EK SAYFA-2 – 834-3
باب: الفتيا
على الدابة
عند الجمرة.
131- Şeytan Taşlama Sırasında, Binek Üzerinde İken Fetva Vermek
حدثنا
عبد الله بن
يوسف: أخبرنا
مالك، عن ابن شهاب،
عن عيسى ابن
طلحة، عن عبد
الله بن عمرو:
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم وقف في
حجة الوداع،
فجعلوا
يسألونه،
فقال رجل: لم
أشعر، فحلقت
قبل أن أذبح،
قال: (اذبح ولا
حرج). فجاء آخر فقال:
لم أشعر فنحرت
قبل أن أرمي،
قال:(ارم ولا حرج).
فما سئل يومئذ
عن شيء قدم
ولا أخر إلا
قال: (افعل ولا
حرج).
[-1736-] Abdullah b. Ömer r.a. şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi
ve Sellem veda haccında (devesinin üzerinde) durdu. İnsanlar ona soru
soruyorlardı. Bir adam: Bilmeksizin kurban kesmeden önce saçımı kazıttım, dedi.
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Kurbanını kes, sakıncası yok"
buyurdu. Bir başkası: Bilmeden, şeytan taşlamadan önce kurbanınıı kestim, dedi.
Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Şeytanı taşla. Sakıncası
yok" buyurdu. O gün, önce veya sonra yapılan şeyler hakkında kendisine ne
sorulduysa Hz. Nebi "yap, bir sakıncası yok" buyurdu.
حدثنا
سعيد بن يحيى
بن سعيد:
حدثنا أبي:
حدثنا ابن
جريج: حدثني
الزهري، عن
عيسى بن طلحة،
عن عبد الله
بن عمرو بن
العاص رضي
الله عنه حدثه:
أن
شهد النبي صلى
الله عليه
وسلم يخطب يوم
النحر، فقام
إليه رجل
فقال: كنت
أحسب أن كذا
قبل كذا، ثم
قام آخر فقال:
كنت أحسب أن
كذا قبل كذا،
حلقت قبل أن
أنحر، نحرت
قبل أن أرمي،
وأشباه ذلك،
فقال النبي صلى
الله عليه
وسلم: (افعل
ولا حرج). لهن
كلهن، فما سئل
يومئذ عن شيء
إلا قال: (افعل
ولا حرج).
[-1737-] Abdullah İbn Amr İbn el-As, kurban bayramı günü Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'i hutbe okurken gördü. Bir adam kalkarak: "Ben (hacdaki)
şu işin şundan önce yapılacağını zannediyordum" dedi. Bir başkası
kalkarak: "Ben de şu işin şundan
önce olacağını zannediyordum. Kurbanı kesmeden önce tıraş oldum. Şeytan
taşlamadan önce kurban kestim" vb. şeyler söyledi. Nebi Sallallahu Aleyhi
ve Sellem bu soruların tümünde soranlara: "Yap, sakıncası yok"
buyurdu. O gün kendisine ne sorulduysa "yap, sakıncası yok" cevabını
verdi.
حدثنا
إسحق قال:
أخبرنا يعقوب
بن إبراهيم:
حدثنا أبي، عن
صالح، عن ابن
شهاب: حدثني
عيسى بن طلحة
بن عبيد الله:
أنه سمع عبد
الله بن عمرو
بن العاص رضي
الله عنهما
قال: وقف رسول
الله صلى الله
عليه وسلم على
ناقته، فذكر
الحديث.
تابعه
معمر عن
الزهري.
[-1738-] Abdullah İbn Amr İbn el-As, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in
(hutbe okurken) devesinin üzerinde bulunduğunu söyledi.
AÇIKLAMA: Hacıların kurban
bayramı gününde yapacakları işlerin sırası: Hacca gidenlerin bayram günü
yapacakları işlerin şu dört şey olduğunda ittifak vardır:
1- Büyük şeytanı taşlamak,
2- Sonra hedy kurbanını kesmek,
3- Sonra saçı kazıtmak veya kısaltmak,
4- Sonra ifada tavafı yapmak.
Buharı ve Müslim'de Enes'ten şu hadis rivayet edilmiştir: Hz. Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mina'ya geldi. Şeytanı taşladı. Sonra Mina'da
kaldığı yere giderek kurbanını kesti. Berbere "saçımdan al" buyurdu.
Ebu Davud'daki rivayet şöyledir: Şeytan taşladı, sonra kurban
kesti, sonra tıraş oldu.
Alimler bu sıralamanın gerekliliği konusunda ittifak
etmişlerdir.
Kurtubî şöyle der: "Sahih olmayan bir yolla İbn Abbas'tan
rivayet edildiğine göre sıralamaya uymayanların kurban kesmesi gerekir. Saîd
İbn Cübeyr, Katade, Hasan-ı Basrî, Nehaî ve reyciler (Hanefîler) de bu görüştedir".
Bu görüşün Nehaî ve reycilere nispet edilmesi problemlidir.
Çünkü onlar yalnızca belirli durumlar için bunu söylemektedirler.
Kurtubî devamla şöyle demiştir: "Şafiî, selefin, alimlerin
ve fakih hadisçilerin çoğunluğu sıralamanın değiştirilmesinin caiz olduğunu,
Hz. Nebi'in "bir sakıncası yok" demesi sebebiyle kurbanın gerekli
olmadığı görüşünü kabul etmişlerdir. Hz. Nebi'in bu ifadesinden hem günahın
hem de fidyenin söz konusu olmayacağı anlaşılır. Çünkü "sakınca I
zorluk" kelimesi bunları içerir.
Hadisten çıkan diğer sonuçlar:
1- İhtiyaç durumunda
binek üzerine oturmak caizdir.
2- Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in fiillerine uymak
gereklidir. Çünkü Hz. Nebi'in fiillerine aykırı davrananlar durumu fark
ettiklerinde bunun hükmünü ona sormuşlardır.
3- Buharı bu hadisi şuna delil getirmiştir: Bir konuda yemin
edip sonra unutarak yeminini bozan kişiye keffaret gerekmez. Bu konu ileride
Yeminler ue Adaklar bölümünde gelecektir. [6664. hadis]
باب: الخطبة
أيام منى.
132- Mina Günlerinde Hutbe Okumak
حدثنا
علي بن عبد
الله: حدثني
يحيى بن سعيد:
حدثنا فضيل بن
غزوان: حدثنا
عكرمة، عن ابن
عباس رضي الله
عنهما:
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم خطب
الناس يوم
النحر فقال:
(يا أيها
الناس أي يوم
هذا). قالوا: يوم
حرام، قال:
(فأي بلد هذا).
قالوا: بلد
حرام، قال:
(فأي شهر هذا).
قالوا: شهر
حرام، قال:
(فإن دماءكم
وأموالكم
وأعراضكم
عليكم حرام،
كحرمة يومكم
هذا، في بلدكم
هذا، في
شهركم هذا).
فأعادها
مرارا، ثم رفع
رأسه فقال:
(اللهم هل
بلغت، اللهم
هل بلغت). قال
ابن عباس رضي
الله عنهما:
فوالذي نفسي
بيده، إنها
لوصيته إلى
أمته: (فليبلغ
الشاهد
الغائب، لا
ترجعوا بعدي
كفارا، يضرب
بعضكم رقاب
بعض).
[-1739-] İbn Abbas r.a. şöyle dedi: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem
kurban bayramı günü halka hutbe okuyarak şöyle buyurdu. "Ey insanlar!
Bugün hangi gündür?"
İnsanlar: Bugün (savaş yapılması) haram (saygıdeğer) bir gündür,
dediler.
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Burası hangi
beldedir?" diye sordu: İnsanlar: Burası haram bir beldedir, dediler.
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu hangi aydır?"
diye sordu.
İnsanlar: Bu, haram bir aydır, dediler.
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Öyleyse
bugününüzün, bu beldenizin ve bu ayınızın haram olması gibi kanlarınız
(canlarınız), mallarınız ve ırzlarınızda haramdır (dokunulmazdır).
Nebi (s.a.v.) bu sözünü birkaç kez tekrarladı. Daha sonra başını
göğe kaldırarak:
"Allah'ım tebliğ ettim mi? Allah'ım tebliğ ettim mi?"
dedi. İbn Abbas r.a. şöyle dedi: Canımı elinde tutan Allah'a yemin ederim ki bu
O'nun (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ümmetine vasiyetidir.
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem daha sonra şöyle buyurdu:
"Burada bulunanlar bulunmayanlara sözlerimi aktarsınlar.
Benden sonra birbirinizin boynunu vuran kafirler haline dönmeyin".
Tekrar: 7079
حدثنا
حفص بن عمر:
حدثنا شعبة
قال: سمعت
جابر ابن زيد
قال: سمعت ابن
عباس رضي الله
عنهما قال:
سمعت النبي
صلى الله عليه
وسلم يخطب
بعرفات. تابعه
ابن عيينة عن
عمرو.
[-1740-] İbn Abbas r.a. Hz. Nebi'i Arafatta hutbe okurken işittiğini
söylemiştir.
Hadisin geçtiği diğer yerler: 1812, 1841, 1843, 5804, 5853.
حدثني
عبد الله بن
محمد: حدثنا
أبو عامر:
حدثنا قرة، عن
محمد بن سيرين
قال: أخبرني
عبد الرحمن بن
أبي بكرة، عن
أبي بكرة،
ورجل أفضل في
نفسي من عبد
الرحمن، حميد
بن عبد
الرحمن، عن
أبي بكرة رضي
الله عنه قال:
خطبنا
النبي صلى
الله عليه
وسلم يوم
النحر، قال:
(أتدرون أي
يوم هذا). قلنا:
الله ورسوله
أعلم، فسكت
حتى ظننا أنه
سيسميه بغير
اسمه، قال: (أليس
يوم النحر).
قلنا: بلى،
قال: (أي شهر
هذا). قلنا:
الله ورسوله
أعلم، فسكت
حتى ظننا أنه
سيسميه بغير
اسمه، فقال: (أليس
ذو الحجة).
قلنا: بلى،
قال: (أي بلد
هذا). قلنا: الله
ورسوله أعلم،
فسكت حتى ظننا
أنه سيسميه بغير
اسمه، قال:
(أليست
بالبلدة
الحرام). قلنا: بلى،
قال: (فإن
دماءكم
وأموالكم
عليكم حرام، كحرمة
يومكم هذا، في
شهركم هذا، في
بلدكم هذا، إلى
يوم تلقون
ربكم، ألا هل
بلغت). قالوا:
نعم، قال:
(اللهم اشهد،
فليبلغ
الشاهد الغائب،
فرب مبلغ أوعى
من سامع، فلا
ترجعوا بعدي
كفارا، يضرب
بعضكم رقاب
بعض).
[-1741-] Ebu Bekre r.a. şöyle dedi:
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem kurban bayramı günü bize hutbe
okudu.
O Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Bugünün hangi gün olduğunu
biliyor musunuz?" diye sordu.
Biz: Allah ve Resulü daha iyi bilir, dedik.
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir süre sustu. Öyle ki biz onun
bugüne farklı bir isim vereceğini zannettik.
Sonra "Bugün, kurban bayramı günü değil mi?" diye sordu.
Biz: Evet, dedik.
Hz. Nebi: "Bu ay hangi aydır?" diye sordu. Biz: Allah ve
Resulü daha iyi bilir, dedik.
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir süre sustu. Biz, onun bu ay'a
farklı bir isim vereceğini zannettik.
Sonra "Bu ay, zilhicce değil mi?" diye sordu.
Biz: Evet, dedik.
Hz. Nebi: "Bu belde hangi beldedir?" diye sordu.
Biz: Allah ve Resulü daha iyi bilir, dedik.
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir süre sustu. Biz, onun bu
beldeye farklı bir isim vereceğini zannettik.
Sonra "burası haram belde değil mi?" diye sordu. Biz:
Evet, dedik.
Hz. Nebi: "İşte Rabbinize kavuşacağınız güne kadar kanlarınız
(canlarınız) ve mallarınız da bu beldenizde, bu ayınızdaki bu gününüzün haram
olması gibi haramdır " buyurdu.
Daha sonra "tebliğ ettim mi?" diye sordu. İnsanlar:
Evet, dediler.
Hz. Nebi: "Allah'ım şahit ol! Burada bulunanlar
bulunmayanlara sözlerimi iletsinler. Nice kendisine iletilen kişi duyandan daha
iyi kavrar. Benden sonra birbirinizin boynunu vuran kafirler haline
dönmeyin" buyurdu.
حدثنا
محمد بن
المثنى: حدثنا
يزيد بن
هارون: أحبرنا
عاصم بن محمد
بن زيد، عن
أبيه، عن ابن
عمر رضي الله
عنهما قال:
قال
النبي صلى
الله عليه
وسلم بمنى:
(أتدرون أي
يوم هذا).
قالوا: الله ورسوله
أعلم، فقال:
(فإن هذا يوم
حرام،
أفتدرون أي
بلد هذا).
قالوا: الله
ورسوله أعلم،
قال: (بلد حرام،
أفتدرون أي
شهر هذا).
قالوا: الله
ورسوله أعلم،
قال: (شهر حرام).
قال: (فإن الله
حرم عليكم دماءكم
وأموالكم
وأعراضكم،
كحرمة يومكم
هذا، في شهركم
هذا، في بلدكم
هذا).
وقال
هشام بن
الغاز: أخبرني
نافع، عن ابن
عمر رضي الله
عنهما: وقف
النبي صلى
الله عليه
وسلم يوم
النحر بين
الجمرات، في
الحجة التي
حج، بهذا،
وقال: (هذا يوم
الحج الأكبر).
فطفق النبي صلى
الله عليه
وسلم يقول:
(اللهم اشهد).
وودع الناس،
فقالوا: هذه
حجة الوداع.
[-1742-] İbn Ömer r.a. şöyle dedi:
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Sina'da şöyle buyurdu: "Bugünün
hangi gün olduğunu biliyor musunuz?" İnsanlar: Allah ve Resulü daha iyi
bilir, dediler.
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Bugün,
haram bir gündür. Bu beldenin hangi belde olduğunu biliyor musunuz?"
İnsanlar: Allah ve Resulü daha iyi bilir, dediler.
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Bu belde,
haram bir beldedir. Bu ayın hangi ay olduğunu biliyor musunuz?"
İnsanlar: Allah ve Resulü daha iyi bilir, dediler.
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Bu haram
bir aydır. İşte böylece Allah sizlere kanlarınızı (canlarınızı), mallarınızı ve
ırzlarınızı da bu ayınızda ve bu beldenizde bu gününüzü haram kıldığı gibi
haram kılmıştır".
Bir diğer rivayette İbn Ömer şöyle dedi: Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) kurban bayramı günü şeytan taşlama yerlerinin arasında durdu ve
şöyle buyurdu: "Bu gün hacc-ı ekber günüdür". Daha sonra
"Allah'ım şahit ol" demeye başladı. Hz. Nebi insanlara veda etti. Bu
sebeple insanlar buna Veda Haccı dediler.
Tekrar: 4403, 6043, 6166, 6785, 6868, 7077
AÇIKLAMA: Bu bölüm, Mina'da
hutbenin meşru olmadığını savunanların aksine bayram günü Mina'da hutbenin
meşru olduğunu göstermektedir. Ancak İkinci hadiste hutbenin Arafatta olduğu
bildirilmektedir. İbnü'l-Müneyyir'in buna verdiği cevap ileride gelecektir.
Mina günleri, kurban bayramının birinci günü ile ondan sonraki üç gündür.
"Haram gün, ay ve belde" demek savaşmanın haram olduğu
gün, ay ve belde demektir.
"Benden sonra kafirler haline dönmeyin" sözü
hakkındaki açıklamalar ileride gelecektir. [7077. hadis]
Kurtubi: "belde" sözcüğünün yalnızca Mekke'ye özgü olduğunu
belirterek "Ben, bu beldenin Rabbine ibadet etmekle emrolundum" ayeti
ile kastedilenin de bu olduğunu söylemiştir.
"Burada bulunanlar bulunmayanlara sözlerimi aktarsın.
Kendisine aktarılan nice kimse, sözü dinleyenden daha iyi kavrar":
Mühelleb bu söze ilişkin olarak şunları söylemiştir: Ahir
zamanda, ilimdeki anlayış bakımından öncekilerin ulaşamadığı seviyeye ulaşmış
kimseler bulunacaktır.
Hadisten Çıkan Sonuçlar:
1- Hadisi dinleyen kişi şayet iyi zabtetmişse, manasını anlamasa
ve derinlemesine nüfuz edemese bile bunu başkalarına aktarması caizdir. Bu
özelliği bile, onun ilim ehlinden sayılmasını caiz kılar.
2- İlmi tebliğ etmek farz-ı kifayedir. Bazı durumlarda farz-ı
ayn olabilir.
3- Hadiste haram olan bir
şeyi pekiştirmek ve gerek tekrar gerekse diğer yöntemlerle haram kılınan bir
şeyi çok kötü göstermek vardır.
4- Dinleyenin daha iyi
anlaması için benzetmeler yapmak, misaller vermek caizdir. Çünkü Hz. Nebi can,
ırz ve malın dokunulmazlığını; gün, ay ve beldenin dokunulmazlığına benzetmiştir.
Bu sözün söylendiği kimseler can, mal ve ırzı önemli görmüyorlar, bunu
çiğnemekten geri duymuyorlar, bununla birlikte gün, ay ve beldenin
dokunulmazlığını kabul ediyorlar, bunu çiğneyenleri de çok şiddetli bir
eleştiriye tabi tutuyorlardı. Hz. Nebi, dokunulmaz/kutsal olan şeylerin
haramlığını hatırlatmak ve Müslümanların kalplerinde yerleşik olan her şeyi
pekiştirmek ve bu pekiştirme ile birlikte söylemek istediklerini kuvvetli bir
şekilde duyurabilmek için gün, ay ve belde ile ilgili olarak her defasında bir
soru ile başlamıştır.
5- Bu hadis "haccı ekber, bayramın birinci günüdür"
görüşünü savunanlara delil olmaktadır.
6- Bayram gününde hutbe okumak meşrudur. Şafiî ve ona bağlı
olanlar bu görüştedir. Malikîler ve Hanefiler ise bunu kabul etmemişler ve
şöyle demişlerdir: Hacdaki hutbeler
üçtür: (1-) Zilhicce'nin yedinci günü, (2-) Arefe günü, (3-) Mina'da bayramın ikinci günü. Şafiî
onların bu görüşüne katılmakla birlikte üçüncü hutbenin bayramın üçüncü günü
olduğunu söylemiştir. Çünkü bu hacdan dönüşün ilk günüdür. Şafiî bunlara
dördüncü bir hutbe eklemiştir ki bu da bayramın birinci günü olan hutbedir. O
şöyle demiştir: "O gün yapılacak olan şeytan taşlama, kurban kesme, tıraş
olma ve tavaf gibi işleri bilebilmelerİ için Müslümanların bu hutbeye ihtiyacı
vardır".