باب: وجوب
صلاة الجماعة.
29. CEMAATLE NAMAZ KILMANIN FARZ OLUŞU
-وقال
الحسن: إن
منعته أمه عن
العشاء في
الجماعة،
شفقة، لم
يطعها.
Hasan şöyle demiştir: "Birini annesi acıdığı için cemaatle
yatsı namazı kılmaya göndermese, o kişinin annesine itaat etmemesi
gerekir."
حدثنا
عبد الله بن
يوسف قال:
أخبرنا مالك،
عن أبي
الزناد، عن
الأعرج، عن
أبي هريرة:
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال:
(والذي نفسي
بيده، لقد
هممت أن آمر
بحطب فيحطب،
ثم آمر
بالصلاة
فيؤذن لها، ثم
آمر رجلا فيؤم
الناس، ثم
أخالف إلى
رجال فأحرق
عليهم بيوتهم،
والذي نفسي
بيده، لو يعلم
أحدهم: أنه يجد
عرقا سمينا،
أو مرماتين
حسنتين لشهد
العشاء).
[-644-] Ebu Hureyre (r.a.) Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle
buyurduğunu nakletmiştir: "Canım elinde bulunan (Allah)'a yemin olsun ki,
içimden odun toplanmasını emredip, daha sonra namaz kılınmasını buyurup ezan
okutturup, birine de emredip cemaate imam olmasını sağlayıp daha sonra cemaate
gelmeyenlerin arkasından yetişip evlerini yakmak geçiyor. Canım elinde bulunan
Allah'a yemin olsun ki, cemaate gelmeyen bu kimseler, burada etli bir kemik
parçaları veya iki adet ala paça olduğunu bilseydi yatsı namazına gelirdi.
Tekrar: 657, 2420, 7224.
AÇIKLAMA: (Cemaatle Namaz Kılmanın
Farz Oluşu) İmam Buharî bu konuda, kesin hüküm belirtmiştir. Öyle anlaşılıyor
ki, cemaatle namaz kılmanın delili ona göre güçlü olduğu için, bu şekilde
davranmıştır. Ancak o, burada bunun sadece farz olduğunu belirtti. Bu ifade,
bunun farz-ı ayn veya farz-ı kifaye oluşundan daha geneldir. Şu kadarı var ki,
Hasan-ı Basrî'den naklettiği rivayetle, bunun farz-ı ayn olduğu kanaatini izhar
etmiştir. Şarihlerden Hasan-ı Basrî'nin sözünü senetle zikreden kimse yoktur.
Ancak bu manada ve bundan daha güçlü ve açık bir şekilde Huseyn İbn Hasan
el-Mervezî'nin "Kitabu's-sıyam"ında sahih bir isnadla şu rivayet yer
alır: "Hasan-ı Basrî'nin nafile oruç tutan bir adam hakkında şöyle dediği
nakledilmiştir: Annesi o kişiye orucunu bozmasını emrederse, orucunu bozsun.
Bozduğu orucu kaza etmesi de gerekmez. Hem oruç, hem de anneye itaat ve iyilik
sevabını alır.
Kendisine 'Annesi onu yatsı namazını cemaatle kılmaktan
alıkoyarsa ne olur?' diye sorulmuş, o da şöyle cevap vermiştir: 'Buna hakkı
yoktur, çünkü cemaatle namaz kılmak farzdır.
Bu konuda zikredilen hadis, cemaatle namaz kılmanın farz-ı ayn
olduğu konusunda gayet açıktır. Eğer bu sünnet olsaydı, terk edenler
yakılmakla tehdit edilmezdi. Farz-ı kifaye olsaydı, Nebi s.a.v. ve onunla
birlikte olanların yapmasıyla yerine gelirdi. Ata, Evzaî, Ahmed İbn Hanbel ile
Ebu Sevr, İbn Huzeyme, İbn Münzir, İbn Hibban gibi Şafiî mezhebinden olan bazı
muhaddisler cemaatle namaz kılmanın farz olduğu görüşündedir. Davûd ez-Zahirî
ile ona tabî olanlar daha da ileri giderek bunun, namazın sıhhat şartlarından
biri olduğunu iddia etmişlerdir. İmam Şafiî'nin ifadesinden, bunu farz-ı kifaye
kabul ettiği anlaşılır. Onun ilk dönem takipçilerinin çoğu da bu kanaattedir.
Hanefî, Maliki ve diğer mezheplere bağlı kimselerin çoğuna göre ise cemaatle
namaz kılmak müekked sünnettir.
(Canım elinde bulunan Allah'a yemin olsun ki) Bu bir yemin
ifadesidir. Allah Resulü çoğu kere bu şekilde yemin ederdi. Bu, şu anlama
gelir: Kulların canları ile ilgili takdir ve yönetim Allah'ın elindedir. Buna
göre, kuşkusuz meseleler üzerine, onun önemini belirtmek İçin yemin edilebilir.
Ayrıca bu hadis, herhalükarda Allah'a yemini mekruh kabul eden kimselere cevap
niteliğindedir.
(cemaate gelmeyenlerin arkasından yetişip) birinin arkasından
gelmek anlamına gelir. Bu konuda Cevheri şöyle demiştir: yanında olmayan
birine gitmek manasına kullanılır."
(etli bir kemik parçaları) kelimesinin çoğuludur. Bu kelime de
üzerinde etin bulunduğu kemik anlamına gelir.
(iki adet ala paça) Halil bu konuda şöyle demiştir: küçükbaş
hayvanların tırnakları arasında bulunan et parçasına denir.
Hadisten
Çıkarılan Sonuçlar
1- Namazdan geri kalanlar kınanmıştır. Çünkü bu kimseler basit
bir yiyeceğe veya kendisiyle oynanan bir şeye aşırı derecede istekli olmakla
tavsif edilmişlerdir. Oysa diğer yandan, derecelerini yükseltecek bir fiili
yapmakta gerekeni yerine getirmemişlerdir.
2- Cezadan önce tehdit ve vaîd gelir.
3- Malî ceza verilebilir.
4- Cürüm işleyenler ansızın cezalandırılabilir. Çünkü Nebi
s.a.v. kendisinin namaz kıldırmakla meşgul olduğunun bilindiği bir sırada
cemaate gelmeyenleri cezalandırmayı içinden geçirmiştir. Onları kendilerine hiç
kimsenin ilişmeyeceğinden emin oldukları bir zamanda yakalamak istemiştir.
5- Eğer ortada bir maslahat varsa faziletli birinin bulunduğu
mecliste fazilet bakımından ondan daha geride olan kimsenin namaz kıldırması
caizdir.
6- İbnu'l-Arabî bir masiyeti helal kabul eden birinin idam
edilebileceğine bu hadisi delil olarak göstermiştir. Nitekim îmam Malik'in de
mezhebi bu doğrultudadır. Ancak bu görüş, bu hadisin mensuh olduğu ileri
sürülerek tenkid edilmiştir. Malî ceza verileceği görüşü de aynı gerekçeyle
tenkit edilmiştir.