باب: من قام
لجنازة يهودي.
49. Bir Yahudi Cenazesi İçin Ayağa Kalkmak
حدثنا
معاذ بن
فضالة: حدثنا
هشام، عن
يحيى، عن عبيد
الله بن مقسم،
عن جابر بن
عبد الله رضي
الله عنهما
قال:
مرت
بنا جنازة،
فقام لها
النبي صلى
الله عليه
وسلم وقمنا
له، فقلنا يا
رسول الله،
إنها جنازة
يهودي؟ قال:
(إذا رأيتم
الجنازة
فقوموا).
[-1311-] Cabir İbn Abdullah r.a. şöyle demiştir: Yanımızdan bir cenaze
geçti. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem cenaze için ayağa kalktı, biz de ayağa
kalktık. Sonra biz: Ey Allah'ın Resulü! Bu bir Yahudi cenazesi, dedik.
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Cenazeyi gördüğünüzde ayağa
kalkın" buyurdu.
حدثنا
آدم: حدثنا
شعبة: حدثنا
عمرو بن مرة
قال: سمعت عبد
الرحمن ابن
أبي ليلى قال
: كان
سهل بن حنيف،
وقيس بن سعد،
قاعدين
بالقادسية،
فمروا عليهما
بجنازة
فقاما، فقيل
لهما: إنهما
من أهل الأرض،
أي من أهل
الذمة، فقالا:
إن النبي صلى
الله عليه
وسلم مرت به
جنازة فقام،
فقيل له: إنها
جنازة يهودي،
فقال: (ألست
نفسا) .وقال
أبو حمزة، عن
الأعمش، عن
عمرو، عن ابن
ليلى قال: كنت
مع قيس وسهل
رضي الله
عنهما، فقالا:
كنا مع النبي
صلى الله عليه
وسلم. وقال
زكرياء، عن
الشعبي،
[-1312-] Abdurrahman İbn Ebî Leyla şöyle demiştir: Sehl İbn Huneyf ve Kays
İbn Said, Kadisiye'de oturuyorlardı. O arada yanlarından bir cenaze geçti. İkisi
de ayağa kalktılar. Onlara: "Bu cenaze zimmet ehlindendir" denilince
onlar şöyle dediler: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanından bir cenaze
geçti. Hemen ayağa kalktı, kendisine "Bu bir Yahudi cenazesidir"
denilince O sallallahu aleyhi ve sellem: "İnsan değil mi?" dedi.
عن
ابن أبي ليلى:
كان ابن مسعود
وقيس يقومان للجنازة.
[-1313-] İbn Ebî Leyla şöyle demiştir: "Ebu Mes'ud ve Kays cenaze için
ayağa kalkarlardı."
AÇIKLAMA: Bu konuda zimmet
ehlinin (İslam ülkesi vatandaşı olan Yahudi ve Hıristiyanların) cenazesi için
ayağa kalkma konusu ele alınmaktadır.
Ebu Davud, Evzaî aracılığıyla Yahya'dan şöyle rivayet etmiştir:
Cenazeyi taşımak için gittiğimizde bize bunun Yahudi cenazesi olduğu söylendi.
Beyhakî, Ebu Kılabe er-Rakkaşî aracılığıyla Buharî'nin hocası
Fudale'den şunu rivayet etmiştir: "Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem 'Ölüm korkulu bir şeydir'
buyurdu."
Kurtubî bunun anlamının "ölüm kendisinden korkulan bir
şey" olduğunu söylemiştir. Bu, ölümün önemli bir olay olduğuna işaret
etmektedir. Hadisten kasdedilen, insanın ölüm olayını gördüğü halde gafletine
devam etmemesidir. Çünkü gaflete devam etmek, Ölüm olayını hafife almayı
çağrıştırır. Bu açıdan Ölenin Müslüman olması ile olmaması eşittir.
Diğer bazı alimler şöyle demiştir: Bir insanın adil olduğunu
İfade etmek için "falan adaletin ta kendisidir" denildiği gibi,
burada da Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem mübalağa amacıyla ölümün bizzat
kendisini "Ölüm korkunun kendisidir" diye ifade etmiştir.
Beyzavî şöyle der: Bu, mübalağa amacıyla söylenen bir sıfat
konumundaki mastardır. Bu sözün tam açılımı şöyledir: "Ölüm korkunç bîr
şeydir."
İbn Abbas'tan bunun benzeri Bezzaz'ın kitabında rivayet
edilmiştir. Bu hadis, ölümü gören kimsenin bu olay sebebiyle ürperip,
silkinmesinin uygun olduğunu, ölüme aldırmazlık anlamına gelecek davranışlarda
bulunmaması gerektiğini göstermektedir.
İslam ülkesinde yaşayan gayr-i müslim vatandaşlara ehl-i zimmet
denildiği gibi ehl-i arz da denilmektedir. Çünkü Müslümanlar gayr-i müslim
ülkelerini fethettiklerinde bu ülkelerin halklarını, araziyi işlemek ve
haracını ödemek şartıyla topraklarında bırakmışlardır.
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in "İnsan değil mi?"
ifadesi "Ölüm korkunç bir olaydır" hadisindeki gerekçe ile
çelişmediği gibi, Hakim'in, Katade aracılığıyla Enes'ten merfu olarak rivayet
ettiği "Biz yalnızca melekler için kalktık" hadisinde ileri sürülen
gerekçe ile de çelişmez. Yine Ahmed İbn Hanbel'in Ebu Musa'dan; Ahmed İbn
Hanbel, İbn Hibban ve Hakim'in Abdullah İbn Amr'dan merfu olarak rivayet
ettikleri "Siz (cenaze görünce ayağa kalkmakla) yalnızca canları alanı
yüceltmek için kalkıyorsunuz" hadisi ile de çelişmez. Çünkü ölümün
korkutucu-luğu sebebiyle ayağa kalkmak, Allah'ın emrini ve bu emri yerine
getiren melekleri yüceltmek anlamına gelir. "İnsan değil mi?"
hadisindeki gerekçe ise, ayağa kalkmanın her cenaze İçin müstehap olmasını
gerektirir. Hadisin lafzında Yahudi ifadesi geçtiği için Buhari de bunu esas
alarak konu başlığını ona göre belirlemiştir.
Cenaze İçin Ayağa Kalkma Konusundaki Farklı Görüşler
Alimler bu meselenin aslında ihtilaf etmişlerdir.
Şafiî bunun zorunlu olmadığını belirterek şöyle demiştir:
"Bunun zorunlu olmaması ya bu hadisin mensuh olmasından, ya da Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'in kalkmasını
gerektiren bir gerekçeye binaen kalkmış olmasındandır. Sebep hangisi olursa
olsun Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in
bunu daha sonra terk ettiği de sahih olarak rivayet edilmiştir. Bizim
için delil olan, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in son olarak yaptığı
fiildir. Cenaze gören kişinin oturmasını daha çok severim." Şafiî Nebi
(s.a.v.)'in ayağa kalkmadığını söylerken (Hz. Ali'nin rivayet ettiği)
"Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem cenaze için ayağa kalktı, sonra oturdu"
şeklindeki hadise işaret etmiştir. Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir.
Beyzavî şöyle der: Hz. Ali'nin "sonra oturdu" ifadesi,
"cenaze geçtikten sonra oturdu" anlamına gelebileceği gibi,
"önceleri cenaze İçin ayağa kalkarken, sonra bu kalkmayı terk etti"
anlamına da gelebilir. İkinci anlam kabul edildiğinde Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'in sonraki fiili, ayağa kalkma
emrinin mendupluk İfade ettiğini göstermektedir. Yahut da emirden İlk başta
anlaşılan zorunluluğu yürürlükten kaldırmaktadır. Ancak İlk ihtimal yani ayağa
kalkma emrinin mendupluk ifade etmesi daha evladır. Çünkü emrin mecazen
verilmiş olduğunu kabul etmek, yürürlükten kaldırılma iddiasından daha evladır.
Beyhakî'nin şu rivayeti Hz. Ali'nin rivayet ettiği hadisten
anlaşılabilecek ilk anlamı ortadan kaldırmaktadır: Hz. Ali cenaze için ayağa
kalkan bir grup insana oturmalarını işaret etmiş, sonra da yukarıdaki hadisi
anlatmıştır. Bu sebeple Şafiılerden Selîm er-Razî ve diğer bazılarının da yer
aldığı bir grup alim ayağa kalkmayı mekruh görmüşlerdir.
İbn Hazm şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in
önceleri kalkmayı emrederken sonra kendisinin oturması, emrin (zorunluluk
değil) mendupluk ifade ettiğini gösterir. Bunun yürürlükten kaldırma kabul
edilmesi caiz değildir. Çünkü nesih ancak ya sırf yasaklama ile yahut da
yasaklama ile birlikte terk ile olur.
Yasaklama anlamı Ubade'nin şu hadisinde bulunmaktadır: Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem cenaze için
ayağa kalkardı. Bir Yahudi alimi "Biz de böyle yaparız" dedi. Bunun
üzerine Nebi s.a.v. ashabına "Sizler (cenazeyi gördüğünüzde) oturunuz ve
(bu şekilde Yahudilere) muhalefet ediniz" buyurdu. Bunu Ahmed İbn Hanbel
ile birlikte Nesaî dışındaki Sünen yazarları rivayet etmiştir. Bu hadisin
senedi zayıf olmasaydı, cenaze için ayağa kalkmanın yürürlükten kaldırıldığı
konusunda delil olabilirdi.
Kadı Iyaz şöyle demiştir: Seleften bir grup, ayağa kalkma
emrinin, Hz. Ali'nin hadisi ile yürürlükten kaldırıldığını söylemiştir.
Nevevî bunu eleştirerek şöyle demiştir: Nesh (yürürlükten
kaldırma) ancak, çelişik gibi görünen hadisleri uzlaştırmak mümkün olmadığında
kabul edilir. Oysa burada hadisleri uzlaştırmak mümkündür. Tercih edilen görüşe
göre cenaze için ayağa kalkmak müstehabtır. Mütevelli de bu görüştedir.
Mühezzeb yazarı (Ebu İshak eş-Şirazî) "Kişi cenaze için
ayağa kalkıp kalkmamakta serbesttir" derken Şafiî'nin yukarıdaki sözünü
esas almış görünmektedir. Çünkü emir, müşterekliği gerektirir. Ancak Şirazî'ye
göre oturmak daha evladır.
Malİkîler'den Ibn Habîb ve Ibnü'l-Macişun ise kalkmanın daha
evla olduğu görüşünü tercih etmişler ve "Nebi s.a.v.'in oturması,
oturmanın caiz olduğunu göstermek içindir. Cenazeyi gören kişi oturabilir,
ancak kalkan kişi İçin ecir söz konusudur" demişlerdir.
Hadisten Çıkan
Sonuçlar
Gündüz vakti, Müslüman cenazelerinden ayırt edilemeyecek şekilde
zimmet ehlinin cenazesi kaldırılabilir. Zeyn İbnü'l-Müneyyir buna işaret ederek
şöyle demiştir: "İslam ülkesinde yaşayan gayr-i müslim vatandaşların,
Müslümanların uygulamalarından farklı şeyler yapmakla yükümlü tutulmaları,
imamların (halifelerin) kendi içtihatlarıdır."
Şöyle de söylenebilir: Cenaze İçin ayağa kalkmak yürürlükten
kaldırıldıysa, ona tabî diğer hususlar da böyledir. Bu durumda zimmet ehlinin
cenazesinin bu şekilde kaldırılması, cenaze için ayağa kalkmanın meşru olduğu
zamanda geçerli idi. Cenaze için ayağa kalkma terk edilince onların da
cenazelerini bu şekilde kaldırması yasaklandı.