DEVAM: 1. TAKSİM EDİLMİŞ YA DA EDİLMEMİŞ OLSUN SUYUN SADAKAYA,
HİBEYE VE VASİYETE KONU OLMASI CAİZDİR
حدثنا
أبو اليمان:
أخبرنا شعيب،
عن الزهري قال:
حدثني أنس ابن
مالك رضي الله
عنه:
أنها
حلبت لرسول
الله صلى الله
عليه وسلم شاة
داجن، وهي في
دار أنس بن
مالك، وشيب
لبنها بماء من
البئر التي في
دار أنس،
فأعطى رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
القدح فشرب
منه، حتى إذا
نزع القدح من
فيه، وعلى
يساره أبو
بكر، وعن
يمينه
أعرابي، فقال
عمر، وخاف أن
يعطيه الأعرابي:
أعط أبا بكر
يا رسول الله
عندك، فأعطاه
الأعرابي
الذي على
يمينه، ثم
قال: (الأيمن
فالأيمن).
[-2352-] Zühri'nin naklettiğine göre Enes İbn Malik şöyle anlatmıştır:
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem için bir ağıl (otlakta beslenmeyen)
koyunun sütü sağılmıştı. Bu sırada Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem Enes
İbn Malik r.a.'ın evinde idi. Enes'in evinde, sütün içine bir miktar kuyu suyu
karıştırıldı. Daha sonra bir bardak içinde Resulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'e ikram etti. O (Sallallahu aleyhi ve Sellem) süt’ten bir miktar içti.
Bardağı ağzından ayırdığı zaman solunda Ebu Bekir, sağında ise bir bedevi
vardı. Bu sırada Ömer, Resulullah'ın, bardağı bedeviye vermesinden endişe
ederek hemen, "Ey Allah'ın Resulü! Bardağı, yanınızda bulunan Ebu Bekir'e
veriniz" dedi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ise, sağ tarafında
bulunan bedeviye vererek, "Öncelik sağ taraftadır" buyurdu.
Tekrarı: 2571, 5612, 5619
AÇIKLAMA: İbn Battal şöyle
demiştir: "Malını vakfeden
kimsenin, vakfetme sırasında şart koşması halinde, söz konusu maldan
yararlanması caizdir. Kuyusunu insanların yararı için vakfeden kimse, şart
koşmamış olsa bile, söz konusu kuyudan su içebilir. Çünkü o, bütün insanların
yararına vakfetmiştir ki, kendisi de bu kapsamda değerlendirilir."
İbn Battal burada güçlü olmayan bir farktan bahsetmiştir. Bu
mesele ile ilgili geniş açıklama, "Vakfeden kimse, vakıf konusu maldan
yararlanabilir mi?" konusunda yer alacaktır. (Bkz. 2754, 2755. hadisler)
İbnü'l-Cevzi şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
söz konusu gençten izin istediği halde, bedeviden izin istememiştir. Çünkü
bedevınin dini bilgisi yoktu. Bundan dolayı, bedeviden izin istemeden doğrudan
(sütü ikram etmek suretiyle) ona yakınlık göstermiştir. Halbuki gençle ilgili
böyle bir durum söz konusu değildir.