. Fakat vadeli olanlar uygun olmaz. Sen yine de Zeyd b. Erkam'ın yanına git. Ona sor, çünkü aramızda ticareti en büyük olan o idi. Zeyd b. Erkam'a sordum, bana onun dediği gibi dedi."

 

Bir seferinde de Süfyan dedi ki: "Dedi ki: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem biz alışveriş yapıyor iken Medine'ye yanımıza geldi. .. Ayrıca: Mevsime ya da hacca kadar vadeli olarak, demiştir."

 

 

AÇIKLAMA:     "Kıyametin ilk alameti, onları doğudan batıya doğru toplayacak bir ateş olacaktır." İleride Rikak (kalbi yumuşatıcı hadisler) bölümünün sonlarına doğru buna dair yeterli açıklamalar gelecektir.

 

"Cennetliklerin ilk yiyeceği yemek balığın kara ciğerinin ziyadesi olacaktır."

 

Ziyade ciğere asılı fakat ondan bağımsız bir fazlalıktır. Yiyecek olarak çok lezzetlidir. Onun en rahat yenilen ve en güzel sindirilen yemek olduğu da söylenir.

 

"Çocuk ... a benzer" Müslim'de Aişe yoluyla gelen hadiste: "Erkeğin suyu kadının suyundan daha üste çıkarsa amcalarına benzer. Kadının suyu erkeğin suyundan üste çıkarsa dayılarına benzer" denilmektedir.

 

"İftiracı bir kavimdirler." (Buhtan edenler anlamındaki "buht" kelimesinin tekili), uydurduğu iftira dolayısı ile karşısındaki dinleyeni dehşete düşüren kimse demektir.

 

"Benim bir ortağım pazarda vadeli olarak bir kaç dirhem sattı." Buna dair açıklamalar daha önce Ortaklık bölümünde (2497. hadiste) geçmiş bulunmaktadır.

 

Burada hadisten maksat, sahabenin zikrettiği: "Biz ... alışveriş yaparken Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem yanımıza Medine'ye geldi" sözüdür. Bundan anlaşıldığına göre o istisna ettiği türler dışında onları yapar bulduğu muamelata itiraz etmemiştir. İstisna ettiği hususları da onlara açıklamıştır.

 

 

SONRAKİ