DEVAM: 3. Zekat Vermemenin Günahı
حدثنا
علي بن عبد
الله: حدثنا
هاشم بن
القاسم: حدثنا
عبد الرحمن بن
عبد الله بن
دينار، عن أبيه،
عن أبي صالح
السمان، عن
أبي هريرة رضي
الله عنه قال: قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم: (من آتاه
الله مالا،
فلم يؤدي
زكاته، مثل له
يوم القيامة
شجاعا أقرع،
له زبيبتان،
يطوقه يوم
القيامة، ثم
يأخذ بلهزميه،
يعني شدقيه،
ثم يقول: أنا
مالك، أنا
كنزك، ثم تلا:
{لا يحسبن
الذين
يبخلون}.
الآية).
[-1403-] Ebu Hureyre'den rivayet edildiğine göre Nebi sallallahu aleyhi ve
sellem şöyle buyurmuştur: "Allah bir kimseye mal verdiği halde zekatını
vermezse, kıyamet günü bu mal o'na, iki gözü üzerinde iki nokta bulunan zehirli
erkek bir yılan olarak gösterilir. Yılan onun boynuna dolanır, avurtlarından
yakalayarak: 'Ben senin malınım, sen'in biriktirdiklerin benim' der."
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem daha sonra, "Allah'ın kendilerine
cömertçe verdiği mal'dan infak etme hususunda cimrilik gösterenler, sanmasınlar
ki bu kendileri için hayırlıdır; tersine, bu onlar için çok kötüdür. Cimrilik
gösterdikleri şey kıyamet günü boyunlarına dolanacaktır [Al-i İmran 180]
ayetini okumuştur.
Tekrar: 4565, 4659, 6957.
AÇIKLAMA: Zekat vermemenin
günahı" başlığı ile ilgili olarak Zeyn İbnü'l-Müneyyır şöyle demiştir: Bu
başlık, bir Öncekinden daha özeldir. Çünkü burada zikredilen hadisler, zekat
vermemenin büyük bir günah olduğunu ve ahirette de çok büyük bir cezasının
bulunduğunu ifade etmektedir. Resûlullah (s.a.v.), "Ben senin için hiçbir
şey yapamam. Sana tebliğ etmiştim" sözüyle, kendisinin bu konuda. herhangi
bir yardımı olmayacağını belirtmektedir.
Bu söz, zekat vermeyen kişiye, Resûlullah'tan sallallahu aleyhi
ve sellem bu konuda ümidini kesmesini
haber vermektedir. Farzlar, yapıldıkları zaman elde edilecek olan sevap ve
terkedildiğİ zaman girilecek günaha göre birbirinden farklılaşır. Yapılmaması
halinde cezası çok büyük ise, demek ki bu, normal bir ceza takdir edilenlere
göre daha güçlü bir farzdır. Buhari, zekatı, İnkar ederek ya da cimriliğinden
dolayı vermeyenlerin her ikisini de kapsaması İçin, başlıkta, "günah"
kelimesini kullanmıştır.
"Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda
harcamayanlar yok mu, işte onlara elem verici bir azabı müjdele! (Bu paralar)
cehennem ateşinde kızdırılıp bunlarla alınları, yanları ve sırtları dağlanacağı
gün (onlara denilir ki): İşte bu, kendiniz için biriktirdiğiniz servettir.
Artık yığmakta olduğunuz şeylerin (azabını) tadın! [Tevbe 34-35] ayeti bazı
sahabilerin ve diğer alimlerin, sadece kafirlere yönelik olduğu görüşünün
aksine; bu ayetin, hem kafirleri hem de müslümanları içine alacak şekilde genel
olduğu yönündeki görüşü desteklemektedir. Bir sonraki başlıkta bu konuyu ele
alacağız.
"Hayvanların daha güçlü bir şekilde olması", kemik,
semizlik ve çokluk bakımındandır. Çünkü hayvanlar saydığımız özellikler
bakımından farklılık arzeder. Zekat vermemenin ne kadar büyük bir günah olduğu
anlaşılsın diye hayvanlar o gün, saydığımız özellikleri mükemmel bir şekilde
sahiplerinin yanına gelecektir.
"Su başında sütünün sağılıp orada bulunan fakirlere
verilmesi" ifadesinde, fakirlere daha kolay geldiği ve hayvanlar için en
şefkatli metot da bu olduğu için özellikle sütten bahsedilmiştir.
Bir hadiste, "Allah (kıyamet günü) zekat vermeyen kimseleri
cezalandırmak için hayvanları diriltecektir" buyurulmuştur. Bu yolla,
kişiye, amaçladığının tam tersi ile muamele edilmiş olmaktadır. Şöyle ki, zekat
vermeyen kimse, o maldan istifade etmeyi amaçlamıştı. Oysa yararlanmayı düşündüğü
şey, kendisine en çok zarar veren şey olmuştur.
Allah hakkı olan zekat, malın bir kısmında olmasına rağmen,
bütün hepsinin diriltilrnesindeki hikmet, malın bütünü üzerindeki zekatın
ayrıştırılmış bir durumda olmaması ve zekatı verilmemiş olan malın temiz
olmamasıdır. Diğer yandan mal üzerinde, zekatın dışında başka haklar da
bulunmaktadır.
Alimler yukarıdaki görüşe şöyle cevap vermiştir:
1. Bu ceza, zekat farz kılınmadan önce Öngörülmüştür. İbn Ömer'in
r.a. rivayet ettiği kenz ile ilgili aşağıda zikredeceğimiz hadis de bu görüşü
destekler. Daha önce belirttiğimiz gibi, zekatın, Ebu Hüreyre r.a. Müslüman
olmadan önce farz kılınmış olduğu gayet açıktır.
2. Hadiste geçen "hak" ifadesi ile kasdedilen, farz
olan zekatın dışındaki haklardır ki, bu hakkı ödemeyen kimseye herhangi bir
ceza öngörülmemiştir. İbn Battal şöyle der: "Malda, farz-ı ayn ve diğer
haklar olmak üzere iki hak bulunmaktadır. Güzel ahlakın bir parçası sayılan,
sütün fakirlere verilmesi, bu haklardan biridir."
Tercümede "iki gözü üzerinde iki nokta" şeklinde
verdiğimiz (....) ifadesi, avurtlardaki iki nokta anlamına gelir.
"Avurtlarının içi görünene kadar konuştu" şeklinde bir kullanım
mevcuttur. Bu ifadenin, (tercümede belirttiğimiz gibi) yılanın gözleri
üzerindeki iki nokta anlamında olduğu da söylenmiştir. Başka bir görüşe göre,
bu, yılanın ağzını kuşatan iki noktadır.
"Ben senin malınım, biriktirdiğin şeyler benim"
ifadesi kullanılarak, zekat vermeyen kişiye, pişmanlığı fayda vermeyeceği için
daha çok azap çektirilmek istenmiştir. Diğer yandan bu ifade, zekat vermeyen
kişiye hakaret anlamı da taşımaktadır.