SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU MEVAKİTİS-SALAT

<< 321 >>

باب: الإبراد بالظهر في شدة الحر.

9. Aşırı Sıcaklarda Öğle Namazını Serinlikte Kılmak

 

دثنا أيوب بن سليمان قال: حدثنا أبو بكر، عن سليمان، قال صالح بن كيسان: حدثنا الأعرج، عبد الرحمن وغيره، عن أبي هريرة، ونافع مولى عبد الله بن عمر، عن عبد الله بن عمر: أنهما حدثناه عن رسول الله صلى الله عليه وسلم أنه قال: (إذا اشتد الحر فأبردوا عن الصلاة، فإن شدة الحر من فيح جهنم).

 

[-533 - 534-] Ebu Hureyre ile Abdullah İbn Ömer'in kölesi Nâfi', İbn Ömer'e Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle dediğini nakletmişlerdir: "Aşırı derecede sıcak olunca, (öğle namazını) serinlikte kılın. Çünkü havanın aşırı derecede sıcak olması, cehennemin kaynamasından ileri gelir.

 

Tekrar: 536.

 

 

AÇIKLAMA:     (Aşırı derecede sıcak olunca) Eğer hava aşırı derecede sıcak olmazsa, na­mazı serinlikte kılmak da din tarafından onaylanmaz. Kışın ise namazı bu vakte kadar geciktirmek hiç caiz olmaz.

 

(serinlikte kılın) Buradaki emir, bu hükmün müstehap olduğuna delalet eder. Bu emrin irşad İçin, hatta vücub için olduğu da söylenmiştir. Bu görüşü Kadı Iyâz ve daha başkaları nakletmiştir. Alimlerin çoğu ise şu kanaattedir: "Aşırı sıcaklarda öğle namazını, güneşin etkisi kırılıp serinlik çökünceye kadar ertelemek müstehaptır." (Çünkü havanın aşırı derecede sıcak olması) Hadisin bu kısmı, kendisin­den önce zikredilen namazı erteleme hükmünün dinen uygun olduğunun ge­rekçesini teşkil etmektedir. Bu hükmün hikmeti, huşûu ortadan kaldıran bir duruma son verilmesi mi­dir? Yoksa öğlen sıcaklığının azabın yayıldığı bir zaman olması mıdır? İlk görüş daha mantıklı gibi görünüyor. Ancak ikinci görüşü, İmam Müslim'in eserinde geçen Amr İbn Abese hadisi destekler: "Güneş tam tepe noktasında iken na­mazı kısa kıldırırdı. Çünkü bu vakit cehennemin tutuşturulduğu andır." (Yani gündüzün en sıcak saatidir). Namazın rahmet olduğunu, namaz kılanın da azabdan kurtulacağının umulduğu belirtilerek bu rivayet problemli görülmüş ve namazın terk edilmesi anlaşılamamıştır. Ebu'l-Feth el-Ya'merî bu itiraza şu şe­kilde cevap vermiştir: "Bir hükmün gerekçesi, Şâri' tarafından belirtilmişse, ma­nası anlaşılmasa bile kabul edilmesi gerekir."

 

(cehennemin kaynamasından ileri gelir) «-İ sözcüğü, cehennemin genişle yip yayılmasını ifade eder. Bu tabir, kinaye olarak cehennem ateşinin çok tu­tuştuğunu ve belli saatlerde çok sıcak olduğunu ifade etmek için kullanılır.

 

 

حدثنا ابن بشار قال: حدثنا غندر قال: حدثنا شعبة، عن المهاجر أبي الحسن: سمع زيد بن وهب، عن أبي ذر قال: أذن مؤذن النبي صلى الله عليه وسلم الظهر، فقال: (أبرد أبرد). أو قال: (انتظر انتظر). وقال: (شدة الحر من فيح جهنم، فإذا اشتد الحر فأبردوا عن الصلاة). حتى رأينا فيء التلول.

 

[-535-] Ebu Zer' (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in müezzini öğle ezanını okumaya başladı. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: 'Serin vakte bırak! Serin vakte bırak!1 veya Bekle!, bekle!' diye seslendi. Sonra da şöyle buyurdu: "Havanın aşırı derecede sıcak olması, cehennem ateşinin kaynamasından ileri gelir. O halde, hava aşırı derecede sıcak olunca, namaz'ı serin vakte erteleyin! Ebu Zer şöyle demiştir: Tepelerin gölgesini görünceye kadar namazı ertelerdik.

 

Tekrar: 539, 629, 3258,

 

 

حدثنا علي بن عبد الله قال: حدثنا سفيان قال: حفظناه من الزهري، عن سعيد بن المسيب، عن أبي هريرة، عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (إذا اشتد الحر فأبردوا بالصلاة، فإن شدة الحر من فيح جهنم، واشتكت النار إلى ربها، فقالت: يا رب أكل بعضي بعضا، فأذن لها بنفسين، نفس في الشتاء ونفس في الصيف، فهو أشد ما تجدون من الحر، وأشد ما تجدون من الزمهرير).

 

[-536-] Ebu Hureyre (r.a.) Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Hava aşırı derecede sıcak olduğu zaman, namaz'ı serin bir vakte te'hir edin. Çünkü havanın aşırı derecede sıcak olması, cehennem'in kaynamasından / sıcağının artmasından  ileri gelir."

 

 

[-537-] "Cehennem Rabbine Ya Rabbi! Bir kısmım bir kısmımı yedi diye şikayette butundu. Bunun üzerine Allah Teâlâ ona, biri kışın diğeri yazın olmak üzere iki nefes alması için müsaade etti. İşte bu nefesler, yazın hissettiğinizden daha sıcak ve kışın yaşadığınız zemheriden daha soğuktur.

 

Tekrar: 3260.

 

 

حدثنا عمر بن حفص قال: حدثنا أبي قال: حدثنا الأعمش: حدثنا أبو صالح، عن أبي سعيد قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (أبردوا بالظهر، فإن شدة الحر من فيح جهنم).تابعه سفيان، ويحيى، وأبو عوانة، عن الأعمش.

 

[-538-] Ebu Saîd Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Öğle namazını serinlik düşünce kılın! Zira hava'nın aşırı sıcak olması, cehennemin kaynamasından ileri gelir.

 

Tekrar: 3259.

 

 

AÇIKLAMA:     (şikayette bulundu) Söz konusu şikayet, söz ile mi yoksa lisan-ı hâl ile mi olmuştur? İşte bu konuda âlimler farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Bu iki İhtima­li de benimseyen âlimler olmuştur. İbn Abdilberr şöyle demiştir: "Her iki görü­şün de hem haklı hem de eleştirilen yönleri vardır. Ancak ilki daha çok tercihe şayandır." Kadı lyâz birinci görüşün daha çok akla yatkın olduğunu belirtmiştir. Kurtubî ise şöyle demiştir: "Buradaki şikayeti hakikate hamletmede hiçbir çeliş­ki yoktur. Eğer Sâdik Peygamber gerçekleşmesi mümkün olan bir şeyi haber vermişse, onu tevil etmeye gerek kalmaz. Bu durumda ger­çek ve zahiri, yani ilk anda akla gelen anlamı ile anlaşılması daha uygundur." Nevevî de buna benzer şeyler söyledikten sonra "Şikayeti hakikati üzere ham­letmek, doğrunun ta kendisidir" demiştir.

 

Zemherİr ise, soğuğun en şiddetli olduğu zamandır. Ateşte zemherinin bu­lunması problemli görülmüştür. Oysa bunda bir sorun yoktur. Çünkü ateşten maksat, onun yeridir. Ateşin yeri olan cehennemde de, zemherir tabakası var­dır.

 

Ayrıca bu hadis, cehennemin ancak kıyamet günü yaratılacağını söyleyen Mutezile ve onlar gibi düşünenlere bir cevap mahiyetindedir.

 

(öğle namazını) Bu ifade, Cuma namazının da serinlik düşünce kılınabile­ceğine delil getirilmiştir. Nitekim Şâfİî mezhebinden bazıları bu görüştedir. İmam Buhârî'nin tertibinden de bu anlaşılır. Nitekim yeri gelince bundan bah­sedilecektir. Ancak cumhur ileride açıklanacağı gibi bu görüşün tam aksi gö­rüşü benimsemiştir.

 

 

SONRAKİ