SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’S SALAT

<< 247 >>

باب: الصلاة في السطوح والمنبر والخشب.

18. Terasta, Minberde Ve Tahta Üstünde Namaz Kılmak

 

-قال أبو عبد الله: ولم ير الحسن بأسا أن يصلي على الجمد والقناطر، وإن جرىتحتها بول، أو فوقها، أو أمامها، إذا كان بينهما سترة. وصلى أبو هريرة على سقف المسجد بصلاة الإمام. وصلى ابن عمر على الثلج.

Ebu Abdullah (İmam Buhârî) şöyle demiştir: Hasan-ı Basrî buz ve köprü üstünde namaz kılmada bir sakınca görmezdi. Ancak köprünün altında, üstünde veya önünde sidik varsa, onunla arasında bir sütre bulunması şartını arardı. Ebu Hureyre mescidin damında imama uyup namaz kılmıştır. Abdullah İbn Ömer kar üstünde namaz kılmıştır.

 

حدثنا علي بنعبد الله قال: حدثنا سفيان قال: حدثنا أبوحازم قال: سألوا سهل بن سعد:

 من أي شيء المنبر؟ فقال: ما بقي بالناس أعلم مني، هو من أثل الغابة، عمله فلان مولى فلانة، لرسول الله صلى الله عليه وسلم، وقام عليه رسول الله صلى الله عليه وسلم حين عمل ووضع، فاستقبل القبلة، كبر وقام الناس خلفه، فقرأ وركع وركع الناس خلفه، ثم رفع رأسه ثم رجع القهقرى، فسجد على الأرض، ثم عاد إلى المنبر، ثم ركع ثم رفع رأسه، ثم رجع القهقرى حتى سجد بالأرض، فهذا شأنه.

 

[-377-] Ebu Hâzim'den şöyle nakledilmiştir: "Sehl b. Sa'd'a Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in minberinin neden yapıldığı soruldu. O da şöyle cevap verdi: İnsanlar arasında bunu benden iyi bilen biri kalmadı. Söz konusu minber, ormandan getirilen bir ağaçtan yapıldı. Onu Falanca kadının filanca kölesi Allah Resulü için yaptı. Yapılıp yerine konduktan sonra Rasûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun üstüne çıkıp kıbleye yöneldi ve tekbir getirip namaza başladı, insanlar da onun arkasında namaza durdu. (Fatiha ve zammı sureden oluşan) Kur'ân'ı okuduktan sonra rüku'a gitti. Peşi sıra cemaat da rüku'a eğildi. Sonra başını kaldırdı. Yönünü kıbleden çevirmeden minberden indi ve yere secde etti. Sonra tekrar minbere çıktı. Rüku'a eğilip kalktı. Yine yönünü kıbleden çevirmeden indi ve yere secde etti." (Sehl) İşte minberin hikayesi böyle (dedi).

 

قال أبو عبد الله: قال علي بن عبد الله: سألني أحمد بن حنبل رحمه الله عن هذا الحديث قال: فإنما أردت، أن النبي صلى الله عليه وسلم كان أعلى من الناس، فلا بأس أن يكون الإمام أعلى من الناس بهذا الحديث. قال: فقلت: إن سفيان بن عيينة، كان يسأل عن هذا كثيرا، فلم تسمعه منه؟ قال: لا.

 

Ebu Abdullah (İmam Buhârî) şöyle dedi: Ali İbn Abdullah'dan şöyle dediği nakledildi: Ahmed b. Hanbel bana bu hadisi sordu. Ben de, Nebi s.a.v.in namaz kıldırırken insanlardan yukarıda olduğunu, bü hadise göre imamın cemaatin bulunduğu yerden yüksek bir yerde bulunmasında bir sakınca olmadığını, Süfyan İbn Uyeyne'ye sıkça bu konunun sorulduğunu söyledim ve ona 'Bu husus hakkında ondan bir şey duymadın mı? diye sordum. O da 'hayır' cevabını verdi.

 

Tekrar: 448, 917, 2094, 2569.

 

 

AÇIKLAMA:     (Terasta, Minberde ve Tahta Üstünde Namaz Kılmak); İmam Buhârî bu başlıkla, adı geçen yerlerde namaz kılmanın caiz olduğuna işaret etmektedir. Buz üstünde namaz kılmak, konu başlığı altında zikredilen ve İbn Ömer'in kar üsünde namaz kıldığını gösteren rivayetle konu bakımından uyum içindedir. Bu başlık altında yukarıdaki hadise yer verilmesi, minberde namaz kılmanın caiz olduğunu göstermek içindir. Bu hadise göre imamın ve imama uyanların, yukarıda veya aşağıda olmaları gibi, farklı mekanlarda bulunmaları caizdir. İbn Dakiki'l-'İyd'in bu konuda bir araştırması vardır. Oşöyle der: "Namaz kılmayı öğretme kastı olmadan imamın yüksekte namaz kılmasının caiz olduğunu söyle­yenler hata etmişlerdir. Çünkü bu hadisin lafzı, buna delâlet etmez."

Bu hadise göre tahta üzerinde namaz kılmak caizdir.

 

 

حدثنا محممد بن عبد الرحيم قال: حدثنا يزيد بن هارون قال: أخبرنا حميد الطويل، عن أنس بن مالك:

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم سقط عن فرسه، فجحشت ساقه، أو كتفه، وآلى من نسائه شهرا، فجلس في مشربة له، درجتها من جذوع، فأتاه أصحابه يعودونه، فصلى بهم جالسا وهو قيام، فلما سلم قال:(إنما جعل الإمام ليؤتم به، فإذا كبر فكبروا، وإذا ركع فاركعوا، وإذا سجد فاسجدوا، وإن صلى قائما فصلوا قياما). ونزل لتسع وعشرين، فقالوا: يا رسول الله، إنك آليت شهرا؟ فقال: (إن الشهر تسع وعشرون).

 

[-378-] Enes bin Malik'ten şöyle nakledilmiştir: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) attan düştü. Bacağı veya omuzu yaralandı. Bir ay boyunca hanımlarına ila yaptı. Dallardan yapılmış basamakları olan yüksekçe bir yerde İkamet etti. Ashabı onu ziyarete geldiğinde kendisi oturduğu halde ayaktaki ashabına namaz kıldırırdi. Birgün selam verdikten sonra şöyle dedi: İmam uyulmak için vardır. O tekbir getirdiği zaman siz de tekbir getirin, o rükûa eğilince siz de eğilin, o secde edince siz de edin, o ayakta namaz kılınca siz de ayak­ta namaz kılın!

 

Allah Resulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem. yirmidokuzuncu gün yerinden indi. Ashabı Ey Allah'ın elçisi siz bir ay boyunca hanımlarınıza yaklaşmamak üzere ila yapmıştınız' dediler. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): 'Ay, yirmi dokuz çeker' buyurdu.

 

Tekrar: 689, 732, 805, 1114, 1911, 2469, 5201, 5289, 6684.

 

 

AÇIKLAMA:     Buradaki îlâdan maksat, fakihlerin terminolojisindeki değildir, ilâ burada, Nebi s.a.v.'İn bir ay boyunca hanımlarının yanına gitmemeye yemin etmesini İfade eder.

 

(yüksekçe bir yerde) Bu yerin belirtilmesinde ki gaye, Allah Resûlü'nün burada namaz kılmasıdır. Bu yer, ahşaptan yapılmıştı. Bu yorum İbn Battâl'a aittir. Ancak, basamaklarının ahşaptan olması tamamının da ahşaptan yapıldığı anlamına gelmeyeceği belirtilerek ona itiraz edilmiştir. Bu lafızla, terasta namaz kılmanın caiz olduğunu ifade etmek de kasdedilmiş olabi­lir. Nitekim burası bir damdan ibaretti. Hadisten çıkan diğer sonuçlara ise, in­şallah "İmamet Bölümü"nde yer vereceğiz.

 

باب: إذا أصاب ثوب المصلي امرأته إذا سجد.

19. Namaz Kılanın Secde Ederken Elbisesinin Bir Ucunun Hanımına Değmesi

 

حدثنا مسدد، عن خالد قال: حدثنا سليمان الشيباني، عن عبد الله بن شداد، عن ميمونة قالت:

 كان رسول الله صلى الله عليه وسلم يصلي وأنا حذاءه، وأنا حائض، وربما أصابني ثوبه إذا سجد. قالت: وكان يصلي على الخمرة.

 

[-379-] Meymûne validemizden şöyle nakledilmiştir: "Ben hayizlı ve yanı başında dururken Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaz kılardı. Secdeye vardığı zaman, elbisesi bana değerdi. O, hurma yapraklarından yapılmış küçük bir seccadede namaz kılardı."

 

 

AÇIKLAMA:     (Namaz Kılanın Secde Ederken Elbisesinin Bir Ucunun Hayızlı Hanımına Değmesi); Bu durumda, kişinin namazı bozulur mu bozulmaz mı? Bu hadise göre böyle bir namaz sahihtir. Temizlik/taharet bölümünde bu hadisin yorumu geçti. İmam Buhârî, orada bu hadisi Hayızlı kadının bizzat kendisinin temiz oldu­ğuna delil olarak getirmişti. Burada ise, temiz olanın vücudu ve elbiselerinin namaz kılan kimseye değmesinin namazı bozmayacağına delil gösterdi. Kadının elbisesine hükmü necasetten bir parça bulaşsa bile, hüküm yine de aynıdır. Fakat bu hadiste, aynî necasetin ibadetlere zarar vereceğine işaret vardır. Yine bu hadisten çıkan sonuca göre, namaz kılanın yanı başında bir kadının bulunması da namazı bozmaz.

 

 

SONRAKİ