باب: فضل
الحرم.
43- Harem’in Fazileti
-وقوله
تعالى: {إنما
أمرت أن أعبد
رب هذه البلدة
الذي حرمها
وله كل شيء
وأمرت أن أكون
من المسلمين}/النحل:
91/. وقوله جل
ذكره: {أو لم
نمكن لهم حرما
آمنا يجبى إليه
ثمرات كل شيء
رزقا من لدنا
ولكن أكثرهم
لا يعلمون}
/القصص: 57/.
"Ben ancak bu şehrin Rabbine kulluk etmekle emrolundum. O
burayı dokunulmaz ve kutlu kılmıştır. Her şey de zaten ona aittir. Ben
Müslümanlardan olmakla emrolundum."[Neml 91-92] "Biz onları, kendi katımızdan bir rızık
olarak her şeyin ürünlerinin toplanıp getirildiği, güvenli, dokunulmaz bir yere
(Mekke-i Mükerreme'ye) yerleştirmedik mi? Fakat onların çoğu
bilmezler."[Kasas 57]
حدثنا
علي بن عبد
الله: حدثنا
جرير بن عبد
الحميد، عن
منصور، عن مجاهد،
عن طاوس، عن
ابن عباس رضي
الله عنهما
قال:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يوم فتح
مكة: (إن هذا
البلد حرمه
الله، لا يعضد
شوكة، ولا ينفر
صيده، ولا
يلتقط لقطته
إلا من عرفها).
[-1587-] İbn Abbas r.a. şöyle demiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem Mekke'nin fethedildiği gün, "Cenab-ı Allah bu beldeyi harem
(dokunulmaz ve kutsal) kılmıştır. Bundan dolayı Mekke'deki diken kesilmez avı
avlanmaz, buluntu malına da sahibini bulmak amacıyla ilan için olması hariç, el
sürülmez" buyurmuştur."
AÇIKLAMA: Nesaî'nin
rivayetine göre Haris İbn Mür İbn Nevfel Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e,
"Eğer biz sana uyup hidayete ve hak yola uyarsak yerlerimizden ve
yurtlarımızdan çıkarılırız" demişti. Bunun üzerine Kasas suresinin
yukarıda nakletmiş olduğumuz "Biz onları, kendi katımızdan bir rızık
olarak her şeyin ürünlerinin toplanıp getirildiği, güvenli, dokunulmaz bir yere
(Mekke-i Mükerreme'ye) yerleştirmedik mi? Ayeti nazil olmuştur. Yani Allah sizi
emin bir beldeye koymuştu, orada, kafir iken bile güven içinde idiniz. Nasıl
olur da Müslüman olup hakka tabi olduktan sonra güven içinde olmayacaksınız?!
باب: توريث
دور مكة
وبيعها
وشرائها، وأن
الناس في مسجد
الحرام سواء
خاصة.
44- Mekke Deki Evlerin
Miras Yoluyla Geçmesi, Alım Ve Satımı
-لقوله
تعالى: {إن
الذين كفروا
ويصدون عن
سبيل الله
والمسجد الحرام
الذي جعلناه
للناس سواء
العاكف فيه والباد
ومن يرد فيه
بإلحاد بظلم
نذقه من عذاب
أليم} /الحج: 25/:
البادي
الطاري.
{معكوفا}
/الفتح: 25/: محبوسا.
İnsanlar, özellikle de Mescid-i Haram'da eşit derecededir. Çünkü
ayette, "inkar edenler, Allah'ın yolundan ve yerlilerle taşralılar için
eşit (kıble veya ma'bed) kıldığımız Mescid-i Haram'dan (insanlarıı) alıkoymaya
kalkanlar (şunu bilmeliler ki) kim orada (böyle) zulüm ile haktan sapmak
isterse ona acı azaptan tattırırız"[Hac 25] buyurulmuştur.
حدثنا
أصبغ قال:
أخبرني ابن
وهب، عن يونس،
عن ابن شهاب،
عن علي ابن
حسين، عن عمرو
بن عثمان، عن
أسامة بن زيد
رضي الله
عنهما أنه قال:
يا
رسول الله،
أين تنزل في
دارك بمكة؟
فقال: (وهل ترك
عقيل من رباع،
أو دور). وكان
عقيل ورث أبا
طالب، هو
وطالب، ولم
يرثه جعفر ولا
علي رضي الله
عنهما شيئا،
لأنهما كانا
مسلمين، وكان
عقيل وطالب
كافرين، فكان
عمر بن الخطاب
رضي الله عنه يقول:
لا يرث المؤمن
الكافر.
قال
ابن شهاب:
وكانوا
يتأولون قول
الله تعالى:
{إن الذين
آمنوا
وهاجروا
وجاهدوا
بأموالهم وأنفسهم
في سبيل الله
والذين آووا
ونصروا أولئك
بعضهم أولياء
بعض}. الآية.
[-1588-] Usame İbn Zeyd şöyle demiştir: "Ey Allah'ın Resulü! Mekke'de
nereye ineceksiniz, evinize mi?" Bu soruya Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem, "Akîl hiç ev bark bıraktı mı (da ineceğim)?" diye cevap
vermiştir.
Akîl ve kardeşi Talib, Ebu Talib'in mirasını almışlardı. Cafer ve
Ali mirastan hiçbir pay alamamıştı. Çünkü Akîl ve Talib henüz Müslüman olmamış
ve hicret etmemişlerdi; Cafer ve Ali ise Müslümandı.
Ömer r.a., "Müslüman kafirin mirasçısı olamaz" derdi.
İbn Şihab şöyle demiştir: "Sahabiler, şu ayeti [Enfal 72]
yorumlayarak birbirlerine mirasçı olacakları sonucuna ulaşmışlardı: "İman
edip de hicret edenler, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler ve
(muhacirleri) barındırıp yardım edenler var ya, işte onların bir kısmı diğer
bir kısmının dostlarıdır. İman edip de hicret etmeyenlere gelince, onlar hicret
edinceye kadar size onların mirasından hiçbir pay yoktur"
Tekrar: 3058, 4282, 6764
AÇIKLAMA: Bu ayetin
çerçevesinde yapılan yorumlara bakıldığında; Abdürrezzak'ın İbn Cüreyc'ten
naklettiğine göre, Ata, Harem bölgesinde kira almaktan neyhederdi. O bize,
Ömer'in Mekke'deki evlerin kapılarının kapatılmasını yasakladığını haber
vermiştir. Çünkü hacılar oraya vardıklarında rahatça konaklayabilrneliydi. Mekke'deki
evini ilk defa kapıyla kapatan Süheyl İbn Amr olup o da yaptığı bu İşten dolayı
Hz. Ömer'e özür beyan etmiştir.
Tahavi'nin, İbrahim İbn Muhacir yoluyla naklettiğine göre
Mücahid şöyle demiştir: "Mekke, herkesin istifadesine açık bir yerdir.
Oradaki evlerin satılması ve kiraya verilmesi helal olmaz. Abdürrezzak'ın,
İbrahim İbn Muhacir ve Mücahid yoluyla naklettiğine göre İbn Ömer (r.a),
"Mekke'deki evlerin satılması ve kiraya verilmesi helal olmaz"
demiştir. Sevrî ve Ebu Hanife de bu görüştedir. Ebu Yusuf bu görüşe karşı
çıkmıştır. İmam Muhammed'in hangi görüşte olduğu konusunda ihtilaf edilmiştir.
Alimler çoğunluğuna göre caizdir. Tahavi de bu görüşü tercih etmiştir. Şafiî bu
konuda delil olarak yukarıda zikredilen Üsame hadisini getirerek şöyle
demiştir: "O, burada mülkiyeti, kendisine ve ondan satın alan kişiye
nispet etmiştir. Yine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem fetih yılı, "Ebu
Süfyanın evine girenler güvendedir" buyurarak evin Ebu Süfyan'a ait
olduğunu belirtmiştir."
İbn Huzeyme ise şu ayeti delil olarak getirmiştir:
"(Allah'ın verdiği bu ganimet malları) yurtlarından ve mallarından
uzaklaştırılmış olan, Allah'tan bir lütuf ve rıza dileyen, Allah'ın dinine ve
Peygamberine yardım eden fakir muhacirlerinindir. İşte doğru olan
bunlardır."[Haşr,8] Allah, yurtların ve malların onlara ait olduğunu
belirtmiştir. Eğer yurtları onların mülkiyetinde olmasaydı oradan çıkartılmalarından
dolayı mazlum olmazlardı. "Alım-satım" bölümünde, Hz. Ömer'in
Mekke'de suçlular için cezaevi yapmak amacıyla bir bina satın alması olayı gelecektir.
Nafi'in, İbn Ömer yoluyla naklettiği, Hz. Ömer'in Mekke'deki evlerin hac zamanı
kapılarının kapatılmasını yasaklaması hadisesi de bununla çelişmez.
Abdürrezzak'ın, naklettiğine göre Hz. Ömer (r.a.) şöyle
demiştir: "Ey Mekkeliler! Konaklarınızın etrafını kapatmayın ki çevreden
gelen insanlar istedikleri gibi konaklayabilsin. Bu hadise daha önce başka bir
şekilde geçmişti. İkisini uzlaştırmak gerekirse, misafirlere şefkatli olmak
gerektiği için onlardan kira talep etmek mekruh olmakla birlikte bu durum, alım
satımın yasak olmasını gerektirmez, imam Ahmed ve diğer bazı alimler de bu
görüştedir.
Tahavi'nin, Süfyan yoluyla naklettiğine göre Ebû Husayn şöyle
demiştir: "Mekke'de bulunduğum sırada itikafa girmek istedim. Bu konuyu
Saîd ibn Cubeyr'e sorunca o bana "sen zaten itikattasın" diyerek 44.
konunun başında yer alan ayeti okudu."
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem hicret edince Akîl ve Talİb,
(miras olarak kalan) bütün evlere el koymuştur. Çünkü onlar Müslüman
olmamışlardı ve babalarının mirası da onlara kalmıştı. Diğer yandan (onlara
göre) Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem hicret etmek suretiyle hakkından
vazgeçmişti. Bedir savaşında Talib ölmüştür. Akîl de evlerin tamamını
satmıştır.