EK SAYFA 980-2
باب:
صاحب السلعة
أحق بالسوم.
41- Mal Sahibi, Pazarlık Yapma (Malına Fiyat Belirleme)
Konusunda Başkalarından Daha Çok Hak Sahibidir.
حدثنا
موسى بن
إسماعيل:
حدثنا عبد
الوارث، عن أبي
التياح، عن
أنس رضي الله
عنه قال:
قال
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (يا بني
النجار،
ثامنوني
بحائطكم).
وفيه خرب ونخل.
[-2106-] Enes r.a. Nebi'in Sallallahu Aleyhi ve Sellem şu sözünü
aktarmıştır: "Ey Neccar oğulları! İçindeki bina yıkıntısı ve hurma
ağaçları ile birlikte bahçenize fiyat biçin ve kaç para olduğunu bana
bildirin".
AÇIKLAMA: İbn Battal şöyle
demiştir: Konu başlığında yer alan husus hakkında alimler arasında görüş
ayrılığı yoktur. Malın sahibi yahut vekili, malın fiyatını belirleme konusunda
satın almak isteyen kimseden daha öncelikli hakka sahiptir.
Ben (İbn Hacer) derim ki: Böyle olmakla birlikte, malın fiyatını
mal sahibinin belirlemesi kesin bir emir değildir. Nitekim Hz. Nebi'in, Cabir'İn
devesini satın alması olayında Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Cabir'e
"Deveni bana bir okkaya sat" demiştir.
باب: كم
يجوز الخيار.
42- Muhayyerlik Ne Kadar Süreyle Geçerlidir?
حدثنا
صدقة: أخبرنا
عبد الوهاب
قال: سمعت
يحيى قال:
سمعت نافعا،
عن ابن عمر
رضي الله
عنهما، عن النبي
صلى الله عليه
وسلم قال: (إن
المتبايعين
بالخيار في
بيعهما ما لم
يتفرقا، أو
يكون البيع
خيارا). قال
نافع: وكان
ابن عمر إذا
اشترى شيئا
يعجبه فارق
صاحبه.
[-2107-] İbn Ömer r.a., Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den şunu nakletmiştir:
"Alıcı ve satıcı birbirinden ayrılmadığı sürece yahut da satım akdini
muhayyerlik esasına göre yapmadıkları sürece muhayyerdirler".
Nafi' şöyle dedi: İbn Ömer, bir mal satın aldığında ondan
hoşlanırsa, satıcının yanından ayrılırdı.
Tekrar: 2109, 2111, 2112, 2113, 2116
حدثنا
حفص بن عمر:
حدثنا همام،
عن قتادة، عن
أبي الخليل،
عن عبد الله
بن الحارث، عن
حكيم بن حزام
رضي الله عنه، عن النبي
صلى الله عليه
وسلم قال :
(البيعان بالخيار
ما لم يفترقا).وزاد
أحمد: حدثنا
بهز قال: قال
همام: فذكرت ذلك
لأبي التياح
فقال: كنت مع
أبي الخليل
لما حدثه عبد
الله بن
الحارث بهذا
الحديث.
[-2108-] Hakîm İbn Hizam r.a. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den
nakletmiştir: Alıcı ve satıcı birbirinden ayrılmadıkları sürece
muhayyerdir".
AÇIKLAMA: Konu başlığında yer
alan muhayyerlik iki türlüdür: Meclis muhayyerliği, şart muhayyerliği.
Sa'leb'in Mufaddal İbn Seleme'den rivayet ettiğine göre
"iftirak" sözle ayrılma "teferruk" ise bedenen ayrılmadır.
İbn Ömer'in fiili, onun hadiste geçen ayrılmayı bedenen ayrılma
olarak gördüğünü göstermektedir.
Hadisten anlaşıldığına göre akit meclisi devam ettiği sürece
alıcı ve satıcının her biri, akdi devam ettirip ettirmeme konusunda seçim
hakkına sahiptir.
باب: إذا
لم يوقت في
الخيار، هل
يجوز البيع.
43- Muhayyerlik İçin Bir Süre Belirlenmediğinde Satım Akdi
Geçerli Olur Mu?
حدثنا
أبو النعمان:
حدثنا حماد بن
زيد: حدثنا أيوب،
عن نافع، عن
ابن عمر رضي
الله عنهما
قال: قال
النبي صلى
الله عليه
وسلم:
(البيعان
بالخيار ما لم
يتفرقا، أو
يقول أحدهما
لصاحبه اختر).
وربما قال: (أو
يكون بيع خيار).
[-2109-] İbn Ömer r.a., Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şu sözünü
nakletmiştir: "Alıcı ve satıcı birbirinden ayrılmadıkları sürece yahut
biri diğerine "akdi sürdürmeyi yahut sürdürmemeyi seç" demedikleri
sürece muhayyerdirler."
İbn Ömer, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem "yahut da satım
akdi muhayyerlik esasına sahip olmadığı sürece" buyurdu, demiş de
olabilir.
AÇIKLAMA: Bu bölümde, alıcı
ve satıcının muhayyerlik için bir süre belirleme meleri konusu ele
alınmaktadır.
Buharî konu başlığı ile şart muhayyerliği konusunda geçen görüş
ayrılığını işaret etmektedir. Şafiîlere ve Hanefîlere göre muhayyerlik üç
günden fazla ola maz.
İbn Ebî Leyla, Ebu Yusuf, Muhammed, Ahmed İbn Hanbel, Ebu Sevr
ve diğerlerine göre ise şart muhayyerliğinin belirli bir sınırı yoktur. Satım
akdi ge çerli, şart da akitte belirlendiği süreye kadar bağlayıcıdır.
İbnü'l-Münzir bu görü şü tercih etmiştir. Alıcı ve satıcı yahut bunlardan biri,
bir süre belirlemeksiziı mutlak olarak muhayyer olmayı şart koşarlarsa Evzaî ve
İbn Ebî Leyla şartın batıl, satımın geçerli olduğu görüşünü kabul etmişlerdir.
Sevrî, Şafiî ve rey’ciler ise satım akdinin de batıl olacağı görüşünü kabul
etmiştir. Ahmed ve İshak ise muhayyerliği şart koşanın süresiz olarak bu hakka
sahip olduğunu söylemişlerdir.
باب:
البيعان
بالخيار ما لم
يتفرقا.
44- Alıcı Ve Satıcı Birbirinden Ayrılmadığı Sürece
Muhayyerdirler.
وبه قال ابن
عمر، وشريح،
والشعبي،
وطاوس، وعطاء،
وابن أبي
مليكة.
İbn Ömer, Şüreyh, Şa'bî, Tavus, Ata ve İbn Ebî Müleyke bu görüştedirler.
حدثني
إسحاق: أخبرنا
حبان: حدثنا
شعبة: قال قتادة:
أخبرني عن
صالح أبي
الخليل، عن
عبد الله بن
الحارث قال:
سمعت حكيم بن
حزام رضي الله
عنه،
عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال :
(البيعان بالخيار
ما لم يتفرقا،
فإن صدقا
وبينا بورك
لهما في
بيعهما، وإن
كذبا وكتما
محقت بركة
بيعهما).
[-2110-] Hakîm İbn Hizam, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den
nakletmiştir: ''Alıcı ve satıcı birbirinden ayrılmadıkları sürece
muhayyerdirler. Şayet doğru söylerler ve açıklamaları gereken şeyleri açıklarlar
ise alış verişleri bereketli kılınır. Yalan söylerler ve açıklamaları gereken
şeyleri gizlerlerse alış verişlerinin bereketi giderilir".
حدثنا
عبد الله بن
يوسف: أخبرنا
مالك، عن نافع،
عن عبد الله
بن عمر رضي
الله عنهما: أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال :
(المتبايعان
كل واحد منهما
بالخيار على
صاحبه ما لم
يتفرقا، إلا
بيع الخيار).
[-2111-] Abdullah İbn Ömer r.a., Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in
şöyle buyurduğunu söyledi: "Muhayyerlik şartıyla yapılan satım akdi hariç,
alıcı ve satıcıdan her biri, birbirinden ayrılmadığı sürece diğerine karşı
muhayyerliğe sahiptir."
AÇIKLAMA: Konu başlığında yer
alan "İbn Ömer... de bu görüştedir" ifadesi meclis muhayyerliğini
ifade etmektedir. Daha önceki konudan da anlaşıldığına göre İbn Ömer, hoşuna
giden bir şey satın aldığında satıcının yanından ayrılırdı.
Tirmizî, İbn Fudayl yoluyla Yahya İbn Saîd'den şunu rivayet
etmiştir: "İbn Ömer oturma halinde iken bir şey satın aldığında, satım
akdinin gerekli olması için ayağa kalkardı."
Konu başlığındaki "Şüreyh ve Şa'bî" de meclis
muhayyerliğini kabul ediyorlardı. Saîd İbn Mansur bunu Hüşeym aracılığıyla
Muhammed İbn Ali'den şu şekilde rivayet etmiştir: Ebu'd-Duha'nın Şüreyh'ten
aktardığına göre iki kişi Şüreyh'e dava getirdiler. Birisi diğerinden dört bin
dirheme ev satın almış, satıcı da satım akdini gerekli kılmıştı. Sonra
satıcıdan ayrılmadan kararından vazgeçerek "buna ihtiyacım yok"
dedi. Satıcı "ben bunu sana sattım ve satım akdini gerekli kıldım"
dedi. Bu davayı Şüreyh'e getirdiklerinde o şöyle dedi: "İki taraf birbirinden
ayrılmadığı sürece alıcının muhayyerliği vardır". Muhammed şöyle dedi:
"Şa'bî'nin de bu şekilde hüküm verdiğine şahit oldum."
Şafiî el-Ümm adlı kitabında şöyle der: İbn Uyeyne, Abdullah İbn
Tavus aracılığıyla Tavus'tan şunu rivayet etmiştir: "Resulullah s.a.v.
bir adama satım akdinden sonra seçim hakkı tanımıştır". Tavus'un oğlu
şöyle demiştir: "Babam seçim hakkının ancak satım akdinden sonra olduğuna
yemin ederdi."
Ata ve Ibn Ebu Müleyke "alıcı ve satıcı karşılıklı rıza ile
birbirinden ayrılıncaya kadar akdi sürdürüp sürdürmeme konusunda seçim hakkına
sahiptir" demişlerdir. İbnü'l-Münzir de bu görüşü Medinelilerden; Saîd
İbn Müseyyeb, Zührî ve İbn Ebî Zi'b'den, ayrıca Hasan-ı Basrî, Evzaî, İbn
Cüreyc ve daha başkalarından nakletmiştir.
Bu hadiste kastedilenin "bedenen ayrılma" olduğunu
kabul edenler, bu ayrılmanın belirli bir tanımı olmadığı konusunda farklı
görüşler ileri sürmüşlerdir. Alimlerden nakledilen meşhur ve tercih edilen
görüşe göre bu örfe göre belirlenir. Örfe göre ayrılma kabul edilen durumlar
için ayrılma hükmü verilirken böyle olmayan durumlar İçin bu hüküm verilmez.
"Şayet doğru söylerler ve açıklamaları gereken şeyi
açıklarlar ise...": Bu ifade "satıcı alıcıya bildirmesi gereken şeyi
bildirir, örneğin malda bir kusur varsa bunu açıklarsa ve alıcı da bedelin
miktarını açıklar ve şayet bir kusur varsa bildirirse" anlamına gelir.
Buradaki doğru söyleme ve açıklamanın aynı anlama gelmesi de muhtemel olup bu
durumda İfadelerden biri diğerini pekiştirmek için zikredilmiş olur.
"Alış verişlerinin bereketi giderilir": Bu söz gerçek
anlamı İle anlaşılabilir ki bu durumda, doğru söyleyen sevap, yalan söyleyen
günah kazanmakla birlikte aldatma ve yalanın uğursuzluğu bu akdin üzerine
çökerek akdin bereketini giderir.
Diğer bir ihtimale göre bu yalnızca aldatma ve kusuru yapan
taraf için söz konusu olup, diğeri için söz konusu değildir. İbn Ebî Cemre bu
görüşü tercih etmiştir.
Hadis doğru söylemenin faziletini göstermekte, buna teşvik
etmekte, yalanı kınamakta ve yalandan uzak durmaya teşvik etmektedir.
Yine bu hadis yalanın bereketin gitmesine sebep olduğunu, ahiret
amelinin hem dünya hem de ahiretin hayrını kazandıracağını göstermektedir.
"Muhayyerlik şartıyla yapılan satım akdi hariç": Bu
durumda akdin bağlayıcı hale gelmesi için alıcı ve satıcının birbirinden
ayrılmasına gerek yoktur.
Beyzavî şöyle demiştir: Meclis muhayyerliğini kabul etmeyenler
hadiste yer alan iki ifadeyi asıl anlamından kopararak mecaza yormuş olurlar:
"Ayrılma" sözcüğünü "sözle ayrılmaya" yorarak, "alıcı
ve satıcı" ifadelerini "pazarlık yapanlar" anlamına yorarak
bunu yaparlar. Ayrıca Şari’nin sözü bu anlama yorulamaz. Çünkü bu durumda hadis
şu anlama gelmiş olur: "Pazarlık yapanlar isterse akdi yaparlar, isterlerse
yapmazlar." Bu ise zaten var olan bir şeyi elde etmektir (yani hasılı
tahsil etmek demektir). Çünkü her iki taraf bunu zaten bilmektedir. Ayrılmanın
sözle olacağını ileri sürenlere şöyle denilir: Bu söz, akdi gerçekleştiren söz
müdür yoksa başka bir şey midir? Şayet akdi yapanların sözleri değilse nedir?
iki kişi dışında arada başka bir söz yoktur. Şayet bu sözler akitte kullanılan
sözler ise iki tarafın ittifak ettiği ve satımı gerçekleştiren söz, iki tarafın
ayrıldığı söz olur ki bu durumda akdin bozulması da bu sözlerle olmuş sayılır.
Bu ise son derece sakat bir görüştür.
İbn Abdilber şöyle demiştir: Malikîler ve Hanefîler bu hadisin
reddedilmesi üzerine, pek çoğundan bir netice çıkmayan birçok sözler
söylemişlerdir.
باب: إذا
خير أحدهما
صاحبه بعد البيع
فقد وجب البيع.
45- Alıcı Ve Satıcıdan Biri Akit’ten Sonra Diğerine Muhayyerlik
Tanısa Satım Bağlayıcı Hale Gelmiş (Kesinleşmiş) Olur.
حدثنا
قتيبة: حدثنا
الليث، عن
نافع، عن ابن
عمر رضي الله
عنهما، عن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم أنه قال:
(إذا تبايع الرجلان،
فكل واحد
منهما
بالخيار ما لم
يتفرقا،
وكانا جميعا،
أو يخير
أحدهما
الآخر، فتبايعا
على ذلك، فقد
وجب البيع،
وإن تفرقا بعد
أن يتبايعا
ولم يترك واحد
منهما البيع،
فقد وجب البيع).
[-2112-] İbn Ömer r.a., Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den şunu rivayet
etmiştir: "İki kişi alış veriş yaptığında bir arada bulunup da diğerinden
ayrılmadıkları sürece her biri muhayyerlik hakkına sahiptir. Şayet onlardan
biri diğerine muhayyerlik hakkı tanır ve bu şart üzere satım akdi yaparlarsa
akit kesinleşmiş olur. Akdi yaptıktan sonra akdi terk etmeksizin birbirinden
ayrıldıklarında satım akdi kesinleşmiş olur."
AÇIKLAMA: Bu konuda, alıcı ve
satıcının birbirinden ayrılmasından önce birinin diğerini muhayyer kılması ile,
ayrılma gerçekleşmemiş olsa bile satım akdinin kesinleşeceği belirtilmektedir.
Buhari bu konuda Leys ve Nafi' aracılığıyla İbn Ömer'den şu
hadisi rivayet etmiştir: "İki kişi alım satım yaptıklarında birbirinden
ayrılmadıkları sürece her ikisi de muhayyerdir" yani birbirinden ayrılıp
da muhayyerlik sona ermedikçe bu böyledir.
"Satım akdi kesinleşmiş olur": Yani muhayyerlik
ortadan kalkar.
Bu hadis, taraflardan birinin akdi feshetmesi halinde akdin
fesholacağını açık olarak göstermektedir.
Hattabî şöyle demiştir: Meclis muhayyerliğinin sübutu konusunda
bu en açık delildir. Bu, hadisin zahirine aykırı tüm yorumları geçersiz kılar.
Yine "satım akdini yaptıktan sonra birbirinden ayrılırlarsa" ifadesi
de açık olarak bedenen ayrılmayı göstermektedir ki muhayyerliği sona erdiren de
budur. Şayet bu "sözle ayrılma" anlamına gelseydi hadisin ifade
ettiği bir anlam olmazdı.
Alimler, Malik'in rivayet ettiği hadisteki "muhayyerlik
şartıyla yapılan satım akdi hariç" İfadesinin nasıl anlaşılması gerektiği
konusunda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Çoğunluğa göre -ki Şafiî bu
görüşün kesin doğru olduğunu söylemiştir- bu, ayrılma anına kadar süren
muhayyerlikten yapılan bir istisnadır. Yani, İki taraf, birbirinden ayrılmadan
önce akdi geçerli kılmayı tercih ederlerse bu durumda satım akdi kesinleşir,
birbirinden ayrılmaları şartı geçersiz hale gelir. Şu halde bu ifade ile,
"geçerli kılmayı tercih ettikleri satım akdi hariç" anlamı
kastedilmektedir.
باب: إذا
كان البائع
بالخيار هل
يجوز البيع.
46- Satıcı Muhayyer Olduğunda Satım Akdi Caiz Olur Mu?
حدثنا
محمد بن يوسف:
حدثنا سفيان،
عن عبد الله بن
دينار، عن ابن
عمر رضي الله
عنهما، عن النبي
صلى الله عليه
وسلم قال: (كل
بيعين لا بيع
بينهما حتى
يتفرقا، إلا
بيع الخيار).
[-2113-] İbn Ömer r.a., Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den şunu rivayet
etmiştir: "Muhayyerlik şartı ile yapılan satım akdi hariç, alıcı ile
satıcı birbirinden ayrılmadıkları sürece aralarında satım akdi yoktur."
حدثني
إسحاق: حدثنا
حبان: حدثنا
همام: حدثنا قتادة،
عن أبي
الخليل، عن
عبد الله بن
الحارث، عن
حكيم بن حزام
رضي الله عنه: أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال:
(البيعان
بالخيار ما لم
يتفرقا).قال
همام: وجدت في
كتابي: (يختار -
ثلاث مرار -
فإن صدقا
وبينا بورك
لهما في
بيعهما، وإن
كذبا وكتما،
فعسى أن يربحا
ربحا، ويمحقا
بركة بيعهما).قال:
وحدثنا همام:
حدثنا أبو
التياح: أنه
سمع عبد الله
بن الحارث يحدث
بهذا الحديث،
عن حكيم بن
حزام، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم.
[-2114-] Hakîm İbn Hizam şunu rivayet etmiştir: "Birbirlerinden
ayrılıncaya kadar alıcı ve satıcı muhayyerdir (hadîsin ravîlerinden Hemmam
diyor ki: Yazdıklarım arasında "üç kere tercihde bulunur" ifadesini
de buldum) Şayet gerçeği söylerler ve söylemeleri gerekenleri (gizlemeden)
açıklarlarsa yaptıkları satım bereketli kılınır. Yalan söylerler ve gizlerlerse
belki kar ederler ancak satımlarının bereketi giderilir."
AÇIKLAMA: Buharî konu başlığı
ile bir anlamda, muhayyerliğin yalnızca alıcıya ait olduğunu, satıcının bu
hakkı bulunmadığını söyleyenleri reddetmektedir. Çünkü hadis, alıcı ve satıcıyı
eşit tutmuştur.
"Aralarında satım akdi yoktur": Yani yaptıkları satım
bağlayıcı olmaz.
Hadisin zahiri, satımın bağlayıcı hale gelmesini yalnızca
tarafların birbirinden ayrılmasına veya muhayyerliği şart koşmalarına
hasretmektedir. Burada kastedilen bu iki durum haricinde satım akdinin
(bozulmasının) caiz olduğudur. Bu durumlardan ikisi gerçekleştiğinde ise satım
akdi bağlayıcı hale gelir.