باب: من أخف
الصلاة عند
بكاء الصبي.
65. Çocuğun Ağladığını Duyan Kimselerin Namazı Kısa Tutması
حدثنا
إبراهيم بن
موسى قال:
أخبرنا
الوليد قال:
حدثنا
الأوزاعي، عن
يحيى ابن أبي
كثير، عن عبد
الله بن أبي
قتادة، عن أبيه
أبي قتادة، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال : (إني
لأقوم في
الصلاة أريد
أن أطول فيها،
فأسمع بكاء
الصبي،
فأتجوز في
صلاتي،
كراهية أن أشق
على أمه) .تابعه
بشر بن بكر،
وابن
المبارك،
وبقية، عن الأوزاعي.
[-707-] Ebu Katade (r.a.)'den nakledildiğine göre Resûlullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Bazen uzun uzun namaz kılmak
isteğiyle namaza duruyorum ve bu sırada çocukların ağlama sesini duyuyorum. Bu
durumda çocuğun annesine sıkıntı vermemek için namazımı kısa tutuyorum.
Tekrar: 868
حدثنا
خالد بن مخلد
قال: حدثنا
سليمان بن
بلال قال:
حدثنا شريك بن
عبد الله قال:
سمعت أنس بن مالك
يقول: ما
صليت وراء
إمام قط، أخف
صلاة ولا أتم،
من النبي صلى
الله عليه
وسلم، وإن كان
ليسمع بكاء الصبي
فيخفف، مخافة
أن تفتن أمه.
[-708-] Enes İbn Malik (r.a.) şöyle demiştir: "(Resûluüah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'in kıldırdığı namazlar kısa ve öz ama her yönüyle tam olurdu.)
Ben şu an'a kadar hiçbir imamın arkasında Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'in namazından daha kısa ve öz ama
her yönüyle tam bir namaz kılmadım. O Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir çocuğun
ağlamasını duyacak olsa namazı kısaltırdı. Çünkü annenin çocuğu düşünerek
namazdan geri kalacağından endişe ederdi."
حدثنا
علي بن عبد
الله قال:
حدثنا يزيد بن
زريع قال:
حدثنا سعيد
قال: حدثنا
قتادة: أن أنس
بن مالك حدثه
: أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال: (إني
لأدخل في
الصلاة، وأنا
أريد
إطالتها،
فأسمع بكاء الصبي،
فأتجوز في
صلاتي، مما
أعلم من شدة
وجد أمه من
بكائه).
[-709-] Enes İbn Mâlik (r.a.) Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in
şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Bazen namaza başlarken uzun uzun kılmak
istiyorum. Fakat bir çocuk ağlamasını duyunca namazımı kısa tutuyorum. Çünkü
annenin çocuğun ağlaması dolayısıyla içinde hissettiği acıma duygusunu çok iyi
biliyorum."
حدثنا
محمد بن بشار
قال: حدثنا
ابن أبي عدي،
عن سعيد، عن
قتادة عن أنس
بن مالك، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال: (إني
لأدخل في
الصلاة،
فأريد
إطالتها،
فأسمع بكاء
الصبي
فأتجوز، مما
أعلم من شدة
وجد أمه من
بكائه).وقال
موسى: حدثنا
أبان: حدثنا
قتادة: حدثنا
أنس، عن النبي
صلى الله عليه
وسلم: مثله.
[-710-] Enes İbn Malik (r.a.) Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in
şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Bazen namaza başlarken uzun uzun kılmak
istiyorum. Fakat bir çocuk ağlamasını duyunca kısa tutuyorum. Çünkü annenin
çocuğun ağlaması dolayısıyla içinde hissettiği acıma duygusunu çok iyi
biliyorum."
Bu Hadislerden
Çıkarılan Sonuçlar
1. Çocukların mescide getirilmesinde herhangi bir sakınca yoktur.
Ancak bu hüküm hemen kabul edilebilecek gibi değildir. Çünkü çocuk ağladığında
sesi duyulabilecek kadar mescide yakın bir evde bırakılmış olabilir.
2. Kadınlar erkeklerle birlikte cemaat olup namaz kılabilir.
3. Resûlullah ashabına ve ümmetine karşı
çok şefkatli ve merhametli idi.
4. Namaz kıldırırken hem yaşlılar hem de çocuklar dikkate
alınmalıdır.
Resûlullah'ın uzun uzun kılmak istiyorum" diye niyetlendiği
halde çocukları ve annelerini düşünerek bundan vazgeçmesi, müstehap olan bir iş
yapmak üzere niyet edildikten sonra bundan vazgeçilebileceğini, söz konusu
niyetin yerine getirilmesinin vacib olmadığını gösterir.
Resûlullah (s.a.v.)'in namazı annenin hissettiği acıma duygusu
dolayısıyla kısalttığını göz önünde bulunduran bazı âlimler: "İmam
birisinin cemaate katılmak üzere mescide girdiğini hissederse rükûyu
uzatabilir" demişlerdir. Fakat Ibnü'l-Müneyyir bu görüşle ilgili olarak şu
değerlendirmeyi yapmıştır: "Namazı uzatmak ile kısa tutmak birbirinden tamamen
farklı iki durumdur. Dolayısıyla namazın kısaltılmasını uzatmaya kıyas etmek
doğru olmaz. Ayrıca bu hüküm Resulullah (s.a.v.)'in gözettiği maksada da
aykırıdır. Çünkü Resûlullah hafifletme yoluna gittiği halde bu hüküm sırf bir
kişi için bütün bir cemaatin bekletilmesine ve sıkıntıya sokulmasına sebep
olmaktadır."
Fakat gelen kişinin namaza yetişebilmesi için rükûnun
uzatılabileceği ile ilgili hüküm cemaate sıkıntı vermeyen durumlar için geçerli
olabilir. Nitekim Ahmed Ibn Hanbel, İshâk İbn Râhûye ve Ebû Sevr gibi âlimler
bir kimsenin cemaate yetişebilmesi için rükûnun uzatılabilmesini cemaate
sıkıntı vermemesi kaydıyla kabul etmişlerdir. İbn Battal ve ondan daha önce
Hattâbî bu görüşle ilgili olarak şu açıklamayı yapmışlardır: "Dünyevî bir
ihtiyacın giderilmesi İçin namazın kısaltılması caiz olduğuna göre, dînî bir
ihtiyacın giderilebilmesi için namazı uzatmak haydi haydi caiz olmalıdır."
Kurtubî, İbn Battal ve Hattâbî tarafından yapılan bu değerlendirme hakkında
şunları söylemiştir: "Namazın uzatılması durumunda namaza matlûb olmayan
bir eklemede bulunulmuş olur. Halbuki namazı kısaltmak böyle değildir (çünkü
kısaltma durumunda herhangi bir çıkarma olmaz), hatta daha güzel ve daha
geçerlidir."
Konuyla ilgili olarak Şafiî mezhebine mensup âlimler arasında da
görüş ayrılıkları bulunmaktadır. İmam Nevevî Şafiî mezhebinin görüşünü
"Mutlak olarak bu durumda namazı uzatmak müstehaptır" şeklinde
nakletmiştir. Fakat Mehâmilî'nin et-Tecrid adlı eserinde bunun mekruh olduğu
zikredilmektedir. Evzâi, İmam Mâlik, Ebu Hanife ve Ebû Yûsuf'un görüşleri de
mekruh olduğu yönündedir. Hatta İmam Muhammed: "Bu uzatmanın şirk
olmasından korkarım" demiştir.