باب
الوضوء قبل
الغسل.
1. Gusülden Önce Abdest Almak
حدثنا
عبد الله بن
يوسف قال:
أخبرنا مالك،
عن هشام، عن
أبيه، عن
عائشة زوج
النبي صلى
الله عليه
وسلم:
أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم: كان إذا اغتسل
من الجنابة،
بدأ فغسل
يديه، ثم
يتوضأ كما
يتوضأ
للصلاة، ثم
يدخل أصابعه
في الماء، فيخلل
بها أصول
شعره، ثم يصب
على رأسه ثلاث
غرف بيديه، ثم
يفيض الماء
على جلده كله.
[-248-] Rasulullah (s.a.v.)'in eşi Hz. Âişe r.anha'dan şöyle
nakledilmiştir: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cünüplükten dolayı
gusül abdesti aldığı zaman önce ellerini yıkardı. Sonra namaz için abdest alır
gibi, abdest alırdı. Sonra parmaklarını suya batırıp, onlarla saç diplerine
suyun gitmesini sağlardı. Daha sonra başına üç avuç su dökerdi. En sonunda ise,
bütün bedenine su tutardı.
Tekrar: 262, 272.
AÇIKLAMA: (Gusül’den Önce
Abdest Almak) ifadesiyle İmam Buhari, gusülden önce abdest almanın müstehab
olduğunu ifade etmiştir. İmam Şafii ei-Ümm'de şöyle demiştir: "Allah Teâlâ
gusül abdestini tek başına farz kılmıştır. Bu konuda, gusle başlamadan önce
yapılması gereken herhangi bir şeyden bahsetmemiştir. O halde, bir kimse bütün
bedenini yıkamak suretiyle gusül abdesti alırsa, bu yeterlidir. Guslün nasıl
alınacağı konusunda, Hz. Âişe'nin anlattıkları tercih edilir.
Gusül abdesti aldığı zaman ifadesi, gusül abdesti almaya
başladığı zaman anlamına gelir. Hadiste geçen (cenabetten dolayı)
ifadesindeki, harf-i cerri ise,
yıkanmanın sebebini anlatır.
Önce ellerini yıkardı. Gusül abdestine başlamadan önce ellerin
yıkanması birkaç nedenden dolayı olabilir: Belki ele bulaşan ve pis kabul
edilen şeyleri temizlemek gayesiyle yıkanmış olabilir. Ya da uykudan uyanınca,
tabii olarak ellerin yıkanması gerektiğinden dolayı yıkamıştır. Bu durumda gusülden
önce abdestin olmadığı görüşü ağırlık kazanmaktadır. Ayrıca gusülden önce
abdest almanın başlı başına müstakil bir sünnet olma ihtimali vardır. Buna göre
gusül abdesti alınca, abdestten sonra bedenin tamamının yıkanması gerekir.
Ancak abdest alırken yıkanan organların, gusül sırasında tekrar yıkanmama
ihtimali de söz konusudur. Buna göre yıkanan ilk organla birlikte cünüplükten
temizlenmek için alınan gusül abdestine niyet etmek gerekir. Abdest
organlarının ilk önce yıkanması, onlara verilen Önemden kaynaklanmaktadır.
Ayrıca küçük ve büyük tahareti birlikte gerçekleştirme amacı da söz konusudur.
Nitekim Şafiiler'den el-Muhtasar adlı eserin şârihi Dâvudî bu görüştedir. O bu
konuda şunları söylemiştir: "Gusleden ilk önce sırasına göre, abdest
organlarını yıkar. Ancak bunu yaparken, cünüplükten temizlenmek İçin alınan
gusül abdestine niyet eder."
İbn Battal ise, gusül abdesti alan birinin ayrıca abdest alması
gerekmediği konusunda İcma olduğunu nakletmiştir. Ancak bu kabul görmemiştir.
Çünkü aralarında Ebu Sevr, Davud ve daha başkalarının da bulunduğu bir grup
âlime göre gusül abdesti, hadesten kurtulmak için alınan abdest yerine geçmez.
Onlar’ı Yani suya batırdığı parmaklarıyla. Saç diplerini
hilallerdi. Hz. Peygamber gusül abdesti alırken parmaklarıyla başının sağ
tarafını ovar ve saç diplerine ininceye kadar buna devam ederdi. Daha sonra
aynı şekilde başının sol tarafını parmaklarıyla ovardı.
Kadı İyâz şöyle demiştir: "Hz. Peygamber'in bu uygulamasına
dayanarak, bazıları gusül abdesti alırken vücuttaki diğer kılların da diplerine
su gitsin diye ovulması gerekir kanaatindedir."
Parmaklarla saçı ovma suyun, bütün saçları ıslatmasını ve deriye
ulaşmasını sağlar. Suyun başın derisine kadar ulaşmasının ovmakla sağlanması,
saçların tamamının ıslanmasına ve derinin yavaş yavaş suya alışmasına vesile
olur. Böylece birden su dökünce, meydana gelecek yanma ve üşümelerin önüne
geçilmiş olur. Suyun, saç diplerine ulaşmasına mani olacak şekilde keçeleşmiş
saçlar hariç, âlimlerin ittifakıyla hilalleme/parmaklarla saçı ovma farz
değildir.
(Üç avuç) Hadiste geçen kelimesinin çoğuludur. Bu ifadeden,
gusül abdesti alırken, yapılması gereken fiilleri, üç defa yapmanın müstehap
olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Nevevî şöyle der: "Bu konuda, Mâverdî hariç diğer
âlimler arasında görüş ayrılığı yoktur. Zira sadece Mâverdî, gusülde organları
birkaç kez yıkamanın müstehap olmadığı kanaatindedir."
Sonra suyu bütün vücuduna dökerdi Gusül abdesti alırken vücudun
ovulmasını şart görmeyenler hadisin bu kısmını delil olarak kullanmışlardır. Nitekim
bu durum gayet açıktır.
Kadı İyâd, gusülden önce alınan abdest, yıkanması gereken
azaların birden fazla yıkanmasının gerekliliğiyle ilgili olarak her hangi bir
rivayetin olmadığını söylemiştir. Halbuki bu konuda, Nesâi ve Beyhakî'nin Ebu
Seleme kanalıyla Hz. Âişe'den naklettikleri ve sahih bir senetle bize ulaşan
bir hadis vardır. Hz. Âişe Peygamber Efendimiz'in nasıl gusül abdesti aldığını
tarif ederken şöyle demiştir: Sonra üç defa ağzını çalkaladı, yine üç defa
burnuna su verdi, yüzünü ve ellerini de üç kez yıkadı. Daha sonra başından
aşağı üç kere su döktü."
{Bütün bedenine) İfadedeki (45) lafzı ile yapılan pekiştirme Hz.
Peygamber'in hadiste geçen hususları yaptıktan sonra bütün bedenini yıkadığını
gösterir. Bu da, yukarıda ilk ihtimal olarak belirttiğimiz, gusül abdes-tinden
önce abdest almanın başlı başına bir sünnet olduğu görüşünü destekler. Buna
göre, gusül abdesti alan, eğer abdesti yok ise abdeste niyet eder. Yoksa
alacağı abdest, guslün bir sünneti olur. Bu hadis, gusül abdesti alırken
vücudun geri kalan kısmını yıkamadan önce tam olarak abdest almanın müstehap
olduğu görüşüne delil kabul edilmiştir. Buna göre ayakların yıkanması, guslün
sonuna bırakılmaz. Bu husus, hadisin namaz için abdest alır gibi kısmında gayet
açık olarak görülmektedir.