باب: نوم
المرأة في
المسجد.
57. Kadınların Mescidde/Camide Uyuması
حدثنا
عبيد بن
إسماعيل قال:
حدثنا أبو
أسامة، عن
هشام، عن
أبيه، عن
عائشة:
أن
وليدة كانت
سوداء لحي من
العرب،
فأعتقوها فكانت
معهم، قالت:
فخرجت صبية
لهم، عليها
وشاح أحمر من
سيور، قالت:
فوضعته، أو
وقع منها،
فمرت به حدياه
وهو ملقى،
فحسبته لحما
فخطفته، قالت:
فالتمسوه فلم
يجدوه، قالت:
فاتهموني به،
قالت: فطفقوا
يفتشون، حتى
فتشوا قبلها، قالت:
والله إني
لقائمة معهم،
إذ مرت
الحدياة فألقته،
قالت: فوقع
بينهم، قالت:
فقلت: هذا
الذي
اتهمتموني به،
زعمتم وأنا
منه بريئة،
وهو ذا هو،
قالت: فجاءت
إلى رسول الله
صلى الله عليه
وسلم فأسلمت،
قالت عائشة:
فكان لها خباء
في المسجد أو
حفش، قالت:
فكانت تأتيني
فتحدث عندي،
قالت: فلا تجلس
عندي مجلسا،
إلا قالت :ويوم
الوشاح من
أعاجيب ربنا -
ألا إنه من
بلدة الكفر
أنجانيقالت
عائشة: فقلت
لها: ما شأنك،
لا تقعدين معي
مقعدا إلا قلت
هذا؟ قالت:
فحدثتني بهذا
الحديث.
[-439-] Hz. Âişe'den şöyle nakledilmiştir: Arap bir kabilenin zenci bir
cariyesi vardı. Onu azat etmişlerdi. Buna rağmen cariye, onlardan ayrılmamıştı.
Cariye şöyle anlattı: 'Bir defasında kabileye mensup gelin olacak
genç bir kız yıkanacağı yere gitmek üzere evden çıktı. Bu esnada üzerinde
kırmızı deriden yapılmış bir kuşak (kemer) vardı. Onu çıkarmış veya düşürmüştü.
Bir küçük çaylak gelerek yerdeki ziynet eşyasını et sanıp kapmış. İnsanlar o
kuşağı arayıp durdular, ama bulamadılar. Bunun üzerine bu kuşağı benim aldığımı
zannedip beni hırsızlıkla itham ettiler.' Dedi ki: 'Her tarafı aramaya
koyuldular. Hatta onun ön tarafına bile bakmışlar.'
Kadıncağız olayı anlatmaya şöyle devam etti: 'Allah'a andolsunki,
ben gözlerinin önünde ayakta dururken, çaylak geldi ve o kuşağı yere bıraktı.
Söz konusu kuşak tam kalabalığın ortasına düştü. Bunun üzerine dedim ki: İşte
bu, sizin beni itham ettiğiniz şey! Oysa ben, böyle bir suçu işlemekten
beriyim. İşte aradığınız kuşak!'
Hz. Aişe validemiz olayı anlatmaya şöyle devam etti: Daha sonra
kadın Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gelip Müslüman oldu. Mescid'in
bir köşesinde ona ait bir çerge, kıl kilim veya keçeden yapılmış bir çadır
vardı. Ara sıra yanıma gelir benimle konuşurdu. Ne vakit, yanıma otursa şu
beyti okurdu: Rabbimin bir cüvesidir kuşak günü Küfür diyarından kurtardı aldı
beni.
Hz. Aişe son olarak şunu dedi: 'Ne zaman yanıma otursan hep bu
beyti söylersin, neden acaba?' diye ona sordum. Bunun üzerine bana, bu olayı
anlattı.
Tekrar: 3835.
AÇIKLAMA: (Kadınların
mescidde/camide uyuması) Bu ifade kadınların camide kalması anlamında
kullanılmıştır.
(Vişâh) Kadınların süs olarak bir omuza takıp bele doğru
çaprazlama bir şekilde bağlayarak kullandıkları inci ile süslenmiş bir ziynet
eşyasıdır. Vişahın, inci ile süslenmiş genişçe deriden yapılmış ve kadınların
omuzları ile böğürleri arasına taktıkları bir takı olduğu da söylenmiştir.
kelimesinin ismi tasgiridir. Hem harem bölgesinde hem de dışında öldürülmesine
müsaade edilen malum kuşun adıdır.
(Dedi ki: Her tarafı aramaya koyuldular. Hatta onun ön tarafına
bile bakmışlar.) Hadisten ilk akla gelen manaya göre bu söz, cariye tarafından
söylenmiştir. Gaybet sigasiyla söylenmesi ise, ya iltifat sanatından ya da
cariyenin kendisini onlardan tecrid etmesinden ileri gelir. Nitekim Sabit
rivayetinde hadisin bu kısmı şu şekilde anlatılmıştır: "Beni aklaması
için Allah'a dua ettim. Derken onların bakışları arasında çaylak geldi."
Hadisten Çıkan
Sonuçlar
1- Evi barkı olmayan müslüman kadın veya erkeklerin fitneden
emin olunduğu ve çadır vs. gibi şeylerle diğer insanlarla irtibatlarını kestikleri
takdirde, geceleri mescidde / camide kalmalarında ve konuşmalarında bir sakınca
yoktur.
2- Kişi, sıkıntılı anlar yaşadığı ülkeden ayrılabilir. Bu
kadının yaptığı gibi kendisi için daha hayırlı bir bölgeye geçebilir.
3- Küfür diyarından hicret etmek faziletli bir davranıştır.
4- Kafir bile olsa mazlumun çağrısına karşılık verilir.
Hadisin akışına baktığımız zaman, zenci kadının Müslüman oluşu
Medine'ye gelmesinden sonra gerçekleşmiştir.
باب: نوم
الرجال في
المسجد.
58. Erkeklerin Mescidde / Camide Uyuması
-وقال
أبو قلابة، عن
أنس: قدم رهط
من عكل، على النبي
صلى الله عليه
وسلم فكانوا
في الصفة.
وقال عبد
الرحمن بن أبي
بكر: كان
أصحاب الصفة الفقراء.
Ebu Kılâbe Enes'ten şöyle nakletmiştir: Ukl kabilesinden bir
grup Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına geldi ve Suffe'ye yerleştiler.
Abdurrahman İbn Ebî Bekir şöyle demiştir: "Suffe'de kalanlar fakirdi.
حدثنا
مسدد قال:
حدثنا يحيى،
عن عبيد الله
قال: حدثني
نافع قال: أخبرني
عبد الله: أنه
كان ينام، وهو
شاب أعزب لا
أهل له في مسجد
النبي صلى
الله عليه
وسلم.
[-440-] Abdullah'tan nakledildiğine göre o, ailesi yokken bekar olduğu
gençlik yıllarında Mescid-i Nebevî'de uyurmuş.
Tekrar: 1121, 1156, 3738, 3740, 7015, 7028 ve 7030