باب: من أهل
حين استوت به
راحلته.
28- Bineği İyice Doğrulduktan Sonra Kişinin Telbiye Getirmesi
حدثنا
أبو عاصم:
أخبرنا ابن
جريج قال:
أخبرني صالح
بن كيسان، عن
نافع، عن ابن
عمر رضي الله عنهما
قال:
أهل
النبي صلى
الله عليه
وسلم حين
استوت به راحلته
قائمة.
[-1552-] Nafi'in naklettiğine göre İbn Ömer r.a. şöyle demiştir:
"Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, bineği ayağa kalkıp tam olarak
doğrulduğu zaman telbiye getirmişti."
باب: الإهلال
مستقبل القبلة.
29- Kıbleye Yönelerek Telbiye Getirmek
وقال
أبو معمر:
حدثنا عبد
الوارث: حدثنا
أيوب، عن نافع
قال: كان ابن
عمر رضي الله
عنهما:
إذا
صلى بالغداة
بذي الحليفة،
أمر براحلته فرحلت،
ثم ركب، فإذا
استوت به
استقبل
القبلة قائما،
ثم يلبي حتى
يبلغ الحرم،
ثم يمسك، حتى
إذا جاء ذا
طوى بات به
حتى يصبح،
فإذا صلى الغداة
اغتسل، وزعم
أن رسول الله
صلى الله عليه
وسلم فعل ذلك.
تابعه
إسماعيل، عن
أيوب: في الغسل.
[-1553-] Nafi’ şöyle demiştir: "İbn Ömer r.a. Zul-Huleyfe'de sabah
namazını kılınca devesinin eğerinin bağlanmasını emrederdi. Eğeri bağlanınca,
devesi onu doğrulttuğu zaman ayakta olduğu halde kıbleye yönelir ve Harem'e
varana kadar telbiye getirirdi. Harem'e gelince telbiyeyi bırakırdı. Zû Tuva'ya
gelince sabaha kadar orada kalırdı Sabah
namazını kıldıktan sonra gusül abdesti alırdı. İbn Ömer, Nebi Sallallahu Aleyhi
ve Sellem'în de böyle yaptığını söylerdi."
Tekrar: 1554, 1573, 1574
حدثنا
سليمان بن
داود أبو
الربيع: حدثنا
فليح، عن نافع
قال: كان ابن
عمر رضي الله
عنهما:
إذا
أراد الخروج
إلى مكة ادهن
بدهن ليس له
رائحة طيبة،
ثم يأتي مسجد
ذي الحليفة
فيصلي، ثم يركب،
وإذا استوت به
راحلته قائمة
أحرم، ثم قال:
هكذا رأيت
النبي صلى
الله عليه
وسلم يفعل.
[-1554-] Nafi' şöyle nakleder: "İbn Ömer r.a. Mekke'ye doğru yola çıkmak
istediği zaman güzel kokusu bulunmayan bir yağ sürünür, sonra Zul Huleyfe
mescidine gelip namaz kılardı. Daha sonra bineğine biner, bineği onu iyice
doğrultunca ihrama girer ve: "Ben, Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'i bu şekilde yaparken gördüm" derdi."
AÇIKLAMA: İlk anda akla gelen
anlama göre telbiye getirmeyi bırakmıştır. Harem ile, Mescid-i Haram'ı
kasdetmiş olmalıdır. Telbiye getirmeyi bırakmadaki amaç, tavaf vd. ibadetlerle meşgul
olmaktır. Yoksa sadece telbiyeyi bırakmak istemiş değildir.
Zi Tuva, Mekke yakınlarında, bugün Zahir kuyusu (Bi'ruzzahir)
diye bilinen meşhur yerdir.
el-Mühelleb şöyle der: "Telbiye getirirken kıbleye yönelmek
çok uygun bir davranıştır. Çünkü bu, Hz. İbrahim'in (a.s) davetine icabettir.
Davete icabet eden kişi, davette bulunana arkasını değil, önünü döner. İbn
Ömer, saçına bit düşmemesi için yag sürünmüştür. İhramlılık halini korumak için
de kokusu bulunan yağlardan kaçınmıştır."