باب: فضل
استقبال
القبلة.
28. Kıbleye Yönelmenin Fazileti
-يستقبل
بأطراف
رجليه، قاله
أبو حميد، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم.
Namaz kılan parmak uçları kıbleye gelecek şekilde kıbleye
yönelir. Ebu Humeyd, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bu şekilde yöneldiğini
nakletmiştir.
حدثنا
عمرو بن عباس
قال: حدثنا
ابن المهدي
قال: حدثنا
منصور بن سعد،
عن ميمون بن
سياه، عن أنس
بن مالك قال: قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم: (من صلى
صلاتنا،
واستقبل
قبلتنا، وأكل ذبيحتنا،
فذلك المسلم،
الذي له ذمة
الله وذمة
رسوله، فلا
تحقروا الله
في ذمته).
[-391-] Enes ibn Mâlik'ten Allah Resûlü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in
Şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Kim bizim gibi namaz kılar, kıblemize
yönelir ve kestiğimizi yerse, Allah'ın ve Peygamberinin emanına kavuşan
Müslüman odur. O halde ona verdiği emana zarar vererek Allah'a ihanet
etmeyin!"
AÇIKLAMA: (Parmak uçları);
Parmak uçlarının belirtilmesi, mümkün olduğu kadar bütün organlarla kıbleye
yönelmenin dinî bakımdan uygun görüldüğünü beyan etmek içindir. (O halde ona
verdiği emana zarar vererek Allah'a ihanet etmeyin!); Buradaki nehiy, aynı
zamanda Nebi s.a.v.'in de verdiği eman için geçerlidir. Cümlenin gelişi buna
delalet ettiği için hazfedilmiştir. Namaz kılmayanların öldürüleceği görüşünü
benimseyen kimseler, bu hadisin manasını esas almışlardır. Bu konu, yeri
gelince ele alınacaktır.
Bu hadiste kıbleye değer verilmiştir. Namazdan sonra kıbleye
yönelmenin zikredilmesi, onun önemine işaret etmek içindir. Yoksa kıble,
namazın şartlarından biri olduğu için zaten namazın bir parçasıdır.
Bu hadis, İnsanların dışa yansıyan davranışlarına göre
anlaşılacağını gösterir, Bu yüzden kim dinî sembollere riayet ederse, aksine
bir davranış sergilemediği sürece Müslümanlar gibi muamele görür.
حدثنا
نعيم قال:
حدثنا ابن
المبارك، عن
حميد الطويل،
عن أنس بن
مالك قال:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم: (أمرت أن
أقاتل الناس،
حتى يقولوا لا
إله إلا الله،
فإذا قالوها،
وصلوا
صلاتنا،
واستقبلوا
قبلتنا، وذبحوا
ذبيحتنا، فقد
حرمت علينا
دماؤهم وأموالهم،
إلا بحقها،
وحسابهم على
الله).
[-392-] Enes ibn Malik'ten Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle
buyurduğu nakledilmiştir: "İnsanlarla lâ ilahe İllallah deyinceye kadar
savaşmam emredildi. Eğer bunu söyler, bizim gibi namazı kılar, kıblemize yönelir
ve bizim gibi hayvan boğazlarlarsa, dinin ön gördüğü durumlar dışında, onların
kanlarını akıtmamız ve mallarına el koymamız haram kılındı. Onları hesaba
çekmek ise, Allah'a aittir."
AÇIKLAMA: (La ilahe illallah deyinceye
kadar); Bu hadiste Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kelime-i tevhidin
ikinci kısmı olan nübüvveti zikretmeyip sadece tevhîd ilkesi ile yetinmiştir.
Ancak burada, o da kasdedilmiştir. Şöyle ki; biri 'el-Hamd'ı okudum dediği
zaman, Fatiha suresinin tamamını okuduğunu kast eder. Bir yoruma göre de,
hadisin bu kısmı tevhidi inkar edenler hakkında varid olmuştur. İnkarcı biri,
tevhidi kabul ederse, ehl-i kitabın muvahhidleri gibi olur. Yani, Nebi
s.a.v.'in getirdiği diğer esaslara iman etmesi gerekir. Bundan dolayı yukarıda
sayılan ameller tevhide atfedilmiştir. Allah Resulü tevhitten hemen sonra bizim
gibi namazı kılar buyurmuştur. Dinin ön gördüğü namaz, peygamberliği kabul
etmeyi de gerektirir.
Nebi s.a.v.'in yukarıda sayılan amellerle yetinmesinin hikmeti
şuna dayanmaktadır: Ehl-i kitaptan tevhidi kabul edenler, her ne kadar namaz
kılıp, kıbleye yönelip hayvan boğazlasalar da, bizim gibi namaz kılmazlar,
bizim kıblemize yönelmezler. Bazıları Allah'tan başkası için kurban keser.
Bazıları da, kestiğimizi yemez. Bundan dolayı bir başka rivayette Allah Resulü
"Bizim boğazladığımızı yiyen" şeklinde buyurmuştur. İlk dönemlerde
dinin alanına giren diğer konuların aksine, insanların namaz ve yeme konusunda
nasıl bir yaşantı sürdüklerini anlamak kolaydı. Ondan dolayı bu hususlar esas
alınmıştır.
قال
ابن مريم:
أخبرنا يحيى:
حدثنا حميد:
حدثنا أنس، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم.
وقال
علي بن عبد
الله: حدثنا
خالد بن
الحارث قال:
حدثنا حميد
قال: سأل
ميمون بن
سيباه أنس بن مالك
قال: يا أبا
حمزة، ما يحرم
دم العبد
وماله؟ فقال:
من شهد أن لا
إله إلا الله،
واستقبل
قبلتنا، وصلى
صلاتنا، وأكل
ذبيحتنا، فهو
المسلم، له ما
للمسلم،
وعليه ما على
المسلم.
[-393-] Humeyd'den şöyle nakledilmiştir: Meymûn İbn Siyah, Enes İbn
Mâlik'e 'Ey Ebu Hamza! Hangi şey, insanın canını ve malını dokunulmaz kılar?'
diye sordu. O da şöyle cevap verdi: "Kim Allah'tan başka ilâh olmadığına
şehâdet eder, kıblemize yönelir, bizim gibi namaz kılar ve bizim gibi hayvan
boğazlarsa, o Müslümandır. Müslümanların kazandığı hakları elde eder ve onlarla
aynı sorumlulukları paylaşır."