باب: قول الله
تعالى: {وإن
يونس لمن
المرسلين}.
35. YÜCE ALLAH'IN: "MUHAKKAK YUNUS DA GÖNDERİLEN
RESULLERDENDİR. BİZ DE ONLARI BİR ZAMANA KADAR META'LANDIRDIK."[Saffat,
139-148] "KENDİ KENDİNİ KINAYICI OLDUĞU HALDE."[Saffat, 142]
إلى قوله:
{وهو مليم}. قال
مجاهد: مذنب.
المشحون: الموقر.
{فلولا أنه
كان من
المسبحين}
الآية. {فنبذناه
بالعراء} بوجه
الأرض {وهو
سقيم. وأنبتنا
عليه شجرة من
يقطين} من غير
ذات أصل:
الدباء ونحوه
{وأرسلناه إلى
مائة ألف أو
يزيدون.
فآمنوا
فمتعناهم إلى
حين} /الصافات: 139 - 148/. {ولا
تكن كصاحب
الحوت إذ نادى
وهو مكظوم}
/القلم: 48/: كظيم،
وهو مغموم.
Mücahid dedi ki: Günahkar olduğu halde demektir.
"el-Meşhun (yüklü)"[Saffat,140} Ağır yüklü demektir;
"Eğer o gerçekten tesbih edenlerden olmasaydı. "[Saffat,143.} "Biz onu hasta olduğu halde
el-Ara'ya" açık bir yere "bıraktık. Üzerine yaktinden" kabak ve
benzeri gövdesi olmayan "bir ağaç bitirdik."[Saffat, 145-146. }
"Biz onu yüzbin hatta dahafazlasına gönderdik. Onlar imana
geldiler, biz de onları bir zamana kadar metalandırdık."[Saffat, 147-148}
ayetleri ile;
"Ve o balık sahibi gibi olma. Hani o gamla dolu dolu dua
etmişti." ayetleri:
حدثنا مسدد:
حدثنا يحيى،
عن سفيان قال:
حدثني الأعمش.
حدثنا أبو
نعيم: حدثنا
سفيان، عن
الأعمش، عن
أبي وائل، عن
عبد الله رضي
الله عنه، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال: (لا
يقولن أحدكم:
إني خير من
يونس). زاد
مسدد: (يونس بن
متى).
[-3412-] Abdullah r.a.'dan rivayete göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem
şöyle buyurdu: "Sizden hiçbiriniz: Ben Yunus'tan hayırlıyım demesin."
Müsedded: "Yunus b. Metta" diye ifade etmiştir.
Tekrar: 4603 ve 4804
حدثنا حفص بن
عمر: حدثنا
شعبة، عن
قتادة، عن أبي
العالية، عن
ابن عباس رضي
الله عنهما،
عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال: (ما
ينبغي لعبد أن
يقول: إني خير
من يونس بن
متى). ونسبه
إلى أبيه.
[-3413-] İbn Abbas r.a.'dan rivayete göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem
şöyle buyurdu: "Hiçbir kulun: Ben Yunus b. Metta'dan hayırlıyım demesi
uygun değildir, diye buyurarak onu babasına nisbet etmiştir."
حدثنا يحيى
بن بكير، عن
الليث، عن عبد
العزيز بن أبي
سلمة، عن عبد
الله بن
الفضل، عن
الأعرج، عن
أبي هريرة رضي
الله عنه قال:
بينما
يهودي يعرض
سلعته، أعطي
بها شيئا كرهه،
فقال: لا،
والذي اصطفى
موسى على
البشر، فسمعه
رجل من
الأنصار،
فقام فلطم
وجهه، وقال:
تقول: والذي
اصطفى موسى
على البشر،
والنبي صلى
الله عليه
وسلم بين
أظهرنا؟ فذهب
إليه فقال:
أبا القاسم،
إن لي ذمة
وعهدا، فما
بال فلان لطم
وجهي، فقال:
(لم لطمت وجهه).
فذكره، فغضب
النبي صلى الله
عليه وسلم حتى
رئي في وجهه،
ثم قال: (لا
تفضلوا بين
أنبياء الله،
فإنه ينفخ في
الصور، فيصعق
من في
السماوات ومن
في الأرض إلا
من شاء الله،
ثن ينفخ فيه
أخرى، فأكون
أول من بعث،
فإذا موسى آخذ
بالعرش، فلا أدري
أحوسب بصعقته
يوم الطور، أم
بعث قبلي، ولا
أقول: إن أحدا
أفضل من يونس
بن متى).
[-3414-] Ebu Hureyre r.a. dedi ki: "Bir Yahudi malını satışa
arzetmişken hoşuna gitmeyen bir fiyat verildi. Bu sefer: Musa'yı diğer
insanlara üstün kılıp seçene yemin ederim ki olmaz, dedi. Ensardan bir adam
onun bu söylediğini işitince kalkıp, yüzüne bir tokat indirdi ve: Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem aramızda iken sen kalkıp Musa'yı bütün insanlara
üstün kılıp seçene yemin olsun, diye nasıl söylersin, dedi.
Yahudi Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına giderek dedi ki:
Ey Ebu'I-Kasım, benim zimmetim ve ahdim vardır. Filan kişi nasılolur da benim
yüzüme bir tokat indirdi? O kişiye: Bunun yüzüne niçin tokat vurdun, diye
sordu. Ensardan olan zat olanı anlattı.
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, kızgınlığının etkisi yüzünde
görülecek kadar kızdı. Sonra şöyle buyurdu: Allah'ın velileri arasında üstünlük
iddiasında bulunmayınız. Hiç şüphesiz Sur'a üfürülecek, göklerde ve yerde
bulunan herkes baygın düşecek, Allah'ın dilediği kimseler müstesna. Daha sonra
bir defa daha Sur'a üfürülecek. İlk diriltilen kişi ben olacağım. Musa'nın
Arş'ı (bir yerinden) yakalamış olduğunu göreceğim. Bilemiyorum, acaba Tur
günündeki baygınlığı mı hesap edilecek, yoksa benden önce mi diriltilmiş
olacak."•
[-3415-] "Ben, kimse Metta'nın oğlu Yunus'tan daha faziletlidir,
demem."
Tekrarı: 3416,4604,4631 ve 4805
حدثنا أبو
الوليد: حدثنا
شعبة، عن سعد
بن إبراهيم:
سمعت حميد ابن
عبد الرحمن،
عن أبي هريرة،
عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال: (لا
ينبغي لعبد أن
يقول: أنا خير
من يونس بن
متى).
[-3416-] Ebu Hureyre r.a'dan rivayete göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem
şöyle buyurdu: "Hiçbir kulun ben Metta oğlu Yunus'tan hayırhyım, demesi
uygun değildir."
AÇIKLAMA: "Yaktinden:
Kabak ve benzeri gövdesi olmayan ağaçlardan" şeklindeki açıklamaya uygun
olarak Ebu Ubeyde de: Gövdesi üzerinde durmayan her bir ağaç (bitki) yaktindir,
diye açıklamıştır. Kabak, Ebu Cehil karpuzu ve kavun gibi. Meşhur olan bunun
kabak olduğudur. İncir ve muz olduğu da söylenmiştir.
İlim adamları derler ki: Nebi s.a.v., eğer bu sözlerini
yaratılmışların en faziletlilerinin kendisi olduğu ona bildirildikten sonra
söylemiş ise, tevazu yoluyla söylemiştir. Eğer bu husus ona bildirilmeden önce
söylemiş ise açıklanması zor bir tarafı yoktur. İbn Ebi Hatim de Amr b.
Meymun'dan, İbn Mes'ud'a kadar ulaşan sahih bir sened ile buna yakın bir
rivayet kaydetmiştir. Bu rivayette şunlar da vardır:
"Sabah olduğunda Yunus bulunduğu yüksekçe yerden kasabaya
baktı. Azabın onların üzerine inmediğini gördü. Onların şeriatine göre yalan
söyleyen kişi öldürülürdü. O, kızgın bir şekilde yola koyuldu. Nihayet bir
gemiye bindi. -Bu rivayetinde şunları da söylemektedir:- Yunus onlara dedi ki:
Beraberlerinde Rabbinden (kinaye yoluyla, efendisinden anlamına da gelir)
kaçmış bir köle vardır. Onu (suya) atmadığınız sürece gemi yürümeyecektir.
Gemidekiler: Ey Allah'ın Nebii, biz ebediyen seni atmayız, dediler. Bu sefer
kura çektiler. Üç defa kura onun aleyhine çıktı. Onu suya attılar, balık onu
yuttu. Onu yerin dibine kadar ulaştırdı. Orada çakıl taşlarının tesbihlerini
duyunca kendisi de karanlıklarda: Senden başka hiçbir ilah yoktur, diye
seslendi."
باب:{واسألهم
عن القرية
التي كانت
حاضرة البحر
إذ يعدون في
السبت} يتعدون
يجاوزون في
السبت {إذ
تأتيهم حيتانهم
يوم سبتهم
شرعا} شوارع،
إلى قوله: {كونوا
قردة خاسئين}
/الأعراف: 163 - 166/..
36. "ONLARA DENİZ KIYISINDAKİ O KASABANIN DURUMUNU DA SOR. HANİ
ONLAR CUMARTESİ GÜNÜNDE HADDİ AŞMIŞLARDI. ÇÜNKÜ CUMARTESİLERİNDE BALIKLARI AKIN
AKIN MEYDANA ÇIKARAK YANLARINA GELİYORDU ... ALLAH'IN RAHMETİNDEN UZAK AŞAĞILIK
MAYMUNLAR OLUN, DEDİK."[A'raf,163-166] AYETLERİ
AÇIKLAMA: "Onlara deniz kıyısındaki o kasabanın durumunu da
sor ... " buyruğu" Cumhurun kanaatine göre sözü geçen bu Karye
(kasaba) Eyle idi. Bu da Mısır'dan Mekke'ye giden hacıların yolu üzerinde bir
yerdir. İbnu't-Tin'in ez-Zühfı'den naklettiğine göre bu Taberiye şehridir.
Katade de böyle demiştir. Cumartesi günü haddi aşanlar, Eyle halkından idiler.
Bunlar Cumartesi gününden ağlarını atıp, daha sonra balıkları Pazar günü
yakalamak Suretiyle balıkları avlamak hususunda hileli bir yola sapınca
aralarından bazıları onların bu yaptıkları işi kabul etmediler, onlardan bu
işten vazgeçmelerini istediler. Hatta onlara ağır sözler söylediler. Bir başka
kesim ise onlara ilişmeyiniz, onlardan uzak kalalım, dediler.
Bir gün sabahleyin, haddi aşanların evlerinin kapılarını
açtıklarını görmediler. Aralarından birisine emir verdiler, o da bir merdivene
çıktı, yukarıdan onlara baktı. Maymuna dönüşmüş olduklarını gördü. Bulundukları
yere girdiler. Onlara adeta yalvarmaya başladılar. Bu işten vazgeçmelerini
söylemiş olanlar: Biz size demedik mi, biz size bu işten vazgeçmenizi
söylemedik mi, diyorlar, onlar da başları ile işaret ediyorlardı.
İbn Ebi Hatim'in, Mücahid yoluyla İbn Abbas'tan rivayet ettiğine
göre "bunlar ancak çok kısa bir süre yaşadılar ve öldüler."
İbn Cerir de, el-Avfi yoluyla İbn Abbas'tan: Gençleri maymun,
yaşlıları da domuz oldular, dediğini rivayet etmektedir.