16. UBEYY BİN KA'B (R.A.)'IN MENKIBELERİ
حدثنا أبو
الوليد: حدثنا
شعبة، عن عمرو
بن مرة، عن
إبراهيم، عن
مسروق قال:
ذكر
عبد الله بن
مسعود عند عبد
الله بن عمرو
فقال: ذاك رجل
لا أزال أحبه،
سمعت النبي
صلى الله عليه
وسلم يقول:
(خذوا القرآن
من أربعة: من
عبد الله بن
مسعود - فبدأ
به - وسالم
مولى أبي
حذيفة، ومعاذ
بن جبل، وأبي
بن كعب).
[-3808-] Mesruk dedi ki: "Abdullah b. Amr'ın yanında
Abdullah b. Mes'ud'un sözü edilince şöyle dedi: Bu adam hala sevdiğim ve
seveceğim birisidir. (Çünkü) Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i şöyle
buyururken dinledim: Kur'am'ı dört kişiden öğreniniz: Abdullah b. Mes'ud'dan
-diyerek önce onu zikretti-, Ebu Huzeyfe'nin mevlası (azatlısı) Salim'den, Muaz
b. Cebel'den ve Ubeyy b. Kalb'dan."
حدثني محمد
بن بشار:
حدثنا غندر
قال: سمعت شعبة:
سمعت قتادة،
عن أنس بن
مالك رضي الله
عنه:
قال
النبي صلى
الله عليه
وسلم لأبي: (إن
الله يأمرني
أن أقرأ عليك:
{لم يكن الذين
كفروا من أهل
الكتاب}). قال:
وسماني؟ قال:
(نعم). فبكى.
[-3809-] Enes b. Malik r.a.: "Nebi Sallallahu Aleyhi
ve Sellem Ubeyy'e dedi ki: Şüphesiz Allah bana: "Lem yekunillezine keferu
min ehlil kitabi vel müşrikine ... . "[Beyyine] suresini sana okumamı
emretti. Ubey adımı da söyledi mi, dedi. Allah Resulü: Evet deyince,
ağladı."
Tekrar: 4959, 4960, 4961
Diğer tahric: Tirmizi, Menakib; Müslim, Fedail
AÇIKLAMA: "Ubeyy b.
Ka'b" b. Kays b. Ubeyd b. Zeyd b. Muaviye b. Amr b. Malik b. en-Neccar
"ın menkıbeleri." Ensardan olup, Hazrecli ve Neccar oğullarındandır.
Künyesi Ebu'I-Munzir ve Ebu't-Tufayl'dır. Ensar arasından erken Müslüman
olanlardan idi. Akabe'de, Bedir'de ve onlardan sonraki belli başlı olaylarda
bulunmuş birisidir. 30 hicri yılında vefat ettiği söylendiği gibi başka
tarihler de söylenmiştir.
(Buhari) bu başlık altında az önce Abdullah b. Mes'ud'un
menkıbeleri arasında zikredilmiş bulunan Abdullah b. Amr'ın rivayet ettiği
hadisi zikretmektedir:
"Ubeyy: Benim adımı da verdi mi, dedi." Yani ismimi
açıkça zikretti mi yoksa ashabımdan herhangi birisine bunu oku, diye buyurdu da
beni sen mi seçtin? Allah Resulü ona "evet" deyince, ya bundan dolayı
sevincinden ötürü ağladı ya da yüce Allah'ın bu nimetine karşı şükretmekte
zayıf olabilir korkusu ile ve huşu' ile ağladı.
Bu hadisten, insanın ilmi ehli olanlardan öğrenmek hususunda -bu
kişiler mertebe itibariyle daha aşağıda olsalar dahi- mütevazı davranmanın fazileti
anlaşılmaktadır.
Kurtubi der ki: Özellikle bu surenin sözkonusu edilmesi -oldukça
veciz (özlü) olmakla birlikte- tevhidi, risaleti, ihlası, diğer nebilere
indirilmiş bulunan sahifeleri, kitapları kapsaması, namazdan, zekattan, ölümden
sonra dirilişten sözetmesi, cennetIiklerle cehennemlikleri açıklaması
dolayısıyladır.