باب: البيعة
على إيتاء
الزكاة.
2.Zekat Vermek Üzere Bey'at etmek
-{فإن
تابوا
وأقاموا
الصلاة وآتوا
الزكاة فإخوانكم
في الدين}
/التوبة: 5/.
"Eğer tevbe eder, namazı kılar ve zekatı öderlerse onlar sizin
din kardeşinizdir. [Tevbe 11]
حدثنا
ابن نمير قال:
حدثني أبي:
حدثنا
إسماعيل، عن
قيس قال: قال
جرير ابن عبد
الله:
بايعت
النبي صلى
الله عليه
وسلم على إقام
الصلاة،
وإيتاء
الزكاة،
والنصح لكل
مسلم.
[-1401-] Kays şöyle nakleder: Cerîr İbn Abdullah, "Resûlullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e, namaz
kılmak, zekat vermek ve bütün müslümanlara öğütte bulunmak üzere bey'at
verdim" demiştir.
AÇIKLAMA: Zeyn
Ibnü'l-Müneyyir, başlıkta yer alan "Zekat Vermek Üzere Beyat Vermek"
ifadesi için şu değerlendirmeyi yapar: "Bu başlık, bir öncekinden daha
özel bir anlam taşır. Çünkü Müslüman olurken verilen beyat, ancak zekat vermek
üzere beyat verilirse tam olarak gerçekleşmiş olur. Zekat vermeyenler de
verdikleri sözü tutmamış ve hatta bozmuş olur. Bu da zekatın farz oluşundan
daha öte özel bir anlam taşır. Zira Hz. Nebi beyat aldığı bütün konular farz
olduğu halde, her şart koşulmamıştır. Bu, zekata çok önem verildiğini gösterir.
Buharî, zekatın hükmünü güçlendirmek için, başlıktan sonra yukarıdaki ayeti zikretmiştir,
bir kimse, namazı kılıp zekatı vermedikçe tevbe etmiş olarak değerlendîrilmez
ve Müslümanların kardeşi olma şerefine eremez."
باب: إثم
مانع الزكاة.
3. Zekat Vermemenin Günahı
-وقوله
تعالى:
{والذين
يكنزون الذهب
والفضة ولا
ينفقونها في
سبيل الله فبشرهم
بعذاب أليم.
يوم يحمى
عليهم في نار
جهنم فتكوى
بها جباههم
وجنوبهم
وظهورهم هذا
ما كنزتم
لأنفسكم
فذوقوا ما
كنتم تكنزون}
/التوبة: 34، 35/.
Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok
mu, işte onlara elem verici bir azabı müjdele! (Bu paralar) cehennem ateşinde
kızdırılıp bunlarla alınları, yanları ve sırtları dağlanacağı gün (onlara
denilir ki): İşte bu, kendiniz için biriktirdiğiniz servettir. Artık yığınakta
olduğunuz şeylerin (azabını) tadın! [Tevbe, 34-35]
حدثنا
الحكم بن
نافع: أخبرنا
شعيب: حدثنا
أبو الزناد:
أن عبد الرحمن
بن هرمز
الأعرج حدثه:
أنه سمع أبا
هريرة رضي
الله عنه يقول: قال
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (تأتي
الإبل على
صاحبها، على
خير ما كانت،
إذا هو لم يعط
فيها حقها،
تطؤه
بأخفافها،
وتأتي الغنم
على صاحبها
على خير ما
كانت، إذا لم
تعط فيها
حقها، تطؤه
بأضلافها،
وتنطحه بقرونها،
وقال: ومن
حقها أن تحلب
على الماء).
قال: (ولا يأتي
أحدكم يوم
القيامة بشاة
يحملها على رقبته
لها يعار،
فيقول: يا
محمد، فأقول:
لا أملك لك
شيئا، قد
بلغت، ولا
يأتي ببعير
يحمله على
رقبته له
رغاء، فيقول:
يا محمد، فأقول:
لا أملك لك من
الله شيئا، قد
بلغت).
[-1402-] Ebu Hureyre'den gelen rivayete göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurmuştur: "(Kıyamet günü) deve, sahibine, eskisinden daha
güçlü bir şekilde gelir. Eğer zekatını vermemiş ise ayakları ile sahibine
vurur. Davar da sahibine eskisinden daha güçlü bir şekilde gelir. Eğer zekatını
vermemiş ise tırnakları ile sahibini tırmalar, boynuzuyla da boynuzlar."
"Bu hayvanlar üzerindeki bir hak da, su başında iken sütünü
sağıp fakirlere vermektir."
"(Zekatını vermeyen kimse) Kıyamet günü, omuzunda meleyen
koyununu taşıyarak ve feryad ederek gelip 'Yardım et Ey Muhammed!' demesin. Bu
durumda ben o kimseye, 'Senin için hiçbir şey yapamam. Sana tebliğ etmiştim'
derim. Ya da omuzunda böğüren devesini taşır bir şekilde gelerek 'Yardım et Ey
Muhammed!' demesin. O kimseye söyleyeceğim söz: "Senin için hiçbir şey
yapamam' olacaktır.
Tekrarı: 2378, 3073 ve 9658.