باب: فضل
العمل في أيام
التشريق.
11. Teşrik Günlerinde Güzel Ameller İşlemenin Fazileti
-وقال
ابن عباس:
واذكروا الله
في أيام
معلومات: أيام
العشر،
والأيام
المعدودات:
أيام التشريق.
وكان ابن عمر،
وأبو هريرة:
يخرجان إلى
السوق في أيام
العشر، يكبران
ويكبر الناس
بتكبيرهما.
وكبر محمد بن
علي خلف
النافلة.
Abdullah İbn Abbâs "Onlar belirli günlerde Allah'ın adını
anarlar" âyetinde geçen belirli günler ifadesini Zilhicce'nin bilinen on
günü diye tefsir etmiştir. Sayılı günler ise teşrîk günleridir. İbn Ömer ve Ebu
Hureyre bilinen on gün boyunca pazara çıkıp tekbir getirirlerdi. Halk da onlara
uyarak tekbir getirirdi. Muhammed İbn Ali ise nafile namazların ardından tekbir
getirmiştir.
حدثنا
محمد بن عرعرة
قال: حدثنا
شعبة، عن
سلمان، عن
مسلم البطين،
عن سعيد بن
جبير، عن ابن
عباس، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم أنه قال: (ما
العمل في أيام
العشر أفضل من
العمل في هذه). قالوا:
ولا الجهاد؟
قال: (ولا
الجهاد، إلا
رجل خرج يخاطر
بنفسه وماله،
فلم يرجع بشيء).
[-969-] Saîd İbn Cübeyr'in İbn Abbas (Radiyallahu Anh)'dan naklettiğine
göre Resuİullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
"Zilhicce'nin on günü içinde işte şu vakitteki amel kadar faziletli hiçbir
amel yoktur." Sahâbîler: "Cihad damı bu günlerdeki amellerden daha
faziletli değil!?" deyince Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle
buyurdu: "Cihad da... Sadece canını ve malını hiç gözünü kırpmadan feda
edebilecek şekilde savaşa tutuşan ve geriye hiçbir şey getiremeyen kişinin
ameli bunun dışındadır."
AÇIKLAMA: Dil bilginlerinin
ve fakihlerin açıklamaları ışığında şunu söylemek mümkündür: Teşrîk günleri
Kurban Bayramının ilk gününden sonradır. Fakat teşrik günlerinin süresi
konusunda görüş ayrılıkları bulunmaktadır. Bazı âlimlere göre bu üç gün,
bazılarına göre iki gündür. Ancak bu günlere niçin teşrîk günleri adı
verildiğine dair yapılan açıklamalar, bayram gününün de teşrik günlerinden
olmasını gerektirmektedir. Ebu Ubeyd bu isimlendirme konusunda iki görüş
bulunduğunu nakletmiştir:
1. insanlar kurban kesip etini parçaladıklarında kurutmak
maksadıyla güneşe sererlerdi. Bu güneşe serme işlemine teşrîk adı verildiği
için söz konusu günler için de aynı isim kullanılmıştır.
2. Bu günlerin her birinde doğan güneşle (teşrik) birlikte
kurban bayramı namazı kılınabildiğî için söz konusu isim kullanılmıştır.
Dolayısıyla bu günİer Kurban Bayramı gününe bağlıdır. Ebu Ubeyd, bu ikinci
görüşü benimsediğini ifade etmiştir.
Resulullah (s.a.v.)'in "Zilhicce'nin on günü içinue işte şu
vakitteki amel kadar faziletli hiçbir amel yoktur" şeklindeki sözüyle
ilgili olarak Ebu Cemre şöyle demiştir: "Bu hadîs-i şerîf teşrik
günlerinde yapılan güzel amellerin diğer günlerde yapılan amellerden daha
faziletli olduğunu göstermektedir. Bu bakımdan teşrik günlerinin Hz. Aişe'den
nakledilen rivayette belirtildiği gibi kurban günü olması ile İmam Müslim'in
sahih bir senedle naklettiği "Bu günler yeme ve İçme günleridir"
şeklindeki hadisin varlığı bu günlerdeki amelin faziletiyle ilgili açıklamayı
zedelemez. Çünkü bu günlerin kurban bayramına ve yeme - İçme günlerine
rastlaması söz konusu günlerde güzel ameller işlenemeyeceği anlamına gelmez.
Aksine bu günler için emredilen bir amel vardır. O da ibadetlerin en yücesi
olan Allah'ı zikirdir. Bu günlerde yasaklanan tek amel oruç tutmaktır.
Bu günlerde yapılan amelin diğer günlerdeki amellere göre daha
faziletli olmasının sebebi ve hikmetiyle ilgili olarak şunları söylemek
mümkündür: Gaflet anlarında yapılan ibadetler diğer zamanlardaki ibadetlere
göre daha faziletlidir. İşte teşrik günleri de genelde insanların gaflete
daldıkları anlar olduğu için bu günlerde ibadetle meşgul olan kişilerin diğer
zamanlarda ibadet eden kimselerden daha üstün olacakları söylenmiştir. Bu
yönüyle teşrik günlerindeki zikir, insanların neredeyse hepsi uykuda iken gece
kalkıp ibadet etmeye benzer.
Teşrik günlerinin üstünlüğü konusunda şöyle bir incelik daha
bulunmaktadır: Allah Teâlâ Hz. İbrahim'i bu günde oğlunu kurban etmekle
imtihan etmiş fakat imtihanda başarılı olan Hz. İbrahim'e onun yerine bir
kurbanlık lütfedilmiştir. İşte teşrîk günleri bu açıdan da önemli ve
faziletlidir."
Bu açıklama gerçekten de güzeldir. Fakat konuyla ilgili olarak
nakledilen rivayetler "işte şu vakitteki" ifadesinde söz konusu edilen
zamanın teşrik günleri şeklinde açıklanmasını doğrulamamaktadır. Nitekim
Kerîme'nin Küşmîheni'den naklettiği bu hadis şazdır ve hadis hafızlarından Ebu
Zer'in Küşmîhenîden (Küşmîhenî, Kerîme'nin hocasıdır) naklettiği rivayete
muhaliftir. Ebu Zer rivayetinde bu ifade şöyle geçmektedir: "Diğer
günlerdeki hiçbir amel şu on gündeki amel kadar faziletli değildir." Ahmed
İbn Hanbel ile Ebu Dâvud et-Tayalisi'nin naklettiği rivayetler de bu yöndedir.
Tüm bunlar da göstermektedir ki, konu başlığı altmda nakledilen rivayette söz
konusu edilen günler Zilhicce'nin bilinen on günüdür. Fakat bu durumda İmam
Buhârî'nin kullandığı konu başlığı ile naklettiği rivayet arasında bir
uyumsuzluk ortaya çıkmaktadır. Zira İmam Buhârî'nin kullandığı başlık söz
konusu günlerin teşrîk günleri olduğunu vurgulamaktadır. Bu uyumsuzluk
hakkında şu değerlendirmeler yapılmıştır:
1. Herhangi bir şeyin
derecesi onun üstün ve yüce bir şeye yakınlığına göre belirlenir; üstün ve yüce
olana yakın olan da aynı niteliklere sahip olur. İşte teşrîk günleri de hemen
Zilhicce'nin on gününden sonra gelmektedir. Zilhicce'nin bu on gününün fazileti
bu hadise göre sabit olduğu İçin, aynı üstünlük teşrîk günleri için de söz
konusu olacaktır.
2. Ziîhicce'nin on günü için takdir edilen bu üstünlük, bu
günlerde hac görevinin yerine getiriliyor olmasından kaynaklanır. Haccın
şeytan taşlamak, tavaf yapmak gibi diğer tamamlayıcı amelleri ise teşrîk
günlerinde gerçekleştirilir. İşte bu yönüyle söz konusu günler aynı fazileti
paylaşırlar. Zaten bu yüzden gerek Zilhicce'nin on gününde, gerek teşrîk
günlerinde tekbir getirmek meşru kılınmıştır. İşte bu açıklamalar ışığında
İmam Buhârî'nin konu başlığının altında zikrettiği görüşler ile İbn Abbâs'tan
naklettiği rivayet arasındaki uyum anlaşılır.
Sahâbîlerin şaşkınlık içinde "Cihad da mı bu günlerdeki
amellerden daha faziletli değil!?" diye sormaları cihadın onlara göre en
faziletli amel olduğunu göstermektedir. Nitekim ashâb-ı kiram, Resulullah
(s.a.v.)'in cihada denk bir amel bulamadığını İfade eden sözünü biliyorlardı;
Bir sahâbî Resul-i Ekrem (s.a.v.)'e gelerek cihada denk bir amel olup
olmadığını sormuş Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de ona: "Böyle bir amel
bilmiyorum!" diye cevap vermiştir.
"Geriye hiçbir şey getiremeyen kişinin ameli bunun dışındadır"
Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in bu sözü bu şekilde savaşa giren kişinin Zilhicce'nin
on gününde güzel amel işleyen kimseden daha üstün olduğunu veya en azından ona
denk olduğunu gösterir. îbn Battal şöyle demiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi
ve Sellem’in bu sözü iki anlama gelebilir:
1. Kişi kendisi dönmüş
olsa bile malı tamamen yok olmuştur, geriye tek bir parça bile malını
getirememiştir.
2. Allah Teâlâ bu kula şehadeti lütfetmiştir ve ne kendisi geri
dönebilmiştir dolayısıyla ne de malını geri getirebilmiştir."
Hadisten Çıkan
Sonuçlar
1. Cihad Müslümanların yerine getirmesi gereken en Önemli
görevlerden biridir. Cihad ile elde edilen dereceler çok yücedir ve bu
dünyadaki en büyük hedeflerden biri canı Allah yolunda feda etmektir.
2. Kimi yerlerin mukaddeslik açısından başka yerlere göre daha
faziletli olması gibi, bazı vakitler de diğer vakitlere göre daha değerli ve
faziletli olabilir. Bu anlamda Zilhİcce'nin ilk on günü, yıl içindeki diğer
günlere göre daha üstündür, Bu hükmün en önemli sonucu "senenin en
faziletli günlerinde oruç tutmayı veya herhangi bir ibadet yapmayı adayan
kimsenin nasıl hareket edeceğinin belirtilmesinde" ortaya çıkar. Bir kimse
en faziletli günlerin birisinde bu ibadetleri yerine getirmeyi adarsa, arefe
gününde bu ibadeti yerine getirmesi gerekir. Zira Zilhicce'nin on günü içindeki
en faziletli gün arefe günüdür. Haftanın en faziletli gününde bir ibadet
yapmayı adayan kimse ise Cuma gününde bu adağını yerine getirmekle yükümlü
olur. Böylece bu konu başlığı altında zikredilen hadisler Ebu Hureyre'den
nakledilen "Üzerine güneşin doğduğu en hayırlı gün Cuma günüdür"
hadisi arasındaki uyum sağlanmış olur.
3. Zilhicce'nin ilk on gününde oruç tutmak çok faziletli bir
ibadettir. Bu hüküm hadiste geçen amel kapsamına oruç da girdiği için
verilmiştir.
Anladığımız kadarıyla Zilhicce'nin on gününün bu denli üstün ve
faziletli olmasının sebebi namaz, oruç, sadaka ve hac gibi en önemli
İbadetlerin bu günnde birleşmiş olmasıdır. Diğer günlerde bu ibadetlerin
birleşmesi asla mümkün değildir.