باب: السفر
قطعة من
العذاب.
19- Sefer (Yolculuk), Azaptan Bir Parçadır.
حدثنا
عبد الله بن
مسلمة: حدثنا
مالك، عن سمي،
عن أبي صالح،
عن أبي هريرة
رضي الله عنه،
عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال:
(السفر قطعة
من العذاب،
يمنع أحدكم
طعامه وشرابه
ونومه، فإذا
قضى نهمته
فليعجل إلى
أهله).
[-1804-] Ebu Hureyre r.a. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den şunu
nakletmiştir: "Yolculuk azab'tan bir parçadır; siz'den birinin yemeğine,
içmesine ve uyumasına engel olur. Kişi ihtiyacını görünce ailesine dönmekte
acele etsin".
Tekrar: 3001, 5429
AÇIKLAMA: Burada azaptan
kasıt; hayvana binme ve yürüme sebebiyle kişinin normalde alışık olduğu
durumdan uzaklaşmasının zorluğudur.
Yeme, içme ve uyumaya engel olmak, mutlak bir engel değil,
bunların tam olarak yapılmasına engel olmaktır.
Hadisten Çıkan Sonuçlar:
1- Bir ihtiyaç olmaksızın kişinin ailesinden uzaklaşması hoş
olmayan bir durumdur.
2- Kişinin -özellikle de kendisinin yokluğunda zayi olacağından
korkuyorsa-aîlesine dönmekte acele etmesi güzel görülmüştür. Çünkü kişinin
ailesi ile birlikte bulunması, din ve dünyaya ait işlerin yolunda gitmesine
yardımcı olur, ayrıca cemaatlere katılma ve ibadet için kuvvet bulma söz
konusudur.
Imamü'l-Harameyn (Cüveynî) babasının makamına oturduğunda
kendisine: "Yolculuk niçin azaptan bir parçadır?" diye soruldu.
Derhal şöyle cevap verdi: Çünkü kişinin sevdiklerinden ayrılmasına sebep olur.
باب: المسافر
إذا جد به
السير يعجل
إلى أهله.
20- Yola Çıkan Yolcunun Ailesine Dönmek İçin Acele Etmesi
حدثنا
سعيد بن أبي
مريم: أخبرنا
محمد بن جعفر قال:
أخبرني زيد بن
أسلم، عن أبيه
قال:
كنت
مع عبد الله
بن عمر رضي
الله عنهما
بطريق مكة،
فبلغه عن صفية
بنت أبي عبيد
شدة الوجع، فأسرع
السير حتى كان
بعد غروب
الشفق نزل،
فصلى المغرب
والعتمة، جمع
بينهما، ثم
قال: إني رأيت
النبي صلى
الله عليه وسلم:
إذا جد به
السير أخر
المغرب وجمع
بينهما.
[-1805-] Zeyd İbn Eslem babasından şunu aktarmıştır: Mekke yolunda Abdullah
İbn Ömer ile birlikte idik. Safiyye binti Ebi Ubeyd'in çok hasta olduğu haberi
ona ulaştı. Bunun üzerine acele etti. Şafak kaybolduktan sonra bineğinden
inerek akşam ile yatsıyı cem ederek kıldı. Sonra da şöyle söyledi: Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yola devam etmekte acelesi olduğunda akşam namazını
ertelediğini, akşam ile yatsıyı cem ettiğini gördüm.
"Haccı ve umreyi Allah için tam yapın. Eğer ihsar edilirseniz
(alıkonursanız) kolayınıza gelen kurbanı gönderin. Kurban, yerine varıncaya
kadar başlarınızı tıraş etmeyin." [Bakara 196]
Ata' şöyle dedi: îhsar (engellenme), kişiyi alıkoyan her şeyden
olur.
AÇIKLAMA: Buharî'nin yalnızca
Ata'nın tefsiri ile yetinmesi, onun ihsarın, her türlü engelden
kaynaklanabileceği görüşünü kabul ettiğini göstermektedir.
Bu konu, gerek sahabe gerekse diğerleri arasında ihtilaflıdır.
Bunların çoğunluğu şu görüştedir: İhsar, hacca giden kişiyi hacdan alıkoyan;
düşman, hastalık vb. gibi her türlü engelden kaynaklanabilir. İbn Mes'ud,
zehirli bir hayvan tarafından sokulan bir kişinin muhsar olduğuna dair fetva vermiştir.
Bunu, İbn Cerîr sahih bir senetle rivayet etmiştir.
Nehaî ve Kufeliler şöyle demişlerdir: Hasr (hacdan engellenme)
ancak kırılma, hastalık ve korku sebebiyle olur.
Diğerleri şöyle demişlerdir: Hacdan engellenme ancak düşman
sebebiyle olur. Bu, Abdürrezzak tarafından Ma'mer aracılığıyla İbn Abbas'tan
sahih bir senetle rivayet edilmiştir.