SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

EBVABU’L-AMELİ Fİ’S-SALAT

<< 613 >>

باب: لا يرد السلام في الصلاة.

15. Namazda İken Selama Karşılık Verilmez

 

حدثنا عبد الله بن أبي شيبة: حدثنا ابن فضيل، عن الأعمش، عن إبراهيم، عن علقمة، عن عبد الله قال:

 كنت أسلم على النبي صلى الله عليه وسلم، فيرد علي، فلما رجعنا، سلمت عليه فلم يرد علي، وقال: (إن في الصلاة شغلا).

 

[-1216-] Abdullah şöyle demiştir: Ben daha önceden Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem namaz kılarken O'na selam verirdim, O da selamımı alırdı. Döndükten sonra ona selam verdim, selamımı almadı. {Namaz bittikten sonra) şöyle buyurdu: "Namazda meşguliyet vardır."

 

 

NOT:     Abdullah r.a.'ın dönmek'ten kasdı 1199 nolu hadis'te geçtiği üzre Necaşi'nin yanındandır.

 

 

حدثنا أبو معمر: حدثنا عبد الوراث: حدثنا كثير بن شنظير، عن عطاء بن أبي رباح، عن جابر بن عبد الله رضي الله عنهما قال: بعثني رسول الله صلى الله عليه وسلم في حاجة له، فانطلقت، ثم رجعت وقد قضيتها، فأتيت النبي صلى الله عليه وسلم، فسلمت عليه فلم يرد علي، فوقع في قلبي ما الله أعلم به، فقلت في نفسي: لعل رسول الله صلى الله عليه وسلم وجد علي أني أبطأت عليه؟. ثم سلمت عليه فلم يرد علي، فوقع في قلبي أشد من المرة الأولى، ثم سلمت عليه فرد علي، فقال: (إنما منعني أن أرد عليك أني كنت أصلي). وكان على راحلته، متوجها إلى غير القبلة.

 

[-1217-] Cabir İbn Abdullah r.a. şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir işi için beni bir yere gönderdi, ben de oraya gittim. Sonra işi görüp geri döndüm. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına geldim. (O namaz kılıyordu). Selam verdim ancak selamımı almadı. Kalbimde öyle bir hüzün meydana geldi ki bunu yalnız Allah bilir. İçimden şöyle dedim: "Herhalde Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu işi görmekte ağır davrandığımı düşündü." Sonra tekrar selam verdim, yine selamımı almadı. Kalbime birincisinden daha büyük bir hüzün çöktü. Sonra yine selam verdim, bu defa (namazını bitirip) selamımı aldı ve bana şöyle dedi: "Namazda olduğum için selamına karşılık veremedim.."

 

Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) O sıra devesi üzerinde kıbleye dönmü§ bir halde yolda gidiyordu.

 

 

AÇIKLAMA:     Selam insana özgü konuşmalardan olduğu için namazda selama bildiğimiz şekilde karşılık verilmez. İmam Müslim, Ebu'z-Zübeyr yolu ile Cabir'den bu ola­yın Benu'l-Mustalık gazvesi sırasında meydana geldiğini rivayet etmiştir.

 

Müslim'in bu rivayetinde Cabir "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem  bana eliy­le şöyle dedi" demiş, diğer bir rivayette de "bana işaret etti" demiştir. Dolayısıyla yukarıdaki hadiste "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem  selamımı almadı" ifadesi, sözlü olarak karşılık vermedi anlamına yorulur. Cabir ilk başta Nebi'in işaretinin selama karşılık verme anlamına geldiğini anlamamıştı. Bu sebeple "kalbimde öyle bir hüzün meydana geldi ki bunu yalnız Allah bilir" demiştir.

 

Hadisten Çıkan Sonuçlar

 

Namaz kılan kişiye selam vermek mekruhtur. Çünkü namaz kılan kişinin zihnini bununla meşgul etmiş ve ondan karşılık vermesini beklemiş olur, oysa onun karşılık vermesi yasaktır. Hadisi rivayet eden Cabir de böyle söylemiştir. Ata, Şa'bî ve Malik, İbn Vehb'in rivayetine göre bunu mekruh görmüşlerdir. Malik el-Müdeuvene'de "mekruh değildir" der. Ahmed İbn Hanbel ve alimlerin çoğunluğu da bu görüştedir. Onlar "Kişi namazını bitirince veya namazda iken işaretle selama karşılık verir" derler.

 

 

باب: رفع الأيدي في الصلاة، لأمر ينزل به.

16. Namazda Kişinin Başına Gelen Bir Durum Sebebiyle Ellerini Kaldırması

 

حدثنا قتيبة: حدثنا عبد العزيز، عن أبي حازم، عن سهل بن سعد رضي الله عنه قال:

 بلغ رسول الله صلى الله عليه وسلم أن بني عمرو بن عوف بقباء كان بينهم، فخرج يصلح بينهم في أناس من أصحابه، فحبس رسول الله صلى الله عليه وسلم وحانت الصلاة، فجاء بلال إلى أبي بكر رضي الله عنهما فقال: يا أبا بكر، إن رسول الله صلى الله عليه وسلم قد حبس، وقد حانت الصلاة، فهل لك أن تؤم الناس؟ قال: نعم، إن شئت. فأقام بلال الصلاة، وتقدم أبو بكر رضي الله عنه، فكبر للناس، وجاء رسول الله صلى الله عليه وسلم يمشي في الصفوف يشقها شقا حتى قام في الصف، فأخذ الناس في التصفيح، قال سهل: التصفيح هو التصفيق، قال: وكان أبو بكر رضي الله عنه لا يلتفت في صلاته، فلما أكثر الناس التفت، فإذا رسول الله صلى الله عليه وسلم، فأشار إليه يأمره أن يصلي، فرفع أبو بكر رضي الله عنه يده، فحمد الله، ثم رجع القهقرى وراءه، حتى قام في الصف، وتقدم رسول الله صلى الله عليه وسلم فصلى للناس، فلما فرغ أقبل على الناس، فقال: (يا أيها الناس، ما لكم حين نابكم شيء في الصلاة أخذتم بالتصففيح؟ إنما التصفيح للنساء، من نابه شيء في صلاته فليقل: سبحان الله). ثم التفت إلى أبي بكر رضي الله عنه فقال: (يا أبا بكر ما منعك أن تصلي للناس حين أشرت لك). قال أبو بكر: ما كان ينبغي لابن أبي قحافة أن يصلي بين يدي رسول الله صلى الله عليه وسلم.

 

[-1218-] Sehl İbn Sa'd r.a. şöyle demiştir: Kuba'da yaşayan Ben-i Amr İbn Avf kabilesinin mensupları arasında bir anlaşmazlık çıktığı haberi Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'a ulaştı. O da ashabından birkaç kişi ile birlikte onların arasını düzeltmek için gitti. Namaz vakti geldiği halde Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem dönemedi. Bilal, Ebu Bekir'e r.a. gelerek: "Ey Ebu Bekir! Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem dönemedi, namaz vakti de girdi. Sen insanlara imamlık yapar mısın?" diye sordu. Ebu Bekir: "Evet, İsterseniz yaparım" dedi. Bilal namaz için kamet getirdi, Ebu Bekir mihrab'a geçerek tekbir aldı. Tam o sırada Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem geldi. Safları yara yara ilk saf'a kadar ulaştı ve orada namaz'a durdu. Cemaat (Ebu Bekir'i uyarmak için) ellerini çırpmaya başladı. Ebu Bekir namaz kılarken sağ'a sol'a bakmıyordu. Cemaattekiler ellerini çokça çırpmaya devam edince onlara döndü. Bir de baktı ki Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem orada! Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem eliyle ona namazı kıldırmaya devam etmesini işaret etti. Ancak Ebu Bekir ellerini kaldırarak Allah'a hamd etti sonra da yavaşça geriye gelerek saf'a girdi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem da ön'e çıkarak namazı kıldırdı.

 

Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem namaz'ı bitirince cemaat'e dönerek şöyle buyurdu: "Ey insanlar! Namazda iken bir durumla karşılaştığınızda niçin ellerinizi çırpmaya başladınız? El çırpmak kadınlara özgüdür. Namazda iken bir durumla karşılaşan kişi 'Sübhanallah' desin."

 

Sonra Ebu Bekir'e dönerek: "Ya Eba Bekr! Ben sana işaret ettiğimde niçin namazı kıldırmaya devam etmedin?" diye sordu.

 

Ebu Bekir: "Ebu Kuhafe'nin oğlunun, Resulullah'ın önünde namaz kılması yakışık almaz" dedi.

 

 

AÇIKLAMA:     Bu hadisten, namazda iken ellerin kaldırılması gereken bir durumda bile dua etmek vb. sebeplerle elleri kaldırmanın namazı bozmadığı anlaşılır. Çünkü elleri kaldırmak teslim olma ve boyun bükme şeklidir. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem  Hz. Ebu Bekir'in r.a. bu hareketini onaylamıştır.

 

 

SONRAKİ