SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L ĞUSL

<< 191 >>

باب: إذا جامع ثم عاد، ومن دار على نسائه في غسل واحد.

12. Hanımıyla Cima’dan Sonra Tekrar Onunla Birlikte Olan Kimse ile Tüm Eşleriyle Beraber Olduktan Sonra Bir Tek Gusül İle Yetinen Kimselerin Durumu

 

حدثنا محمد بن بشار قال: حدثنا ابن أبي عدي، ويحيى بن سعيد، عن شعبة، عن إبراهيم بن محمد بن المنتشر، عن أبيه قال: ذكرت لعائشة فقالت: يرحم الله أبا عبد الرحمن، كنت أطيب رسول الله صلى الله عليه وسلم، فيطوف على نسائه، ثم يصبح محرما ينضخ

 

[-267-] İbrahim İbn Muhammed İbn Münteşir babasının şöyle dediğini nakletmiştir: "Ben bu konuyu Hz. Aişe'ye sordum. Bana şöyle cevap verdi:  Allah Abdurrahman'ın babasına merhametîyle muamele etsin! Halbuki ben Neni (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e koku sürerdim. Sonra o, diğer hanımlarını dolaşırdı.

 

Sabah olunca kendisinden güzel koku yayıldığı halde ihrama girerdi.

 

Tekrar: 270.

 

 

AÇIKLAMA:     (Hanımıyla Cinsel İlişkide Bulunduktan Sonra Tekrar Onunla Birlikte Olan) Buhârî bu ifade ile bir defa birlikte olduktan sonra tekrar eşiyle beraber olmak isteyen kişinin hükmünü kasdetmiştir. Onun bu ifadesi, sarahaten cima ve bu anlama gelen başka lafızları kullanmasından daha kapsamlıdır.

 

İlim adamları iki birleşme arasında yeniden gusül almanın farz olmadığı hu­susunda görüş birliği içindedirler. Ancak, Ebu Dâvûd ve Nesâî'nin Ebu Râfi'den naklettikleri şu hadis bunun müstehap olduğunu gösterir: "Hz. Peygamber bir gün hanımlarını dolaştı. Kimin yanına gittiyse onun ya­nında gusül abdesti aldı. Kendisine 'Hepsi için bir tek gusül abdesti alsaydın ya!' dedim. Ancak Hz. Peygamber Bu daha temiz, daha güzel ve daha pak' buyurdu.

 

İki birleşme arasında abdestin gerekli olup olmadığı hususunda alimler farklı görüşler İleri sürmüşlerdir. Ebu Yusuf, bunun müstehap olmadığını söylemiştir. Ancak cumhura göre müstehaptır. Malikilerden İbnu Habîb ile Zahiriler bunun farz olduğu görüşündedir. Ebu Saîd'den nakledilen şu hadisi, görüşlerine delil olarak getirmişlerdir: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: Sizden biri hanımıyla bir­likte olur, sonra tekrar birlikte olmak isterse ikisi arasında bir abdest alsın." Bu hadisi İmam Müslim eserinde kaydetmektedir. İbn Huzeyme ise, İbn Uyeyne rivayetinde olduğu gibi yukarıda bahsi geçen Ebu Saîd hadisinin Asım ve Şu'be kanalıyla naklindeki "Bu, tekrar birlikte olmayı daha aktif hale getirir" ilavesine dayanarak, hadiste geçen emrin, farz değil de mendub olduğu sonu­cuna ulaşmıştır. Bu da göstermektedir ki, hadisteki emir, mendubiyet veya irşad içindir. Ayrıca İmam Buhârî'nin Hz. Âişe'den naklettiği şu hadis de, bahsi geçen emrin farza delalet etmediğini gösterir: "Hz. Peygamber cima eder, sonra abdest almadan tekrar cima ederdi"

 

(Ben bu konuyu Hz, Âişe'ye sordum.) İfadesinde geçen bu konudan mak­sat, bu bâbdan sonra zikredilecek olan İbn Ömer'in görüşüdür. Nitekim o şöyle demiştir: "Benden güzel kokular gelirken ihrama girmekten hoşlanmıyorum." İmam Müslim, Muhammed b. Münteşir'den naklettiği şu rivayet ile onun bu sözüne açıklık getirmiştir: "Abdullah b. Ömer'e koku sürünüp sonra ihrama giren kimsenin durumunu sordum." Daha sonra hadisin devamına yer verip sonunda şu ilaveyi zikretmiştir: "İbn Ömer dedi ki; katranla bezenmeyi böyle yapmaya yeğlerim.

 

(Abdurrahman'ın babası) ifadesi İbn Ömer'i gösterir. Hz. Âİşe'nin merhamet istemesi, onun söylediği sözde yanıldığını hissettirmek içindir. Zira İbn Ömer, Hz. Peygamberin böyle yaptığını bilseydi asla bu şekilde konuşmazdı.

 

(Hanımlarını dolaşırdı) Bu ifade cimadan kinayedir. Böylece hadisin bâb başlığıyla olan ilişkisi anlaşılır.

 

(yayıldığı) ifadesi hakkında el-Asmaî şöyle demiştir: "Anlam bakımından noktalı ve noktasız kelimesi arasında bir fark yoktur. An­cak mana bakımında daha güçlüdür."

 

 

SONRAKİ