باب: أهل
الدار
يبيتون،
فيصاب
الولدان
والذراري.
146. DÜŞMAN ÜLKESiNE GECE BASKINI YAPMAK VE BU BASKIN SIRASINDA
ÇOCUKLARIN ÖLMESİ
{بياتا}
/الأعراف: 4/ :
ليلا.
{لنبيتنه}
/النمل: 49/ : ليلا. {بيت}
/النساء: 81/: ليلا.
A'raf suresi 4. ve 97. ayetler ile Yunus suresi 50. ayette geçen
..... kelimesi "geceleyin" anlamına gelir. Neml suresi 49. ayette
geçen ..... kelimesi "Ona gece baskın yapalım" anlamındadır. Nisa
suresi 51. ayette geçen ... ve.... kelimeleri de "gecelemek - gece vakti
birşeyler tasarlamak" anlamında kullanılmıştır.
حدثنا
علي بن عبد
الله: حدثنا
سفيان: حدثنا
الزهري، عن
عبيد الله، عن
ابن عباس، عن
الصعب بن
جثامة رضي
الله عنهم قال: مر
بي النبي صلى
الله عليه
وسلم
بالأبواء أو بودان،
وسئل عن أهل
الدار يبيتون
من المشركين،
فيصاب من نسائهم
وذراريهم،
قال: (هم منهم).
وسمعته يقول:
(لا حمى إلا
لله تعالى
ولرسوله - صلى
الله عليه وسلم - ).
[-3012-] İbn Abbas, Sa'b İbn Cessame'nin şöyle dediğini nakletmiştir:
"Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ebva'ya - veya Veddan'a -
uğradığında ben de oradaydım. Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem düşman
topraklarında uyumakta olan müşriklere gece baskını yapıldığı takdirde
kadınların ve çocukların da ölebileceği söylenince Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem şöyle buyurdu: "Onlar da o müşriklerin bir parçasıdır."
Ben Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in: "Allah ve
Resulü'nün himayesinden başka bir himaye (koruma altına alma yetkisi)
yoktur" dediğini duydum .
وعن
الزهري أنه
سمع عبيد
الله، عن ابن
عباس: حدثنا
الصعب في
الذراري: كان
عمرو يحدثنا،
عن ابن شهاب،
عن النبي صلى
الله عليه
وسلم. فسمعناه
من الزهري
قال: أخبرني
عبيد الله، عن
ابن عباس، عن
الصعب، قال:
(هم منهم). ولم
يقل كما قال
عمرو: (هم من
آبائهم).
[-3013-] İbn Abbas'ın Sa'b'dan naklettiğine göre Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem: "Onlar da o müşriklerin bir parçasıdır" buyurmuş
Amr İbn Dinar'ın dediği gibi: "Onlar da babalarının bir parçasıdır"
dememiştir.
AÇIKLAMA: Ashab, Resulullah
(s.a.v.)'e çocukların ve kadınların baskın sırasında ölebileceklerini
söylemiştir. Maksatları ise bunun caiz olup olmadığını öğrenmektir. Ahmed İbn
Hanbel şöyle demiştir: "Düşman’a gece baskın yapmakta herhangi bir sakınca
yoktur. Ben bunun mekruh olduğunu söyleyen ve karşı çıkan hiç kimse
bilmiyorum."
Nebi (s.a.v.) çocuklar ve kadınların durumuyla ilgili soruya
"Onlar da o müşriklerin bir parçasıdır" diye cevap verirken onların
da yetişkin erkeklerle aynı hükme tabi olduklarını vurgulamıştır. Burada asıl
vurgulanmak istenen husus gece baskını sırasında bu tür ölümlerin
olabileceğidir; özellikle kadınlara ve çocuklara saldırmanın serbest olduğu
anlatılmamıştır.
Burada Resulullah s.a.v.'in serbest bıraktığı durum şudur:
"Çocukları ve kadınları tepelemeden yetişkin erkeklere ulaşma imkanı yoksa
ve herkes birbirinden ayırt edilemeyecek şekilde karışmışsa kadınların ve
çocukların öldürülmesi mümkündür."
İmam Malik ve Evzai şöyle demişlerdir: "Kadınların ve
çocukların öldürülmesi ne olursa olsun kesinlikle caiz değildir. Hatta
düşmanlar kadınları ve çocukları siper olarak kullansalar veya bir kaleye ya da
gemiye sığınıp yanlarına kadınları ve çocukları alsalar bile bunların üzerine
ok atmak ve ateş açmak yasaktır."
Taberani’nin "el-Evsat" adlı eserinde İbn Ömer'den
naklettiği bir rivayet şöyledir: "Resulullah (s.a.v.) Mekke'ye girdiği
zaman kendisine bir kadın cesedi gösterilince: "Bu kadın savaşçı değil
ki!" diyerek tepkisini dile getirdi ve kadınların öldürülmesini yasakladı."
İkrime’den nakledilen bir rivayet de şöyledir: "Resulullah (s.a.v.)
Taif'te iken bir kadın cesedi gördü ve: "Ben size kadınları öldürmeyi
yasaklamadım mı!?" diye çıkışıp bunu kimin yaptığını sordu. Kadını öldüren
kişi şöyle dedi: "Ben yaptım ey Allah'ın Resulü. Onu alıp terkime
atacaktım. Fakat benimle mücadeleye kalkıştı ve beni öldürmek istedi Ben de onu
öldürdüm." Resulullah (s.a.v.) bunun üzerine kadının gömülmesini
emretti"
Şafiiler ve Kufeli alimler ise iki hadisi birbiriyle uzlaştırmış
ve şöyle demişlerdir: "Kadın savaşçı veya fiili mücadele halinde ise
öldürülebilir. Aksi halde öldürülmez."
Malikilerden İbn Habıb'in görüşü şöyledir: "Kadın fiili
olarak savaşçı konumunda olduğu halde doğrudan öldürmeye yeltenmedikçe ve
öldürme amacı ile hareket etmedikçe öldürülmez, öldürmek amacıyla kendisine
saldırılmaz." İbn Habıb'e göre ergenlik çağına girmesi yaklaşan erkeklerin
(mürahık) hükmü de kadınlarınki gibidir.
İbn Battal ve başka alimlerin naklettiğine göre alimlerin çoğu
öldürmek amacıyla kadınlara ve çocuklara saldırmanın yasak olduğu konusunda
görüş birlİği halindedir. Kadınların öldürülmesi savaşamayacak kadar zayıf
oldukları için yasaktır. Çocuklar ise küfrü kendi istekleriyle seçme ehliyetine
sahip değillerdir Bu yüzden onların öldürülmesi de yasaktır. Ayrıca kadınların
ve çocukların hayatta bırakılmasında başka faydalar da vardır: Esir edip
köleleştirmek ve fidye karşılığında serbest bırakılabilecek olanlar için fidye
almak bu faydalar arasınde. sayılabilir.
Hazimı, Sa'b hadisinin ilk bakışta anlaşılan açık ifadesine
dayanarak kadınların ve çocukların da öldürülebileceğini söyleyenlerin
bulunduğunu nakletmiştir. Dinden dönen kadının (mürtedde) öldürülüp
öldürülmeyeceği konusuyla ilgili açıklama ileride gelecektir. (Bkz. Kitabü
istitabeti'l-mürteddın, Bab, 2. )
Hadisten Çıkarılan Dersler
1. Herhangi bir hüküm genel bir ifade ile (amm) konmuşsa bunu
sınırlayan (tahsis eden) yeni bir hüküm (hass) konana kadar söz konusu genel
hüküm ile amel edilebilir. Çünkü ashab-ı kiram başlangıçta müşriklerin
öldürülmesiyle ilgili genel hükme göre hareket ediyorlardı. Fakat daha sonra
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem kadınların ve çocukların öldürülmesini
yasaklayarak bu genel hükmü sınırlandırdı.
Bu durumla ilgili olarak şu yorum da yapılabilir: "Herhangi
bir problemle ilgili çözüme ihtiyaç duyulana kadar, söz konusu olay hakkındaki
çözümü getiren hüküm ve açıklamanın geciktirilmesi mümkündür."
2. Bu hadis zühd iddiasıyla kadınlardan ve diğer dünyalıklardan
uzak duran kimselerin görüşlerini reddetmektedir. Çünkü kadın ve başka
dünyalıklar insanın dini yaşantısına zarar verebilecek olsa bile bu zararın
bertaraf edilmesi mümkündür. Eğer gerçekten böyle bir zarar ortaya çıkıyorsa
bunlardan uzak durulmalıdır. Aksi halde ise ihtiyaç duyulan miktarda
edinilmelidir.