EK SAYFA – 1191-3
باب:
الجنة تحت
بارقة السيوف.
22. CENNET KILIÇLARıN IŞILTILARI ALTINDADIR
وقال
المغيرة بن
شعبة: أخبرنا
نبينا صلى
الله عليه
وسلم، عن
رسالة ربنا:
(من قتل منا
صار إلى الجنة).
Muğire İbn Şu'be şöyle demiştir: "Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem bize Rabbinden aldığı şu mesajı iletti: Bizden kim öldürülürse cennete
gidecektir."
وقال عمر
للنبي صلى
الله عليه
وسلم: أليس
قتلانا في
الجنة
وقتلاهم في
النار؟ قال:
(بلى).
Ömer r.a., Resul-i Ekrem'e Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
"Bizim ölülerimiz cennette, onlardan öldürülenler ise cehennemde değil
mi?" diye sorunca Nebiyy-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Evet,
tabi ki. .. " buyurdu.
حدثنا
عبد الله بن
محمد: حدثنا
معاوية بن
عمرو: حدثنا
أبو إسحاق، عن
موسى بن عقبة،
عن سالم أبي
النصر، مولى
عمر بن عبيد
الله، وكان
كاتبه، قال:
كتب إليه عبد
الله بن أبي
أوفى رضي الله
عنهما: أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال:
(واعلموا أن
الجنة تحت
ظلال السيوف).تابعه
الأويسي، عن
ابن أبي
الزناد، عن
موسى بن عقبة.
[-2818-] Ömer İbn Ubeydullah'ın kölesi ve katibi olan Salim Ebu'n-Nadr
şöyle demiştir: Abdullah İbn Ebi Evfa bir defasında Ömer İbn Ubeydullah'a
mektup yazarak şöyle demiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem
buyurdu ki: "Şunu iyi biliniz ki, cennet kılıçların gölgesi altındadır.
"
Tekrar: 2833, 2966, 3024, 7237
AÇIKLAMA: Kurtubi şöyle
kaydeder: "Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in bu sözü kısa, öz fakat bununla
birlikte belağat sanatının bütün güzelliklerini içeren çok tatlı bir ifadedir.
Zira sayacağımız şu hususların her birine işaret etmektedir: Cihada teşvik,
cihada katılmanın mükafatı ve sevabı, düşmanla karşı karşıya gelmeye ve kılıçla
mücadeleye teşvik, kılıçların savaşçıları adeta gölgeleyecek bir yoğunluğa
ulaşmasını sağlayacak şekilde savaş sırasında yek vücut olmak."
İbnü'l-Cevzi de şöyle demiştir: "Bu hadis ile kasdedilen
cennetin cihad ile kazanılacağıdır. Savaşta iki kişi karşı karşıya gelince her
birinin kılıcı diğerine adeta gölge olur ve herkes rakibini yere serip kendi
kılıcına ait gölgenin kalıcı olması için mücadele eder. Bu da genelde savaşın
iyice kızıştığı anlarda olur."
باب: من
طلب الولد
للجهاد.
23. MÜCAHİD BİR ÇOCUĞUNUN OLMASI NİYETİYLE EŞİYLE CİNSEL İLİŞKİ
DE BULUNMAK
وقال
الليث: حدثني
جعفر بن
ربيعة، عن عبد
الرحمن بن
هرمز قال:
سمعت أبا
هريرة رضي
الله عنه، عن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
قال: (قال سليمان
بن داود
عليهما
السلام:
لأطوفن
الليلة على
مائة امرأة،
أو تسع
وتسعين، كلهن
يأتي بفارس
يجاهد في سبيل
الله، فقال له
صاحبه: قل إن
شاء الله، فلم
يقل: إن شاء
الله، فلم يحمل
منهن إلا
امرأة واحدة،
جاءت بشق رجل،
والذي نفس
محمد بيده، لو
قال: إن شاء
الله،
لجاهدوا في
سبيل الله
فرسانا
أجمعون).
[-2819-] Ebu Hureyre'den nakledildiğine göre Resulullah Sallallahu Aleyhi
ve Sellem şöyle buyurdu: "Bir defasında Hz. Süleyman (A.S.): "Bu gece
yüz -başka bir rivayette bu ifade doksan dokuz diye zikredilmiştir- eşimle
birlikte olacağım ve her biri Allah yolunda cihad edecek birer yiğit süvari
doğuracak" dedi. Yanında bulunan dostu ona: "Bunun için inşaallah
demelisin" diye hatırlattı. Ancak o, inşaallah demedi. Hz. Süleyman'ın o
gece birlikte olduğu eşlerinden sadece biri hamile kaldı ve o da özürlü bir
çocuk doğurdu.
Muhammed'in canını elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, Hz.
Süleyman eğer inşaallah deseydi (eşlerinden her biri bir yiğit doğuracak ve)
hepsi bir süvari birliği olup Allah yolunda cihad ederdi. "
Tekrar: 3424, 5242, 6639, 6720, 7469
AÇIKLAMA: Kişi bu amaçla
eşiyle cinsel ilişkide bulunduğu zaman eşi hamile kalmasa bile yine de sevap
alır.
باب:
الشجاعة في
الحرب والجبن.
24. SAVAŞTA CESARET VE KORKAKLIK
حدثنا
أحمد بن عبد
الملك بن
واقد: حدثنا
حماد بن زيد،
عن ثابت، عن
أنس رضي الله
عنه قال: كان
النبي صلى
الله عليه
وسلم أحسن
الناس وأشجع
الناس وأجود
الناس، ولقد
فزع أهل
المدينة،
فكان النبي
صلى الله عليه
وسلم سبقهم
على فرس،
وقال: (وجدناه
بحرا).
[-2820-] Enes İbn Malik şöyle demiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi
ve Sellem insanların en güzeli, en cesuru ve en cömerti idi. Bir defasında
Medine halkı gece duyulan şiddetli bir gürültü dolayısıyla büyük bir korkuya
kapılmıştı ve Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem herkesten önce atına
atlayıp korkuya sebep olan şeyi araştırmaya koşmuştu. Biz onun atının fırtına
gibi estiğini gördük."
حدثنا
أبو اليمان:
أخبرنا شعيب:
عن الزهري قال:
أخبرني عمر
ابن محمد بن
جبير بن مطعم:
أن محمد بن
جبير قال:
أخبرني جبير
بن مطعم:
أنه
بينما يسير هو
مع رسول الله
صلى الله عليه
وسلم ومعه
الناس، مقفله
من حنين،
فعلقه الناس
يسألونه، حتى
اضطروه إلى
سمرة فخطفت
رداءه، فوقف
النبي صلى
الله عليه
وسلم فقال:
(أعطوني
ردائي، لو كان
لي عدد هذه
العضاه نعما
لقسمته بينكم،
ثم لا تجدوني
بخيلا، ولا
كذوبا، ولا جبانا).
[-2821-] Muhammed İbn Cübeyr dediki: "Bana Cübeyr İbn Mut'im haber
verdi: Bir defasında Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte
Huneyn'den dönüyorduk. Yanında bir çok kimse vardı. Orada bulunanlar öylesine
ısrarlı bir şekilde Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den bir şeyler
istiyorlardı ki bu baskı sonucunda Semure'ye kadar gitmek zorunda kaldı. O da
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ridasını kapıp aldı. Bunun üzerine Resul-i
Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Boynumdan aldığınız
ridayı geri verin! Eğer şu dikenli çalılar sayısınca güzel develerim olsa
şüphesiz hepsini size dağıtırdım. Sonra da benim cimri, yalancı ve korkak
olmadığımı görürdünüz."
AÇIKLAMA: İmam Buhari'nin
kullandığı bu başlık cesareti övmekte, korkaklığı ise yermektedir. Bu iki
hadisin birincisinde Rasulullah'ın (s.a.v.) insanların en cesuru olduğunu,
ikincisinde de korkak ve cimri olmadığını anlatmaktadır ki birinci hadis
"Hibe" bölümünde ele alındı, ikinci hadis de "Humusun Farz
Kılınması" başlığı altında ele alınacaktır.