EK SAYFA – 488-2
13. Bâb
حدثنا
عبد الله بن
محمد: حدثنا
شبابة: حدثنا
ورقاء، عن
عمرو بن
دينار، عن
مجاهد، عن ابن
عمر، عن النبي
صلى الله عليه
وسلم قال: ائذنوا
للنساء
بالليل إلى
المساجد.
[-899-] Abdullah Ibn Ömer (r.a.) Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in
şöyle buyurduğunu nakletmiştir: Kadınların geceleri mescidlere gelmelerine
müsaade ediniz.
حدثنا
يوسف بن موسى:
حدثنا أبو
أسامة: حدثنا
عبيد الله بن
عمر، عن نافع،
عن ابن عمر
قال: كانت
امرأة لعمر،
تشهد صلاة
الصبح
والعشاء في
الجماعة في المسجد،
فقيل لها: لم
تخرجين، وقد
تعلمين أن عمر
يكره ذلك
ويغار؟ قالت:
وما يمنعه أن
ينهاني؟ قال:
يمنعه قول
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم: (لا
تمنعوا إماء
الله مساجد
الله).
[-900-] İbni Ömer (r.a.) şöyle demiştir: Ömer (r.a.)'in eşi sabah ve yatsı
namazlarını cemaatle kılmak üzere mescide gelirdi. Birisi kendisine: Ömer'in
hoşuna gitmediği ve kıskanç bir erkek olduğunu bildiğin halde niçin mescide
gelmek üzere dışarı çıkıyorsun? diye sorduğunda ona şöyle mukabelede bulundu:
"Ömer niçin benim mescide gelmeme engel olmuyor?" Cevap bekleyen bu
soruya bizzat o adam'ın kendisi şu cevab'ı verdi: "Onu engelleyen Resûl-i
Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şu sözüdür: Allah'ın cariyelerinin
(kadın kullarının) mescitlere gelmelerine engel olmayın."
AÇIKLAMA: "Kadınların
geceleri mescidlere gelmelerine müsaade ediniz" emrinde geçen geceleri
ifadesi ashâb-ı kiramın gündüz vakitlerinde namaza gitmeleri için eşlerine
izin verdiklerini göstermektedir. Fakat Qece kötü zanna sebep olacak bir zaman
dilimidir ve bu yüzden olmalı ki Abdullah Ibn Ömer'in oğlu kadınların gece
mescide gitmelerine karşı çıkmış ve şöyle demiştir: "Kadınların mescidlere
gitmelerine asla izin vermeyeceğiz; onların gece vaktinden yararlanarak gizli
saklı işler çevirmelerine meydan vermeyeceğiz."
Yukarıdaki rivayette geçen Hz. Ömer'in eşi, cennetle müjdelenen
on kişiden biri olan Saîd İbn Zeyd'in kız kardeşi Âtike bnt. Zeyd İbn Amr İbn
Nüfeyl'dir.
باب: الرخصة
إن لم يحضر
الجمعة في
المطر.
14. Yağışlı Havalarda Cum'a Namazına Gelmeyenlere Verilen Ruhsat
حدثنا
مسدد قال:
حدثنا
إسماعيل قال:
أخبرني عبد
الحميد، صاحب
الزيادي، قال:
حدثنا عبد
الله بن
الحارث، ابن
عم محمد بن
سيرين: قال
ابن عباس
لمؤذنه في يوم
مطير: إذا قلت:
أشهد أن محمدا
رسول الله،
فلا تقل حي
على الصلاة،
قل صلوا في
بيوتكم. فكأن
الناس
استنكروا، قال:
فعله من هو
خير مني، إن
الجمعة عزمة،
وإني كرهت أن
أحرجكم،
فتمشون في
الطين والدحض.
[-901-] Çok yağmurlu bir günde İbn Abbâs müezzinine şu talimatı verdi: Sen
(Eşhedu enne Muhammeden Resulullah) dedikten sonra (Hayya ale's-selah) deme.
Bunun yerine (Namazlarınızı evlerinizde kılın) de. Cemaatten bir kısmı bu
durumu garipseyip birbirine bakışınca İbn Abâs şöyle dedi; "Galiba bu
söylediklerimi beğenmediniz. Fakat bunun aynısını - Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i kasdederek- benden daha hayırlı olan bir zat yapmıştı.
Şüphesiz Cuma namazının kılınması kesin bir emirdir (azimet). Fakat ben sizi
sıkıntıya sokmak istemedim. Eğer namaza gelmenizi emredecek olsaydım bu
çamurların içinde bata çıka yürümek zorunda kalacaktınız." .
AÇIKLAMA: İmam Buhârî burada
İbn Aliyye adıyla bilinen İsmâîl yoluyla nakledilen İbn Abbâs hadisine yer
vermiştir. Zaten söz konusu rivayet İmam Buhârî'nin kullandığı konu başlığına
da uygundur. Alimlerin çoğunluğunun görüşü de yağmurlu günlerde Cuma namazına
gitmeme ruhsatının bulunduğu yönündedir. Bazı âlimler şiddetli yağmur İle hafif
yağmurun Cuma namazına gitmeme konusunda ruhsat olabilmesi bakımından
birbirinden farklı hükümlere tabî olduğunu söylemişlerdir. İmam Mâlİk'e göre
ise yağmur dolayısıyla Cuma namazının terk edilmesine ruhsat verilemez. Ancak
İbn Abbâs'tan nakledilen bu rivayet yağmurlu günlerde Cuma namazına gitmemenin
caiz olduğunu gösteren bir delildir.
Rivayette geçen "Şüphesiz Cuma namazının kılınması kesin
bir emirdir" ifadesiyle ilgili olarak İsmâîl şu değerlendirmeyi
yapmıştır: "Bu sözde bir problem söz konusudur ve doğru olarak
nakledilmemiştir. Zira İbn Abbâs'la ilgili bu rivayetin diğer varyantlarının çoğunda
bu ifade "Şüphesiz bu (müezzinin 'Haydi herkes namaza1 şeklindeki sözü)
kesin bir emirdir" tarzında gelmiştir. Çünkü müezzinin bu sözü namaza bir
çağrıdır ve duyan herkesin çağrıya uyması gerekir. Şayet burada Cuma namazını
kılmanın kesin bir emir olduğu anlatılmak istenseydi ezanın geriye kalan
ifadelerinin terk edilmesiyle azimet hükmünün düşmemesi gerekirdi."
Ancak rivayette anlaşıldığı kadarıyla ezanın kalan kısmı terk
edilmemiştir. Sadece "Haydi herkes namaza" sözünün yerine
"Namazlarınızı evlerinizde kılın" ifadesi kullanılmıştır.
İbn Abbâs'ın "Şüphesiz Cuma namazının kılınması kesin bir
emirdir" şeklindeki sözünün anlamı şudur: "Eğer müezzinin, haydi
herkes namaza demesine müsaade etseydim bunu duyan herkes yağmurlu havaya
rağmen namaza koşacaktı. Bu da onların sıkıntıya düşmelerine sebep olacaktı.
Bu yüzden ona namazlarınızı evlerinizde kılın demesini emrettim. Böylece
insanlar yağmurun azimeti ruhsata dönüştüren bir mazeret olduğunu
anlayacaklardı."